Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
afetler, bilgi, hakkında, jeolojik

Jeolojik Afetler Hakkında Bilgi...

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Jeolojik Afetler Hakkında Bilgi...



Yer hareketlerinin meydana getirdiği Afetlere, Jeolojik afetler denir
Bunlar deprem, volkan patlamaları, toprak kayması, Tsunami ve benzerleri dir

Yerküre’nin Yapısı
Yerküre’nin içi ile ilgili bilgilerimiz en üst katmanlar dışında ikinci elden Yerbilim (jeoloji) çalışmaları ile yapısı anlaşılmaya çalışılan Yerküre’ye ait bilgilerin çoğu, sismik dalgaların incelenmesi sayesinde elde ediliyor Depremler sonucu oluşan doğal veya bilim adamlarının oluşturduğu yapay sismik dalgaların, farklı yapılardaki katmanlarda farklı davrandıkları biliniyor Yerküre içinde hareket eden bu dalgaların davranışlarının incelenmesi sonucunda Yerküre’nin iç yapısı anlaşılabiliyor

Yerküre’nin merkezinde katı haldeki nikel ve demirden oluşan İç Çekirdek bulunuyor Bu çekirdeği çevreleyen Dış Çekirdek ise, içindeki sülfür ve oksijen nedeniyle ergime noktası düştüğü için sıvı halde bulunan nikel ve demirden oluşuyor 45 milyar yıldır soğumasına rağmen hala çok sıcak olan çekirdek, Yerküre’nin manyetik alanının oluşmasındaki etken Daha sonra gelen ve Alt Manto ve Üst Manto diye ikiye ayrılan Manto ise, kısmen ya da tümüyle eriyik durumdaki kayaçlardan oluşan magmayı içeriyor Demir, magnezyum, silikat ve oksijence zengin mineralleri içeren Manto’dan sonra, bu katmanların en incesi olan ve okyanuslar ile kıtaları barındıran Yerkabuğu bulunuyor

Oksijen ve silikatca zengin Yerkabuğu’nda, okyanus kabuğunu oluşturan bazalt, en çok bulunan kayaç Kıtalardan oluşan kabuk kısmı ise bazalt ile daha az yoğun olan granit, kumtaşı, kireçtaşı gibi kayaçları barındırıyor
Yerküre’nin üst katmanları fiziksel olarak ayrı bir bölümlemeyle de incelenebilir Litosfer (taşküre) adı verilen sert katman, Yerkabuğu ve Üst Manto’nun en üst kısmından oluşur Astenosfer ise Litosfer’in altındaki, plastik özellikleri gösteren akışkan Üst Manto bölümüdür Litosfer tek parça değildir, okyanus ve kıtaların sınırlarından farklı şekilde levhalara bölünmüştür

Manto katmanı, yeryüzündeki hareketliliğin en büyük nedenidir Manto’nun alt bölümleri üst bölümlerine göre çok daha sıcaktır Burada oluşan konveksiyonda, daha sıcak olan magma yükselir, soğur, katılaşır ve Üst Manto’daki daha soğuk kayaların batmasına neden olur Batan bu kayalar, tekrar ısınır, ergir ve yükselir Henüz tam anlamıyla modellenemeyen bu devinim, Litosfer’deki levhaların hareket etmesine neden olur

Levha Hareketleri
Yerküre’nin üst katmanları, bir bütün halinde olmayıp, sürekli hareket halinde olan levhalardan oluşuyor Manto’daki ısı akımlarının neden olduğu bu hareketler sırasında levhalar birbirinden uzaklaşır, yaklaşır birbirlerine çarpar veya birbirlerine göre yanal olarak kayarlar Bu hareketlilik sonucunda, levha sınırlarında, uzun zaman dilimleri ile baktığımızda yeni okyanuslar, yeni kıtalar, sıradağlar ve yanardağlar oluşur Depremler ve volkanik aktivitelerin nedeni de tüm bu hareketliliktir

