Rical-İ Gayb (Görevli Veliler) Hakkinda |
07-16-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rical-İ Gayb (Görevli Veliler) Hakkinda300 NUKEBA ~ 92 300 Nukeba, Reisler Şeyh'ül Ekber: «Nefislerden gizli şeyleri çıkaranlardır Üç-yüz kişidirler,» diyor Onlar, cahil insanları insana dönüştüren, kişileri karanlıktan çıkarıp Allah'ın kendileriyle ya da kendilerinden değil, O'ndan gelen bir nur olan bağışına götüren insanlardır Onlar kızıl kükürt (simyacı altını) ehlidir Bazıları sanatlarıyla kalpleri dönüştürürler, bazıları baz metali altına çevirirler, bazıları ikisini de yaparlar Aralarmda birbirlerini tanıma ve susma vardır Allah'ın bilen kulları arasında yarattığı farklılıklarda edeb, hayranlık ve haz sözkonusudur Hiçbir şey ve hiç kimse onları edeb makamından ayıramayacaktır Biribirleri arasındaki edeb meşhurdur Öylesine zarif bilişirler ki çoğunlukla dikkati çekmezler bile Bazıları çöllerde yoksulluk ve ihtiyaç içinde gizlidir Diğerleri bütün dünya görsün diye insanların önüne çıkarılmışlardır Ancak o Allah'ın göriimünde, onlann işareti olan büyük deniz - arslanı'nın okyanusla kara arasında sahilde uzandığı gibi uzanır Hepsi aynı zikri paylaşır: "Hu!", " Hu!" , " Hu!" 40 NUCEBA ~ 93 40 Nuceba, soylular Nukeba'dan kırkı Nuceba'dır Onlar hakkında Şeyh'ül Ekber şunu belirtiyor: «Kırk kişidirler Mevcudat'ın külfetini taşımakla meşguldürler ve yalnızca bir diğerinin hakkı için hareket ederler» Bunda Rabbin yarattıklarına şefkatini görün Peygamberimiz, ariflerin başı, salat ve selam ona olsun, «Her zaman ümmetimden "İbrahim tabiatı"nda kırk kişi olacaktır,» demiştir Bu suretle Nukeba'nın iç çekirdeği başkalarına ilgi ve tevazu içinde hizmetle bellidir Onlar fukaranın hizmetkarıdır Onlar, Rasûl'ün miskinlere, mahrumlara ve dertlilere derin bir muhabbet besleme sünnetini izlerler Kendilerini tanııtan işaretleri, niyaza bütün diğer ibadetlerden daha çok güvenmeleridir ve bu onların sünnetleri zikirleri ve tefekkürleridir Onunla yaşar, onunla yardım ederler Bazısı bir ayette yaşar, bazısı bir surede, bazısı Kur'an'da yüzer Bazısı bir başına Fatiha'nın esrarında yaşar 7 Ebdal ~ 94 7 Ebdal Vekiller Şeyh'ül Ekber şöyle diyor: «Onlar yedi kişidir Kim bir yerden bir yere bedenini kalıbında bırakarak, kimsenin onun gittiğini anlayamayacağı bir şekilde yolculuk ederse, o kişi Ebdal'den başkası değildir, İbrahim'in, selam ona olsun, kalbi üzre biçimlenmiştir» Onların yüksek makamını belirterek Şeyh ibn'ül Habib diyor ki: «Kendini Allah'a adayan Ebdal'in Yol'u açlıktır, uykusuzluktur, sessizliktir, yalnızlıktır ve zikirdir» Bu, bütün büyük evliya tarafından teyid edilen bir sözdür Salihûn arasında sonradan olan mucizeler hakkında halk arasında nasıl durmaksızın konuşulursa, Ebdal'in ve onun ötesindekilerin bilinmesi ve saptanması da sadıkûn tarafından öyle konuşulur ve yadsınır Ama hiç kuşku yoktur Onlar vardır Burada ve oradadır Kalp bedene göre neyse, onlar da kozmosa göre öyledirler Eğer zail olursa, beden de zail olur, çünkü onun hayatı ve anlamı odur Onlardan bir haber yok değildir Vardır, Ama Hakikat'lidendir, Hakikatli'nindir, Hakikatin dilindendir, cahilden, dedikoducunun dilinden