Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
barnum, etkisi, forer

Barnum Ya Da Forer Etkisi...

Eski 07-17-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Barnum Ya Da Forer Etkisi...



Birgün, gazetenin burç sayfasını açtınız ve burcunuzda şöyle yazıyor:

“Diğer insanların sizi sevmesine ve beğenmesine ihtiyaç duyuyorsunuz ve yine de kendinizi çok eleştiriyorsunuz Kişiliğinizde çeşitli güçsüzlükler olsa da, onları çoğunlukla telafi edebiliyorsunuz Henüz açığa çıkmamış büyük bir potansiyeliniz var Dışarıdan görüntünüz, disiplinli ve kontrollü, iç dünyanızda ise sıkıntılı ve güvensiz olma eğilimindesiniz Doğru karar verip vermediğiniz ve doğru şeyi yapıp yapmadığınız noktasında kimi zaman ciddi kuşkularınız vardır Bir miktar değişimi ve çeşitliliği tercih edersiniz ve sınırlamalar ve kısıtlamalar sizi kuşattığında, hoşnutsuzluk duyarsınız Bağımsız düşünen bir insan olmaktan da gurur duyarsınız ve başkalarının ifadelerini yeterli kanıt olmadan kabul etmezsiniz Ama kendinizi başkalarına açmakta fazla serbest olmanın pek mantıklı olmadığını düşünürsünüz Kimi zaman dışadönük, sokulgan ve arkadaş canlısısınızdır; kimi zamansa, içedönük, tedbirli ve çekingensinizdir Kimi istekleriniz, gerçekçi değildir

Ne dersiniz? Bu sözler, tam da sizi mi anlatıyor? Tam da sizi anlattığını düşünüyorsanız, ‘Barnum etkisi’ olarak adlandırılan yanılgıya düşmüş bulunuyorsunuz ve bu etkiyle, burç sayfalarında, falcıların ve hocaların açıklamalarında sık sık karşılaşıyoruz Burçların, falcıların, hocaların ve diğerlerinin tırnak içindeki açıklama güçlerinin altında bu etki yatıyor Barnum etkisi, birbiriyle çelişik sözlerin birarada verilmesi nedeniyle, insanların, kendilerine özgü bir açıklama yapıldığı izlenimi edinmelerine karşılık gelmektedir Hepimizde bir boşluk duygusu var: Gelecekte neler olacağını öngöremiyoruz Bu, bizi yıldız falları başta olmak üzere çeşitli falcılara inanmaya götürüyor Barnum, bunun bilincinde olan bir sirkçi olarak, insanları kandırmanın çok kolay olduğu belirtmiştir Etkinin adı, buradan gelmektedir Şu sözü çok ünlüdür: “Her dakika bir enayi doğuyor

‘Barnum etkisi’nin diğer adı, ‘Forer etkisi’dir Bir yansıbilimci (psikolog) olan Forer, bir dersinde öğrencilerine bir kişilik ölçeği vermiş; sonrasında, bir burç sayfasından aldığı yukarıdaki açıklamayı verip, öğrencilerinden bu açıklamanın kendilerini ne kadar yansıttığını 1’den 5’e dek değerlendirmelerini istemiştir:

1 Beni hiç yansıtmıyor
2 Beni pek yansıtmıyor
3 Beni az çok yansıtıyor
4 Beni biraz yansıtıyor
5 Beni tamamen yansıtıyor

Ortalama, 426 çıkmıştır Birçok katılımcı, bu açıklamanın kendilerine özgü özellikleri yansıttığını ileri sürmüştür Forer’in bu çalışmayı yaptığı 1948 yılından sonra ise, aynı çalışma, çeşitli katılımcı öbekleriyle kerelerce yinelenmiş ve ortalama, genellikle, 42 çıkmıştır Açıklama, gerçekte, herkesi yansıtmakta; okurların benliğini okşayacak bir biçimde yazıldığı için, birçok insana çekici gelmektedir Açıklamanın tümsözel (totolojik) bir niteliği vardır Diğer bir deyişle, bütün seçenekleri içermektedir Örneğin, bir insan, “bugün ya yağmur yağacak ya da yağmayacak” derse, bir bilgi vermiş olmamaktadır Ya da bir öğrenci, “bu sınavdan ya iyi not alacağım ya da kötü not alacağım” derse, yine, yeni birşey söylemiş olmamaktadır

