Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahlat, müzesi

Ahlat Müzesi

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ahlat Müzesi



Mezarlığın tam yanı… Bir müze için ilginç bir konum değil mi? Mezar taşları, başlarına buyruk biçimde çimenlere ve otlara yayılmış; dünyayla ilgisiz, hallerinden memnun görünüyor Burası ‘korkunç güzelliğiyle’ göz alan Ahlat Müzesi


Bu dehşet verici güzellik hissi, müzenin kapısına varıldığında, bir süreliğine dağılıyor Müze binası, doğal malzemeyle üretilmiş, mütevazı ama incelikli tasarlanmış ve yakın çevresine saygılı Müze olmanın bir sonucu olarak dışarıyla bağlantısı zayıf ama yine de insanı içine kolay alan tek katlı ve sevimli bir yapı

Medeniyetin Doğduğu Topraklar
Ahlat Müzesi, 1970 yılından beri ziyarete açık Bir müze için, hele ki medeniyetin doğduğu bu topraklar için oldukça yeni
Müzede sergilenen eserlerin çoğu, 1960’ların ortalarında yörede yapılmış arkeolojik çalışmalarda bulunmuş
Bu topraklar için, epey geç bir tarih
Müzenin içine adım atılır atılmaz, dehşet verici güzellik yeniden başlıyor
Bu ıssız ve sevimli müzenin barındırdığı çeşitlilik şaşkınlık verici Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerine ait “yakın dönem” eserlerinin yanı sıra; Roma dönemi ve Antik dönemden ve hatta milattan önce iki binli yıllardan kalma eserler var
Yakın çevrenin önemli mimari yapılarından Çifte Hamam ve Ulu Cami civarında yapılmış kazılardan çıkarılan eserler, müzenin önemli bir bölümünü oluşturuyor
Selçuklu döneminin seramik buluntuları ise, Anadolu kültürü ile Asya kültürünün önemli bir karşılaşma anı olan Selçuklu medeniyetinin inceliklerini hissettiriyor bize Süslemenin, basit bir makyaj olmanın ötesinde, nesnenin içsel bir parçası, simgelerle dolu bir dünya ve başlı başına bir sanat dalı olduğu dönemlere ait bu eserlerde, yaşamın ruhuna dair ipuçları bulmak mümkün Müzenin açılmasından evvel açık hava müzesi şeklinde düzenlenmiş eski mezarlıktaki mezar taşları da, Selçukluların birbirinden farklı tiplerde ürettikleri etkileyici eserler arasında




Doğu’nun ve Batı’nın Melez Ürünleri
Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli seramikler, pipolar ve kandiller ayrı bir bölüm oluşturuyor Bu dönemlerde, gündelik yaşantının ve sanatsal işçiliğin Batı’dan gelen rüzgarlarla yeniden şekillenmiş olması, yöreye ve müzeye özel bir önem katmaktadır
Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgesinde, Batı sanatının etkilerinin kuşkusuz belli sınırları olacaktır ve bu sınırlar Doğu’nun ve Batı’nın melez ürünleri ortaya çıkarması
için verimli bir ortam sunagelmiştir
Müzede Urartuların çift ejderha başlı bilezikleri, kemerleri, elbise iğneleri ve saç tokalarından oluşan koleksiyonları ise, yine ayrı bir bölüm halinde düzenlenmiştir Eski çağların gündelik yaşantısını bu kadar yakından gözlemleyebilmek, binlerce yıl önce yaşamış insanlara aslında ne kadar benzediğimizi düşünmek, müze gezisinin değerli anlarından biri olsa gerek
İnsanın kendini uzun tarihin parçası olarak duyumsaması ve önceki kuşaklara duyulan o dostane yakınlık duygusunun içimizi kapsaması için, aslında yalnızca gündelik yaşantıya ait bazı “basit” eşyaların yeterli olması da garip değil midir? Onca tarih kitabının yaratamadığı bir duyguyu, birkaç parça “değersiz” eşya bir anda yaratıverir




Paranın ‘Atası’
Sergilenen eserler arasında ilçeye 15 km uzaklıkta bulunan Yuvadamı Nekropol alanından çıkarılan MÖ 2 binyıl ve Erken Demir Çağı’na ait mezar buluntuları (seramikler) de yer alır Bununla birlikte, Orta Tunç Çağı sonlarına ve Demir Çağı’na tarihlenen seramikler ve kapkacaklar da koleksiyonun parçası
2608 adet arkeolojik eserin yanında, 1685 adetlik sikke koleksiyonu da dikkat çekici Sikkeler, tarihsel açıdan özel bir önem taşır Öyle ki tasvirlerden devlet şeklini, sayısız tarihi olayı, ortadan kalkmış şehirlerin isimlerini, kaybolmuş bir heykeli, yıkılmış bir binayı,
o zaman var olan ancak bugün yetişmeyen bir bitkiyi sikkelerden öğrenmek mümkündür Nümizmatik uzmanı olmasak bile, sikkelerin renkli dünyasının, günümüzdeki paranın hayal dünyamızda canlandırdığı soğuk imgeden ne kadar uzağa düştüğünü hayret
ve hayranlıkla seyretmek ilginç olsa gerek
Öldüğünü varsaydığımız, kataloglayıp, depolarda ve cam bölmelerde ziyarete açtığımız “geçmiş”in ise, aslında hâlâ sürdüğünü hissetmek de bir o kadar güzel
Ahlat Müzesi’nin misafirlerine açtığı kapılar ise, geçmişin hâlâ diri yollarından geçiyor ve “korkunç güzellik” deyişinin anlatım bozukluğu olmadığı bir yere varıyor





skylife dergisinden

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.