değil Ehdal; onlar bile manevî imkanlarının sınırlarını göstermezler 4 Evtad ~ 95 4 Evtad Dört direk Onlar yedi Ebdal'dan seçilen dört direk ya da mertebedir Haklarmda Şeyh'ül Ekber şunu söylüyor: «Makamları dört Evtad'ın makamma uyan dört insanı gösterir Eğer dünyada doğu, batı, kuzey ve güney varsa, her birinin bu yönlerde bir makamı vardır» Bu, tasavvufî hikmetin çekirdek merkezidir Dört kişidirler ve biri öldüğünde bir başkası onun yerini alır Bilinirler Teyid ediyorum ki, yalnızca dünyanın dört köşesinin destekleri değil, ama Görünmez'de Kabe'nin, Allah'ın Evi'-nin de desteğidirler Çünkü Ev (Beyt) zahirde Allah'ın Evi'dir, ama batında Allah'ın Evi inananların (müminlerin) kalbi, ya da kalpleridir Allahü a'lem 2 İmamlar ~ 96 2 İmamlar Şeyh'ül Ekber diyor ki; «İki kişidirler (iki Efraddırlar), Biri Gavs'in sağındadır ve yetkisi Melekût'tadır Diğeri soldadır ve yetkisi Mülk'tedir Arkadaşından yüksektedir Gavs'in halefidir» Nesnelerin görünen yanlarındaki mükemmelliği gördüğünüz gibi gizli yanlarındaki biçimlenmenin mükemmelliğini de görün «Allah'ın yaratışında bir noksan bulamayacaksınız» Burada, manevî gerçekliklerin iki hakiminden herbiri bir başka yönden hüküm sürer Bu suretle birinin bir görevi vardır, diğerinin de bir başka görevi İdrak teyiddir ve idraksizlik onlann aleyhine kanıt değildir Eğer, O'nun, güzelliğiyle zahiri biçimlendirdiği biçimlenmeyi idrak edememişseniz, onu batında hiç anlayamayacaksınız demektir Hiç fark yoktur Her dünya birbirine zıttır, insan alemi iki dünya arasında uzanır, böylece bir boyutu görünür ve çözümlemeye elverişlidir ama diğeri gizlidir ve yalnızca bu Yol'u bilenlerin ilmiyle bilinebilir Ve Allah ' tek Bilici'dir Kutub ~ 97 Kutub, eksen Ve bu ikisinden bir çıkar O 'kutub'tur Şeyh'ül Ekber şöyle diyor: «Bu Gavs'tır Allah'ın her çağda dünyaya dikkatle baktığı yer olan kişiyi gösterir, İsrafil'in, selam ona olsun, kalbine göre biçimlendirilmiştir -------------------- 1999 YILI ramazan ayının 27gecesi olan perçşembeyi cumayas bağlayan kadir geçesinde toplanan manevi hükümet meclisimizde ki görüşmelerde yediler tabakasında görevli iken dünyasını değiştirdiği için yeri boşalmış olan kutbul aktab mekkeli muhammed abinin görevi yine yediler tabakasında görevli ve konyamızda bulunan bir mübareğe verildibu mübarek zatın ismi,bugün için açıklamaya müsade olmadığından dolayı yazılamadıileride manevi müsadeler ışığında açıklanmasını umarız muhammed agabey mekkede doğup büyümüş ve orada ikamet etmiş;basiret,keşif,keramet ve ledünni ilim sahibi mübarek bir zat olup,senede bir sefer toplanan manevi hükümet meclisi tpoplantısında bulunan imameyn den (iki imamdan)kutbun sağında bulunan imam idi eksilen kırklar tabakasına,üçyüzler tabakasından,üç yüzlere de beşyüz onbirler içinde ki yedekler olan,onbirler içerisinde ki bir zat da yine cenabı allahın emriyle seçildieksilmiş bulunan yedekler kadrosunada halkın içinden bir zat seçildi ayrıca konyanın altıntekin ilçesinde doğup büyüyen ve orada ikamet eden zıvarıklı hacı ahmed ağa,kırklar diye bilinen manevi erlerden bir5i iken 1958 yılının nisan ayının sekizinde,yetmiş hicab ötesinde,arşın üzerinde rukka