Yukarıdaki açıklamanın gücü ise, iki noktadan gelmektedir: Birincisi, dış bağlamdır Birçok deneysel çalışmada, yetkeye (otorite) boyun eğmenin insanları usdışı davranışlara yönelttiği gösterilmiştir Birçok kamera şakasında, yetkeye boyun eğmekten ileri gelen usdışılıklar sergilenmektedir Örneğin, iki kişi yoldan geçerken insanları durdurup, yeni bir çelik yelek geliştirdiklerini bildirmekte; denemede yardımcı olmalarını istemektedir Azımsanmayacak sayıda insan, karşıdaki çelik yelekli olduğu bildirilen kişiye ateş etmiştir İnsanlara, ellerindeki silahın kuru sıkı olmadığı, üstüne basa basa bildirilmesine karşın, insanlar, adam öldürme riskini almaktadırlar (Neyse ki silahlar, kuru sıkıydı Ama insanlar, gerçek silah sanıyordu) Büyük ölçekte bakarsak, insanlar, hekimlerin ve tutumbilimcilerin (iktisatçı) dedikleri hemen hemen herşeye inanmaktadırlar Hekimlerin de tutumbilimcilerin de yanılgı payı vardır Ama insanlar, bunu dikkate almazlar Aziz Nesin’in ‘Korkudan Korkmak’ adlı kitabında aktardığı yarı-deneysel çalışma da buna örnektir: Nazi üniformalı birkaç kişi, insanları yoldan çevirip kimlik sormuştur ve insanların çok azı karşı çıkmıştır Son olarak, yetkeye boyun eğmeyi niteleyen en ünlü deneyde insanların birçoğu, yanlarındaki beyaz önlüklü insanlara güvenerek, karşı odada olduğunu sandıkları bir insana 450 Volt’a dek elektrik vermiştir (gerçekte, karşı odadaki katılımcıya elektrik verilmiyordu Ama deneye katılanlar, bunu bilmiyorlardı Ses kaydı kullanılıyordu Deneyin ayrıntıları, herhangi bir yansıbilime (psikoloji) giriş ders kitabında görülebilir) Sonuç olarak, bu açıklamanın bir kişilik ölçeğinin arkasından verilmesi, insanların yetkeye boyun eğme eğilimini etkinleştirmiştir

Yukarıdaki açıklamanın gücünün ikinci kaynağı, soru sorma biçiminde yatmaktadır: İnsanlar, “zaten herkes böyle; ben de herkesten farklı değilim Sonuçta bu açıklama, herkesi, dolayısıyla beni yansıtıyor” biçiminde düşünmektedirler Bu nedenle, Forer’in çalışması, insanların burçlara ve genel olarak fala inanma eğilimini açıklamada sözcüğün tam anlamıyla yeterli sayılamaz

1948’den 2005’e Barnum Etkisi: Yeniden, Hep ve Önemli Bir Değişiklikle

Ağbağ (internet) üzerinden gerçekleştirdiğimiz çalışmamızda, ağdaşlara (netizen) yukarıdaki açıklama verildi ve açıklamadan sonra, aşağıdaki tümcelere yer verildi:

Yukarıdaki tarif, size has olan kişiliğinizi ne kadar yansıtmaktadır? Lütfen 1 ile 5 arası bir değer veriniz

1 Bana has olan kişiliğimi hiç yansıtmıyor
2 Bana has olan kişiliğimi pek yansıtmıyor
3 Bana has olan kişiliğimi az çok yansıtıyor
4 Bana has olan kişiliğimi biraz yansıtıyor
5 Bana has olan kişiliğimi tamamen yansıtıyor

