Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinema, Müzik & Online Videolar > Radyo, Sinema ve Tiyatro

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
avantgarde, avrupa, sineması

Avrupa Avantgarde Sineması

Eski 07-16-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Avrupa Avantgarde Sineması



Avrupa Avantgarde Sineması


Avrupa Avantgarde Sineması, özellikle iki dünya savaşı arasındaki dönemde, Avrupa sinemasında etkili olan bir dizi akıma verilen toplu isimdir

Arka Plan

Birinci Dünya Savaşı Avrupa film üreticilerini olumsuz yönde etkilemişti 1920'li yıllar boyunca gelişen Hollywood şirketleri, Avrupa pazarını büyük oranda ellerinde tutuyorlardı Hollywood'un devasa setleri, kostümleri, büyük paralar kazanan yıldızları karşısında Avrupa'da film şirketleri genellikle kendi filmlerini çekmek yerine Amerikan filmlerinin dağıtımını yapmayı üstlenmişlerdi


Sektörü ellerinde bulunduran büyük isimlerin bu geri çekilişi yeni film sanatçıları için uygun bir ortam yarattı Küçük şirketler avantgarde çalışmalarla iç pazarı ele geçirmeye çalıştılar Genç sanatçılar David W Griffith'in film tekniğine getirdiği yeniliklerin de etkisiyle standartlaşmış Hollywood yapımlarının karşısına kendi alternatiflerini çıkartmaya çalışıyorlardı Özellikle aydınların bu alternatiflere ilgi göstermesiyle bir çok Avrupa kentinde avantgarde sinemayla ilgili sinema klüpleri ve organizasyonlar gelişti

Fransız Empresyonizmi

Louis Delluc, Germaine Dulac, Abel Gance, Marcel L'Herbier ve Jean Ebstein'dan oluşan bir yönetmenler grubu empresyonist sinema anlayışlarıyla, Fransa'da eğitimli çevrelerde etki yaratmayı başardılar Onlara göre sanat gerçekleri değil, deneyimleri aktarıyordu Filmin çekirdeğini sanatçının bakışı ve öyküler yerine duygular oluşturmalıydı Delluc 1918'de "fotojeni" kavramını ortaya attı Fotojeni film karesini resmedilen nesneden ayıran belirleyici niteliği ifade ediyordu Delluc'e göre resmetme izleyiciye film yapımcısının bakışaçısıyla yeni bir bakış sunarak, nesneye yeni bir anlam veriyordu


Empresyonist yönetmenler, resmin kendisine odaklandılar Görsel hilelere başvurarak film karakterlerinin izlenimlerini, düşlerini, hatıralarını, gözlerinin önüne gelen görüntüleri, düşüncelerini resmetmeye çalıştılar Bakışın öznelliği özellikle kamera kullanımında da öznelliğe işaret ediyordu Film karesini oluşturan bütün nesnelere özel bir önem verdiler ve dönemin ressamları ve mimarları tarafından tasarlanmış alanlar kullanıyorlardı

Cinéma Pur

Arı bir sinema sanatı arayışı içinde kimi avantgardistler öyküden ve içerikten tümüyle bağımsız filmler yaratmaya çalıştılar Filmi sadece dramatik ögelerinden değil, aynı zamanda fotografik ve belgesel unsurlarından da arındırmaya çalıştılar ve bir anlamda "zamanda resim" yapmayı denediler 1924 yılında ressam Fernand Léger'in Ballet mécanique yılında çektiği, adlı filmi fotografik malzemeye dayanan ilk soyut filmlerden biridir Cinéma Pur akımının en önemli filmlerinden biri René Clair'in yine 1924dadaist etkilenmeler barındıran Entr'acte'tır

Sürrealist Film

Avantgarde sinema doruk noktasına 1920'li yıllarda Luis Bunuel'in çalışmalarıyla çıktı Ressam Salvador Dali'yle birlikte çalışan Bunuel psikanalizden de yoğun olarak etkilenerek çarpıcı sahneler ve çağrışımsal geçişler kurguladı Özellikle 1929'daki Un chien andalou filmi göze çarpan sahnelerle doluydu Bunuel 1930 yılında çektiği ilk sesli filmi L'Âge d'or'da burjuva değerlere yönelik şiddetli bir saldırıya yer verdi