aleminde toplanan manevi hükümet meclisi toplantısında,yüce mevla tarafından kendisine verilen ricali gayb erleri divanı postası görevini üslenmişti hacı ahmed aga manevi görevini,bu hükümet mecisi toplantısında ,çin diyarında doğu türkistanın urumçi şehrinde müslüman uygur türklerinden ve kırklar tabakasından mehmed cebel isminde bir kardeşimize teslim etti bunların seçilmesi içincenabı hakk katından emir varid olmasından hemen sonra manevi meclis tam mevcuduyla yetmiş hicab ötesinde arşın üzerinde , rukka aleminde toplanıp yeni seçilen zatlasrdan görevlerini ve emanetlerini teslim alıp o saatten itibaren görevlerine başlamışlardır hacı ahmed ağa 1999 senesi ramazanı şerif ayının on beşinden başlayarak kadir gecesine isabet eden 27gece saat 01:30 a kadar 13 gün boyunca kabe-i muazzamada,altınoluk karşısında,eski müezzinliğin altında manevi meclis toplantılarında hazır bulundu aslında kendisi o günlerde,konyanın altıntekin ilçesinde ki evinin köşesinde,ayaklarından rahatsız,85 yaşında ve evinden dışarı çıkamayan bir kimse olarak sevenleri tarafından ziyaret ediliyordu kimse sırrına vakıf olamadı!işte bir hak eri daha!böyle ibret dolu bir ömrün sonunda dostuna erişti allah rahmet eylesin!allahımız bizleri!bu hak divanı erlerinin şefaatına nail eylesinamin toplam sayısı 511 olan ricali gayb divanı erleri nin 500 tanesi asıl 11 tanesi ise yedeklerdirricali gayb divanı mensubu veliler,görevlerini cenabı allahın emriyle vefat ettikten sonra teslim ederlersadece postalık görevini yapanlar müstesna divan postası görevini yapanlar,sağlıklarında yapılan manevi hükümet meclisi toplantısın da,cenabı allah kırklar tabakasından kimi seçmiş ise,meclis başkanı olan zamanın kutbuna vahiy yoluyla bildirirpostalık görevini yapan zatta bu görev için yeni seçilen kardeşimize görevi teslim eder meclis dağılırken,cenabı allahın emretmesiyle,dünyada sağ olup manevi görev başında olan 511 mevcutlu ricali gayb divanı ehli velilerle , yukarıda ismi geçen: imameyn,gavs,zamanın kutbuve hızır aleyhisselam ab-ı hayat suyuna giderler,topluca bu suda boy abdesti alırız ve allah hepimize taze hayat bahşeder ve sıhhat verir o gün sabah namazının sünnetini abı hayat suyunun yanın da kılarıznamazın farzını ise,kabede namaz kılan hacılarla birlikte hacılara imamlık yapan imama uyarak kabe-i muazzamada kılarız bu manevi hükümet meclisi toplantısı bin aydan daha hayırlı olan ve cenabı allah tarafından mübarek geceler içinde gizlenmiş olan kadir geçesinde yapılırbu toplantının yapılıuş günüde,kadir gecesinin o güne rasladığının bir delilidir -------------------- A - Karar organı B - İcrâ organı Karar organı "Dîvan" ya da "Dîvan-ı Kebîr" gibi isimler ile anılır İki tür toplantısı vardır Aylık toplantılar Ki her arabî ayın 14'ünü 15'ine bağlayan gece, çeşitli yerlerde yapılır Yıllık toplantısı, ki bu da senede bir defa, Efendimiz Aleyhis-selâm’ın Rasûllük görevini almadan evvel inzivâya çekildiği Hıra Dağı'nda olur Bu "Dîvan-ı Kebîr"e katılanların büyük kısmı ölümötesi yaşama intikâl etmiş büyük evliyâullahtan, üçte bir kadarı da şu anda dünya üzerinde bilfiil görevli yüksek derecelilerden teşekkül eder Toplam 66 kişilik