Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fatımatüzzehra, kerimesi, peygamberimizin, sevgili

Peygamberimizin En Sevgili Kerimesi: Fatıma-Tüz-Zehra

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peygamberimizin En Sevgili Kerimesi: Fatıma-Tüz-Zehra



Hazret-i Fâtıma, hicretten onüç sene önce, Mekke'de doğmuştu Küçük yaşına rağmen, Peygamber efendimize yardım ediyor ve Kureyş kâfirlerinin işkencelerine karşı geliyordu

Abdullah ibni Mesûd der ki:
“Resulullah efendimizin Kureyşe bedduâ ettiğini asla işitmedim Yalnız birgün, Kâbe-i şerif yanında namaz kılıyordu Ebu Cehil, kendi adamlarıyla bir yerde oturuyorlardı O sırada bir kimse gelip, ölmüş bir deve işkembesini oraya bıraktı Ebu Cehil dedi ki:
- Bu kan ile bulaşmış işkembeyi, kim götürüp, Muhammed secdeye inince, arkasına koyar?

Fâtıma'ya haber verdi
Onların içinde en ziyade bedbaht Ukbe bin Ebî Muayt, bu çirkin işe girişip, onu, Peygamberimiz secdede iken üstüne koydu Resulullah efendimiz secdeden kalkmadı O bedbahtlar gülüştüler O kadar ki, gülmekten birbirlerinin üzerine düştüler

İbni Mesûd anlatmasına şöyle devam etti:
“Ben uzaktan bakardım Müşriklerin korkusundan yanına varamadım Nihayet bir kimse, Hazret-i Fâtıma'ya haber verdi Hazret-i Fâtıma gelip, Resûl-i ekremin üzerinden onu kaldırdı Bunları yapanlara ağır sözler söyledi, bedduâda bulundu Hazret-i Fâtıma bu sıralarda küçük bir kız idi

Müşriklerin hiçbiri Hazret-i Fâtıma'ya cevap vermedi Peygamberimiz, namazdan kalkınca, bunların isimlerini sayarak üç kere buyurdu ki:
- Ya Rabbi! Kureyşten şu topluluğu sana havale ediyorum

İbni Mesûd der ki: “Allah hakkı için, onları Bedir günü gördüm Hepsini katledip, ayaklarından sürüyerek, Bedir kuyusuna bıraktılar Ümeyye ve Amr'ı ise parça parça ettiler Ammar ve Velid'i çok fecî şekilde öldürüp, cehenneme gönderdiler

Resulullah efendimiz, Medine-i münevvereye, Allahü teâlânın emriyle hicret ettikten sonra, hanımı Sevde, kızları Ümm-i Gülsüm ve Hazret-i Fâtıma'yı getirmeleri için, Ebu Râfiî ile Zeyd bin Hârise'yi Mekke'ye gönderdi Onlara 500 dirhem gümüş ile iki deve verdi

Emrine bağlıdır
Zeyd ile Ebu Râfiî Mekke'ye gittiler Resulullahın kızları Ümm-i Gülsüm, Hazret-i Fâtıma, Sevde, Zeyd'in zevcesi Ümm-i Eymen'i ve oğlu Üsâme'yi alıp, beraber Medine'ye geldiler

Hazret-i Fâtıma küçük yaşta iken, annesi Hadice-tül Kübra vefat ettiği için, Resulullah efendimiz onu, bülûğ yaşına kadar, yanından ayırmadı Onu en iyi şekilde yetiştirip, terbiye etti

Birgün Hazret-i Fâtıma, bir hizmet için, Resul-i ekremin huzuruna girmişti Resulullahın mübarek nazarları kerimelerine ilişti Evlenme çağına eriştiğini müşahede ettiler

Ümm-i Seleme ve Selman'dan rivayet olunmuştur ki; Hazret-i Fâtıma bülûğ çağına erdikte, Kureyşten çok kimseler istedi Resul aleyhisselam, kimsenin sözüne iltifat etmeyip, buyurdu ki:
- Onun işi, Hak teâlânın emrine bağlıdır

Birgün Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer ve Sâd bin Muâz, mescidde oturup; “Hazret-i Fâtıma'yı, Hazret-i Ali'den gayri herkes istedi Kimseye iltifat olunmadı” diye konuştular Hazret-i Sıddık dedi ki:
- Zannederim ki, Ali'ye nasip olur Gelin, ziyaretine gidelim ve bu meseleyi açalım Eğer fakirliği ileri sürerse, yardımda bulunalım
Sâd bin Muâz da dedi ki:
- Ya Eba Bekir! Sen, hep hayır yaparsın Kalk, biz de sana arkadaş olalım

