07-16-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Ana Geyik Efsanesi - Safranbolu
Halk inançlarımızda Geyik ile ilgili birçok efsane vardır Anadolu’da Geyik Baba, Geyikli Baba gibi ulu zatların efsanelerinde, geyiğe binilerek savaşa gidilir, geyiklere kereste taşıtılarak cami yaptırılır Geyikler öksüz bebeklere süt verirler Bursa-Kestel’deki Geyikli Baba, Samsun-Alaçam’daki Geyik Koşan, Safranbolu Göverendeki Geyik Baba bunlardan bazılarıdır
Geyikli Baba, “Azim dağlarda vahşi sığırlara suvar olup onlara binip Orhan Gazi İle sefere çıkmıştır”(Yaşar Kalafat, Safranbolu ve Yöresinde Türbeler” I Ulusal Tarih İçinde Safranbolu Sempozyumu (4-6 Mayıs 1999), Ankara 2003, s 314; Türbeleriz 1996, Diyanet İşleri Başkanlığı Arşivi) Biz Azerbaycan’dan da gizlice bebek emziren sırrı açığa çıkınca sırrı kadem basan geyik efsaneleri tesbit etmiştik (Yaşar Kalafat, Bakü-Ceyhan Kültür Hattı, Sosyal Antropoloji Araştırmaları, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi yayınları, Ankara, 2000, s 1-34)
Anadolu’da bilhassa Safranbolu’da geyik boynuzu binaların göğsüne nazarlık olarak ve ocak başlarına bereket için takılır Türkistan’da Kerkük’de Erbil’de ve Anadolu’da bir çok türbede geyik kemiği olduğu bilinir Türk kültürlü coğrafyanın bir çok yerinde görüldüğü gibi Evlerinin giriş kapılarına nazara karşı korunmak adına geyik boynuzu asarlar Trabzon Şalpazarı’ndan A Çelik’in yaptığı geyik efsanesi tespitinde; 11 veya 12 erkek çocuğu olan bir anne göç esnasında sırtında da yükü olduğu için bunları taşıyamaz ve kadın hasta olunca çocuklarını bir ağacın kovuğuna koyarak Allah’a emanet eder ve oradan ayrılır
O dönemde bir salgın hastalık olur kadın hayatta kalır ve çocuklarının öldüğü haberini alır Ağlaya sızlaya çocuklarını bıraktığı ağacın yanına gelen anne “-ey gidi dünya çocuklarımı buraya bırakmıştım, dünya bana bir şamar attın der ve çocuklarını ağacın kovuğunda aramaya koyulur O esnada bir geyik keçisi çocukların olduğu yerden kalkıp kaçar ve anne bebeklerinin ağzının sütlü olduklarını görür çocuklar veya çocuk beslenip balık gibi olmuştur O günden sonra geyik keçisi onların anası olmuş O tarihten sonra o sülalede geyik eti yemek yasak olmuştur (A Çelik, a g e s 144)
Şaman davulunun çemberi geyik, nadiren de genç at derisi ile kaplanırdı Bu sadece derinin yapısal uygunluğundan ileri gelmiyordu her iki hayvanın da mistik muhtarı vardı Batı Sibirya Şamanlarında, şamanın başlığında tercihen Ren geyiği boynuzu da olurdu Kürek Kemiği Falı, geyik ya da koçtan alınan kürek kemiğinin ateşe atılıp kızartılması ile bakılır Şamanların genellikle doğum törenleri sırasın da geyik gibi boynuzlu maskeler de kullandıkları belirtilmektedir Çünkü geyik hemen hemen her yerde kadınla ilişkilendirilmiştir
Bu arada doğum esnasında da boynuzlu maskeler kullanılmıştır Karaca/Erlik, Çaptı Türklerinin kutsal hayvanıdır İnanışa göre karaca diğer bazı hayvanlarla birlikte dünyanın oluşumuna katılmıştır Çaptı ismi yavru karaca demektir Bunların Damgaları sırga/küpedir N Yıldırım’ın tespitlerine göre; Yakut Türklerinde son gömme töreninde sonun gömüldüğü yerin çevresinde küçük bir çadırda ateş yakılır Ateşin yanında kayın ağacının kabuğundan yapılmış geyik resimleri koyarlar Altay Türklerinde geyik yer ruhu olarak bilinir Orta Asya Türklerine göre, geyik yalçın kayalarda bir görünüp bir kayıp olan büyülü bir hayvandır
Ala geyik yeryüzünün ruhudur Yakut Türklerinde kulağına küpe takılan geyik, Tanrıya adanılmıştır Tele üt Türklerinde geyik şamanın ikinci ruhudur, geyik ölünce şaman da ölür Geyik boynuzu bazı boylarda, ölen şaman için dikilen heykelin başına konur
Moğollar ve Tatarlar geyiği kurtarıcı yol gösterici olarak kabul ederler Şamanizm de geyik, ilahın, Şamanların şekil değiştirmiş şeklidir Bu sembol beyaz renkli geyik olarak algılanır Şaman giysisinde geyikten parçalar olur Şaman duman renkli yaşlı bir geyiğe binerek sonsuzluğu aşar
|
|
|