Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Arması
Eğil fakat kırılma diyen şarlatanlara güleyim  
Namussuz yaşamaktansa bırak şerefimle öleyim  
Bu Milleti ilelebet yaşatmak tek ülküm  
Vur! vur bana dünya Çünkü BEN TÜRK'üm

Arma kimliği anlatan, bir işarettir Resimler, harfler ve şekillerden oluşur Bir devleti, hanedanı ya da şehri anlatır Devletlerin insanları tarafından benimsenen armaları vardır
Osmanlı armasının üzerindeki sembolleri en tepeden başlayarak şöyle sıralayabiliriz:
En tepede bir güneş şekli ve onu çevreleyen güneş ışıkları vardır Güneş şeklinin ortasında armanın ait olduğu dönemin hükümdarlarının tuğrası yer almakta Onun altındaki yukarıya açık hilalin üzerinde Arapça “Osmanlı devletinin hükümdarı olan … han, Allah’ın Muaffak kılması ve yardımına dayanır ve öylece hüküm sürer ” anlamına gelen bir söz yazılı
Onun altında, armanın tam göbeğine gelecek şekilde aynalıklı kalkan motifi var Bu kalkanın çevresinde yıldızlar bulunuyor Bu yıldızların sayısı çok zaman 12 adet ile sınırlandırılmış olup 12 burcu temsil eder Böylece Osmanlı, kâinatın merkezine yerleştirilmiş olur
Kalkanın hemen üzerinde de devletin kurucusu Osman Gazi’yi temsil eden bir sorguç vardır ki Osmanlıların köklerine ne kadar bağlı olduğunu anlatır
Kalkanın sağ yanında Osmanlı sancağı yer alır Renkli armalarla kırmızı ile gösterilir Onun karşısında ise hilafet sancağı bulunur Hilafet sancağının rengi aslında siyah iken, arma üzerinde hemen daima yeşil renkte gösterilmiş ve bazen üzerinde üç hilal kondurulmuştur
Merkezdeki kalkandan Osmanlı sancağı yönüne doğru uzanan şekiller ise şöyle sıralanmaktadır:
Sancağın üzerinde bir ok var Sancak alemini altında baltacıklar ocağının kullandığı tek taraflı bir çift yüzlü teberler (balta) bulunur Sonra mızrak ve altında el sperlikli tören kılıcı vardır Sonra ağızdan dolma bir top ve altında savaş kılıcı yer alır Hemen altında bozdoğan (gürz) görülür Top ile bozdoğanı sancaktan ayıran boynuzdan yapılan boru ise savaş ilanını ve sonra da mehterhaneyi temsil eder
Armanın sol yanında, yani hilafet sancağı yönünde uzanan semboller yine yukarıdan aşağıya şöyle sıralanırlar:
Sancak aleminin altında süngü takılmış bir tüfek, altında tek yüzlü teber (balta), sonra toplu tabanca ve topuz başlı asa mevcuttur Asanın şeşper (savaş araçlarından altı dilimli topuz) topuzu kenarına asılı olan terazi adaleti temsil eder Terazinin kitap şekilleri üzerine oturtulmuş olup bu kitaplardan üstteki Kuran-ı Kerim, alttaki ise diğer hukuk metinleri yerine geçen kanun kitabıdır
Hilafet sancağının altındaki çiçek şekilleri Osmanlı’nın estetik yönünü gösterir Buket arasında ki güller hilafet sancağı üzerinde manevi ilhamlar sebebiyle bulundurulur Buketin hemen altında bir çapa (gemi demiri) yer alır ki denizciliğin sembolüdür
Arma göbeğindeki kalkanın hemen alt yanın da dik duran bir borazan mızıka takımını; onun altında çaprazlama duran tirkeş (ok kuburu, sadak) ile meşale de gece donanmalarını ve ok müsabakalarını hatırlatır