Günümüzde Litosfer’de 1 ila 15 cm/yıl arasında hızlarla hareket halinde bulunan 7 ana ve birçok küçük levha vardır Bunların hareketleri çok karmaşıktır ve bu hareketlerin niteliğinin tam olarak saptanması, depremlerin zamanının önceden kestirilmesi için gereklidir

Levhaların birbirleriyle etkileşimleri bakımından levha hareketlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz Uzaklaşma-ayrılma; yakınlaşma-çarpışma; yanal yer değiştirme-sıyırma Bu hareket türleri, aynı zamanda bu sınırlarda oluşan depremlerin ve volkanik faaliyetlerin niteliklerini de belirler

Uzaklaşan-Ayrılan Levhalar
Birbirinden uzaklaşan levhaların aralarındaki yarıktan , Astenosfer’den gelen magma yeryüzüne yayılır Bu eriyik yüzeye çıktıkça katılaşır ve yerkabuğuna eklenir Astenosfer’den gelen eriyik kuvvet uygulamaya ve böylece levhalar birbirinden ayrılmaya devam eder Bu ayrılma genelde daha ince olan okyanus tabanında görülür ve Atlas Okyanusu ortasındaki sırt buna çok iyi bir örnektir Bu ayrılma kıtada meydana gelirse yeni bir okyanus tabanı oluşuyor demektir Doğu Afrika’daki ayrılma henüz bir deniz oluşması için yeterli değilse de, gidiş o yöndedir Bu tür ayrılmalar, Astenosfer’den gelen eriyiğin katılaşarak taşlaşmasına ve levhaların büyümesine neden olur

Uzaklaşan levhalar arasında Litosfer çok ince olduğu için, buralarda büyük depremlere yol açacak enerji birikimleri olmaz Buradaki depremlerin odakları çoğu zaman yüzeye yakındır

Yakınlaşan-Çarpışan Levhalar
Levhaların birbirine yaklaşması ve çarpışması ise üç değişik şekilde olabilir:
Okyanusal ve kıtasal levha karşılaşmalarında, daha yoğun olan okyanusal levha (yoğunluğu 28 – 30 gr/cm3) , kıtasal levhanın (yoğunluğu 27 gr/cm3) altına dalar Alta dalan kısım derinlere indiğinde ergimeye başlar ve bu magmanın bir kısmı, kıta tarafında yanardağ kümelerinin oluşumuna neden olur Güney Amerika Levhası’nın altına dalan Nazca Levhası’nın yol açtığı And Dağları buna bir örnektir

İki okyanusal levhanın karşılaşmasında da, yine bir levha diğerinin altına dalar Yukarıdakine benzer şekilde yüzeye çıkan magma okyanus tabanında yanardağlar oluşturmaya başlar Eğer bu aktivite devam ederse, yanardağ okyanus yüzeyini aşabilecek yüksekliğe erişir ve adalar oluşur Filipinler’deki birçok volkanik ada bu şekilde oluşmuştur

İki kıtasal levhanın karşılaşmasında ise, genellikle levhalardan hiçbiri diğerinin altına dalmaz Levhaların arada sıkışan bölümleri yeni dağlar oluşturur Himalayalar’ın halen süren oluşumu buna iyi bir örnektir Yakınlaşan ve çarpışan levhaların sınırlarında oluşan depremler çok değişik derinliklerde ve büyüklüklerde olabilir Özellikle bir levhanın diğerinin altına daldığı bölgelerde odakları derinlerde büyük depremler oluşur

Yanal Yer Değiştirme-Sıyırma
İki levhanın birbirini sıyırarak yer değiştirmesi sırasında Litosfer’de artma veya azalma olmaz İki levha arasındaki sürtünme çok fazla olduğu için harekete belli bir süre direnç gösterirler Bu bölgede artan gerilim periyodik büyük depremler ile çözülür Kuzey Anadolu fay hattı ve Kaliforniya’daki San Andreas fay hattında bu tip levha hareketi gözlenir