Beni memnun ettiniz
Üçü birden mescidden çıkıp, Hazret-i Ali'nin evine gittiler Hazret-i Ali, onları görünce, karşılayıp hâl ve hatırlarını sordu Hazret-i Ebu Bekir şöyle sordu:
- Ya Ali! Her hayırlı işte sen öndersin ve Resul-i ekrem katında hiç kimseye nasip olmamış bir mertebedesin Fâtıma'yı herkes talep etti Hiç kimseye iltifat olunmadı Sana nasip olacağını zannediyoruz Niçin teşebbüs etmezsin?

Hazret-i Ali bunu işitince, mübarek gözleri yaşla doldu ve dedi ki:
- Ya Eba Bekir! Beni ziyadesiyle memnun ettiniz Ona, benden daha fazla rağbet eden yoktur Lâkin elimin darlığı buna mânidir

Hazret-i Ebu Bekir, bunun üzerine şöyle cevap verdi:
- Böyle söyleme! Allahü teâlâ ve Resulünün yanında, dünya birşey değildir Buna fakirlik mâni olamaz Var, Fâtıma'yı iste!

Hazret-i Ali buyuruyor ki:
“Resulullahın huzuruna utanarak ve sıkılarak girdim Resulullahın bütün heybet ve vakârı üzerinde idi Huzurunda oturdum ve konuşmaya kâdir olamadım Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- Niçin geldin, bir ihtiyacın mı var?

Sustum Resulullah efendimiz:
- Herhâlde Fâtıma'yı istemeye geldin” buyurunca; "Evet" diyebildim

Peygamber efendimiz, Hazret-i Fâtıma'ya, Hazret-i Ali'nin kendisini istediğini duyurdu O da sustu Peygamber efendimiz buyurdular ki:
- Fâtıma'ya mehr olarak verecek neyin var?
- Ya Resulallah! Benim hâlimi sizden iyi kimse bilmez Bir kılıcım, bir de devem vardır Başka bir şeyim yoktur

Mihr olarak kâfidir
Resulullah efendimiz tekrar buyurdular ki:
- Kılıcın gazaya lazımdır Deven bineğindir Sana verdiğim Hutamî zırhlı gömleğin nerededir, ne oldu?
- Yanımdadır
- Onu sat ve parasını bana getir! Mihr olarak o kâfidir

Bunun üzerine Hazret-i Ali, zırhını satması için birine verdi Verdiği kimse, pazarda satarken, Hazret-i Osman efendimiz zırhı tanıyarak 400 dirheme satın aldı Yanına da 400 dirhem daha koyarak:
- Bu zırh sizden başkasına lâyık değil” diyerek Hazret-i Ali'ye geri gönderdi Hazret-i Ali, bu para ile düğün hazırlıklarına başladı

Peygamber efendimiz, sevgili kızı Hazret-i Fâtıma'nın düğün vakti yaklaştığında, "Eğer annesi hayatta olsaydı, şimdi onun çeyizini hazırlardı" diye düşündü Bu düşüncede iken, Cebrail aleyhisselam gelip dedi ki:
- Ya Resulallah! Hak teâlâ sana selam ediyor "Hiç merak etmesin Kızı Fâtıma'nın bütün ihtiyaçlarını, çeyizini ben temin edeceğim" buyurdu

Hak teâlânın emri nasıldır?
Peygamber efendimiz, bu sözleri duyunca, şükür secdesi yaptı Daha sonra Cebrail aleyhisselam, elinde, üzeri bir bohça ile örtülü altın bir tepsi ve yanında bin melekle geldi Mikail, İsrafil ve Azrail aleyhimüsselam da aynı şekilde gelmişlerdi Bunların ellerinde de birer altın tepsi vardı

Peygamber efendimiz, bunları görünce sordu:
- Ey kardeşim Cebrail! Hak teâlânın emri nasıldır? Bu altın tepsiler de nedir?
Cebrail aleyhisselam şöyle cevap verdi:
- Ey Allahın Resulü! Allahü teâlâ sana selam ediyor "Habibimin kızı Fâtıma'yı, Ali'ye ben verdim Arş-ı a'zamda nikâh ettim Habibim de eshab-ı arasında nikâh etsin! Tepsilerin birinde, cennet elbiseleri vardır Onu Fâtıma'ya giydirsin Diğer tepsilerde cennet yemekleri vardır Onlar ile de eshabına ziyafet versin!" buyurdu