Görüldüğü gibi, çalışmamızdaki şıklar, Forer’in çalışmasındaki şıklardan farklıdır: Az önce değinilen “Herkes böyle” biçimindeki akıl yürütme olasılığını ortadan kaldırabilmek için; çalışmamızda, insanlara, özel olarak, kendilerine özgü kişilikleri sorulmuştur Bulgulara geçmeden önce, bu çalışmanın amacını ve önemini açıklayalım:
2005 mi 1005 mi? Ortaçağ’dan Daha Karanlık Bir Çağ

20 ve 21 yüzyıldaki temel olgulardan biri, özellikle akademik alanlarda gözlemlenmekte olan uzmanlaşma olgusudur Bilimsel ve kılgıbilgisel (teknolojik) ilerlemeler, insanların dünyaya daha bilimsel bakmasına yolaçmamıştır Çoğumuz, uzagörürlerin (televizyon) ve uzakonuşurların (telefon) nasıl çalıştığını bilmemekteyiz Yüksek kılgıbilgisi kullanmak, biz 20 ve 21 yüzyıl insanlarını, temel bilimlerden daha çok anlayan varlıklara dönüştürmüş değil Doğaüstü açıklamalar ne kadar gizemli ise, (o kadar yakın bir iletişim içerisinde olmamıza karşın) kılgıbilgileri de o kadar gizemli “Japon yapıyor abi” demekle; “bilmemkim gözleriyle evini yakmış” demek arasında, büyük bir fark yok Toplumun en bilinçli olması beklenen kesimi olan akademisyenleri de kapsamak üzere, 20-21 yüzyılın insanı, parçalı gerçekliklerin insanı Bilgisayar mühendisliği okuyup sigorta atarsa ne yapacağımızı bilmiyoruz Yansıbilim (psikoloji) okuyup, nasıl hipnoz yapıldığını, bırakın hipnoz yapmayı, hipnozun bilimsel bir gerçeklik olup olmadığını bilmiyoruz Sayılama (istatistik) okuyup düşlerin doğaüstü iletiler taşıma aracı olduğunu düşünebiliyoruz Örnekler çoğaltılabilir Denmek istenen, özetle şu: Kılgıbilgisel ilerleme, bizi daha ussal insanlar yapmamıştır Bu çalışma, bu genel ‘20-21 yüzyıl insanı yanılgıları’ başlığı altında değerlendirilebilir

Burçlara Duyulan İlgi ve Kılgıbilgisel Karmaşıklık

Bu açıklamayı ağdaşlara (netizen) ulaştırdıktan sonra, burçlara duyulan ilgi düzeylerini ve kılgıbilgisiyle (teknoloji) ilişkilenme düzeylerini saptamak için bir soru demeti (anket) gönderildi Bu demette, burçlara duyulan ilgi, açıkça sorulmadı Açıkça sorulsaydı, ortaya çıkacak veri, güvenilir olmayacaktı Burçlara duyulan ilgi düzeyi, dolaylı yoldan elde edildi: Ağdaşlara,
- burçları;
- yükselen burçları;
- en yakın arkadaşlarının ya da sevgililerinin burçları ve yükselen burçları;
- kendilerinin ve en yakın arkadaşlarının ya da sevgililerin burçlarının tipik üyesi olup olmadığı soruldu

Alttaki mantık şu idi: Burçlarla pek ilgisi olmayanlar, kendi yükselen burçlarını bilmezler; kendilerine en yakın kişinin yükselen burcunu hiç mi hiç bilmezler

Kılgıbilgisiyle (teknoloji) ilişkilenme düzeyini saptamak için, ağdaşlara,
- -ağbağı (internet) ne kadar sıklıkta kullandıkları;
- -bankacılık işlemlerini ağbağ üstünde yapıp yapmadıkları,
- -yapıyorlarsa yapma sıklığı;
- -yeni aldıkları bilgisayara XP işletim dizgesi (sistem) yükleyebilip yükleyemedikleri ve
- -sözcük işlemci (word) dosyalarını pdf dosyasına çevirmeyi bilip bilmedikleri soruldu