Armanın alt tarafını boydan boya süsleyen inci defne yaprakları, çiçek motifleri arasından beş tane madalya sarkar Bu madalyaların isimleri şöyledir: İmtiyaz nişanı, Mecidi nişanı, İftihar nişanı, Osmanlı nişanı ve Şefkat nişanı

Osmanlı'da arma geleneğinin bulunmadığını belirten Can, Kraliçe Victoria'nın 19 yüzyılda arma tasarımı yaptırarak, Sultan Abdülmecid'e hediye ettiğini söylüyor Osmanlı arşivlerinde araştırmalar yapan Dr Can; tepesinde güneş, hükümdarın tuğrası, Osmanlı sancağı, adaleti temsil eden terazi, Kur'an-ı Kerim gibi birçok sembollerle Osmanlı'yı anlatan armanın İngilizler tarafından yapıldığını savunuyor
Dr Selman Can, arma fikrinin Osmanlı ile Rusya arasındaki Kırım Savaşı sırasında ortaya çıktığını anlatıyor Dr Can'ın verdiği bilgilere göre, bu dönemde İngiltere, Osmanlı ile yakın ilişkiler kurmaya çalışıyordu Fransa'nın Sultan Abdülmecid'e verdiği 'Legion' nişanı İngiltere'yi harekete geçirdi
İngiltere Kraliçesi Victoria, Fransa'nın verdiği nişana karşılık Kasım 1856'da Dizbağı Nişanı'nı Osmanlı Sultanı'na sundu Dr Can, nişanla birlikte gelen Osmanlı armasıyla ilgili şu bilgileri veriyor: "Böylece Sultan Abdülmecid, Dizbağı Nişanı'nın sahibi oldu
Ancak 1346'da Kral III Edward tarafından ortaya çıkarılan Dizbağı Nişanı'nın geleneğinde şöyle bir uygulama vardır: Nişanı alan kişi ya da hükümdarların armaları Londra'da Windsor Sarayı'nda bulunan Saint George Kilisesi'nin duvarında asılmaktadır Ancak Osmanlı Padişahı'nın arması bulunmamaktadır Bunun üzerine Kraliçe Victoria, Prens Charles Young ismindeki arma uzmanını Osmanlı için arma tasarlamak üzere görevlendirir İstanbul'a gelerek araştırmalarda bulunan Young'a, Etyen Pizani isminde bir tercüman yardımcı olur "
İngiliz tasarımcı, padişahlık alameti olan saltanat kavuğunu, sorgucu, ay-yıldızlı sancağı ve tuğrayı ön plana çıkararak bir arma hazırlar Bir yılda hazırlanan arma, Osmanlı Devleti'nin Londra Sefiri Kostaki'ye teslim edilir Kostaki tarafından İstanbul'a gönderilen arma çizimlerini Sultan Abdülmecid de beğenir Bu şekilde oluşan Osmanlı Devleti arması İngiltere'nin Saint George Kilisesi'ndeki yerini alır Kraliçe Victoria'nın Charles Young'a tasarlattığı arma, Sultan 2 Abdülhamit döneminde terazi ve silahlar eklenerek son şekline kavuşur
Tarih bilgisinin söylentilerle oluşturulamayacağını kaydeden Dr Selman Can, şu uyarıda bulunuyor: "Tarihle iç içe yaşayan bir toplumuz Ancak tarihî konular üzerinde bilgi birikimimiz son derece zayıf Sorgulamayı ve araştırmayı öğrenen nesiller ancak tarihi doğru okuyabilir "
Otuz ayrı sembol bulunuyor
Prens Charles Young ismindeki bir İngiliz tarafından tasarlanan Osmanlı armasında; güneş, 2 Abdülhamit'in tuğrası, sorguçlu serpuş, kalkan, sancak, mızrak, top, kılıç, borazan, yay, çapa, hilafet sancağı, Kur'an-ı Kerim, terazi, kılıç, süngülü tüfek, şefkat nişanı, Mecidi nişanı, nişan-ı iftihar, nişan-i Osmani gibi 30 ayrı sembol bulunuyor
|