Resul-i ekrem efendimiz, bu müjdeyi işitince, yine şükür secdesi yaptı Sonra, dörtyüz dirhem mehr ile nikâh yapılacaktı Haberciler Hazret-i Fâtıma'ya müjdeyi götürdüler Fakat O, razı olmadı

Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam gelip dedi ki:
- Ya Resulallah! Allahü teâlâ, "Fatıma dörtyüz dinara razı olmuyorsa, dörtbin dinar olsun! buyurdu

Hazret-i Fâtıma'ya bunu haber verdiler O yine razı olmadı

Şefaat etmek istiyorum
Peygamber efendimiz, kızının esas maksadının ne olduğunu öğrenmek için, yanına gitti Esas maksadının ne olduğunu sordu Hazret-i Fâtıma dedi ki:
- Babacığım, ben dünyalık bir şey istemiyorum Benim maksadım dünya değildir Benim isteklerim ahiret ile ilgilidir Sen ahirette, ümmetinden günahkârlara şefaat edeceksin Ben de ümmetinden günahkâr kadınlara şefaat etmek istiyorum Muradım budur Bu isteğim kabul edilirse, razı olurum

Peygamber efendimiz, bu isteğini Cebrail aleyhisselama bildirdi Cebrail aleyhisselam, Hazret-i Fâtıma'nın arzusunun kabul edildiğini, ahirette, ayrıca onun da şefaat edeceğini bildirdi

Peygamber efendimiz, gelip bu haberi sevgili kızına bildirdi Hazret-i Fâtıma dedi ki:
- Babacığım, senin şefaat edeceğine dair Kur'an-ı kerimde ayetler vardır Benim şefaat edeceğime dair delil nedir?

Peygamber efendimiz, durumu Cebrail aleyhisselama tekrar bildirdi Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam beyaz bir ipek getirdi Bunun üzerinde şöyle yazıyordu:
(Kıyamet günü mümin kadınlara, Fâtıma kulumu şefaatçi tayin ettim Bu hüccet elinde bâkî kalsın)

Hazret-i Fâtıma'nın şefaatine izin verildikten sonra, Peygamberimiz Hazret-i Bilâl'e hitap edip, muhacirin ve ensarı toplamasını emretti Cümlesi mescid-i şerifte toplandılar Peygamberimiz minbere çıktı Hamd ve sena eyledikten sonra, muhacirin ve ensara hitaben buyurdu ki:
- Ey müslümanlar, biliniz ki, kardeşim Cebrâil gelip, Hak teâlânın, melekleri toplayıp, “Fâtıma binti Muhammed'i, kulum Ali bin Ebî Talib'e verdim ve akit ettim” buyurduğunu haber verdi Bana da emretmiş ki, eshabım arasında bu akdi tecdid edip, şahitler huzurunda akd-i nikâh edeyim

Ben de râzı oldum
Sonra Hazret-i Ali'ye dönüp buyurdu ki:
- Ya Ali! Kalk, nikâh hutbeni yerine getir!

Hazret-i Ali kalkıp, Peygamber efendimizin önüne geldi Hak teâlâya hamd ve sena eyledi Habib-i Rabbil âlemine salevat getirdi Sonra Habibullaha işaretle dedi ki:
- Resulullah efendimiz, kızı Fâtıma'yı bana tezvic etti Ben de buna razı oldum Sizler de bu nikâha şahit olun

Eshab-ı kiram buyurdular ki:
- Ya Resulallah! Bu şekilde tezvic buyurduğunuza biz şahit olalım mı?
Peygamberimiz buyurdu ki:
- Evet şahit olun

Etraftan, “Allahü teâlâ mübarek etsin” dediler Sonra Resulullah odasına geldi Hazret-i Ebu Bekir'e biraz para verip, çeyiz için bir şeyler almak için gönderdi Selman ile Bilal'i de çağırıp buyurdu ki:
- Taşınacak şey olursa siz taşıyın

Hazret-i Ebu Bekir buyurur ki:
“Dışarı çıktım Parayı saydım Üçyüzaltmış dirhem geldi Hazret-i Fâtıma'nın çeyizini o para ile gördüm İçi yün dolu bir döşek aldım İçi hurma lifiyle dolu bir yastık, topraktan birkaç kap kacak aldım Resul aleyhisselama getirdim Görünce, mübarek gözlerinden yaşlar aktı ve, “Ya Rabbi! En iyi kapları toprak çanak olan bu kullarına bereket ver” diye duâ eylediler