Bu tip levha hareketlerinde oluşan depremlerin odakları çoğunlukla yüzeye yakın veya orta derinliktedir Sürtünme ve kırılma uzunca bir hat boyunca oluşabileceği için büyük depremler meydana gelebilir

Sıcak Noktalar
Depremlerin ve volkanik aktivitenin büyük bir kısmı levha sınırları çevresinde oluşur
Ancak volkanik kökenli olan Hawaii ve çevresindeki adalar örneğinde olduğu gibi levha sınırlarına çok uzak volkanik oluşumlar da vardır Bunlar mantoda sıcaklığı çok yüksek olan ve bu nedenle sıcak nokta adı verilen küçük bölgelerden yerkabuğu dışına kadar yükselen magma etkisiyle oluşur Levhalar hareketli ama sıcak noktalar sabit olduğu için sıra sıra yanardağlar veya yanardağ adaları ortaya çıkar

Levha hareketlerinin incelenmesi sayesinde bugün, büyük depremlerin % 90’nın nerelerde olacağını bilebiliyoruz Ancak zamanlarını kestirmek için levha sınırlarındaki davranışların detaylı olarak araştırılması gerekiyor

Depremler ve Faylar
Hareket eden levhalar birbirleri üzerine kuvvet uygularlar Bu kuvvet yerkabuğundaki kayaçların direnç göstermesi yüzünden belli bölgelerde enerji birikimine yol açar Bu enerji, kayaçların kırılma sınırını aştığı anda da kırılma (faylanma) olur ve biriken enerji açığa çıkar Levha hareketleri yüzünden birikmiş gerilme enerjisinin aniden boşalmasına deprem diyoruz (Ayrıca aktif volkanların içindeki hareketlilik nedeniyle oluşan ve yapıları farklı olan küçük depremler de vardır)

Normal Fay
Ters Fay
Doğrultu Atımlı Faylar
Çöküntü: İki normal faylanma arasındaki bloğun çökmesi sonucu oluşur
Yükselti: İki normal faylanma arasında yüksekte kalan bloğa denir
Deprem sırasında açığa çıkan enerji, ses veya su dalgalarına benzeyen ve sismik dalgalar adı verilen dalgalar ile yayılır Bu dalgalardan Cisim Dalgaları, P dalgaları ve S dalgaları olarak ikiye ayrılır P dalgaları, en hızlı yayılan bu yüzden deprem kayıt aletlerinde (sismograf) en önce görülen dalgalardır

P dalgalarında, titreşim hareketi yayılma doğrultusu ile aynıdır Daha yavaş yayılan S dalgaları, kayıt aletlerinde ikincil olarak görülen ve titreşim hareketi yayılma doğrultusuna dik olan dalgalardır S dalgaları sıvı içinde yayılamazlar Yüzey Dalgaları ise Cisim Dalgaları’na göre daha yavaş yayılırlar ancak genlikleri daha büyüktür Hızı daha fazla olan Love ve genliği daha büyük olan Rayleigh dalgaları olarak ikiye ayrılırlar Yapılarda yıkıma yol açan dalgalar S dalgaları ile yüzey dalgalarıdır

Deprem sırasında yer yüzeyinde de çeşitli değişimler gözlenir:
Yüzey Kırıkları: Deprem odağı eğer yüzeye yakınsa yüzeyde de kırılmalar görülür
Heyelanlar, Çökmeler: Sağlam olmayan zeminlerde, sismik dalgalar nedeniyle toprak hareket eder

Çamur Akıntıları: Yeraltı sularının harekete geçmesiyle oluşur
Zemin Sıvılaşması: Suya doygun zeminler sismik dalgalar nedeniyle sıvı gibi davranır
Tsunamiler: Okyanus kıyılarında dev deniz dalgaları oluşur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.