Böylece, burçlara duyulan ilgi ve kılgıbilgisel karmaşıklık için iki ayrı bileşik gösterge elde edildi

Bulgular ve Yorumlar: Yarım Yüzyıl Sonra Yine Barnum

Çalışmamıza, 14 Mart 2005 ile 21 Mart 2005 tarihleri arasında, çeşitli sanal öbeklere üye 111 ağdaş katıldı Bunlardan 66’sı, soru demetine yanıt verdi Yanıtların ortalamasının 111 katılımcı için 361; 66 katılımcı için 354 olduğu ortaya çıktı Az önce belirtildiği gibi, Forer’in 1948’de gerçekleştirdiği özgün çalışmada, ortalama, 426 olarak bulgulanmıştı

Forer’in bulgusuyla çalışmamızın bulgusu arasındaki farkı karşılaştırmak, iki nedenle doğru olmayabilir: Birincisi, Forer’in ham verileri elimizde bulunmadığı için, iki ortalama arasındaki farkın sayılamasal (istatistiksel) olarak anlamlı olup olmadığını bilmek, olanaklı değil İkincisi, Forer’in çalışmasındaki katılımcılar, yansıbilim (psikoloji) öğrencileridir Oysa, bu çalışmada, çeşitli iş öbeklerinden (mühendis, öğretmen, bankacı vd) katılımcılar, çoğunluğu oluşturmaktadır Farkın anlamlı olduğunu varsayarsak, iki nedeni olabilir: Bunlardan en akla uygun olanı, soru sorma biçimindeki değişikliktir: Forer’de genel bir soru sorulmuşken; çalışmamızda, katılımcıların kendine özgü özellikleri sorulmuştur İlginç olan, arada fark çıkması değil; soru sorma biçiminin etkiyi neredeyse ortadan kaldıracak nitelikte olmasına karşın, yine de ortalamanın 1’e yakın değil 4’e yakın olmasıdır Daha az olası bir açıklama şudur: Kılgıbilgisi (teknoloji) ilerledi; insanların Barnum değeri düştü Ancak, bu açıklama, soru sorma biçimindeki değişimleme (manipülasyon) odaklı açıklamadan daha az olası görünmektedir

Yukarıda verilen kişilik açıklamasına yanıtlar, aşağıdaki pasta dilimi çizelgesinde görülmektedir:

Yukarıda da görüldüğü gibi, katılımcıların çoğu, açıklamanın kendilerine özgü özellikleri tümüyle, biraz ya da az çok yansıttığını belirtmiştir Hatta, 6 yanıtı verenler ve bir açıklamanın kendilerini bu kadar iyi anlatmasına şaştıklarını belirtenler olmuştur Sıklıklar ve yüzdeler, aşağıdaki dizelgede yeniden verilmiştir:

Yukarıdaki değerlerin, soru demetini dolduran 66 katılımcı için de benzer olduğu bulunmuştur

İkinci olarak, Barnum yanıtları ve kılgıbilgisiyle (teknoloji) ilişkilenme düzeyi arasındaki ilişkiye bakılmıştır Kılgıbilgisindeki ilerlemeler, insanları daha ussal yapıyorsa; kılgıbilgisiyle daha içli dışlı olanların yukarıdaki kişilik açıklanmasının kendilerini ya hiç yansıtmadığını ya da pek yansıtmadığını belirtmeleri beklenir Yapılan sayılamasal (istatistiksel) çözümlemede, Barnum etkisi ve kılgıbilgisiyle ilişkilenme düzeyi arasında bir ilişki olmadığı ortaya çıkmıştır Diğer bir deyişle, ağbağı (internet) daha sık kullanmak, ağbağ bankacılığını daha etkin kullanmak, bir sözcük işlemci dosyasını pdf dosyasına çevirebilmek ve yeni bir bilgisayara kendi başına yeni bir işletim dizgesi yükleyebilmekle nitelenen kılgıbilgisine daha yakın insanlar da, daha uzak insanlar kadar Barnum etkisi sergilemektedir