Ne iyi hanımdır
Hazret-i Ali buyurdu ki:
Bunun üzerinden bir ay geçti Bu hususta mecliste hiç konuşulmadı Ben de hicabımdan ağzımı açamadım Fakat, bazen beni yalnız gördüklerinde buyururlardı ki:
- Senin hanımın ne iyi hanımdır Sana müjdeler olsun ki, O, âlemdeki hanımların efendisidir

Bir aydan sonra, Hazret-i Ali'nin yakınları dediler ki:
- Ya Ali! Bu nikah ile çok sevindik Lâkin bir de düğün nasip olsa

Hazret-i Ali de onlara, “Benim de isteğim odur, ancak söylemekten hicâb ederim” diye cevap verdi

Bunun üzerine Ümm-i Eymen'den, aracılık yapmasını istediler O da durumu Peygamber efendimizin hanımlarına söyledi

Peygamber efendimizin zevcelerinin, durumu Resulullaha arz etmelerinden sonra, Peygamber efendimiz Hazret-i Ali'yi çağırarak buyurdu ki:
- Zevceni ister misin ya Ali?
Hazret-i Ali de şöyle cevap verdi:
- Evet ya Resulallah! Anam ve babam sana feda olsun

Resul-i ekrem efendimiz emir buyurdu Hazret-i Fâtıma'nın çeyizini hazırladılar Hazret-i Ali'ye bir miktar para verip, hurma ve yağ almasını söyledi Hazret-i Ali bunları getirince, hurma, yağ ve yoğurdu karıştırıp, bir çeşit yemek yaptı ve eshab-ı kirama düğün yemeği olarak yedirdi

Evimden çıkıp gidiyorsun
Yemekten sonra Resulullah efendimiz, bir eliyle Hazret-i Ali'yi ve diğer eliyle de Hazret-i Fâtıma'yı tutarak, evlerine götürdü Fâtıma'yı bağrına bastı

Peygamber efendimiz Hazret-i Fâtıma'ya düğün günü şöyle nasihat etti:
- Kızım, evimizden çıkıp, başka bir eve, ülfet etmediğin bir kimseye gidiyorsun Sen kocana yer ol ki, o sana gök olsun! Sen ona hizmetçi ol ki, o sana köle olsun! Kocana yumuşak davran! Öfkeli hâllerinde sessizce yanından kayboluver Öfkesi geçinceye kadar ona görünme!

Ağzını ve kulağını muhafaza et! Kocan sana fena söylerse, söylediklerini duyma ve sakın mukabelede bulunma! Ona karşı gelme! Daima senden güzel söz işitsin, güler yüz görsün Bu suretle sana iyi nazarla baksın

Sonra alnından öptü Hazret-i Ali'ye teslim etti ve "Zevcen iyi zevcedir" buyurdu Her ikisini Hak teâlâya ısmarladı Sonra mübarek eliyle kapının iki kanadını tutup, bereket ile duâ eyledi ve çıkıp gitti

Bir miktar kalsın
Hazret-i Ali buyurdu ki:
“Resulullahın hanemize teşrif buyurduğu gün, düğünden dört gün geçmiş idi Bizimle sohbet eyledi Sonra bana dedi ki:
- Yâ Ali! Su getir!

Kalktım su getirdim Bir ayet-i kerime okudu ve buyurdu ki:
- Bu sudan biraz iç! Bir miktar kalsın!

Öyle yaptım Kalan suyu başıma ve göğsüme serpti Tekrar, "Su getir" buyurdu Yine su getirdim Bana yaptığı gibi, Hazret-i Fâtıma'ya da yaptı Sonra beni dışarı gönderdi Fâtıma'ya nasihat ettikten sonra, beni davet etti Bana da Fâtıma'yı ısmarlayarak buyurdu ki:
- Ya Ali! Fâtıma'nın hatırına riayet eyle! O benden bir parçadır Onu hoş tut! Eğer onu üzersen, beni üzmüş olursun

Sonra, ikimizi de Allahü teâlâya ısmarladı” Resulullahın soyu Hazret-i Fâtıma'dan devam etti Peygamberimizden 6 ay sonra vefat etti

alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.