Dîvan ehline dünya üzerinden, zamanın "Gavs"ı, "Kutb-ül İrşâd" ve "Kutb-ül Aktâb" olan iki yardımcısı, dört unsur üzerinde tasarrufu olan dört kutub, yedilerin tamamı "Gavs"ın tasarruf dairesi dışında olan "Müferridun" nâmıyla bilinen 11 kişi katılır Varlık üzerinde, ilâhî ilim gereği alınması gerekli tedbirler hakkında kararlar alınır ve bu kararlar icrâ organına nakledilir "Divân-ı Kebîr’in" tabîi başkanı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemdir Onun gelmediği toplantılarda ise, şâyet var ise o devrin "İnsan-ı Kâmil"i, yoksa zamanın "Gavs"ı başkanlık görevini îfa eder"İnsan-ı Kâmil" her asırda bulunmaz "Gavs" ise her asırda vardır ve kıyâmete kadar sürekli, bir kişi, o görevi îfa eder "İnsan-ı Kâmil" rütbesi, en üsttür ve birkaç asırda bir o rütbeye nâil kılınmış kişi gelir yeryüzüne "Müceddid-i zaman" yüzyılda bir gelir Dinin, o günün insanlarının anlayışına göre yenilenmesi görevini îfa eder O da divân ehlindendir Son müceddid de "Mehdî" lâkabıyla bilinen Zât-ı kirâmdır Aynı zamanda "İnsan-ı Kâmil"dir, Mehdî!Gavs, hem Rasûlullah Aleyhis-selâm katılmadığı zamanlarda divân başkanlığı yapar, hem de icrâ organının başıdırKutb-ül İrşâd tamamıyla, çeşitli burçlardan, bilinen ve bilinmeyen sayısız yıldızlardan gelen tesirler üzerinde görev yaparak, bunlardaki sayısız mânâların gereğinin yeryüzünde mevcut insanlar ve cinler üzerinde açığa çıkması hususunda çalışırKutb-ül Aktâb ise, Gavs'tan çıkan emirleri çeşitli ilgili mercilere dağıtır Dîvan’a katılan Cin'lerin evliyâsı dahi emirleri Kutb-ül Aktâb'dan alırlarİcra Organı ise bir tür Ricâli Gayb ordusudurDîvan'ın kararlarının tatbikiyle görevlidirler Bu ordunun Başkumandanı "Gavs"ı zamandır Tâbiri câiz ise genelkurmay başkanı durumunda olan "Kutb-ül Aktâb"dır! Sonra 4’ler gelir Sonra tasarruf sahibi olan 7'ler gelir Sonra 12'ler gelir Sonra 40'lar gelir Sonra 300'ler diye bilinen 313 kişi vardır Sonra 1200'ler gelir ve daha sonra da yöresel kutuplar iş görürler Bu evliyâullah'ın çok azı, yani "Dîvan ehli” olanlar ile "icrâ" organından birkaçı "fetih" sahibidir Geri kalan bir miktar "keşif" ehlidir Büyük çoğunluğu da bilinçdışı olarak bu görevleri îfa ederler Geçmiş evliyâullah arasında Abdülkâdir Geylânî, "Gavs"iyet görevliyle birlikte "İnsan-ı Kamil"lik görevi de kendisinden cem etmiş olduğundan, "Gavs-ı Â’zâm" lâkabıyla bilinir İkinci "İnsan-ı Kamil" Abdülkerim Ceylî ya da diğer ifade şekliyle Geylânî ise, çok eserler yazmıştır hakikat bahsinde ve mârifetullah bahsinde; ki bunların içinde en çok bilineni "Geçmişin ve geleceğin ilmini kendinde toplamış olan İnsan-ı Kâmil" adıyla kaleme aldığıdır Bizde kısaca "İnsan-ı Kâmil" diye bilinir "Fetih" ehli olan görevliler dünya üzerinde tüm cereyan eden işlere vâkıftırlar "Keşif" ehli ise sadece görev alanı ile sınırlıdırlar Her bir görev düzeyindeki veli, ancak kendi düzeyinde olanı ve altındakini bilir Üst grubu ise, sadece onunla temasta olan alt grubun başkanı bilir Bir de "Dîvan"a katılanlar, kendi üstlerindekileri bu vesile ile bilirler! Bunların arasında Endonezya'lı, Arab, Pakistan'lı, Afganistan'lı, Türkiye'li ve daha başka isimli topluluklardan zevât mevcuttur |
|