Üçüncü olarak, Barnum yanıtları ile burçlara duyulan ilgi arasındaki ilişkiye bakılmıştır Bu ilişkinin anlamlı olduğu görülmüştür Burçlara ilgi duyanlar, Barnum’gil metinlerin kendilerini yansıttığını düşünmekte; böylece burçlara daha çok ilgi duymakta; burçlara ilgileri arttıkça, Barnum etkisini daha çok sergilemektedirler

Dördüncü olarak, toplumdaki genel kanı, kadınların erkeklere göre daha kolay aldanır olduğudur Çalışmamıza katılanların yaklaşık olarak yarısı kadın, yarısı erkektir Yapılan sayılamasal (istatistik) çözümlemede, kadınlarla erkekler arasında Barnum etkisi açısından bir farka rastlanmamıştır

Son olarak, Barnum etkisi ile yaş arasındaki ilişkiye bakılmıştır Katılımcılar, 19 yaşından 58 yaşına dek türdeş olmayan bir öbek oluşturmaktadır Barnum etkisiyle yaş arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır Diğer bir deyişle, yaş ilerledikçe Barnum etkisi ne artmakta ne azalmaktadır

Kısıtlamalar, Öneriler ve İlerideki Çalışmalar

Bu çalışmadan çıkarılacak dersler var: Birincisi, burç ve fal gibi metinlere baktığımızda daha dikkatli olmalıyız Biz insanların yanılma payı çok yüksek Soracağımız ilk soru, “anlatılan benim hikayem mi yoksa herkesin mi?” olmalı İkincisi, biz insanların kılgıbilgisi (teknoloji) ilerledikçe daha ussal olduğumuz biçimindeki görüş, doğru olmayabilir Bu çalışmadaki katılımcı sayısı yine de azdı ve kılgıbilgisiyle içli dışlı olma düzeyini belirlemek için sorulan sorular, bu düzeyi belirlemede en uygunları olmayabilirler Ayrıca, toplumsal bilimlerde tek bir çalışmadan çıkan sonuçları genellemek, son derece yanıltıcı olabilir Bu çalışma, aynı etkiyi ya da benzer etkileri saptamaya yönelik başka çalışmalarla desteklenmelidir

İyi Dilekler

Çalışmaya katılan ağdaşlara iyi dileklerimi iletmek istiyorum Çalışmaya katıldılar ve birlikte, insanlara ilişkin çeşitli bulgular ortaya çıkardık Onlar olmasa, bu bulgular ortaya çıkmazdı Yaygın yanlışı düzeltelim: Onlar, ‘denek’ değil, katılımcı’lar Araştırmacı gibi onlar da araştırma etkinliğine katıldılar Ellerine sağlık
Çalışmanın hazırlanma evresindeki yardımları için Mehmet Harma’ya ve Aşkın Ermiş’e iyi dileklerimi iletmek istiyorum Veri toplama evresindeki yardımları için Damla Kiremitçi’ye iyi dileklerimi iletmek istiyorum Verilerin biraraya getirilmesindeki yardımları için Barbaros Ulutaş’a iyi dileklerimi iletmek istiyorum Son olarak, sevgili Paranii’ye herzaman destek olduğu için “Çok sağol ve hep böyle kal!” diyorum

Ulaş Başar Gezgin

Alıntı Yaparak Cevapla

Barnum Ya Da Forer Etkisi...

Eski 07-17-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Barnum Ya Da Forer Etkisi...



Nazi üniformalı birkaç kişi, insanları yoldan çevirip kimlik sormuştur ve insanların çok azı karşı çıkmıştır Son olarak, yetkeye boyun eğmeyi niteleyen en ünlü deneyde insanların birçoğu, yanlarındaki beyaz önlüklü insanlara güvenerek, karşı odada olduğunu sandıkları bir insana 450 Volt’a dek elektrik vermiştir (gerçekte, karşı odadaki katılımcıya elektrik verilmiyordu Ama deneye katılanlar, bunu bilmiyorlardı Ses kaydı kullanılıyordu


teşekkürler

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.