1930'lu yıllarda Avrupa'da politik gerilmin de artmasıyla, sürrealist sinema sağ ve sol kamplar arasında bölündü ve etkisini yitirdi Ancak İkinci Dünya Savaşı sonrası sinemasının önemli isimleri Federico Fellini, Pier Paolo Pasolini, Jean Cocteau, Carlos Saura ve Bernardo Bertolucci üzerinde sürrealist sinemanın önemli bir etkisi olduğunu görmek mümkündür

Alman Ekspresyonizmi

Birinci Dünya Savaşı sırasında Alman film şirketleri de eğlence filmleri çekiyordu Ancak sanatsal filme yönelik uluslararası eğilim, Alman sinemasında da dönemin yaygın sanat akımı ekspresyonizmden etkilenmiş filmlerin çekilmesini teşvik etti Ekspresyonizm, tiyatro ve resimde yüzyılın başlarında realizme bir tepki olarak gelişmişti Ekspresyonist sanatçılar dışsal görünüme değil, içsel duygulanıma önem vermek gerektiğini savunuyorlardı 1920'li yıllarda savaştan geriye kalan etki altında ekspresyonist sinemacılar karanlık, fantastik ögeler, insan üstü yaratıklar, kendi dürtülerinin esiri olmuş acımasız insanlar resmettiler Böylece savaş sonrasının gerçekliğinden bir kaçışı ifade ettiler


İlk ekspresyonist film olan Robert Wiene'nin 1919 yapımı Das Cabinet des Dr Caligari'nin uluslarası çapta başarıya ulaşmasına karşın ekspresyonist sinema etkisini kısa sürede yitirdi Bununla birlikte 1930'lu yılların korku ve gangster filmlerini büyük oranda etkilemeyi başardılar

Sovyet Devrim Sineması

Sovyet Devrimi'nin hemen sonrasında Sovyetler Birliği'nde genç sanatçılar sosyalist bir sanat ortaya koymaya çalıştılar Diğer sanat dallarında da olduğu gibi sinemada da fütürizm ve konstrüktivizm hakim sanat akımıydı David W Griffith'in montaj tekniği bu sanatçılar arasında önemli bir etki yaratmıştı


Genç sanatçılar öncelikle biçimsel ilerlemenin politik imaları üzerinde duruyorlardı Hollywood filmlerinin özel biçiminin ideolojik bir mesaj taşıdığını saptıyorlar ve "görünmeyen kesme" gibi kurgu teknikleri ve Amerikan rüyasını işleyen gerilim dramaturjisiyle seyircileri kışkırtmak yerine yönlendirdiğini söylüyorlardı Oysa sosyalist estetiğe göre izleyicilerin birlikte düşünmeleri teşvik edilmeli ve toplumsal ilişkiler yansıtılmalıydı


Griffith'in dramaturjik gerilimi arttırmak için kullandığı kurgu teknikleri Rus avantgardelarını çok etkiledi Moskova Film Yüksek Okulu'nda okulun yöneticisi Lev Kuleshov'un çevresinde toplanan genç filmciler teorik ve deneysel yollar bulmaya çalıştılar Bu çevrenin temel tezi, filmde kurgunun resimden hiyerarşik olarak üstte bulunduğu ve anlamın montajla aktarıldığı yolundaydı


Bu çevrenin en önemli isimleri belgesel yapımcısı Dziga Vertov, Sergey Eisenstein ve Vsevolod Pudovkin'di Eisenstein filmlerinde duygusal olarak yoğun resimlerin hızlı bir peşpeşeliğini, şok edici bir şekilde birbirleriyle bir araya getirilmelerini ve böylece izleyicinin yeni bilgilere ulaşmasını sağlamak gerektiğini düşünüyordu Ünlü filmleri Grev ve Potemkin Zırhlısında bu montaj anlayışını başarıyla pratiğe geçirdi Özellikle Potemkin Zırhlısında geliştirdiği ritmik montaj tekniğiyle güçlü metaforlar kullandı


Vsevolog Pudovkin de filmlerinde benzer montaj teknikleri kullanıyordu Bununla birlikte Pudovkin Eisenstein'dan daha fazla Hollywood'un anlatısal sinemasına yakın duruyordu Potemkin Zırhlısı'nda kitleleri başrolde kullanan Eisenstein'ın aksine Pudovkin ülkenin önde gelen yıldızlarını kullanıyordu İzleyiciyi düşünsel olarak kışkırtmak yerine, duygusal olarak etkilemeye çalışıyordu

Sovyet avantgarde sineması, özellikle Stalin döneminde formalizm ve sosyalist gerçekçilik tartışmaları sonucu büyük oranda etkisini kaybetti

dır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.