07-17-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Uzaylıların Tipi
Bazı hayalperest bilim adamları, bu canlıları hayallerinde biçimlendirmeye çalışıyorlar Uzay'daki komşularımız TV kahramanı Alf'e mi benziyorlar? Yoksa "Uzay Yolu" dizisindeki "Mr Spack" gibi sivri kulakları mı var?
İsviçreli astronom Gustav Tammann'a göre, bunların insanlara benzemeleri mümkün değil "Eğer gerçekten Evren'de başka canlılar varsa, bunlar bizim düşündüğümüzden çok farklı olmalılar" diyor, Tammann
UFO raporlarında tarif edilen bu canlıların çoğu insana benziyordu: Narin vücutlu, kocaman kafalı "uzaylıların" genelde masum ve sevimli görünüşleri vardı
Dünya üzerindeki biyolojik yaşam biçimlerinin dışında, daha farklı türlerin de bulunabileceğini savunan Werner Arber, Uzay'da, doğa için gerekli olan ikinci bir maddenin de varlığına dikkat çekiyor: Karbon Bu kimyasal madde, atomlarını, diğerlerine göre, çok daha kolay birbirine ekleyerek, karmaşık biyokimyasal strüktürlere karşı koruyucu bir kalkan haline getirebilmekte
Bazı canlılar, teorik olarak silisyum bazında da yaşayabilirler Fakat Isaac Asimov'un "The Talking Stone" adlı bilimkurgu eserinde, radyoaktif atıkları ile beslenen silisyum yaratığına benzer canlıların oluşmasının mümkün olmadığını açıklıyor, Amerikalı astronom ve biyolog Seth Shostak
Silisyum, Yeryüzü'nde bol miktarda mevcut, örneğin kum olarak Ama buna rağmen Dünya'da bu maddeden herhangi bir canlı oluşmamış
Shostak'a göre, evrim süreci içinde bazı organların işlevleri gitgide daha fazla önem kazanmaya başlamış Örneğin olası bir tehlikeyi, daha çabuk algılayan gözler gibi İşte bu yüzden birçok hayvanda da olduğu gibi, gözler beynin çok yakınındadırlar Yani Evren'deki olası komşularımızın da gözleri ve dolayısıyla kafaları olmalı
Shostak diğer gezegenlerdeki yaşamın, suyun içinde sürdüğünü düşünmüyor Gerçi diğer gezegenlerde de yaşamın ilk tohumları denizde ortaya çıkabilir, ama daha gelişkin biçimlerinin karada oluşması daha mantıklı Çünkü okyanuslarda yaşayan canlıların gelişkin bir beyine ihtiyaçları yok Burada hareket etmek çok kolay, ısı hemen hemen hiç değişmez ve iklim her zaman aynı
Tabii bu tür spekülasyonları kabul etmeyenler de var Örneğin evrim biyoloğu Heinrich Eben gibi İnsan, varoluşunun nedenini, anlaşılmayan tesadüfler zincirine borçludur Akıllı hayvan türleri daha dirençli olduklarından, daha uzun süre yaşayabiliyorlar Bu mantığa göre, bakteriler de en az insanlar kadar zekiler
Eğer Evren'de başka canlılar yaşıyorsa, bunların çoktan Dünya'yı ziyaret etmeleri gerekiyordu Çünkü Samanyolu'nda, Güneş'ten çok daha yaşlı yıldızlar bulunmakta; ve eğer burada gerçekten de bir uygarlık varsa, bu milyarlarca yıl önce ortaya çıkmış olması gerekir; ve bu uygarlığın fertleri bu kadar zaman içinde muhakkak Dünya'yı ziyaret etmek isteyeceklerdi
Diğer kelimelerle açıklayacak olursak, zeki ve akıllı canlılar uzun süre yaşamlarını sürdürebilmeleri için çok fazla agresif yaşıyorlar Yani Uzay'ı fethetmelerinden çok önce, ya biyosferi bozuyorlar ya da birbirlerini ortadan kaldırıyorlar
"Ama ne olursa olsun, Dünya'mızın dışında tek bir mikroorganizmanın bile bulunması, tüm zamanların en büyük keşfi olarak kabul edilebilir, diyen Avustralyalı fizikçi, insanların, diğer gezegenlerdeki canlıların kesin varlığını öğrenebileceklerine asla inanmıyor
|
|
|