Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk’Ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma Ve Söyleşileri..
Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri
Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri

Atatürk'ü Kendi Anlatımından Öğrenmek
ATATÜRK, hakkında belki de en çok kitap, makale gibi eser yazılmış kişidir Şüphesiz içlerinde çok çok önemli eserler bulunmaktadır Ancak; öne almamız gereken eserler, bizzat onun kaleminden ve ağzından çıkanlar olursa kimi karmaşa da önlenmiş olacaktır
Kitabın Adı
Atatürk’ün Resmi Yayınlara Girmemiş Söylev Demeç Yazışma ve Söyleşileri
Yazar Sadi BORAK
Yayınevi:Kaynak Yayınları
Sayfa Sayısı 448
İşte bu eserlerin belki de en önemlilerinden birini Sadi BORAK yazmıştır Gerçi yazdığı kitap Atatürk’ün doğrudan kendine ait sözlerden oluşsa da devlet kurumlarından basmayanlar çıkmıştır
"…başka cephelerde, başka mıntıkalarda diğer milletlerle dahi verdiğim muharebelerde daima vatanın müdafaasından ibaret olan asli vazifemi ifa ettim Binaenaleyh kalbimde kin ve düşmanlık hisleri yer bulmamıştır "[1] " Benim bütün hayatım ve her yaptığım hareket Avrupa’dan nefret etmediğimin bir delilidir Ben hiçbir zaman nefretler esasına dayanarak dövüşmedim Yalnız gerçeği korumak için savaştım… Ben hiçbir ulustan, hükümetlerinin hatalarından dolayı nefret etmedim… Çok geçmeden sizinle de (İngilizleri kastetmektedir -yn ) öbür büyük devletlerin karışmasından önce nasılsa yine öyle dost olacağız İngilizler kendileri önce doğru yoldan çıktıkları için hatalarını görüp pişmanlıklarını belirtmelidirler "[2] "Bu dünya bizim kalbimizde ve vicdanımızda düşmanlık hissi bırakmak istemiyorsa, bizim hakkımızdaki kalp ve vicdanlarındaki zulmü çıkarsın Zulüm hissi baki kaldıkça, intikam hissi devam edecektir "[3]
Kitap iki bölümden oluşmaktadır İlk bölüm Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri’dir Bu kısmı Genelge, Telgraf, Beyanname ve Mektuplar isimli ikinci bölüm takip etmektedir Kitap başlı başına arşivciliğin doruk noktasını oluşturmaktadır Hele öyle gizli görüşmelerin belgeleri bulunmaktadır ki o şartlar ve sonraki yaşananlar düşünüldüğünde insanı şaşırtıyor ciddi anlamda ve düşünmeden edemiyor Mustafa Kemal nasıl saklamış bu belgeleri diye Tabi büyüklüğünü görmek için gerekli şaşkınlıktır bu
"Efendiler, bir insan ve insanlardan bir araya getirilmiş bir sosyal heyet ölmeye karar verirse yaşamak için, behemehal yaşar Fakat ölmeye çalışanlar ve ölüme kaçanlar, yaşamak için mutlaka ölürler Ölümün yalnız maddi olması bahis konusu değildir Manen dahi ölünür "[4]
Kitabı çok önemli kılan şey Mustafa Kemal’in kişiliği üzerinde büyük çıkarımlar yapmamızı sağlayacak bilgiler içermesidir Örneğin; Mustafa Kemal in İzmir halkı ile yaptığı bir konuşma bu kitapta bulunmaktadır Belki de kitabın en önemli kısmı buradır Eserin 155-225 sayfaları arası, 2 Şubat 1923 tarihli, İzmir’de tam 6 saat süren bir konuşmaya ayrılmıştır Peki nedir bu uzun konuşmanın önemi diye sorulacak olursa ilginç bir şekilde bir devrim yapma girişimindeki önderin halkı bizzat ne ölçüde eğitmeye çalıştığının resmi kaydıdır Duygusal anlamda bugün dahi bakıldığında insanın etkilenmeme olasılığı olmayan bu konuşmada halka sadece nutuk atan bir lider yoktur Konuşmasını yapmadan önce halkın sorularını almış ve onlara bu sorular doğrultusunda çok çeşitli bilimsel temelli bilgiler vermiştir Bu bilimsel anlamda çeşitlilik ise oldukça şaşırtıcıdır Ömrünün o tarihe kadar büyük bölümünü cephede geçirmiş olan bir önder, siyaset bilimi, tarih, din bilimi, felsefe, sanat, ekonomi, yönetim bilimi, askerlik sanatı, etik, eğitim, genel anlamda bilim, uluslar arası ilişkiler alanında hem de azımsanamayacak ölçüde veriye dayanarak bir konuşma yapmıştır Üstelik bu konuşma o kadar sade bir dille yapılmıştır ki karşısında çoğu okuma-yazma bilmeyen halkın anlayacağı bir şekle sokulmuştur Bu bölüm günümüzden bakıldığında dahi o kadar etkileyicidir ki sadece bu bölüm ile ilgili özel bir çalışma bile yapılabilir Dinin toplum için gerekliliğini, İslam’ın neden geri kaldığını, kadının dinde ve Türklerde yerini, ailenin önemini, Fransız İhtilali’ni, Bolşevik İhtilali’ni, tarihi, Osmanlı’yı, siyaset bilimini, yönetim bilimini, ahlakı ve felsefeyi farklı açılardan görmek için bulunmaz bir eser
"Bir milletin ilk mektebi kadının kucağıdır [5]" "Efendiler! Bilirsiniz ki hayat demek; mücadele demektir, çarpışma demektir Hayatta muvaffakiyet, mutlaka muvaffakiyetle mümkündür Bu da, kuvvete, kudrete dayanan bir keyfiyettir İnsanların bugün meşgul olduğu meseleler, bütün karşılaştığı tehlikeler ve bütün elde ettiği muvaffakiyetler, umumi bir mücadelenin dalgaları tarafından meydana gelmiştir "[6] "Eğer bütün bu çalışmalar ve fedakarlık rehavet içinde yaşamak için ise hiçbir mana ifade etmez Kabul etmek lazımdır ki, asıl kurtuluşa yetişebilmek mücadeleyi tatil etmek değil, ebede kadar mücadeleyi devam ettirmekle mümkün olacaktır "[7]
Eseri tanıtmak sadece kimi özelliklerini belirtmek niteliğini taşımaktadır Çünkü; bu eserin tanınabilmesi için tamamının, satır satır okunması gerekmektedir O kadar ki şairlerin toplum hayatındaki önemini, müziğin önemini, 31 Mart olayını, Musul Sorunu’nu, eğitim ve bilimsel eğitimin nasıl yapılması gerektiğini, medreselerin bilim ve eğitimden uzak kaldığını, asli olan Türk unsurunun Osmanlı’daki durumunu, ekonominin önemini ve Osmanlı’da geri kalışını görmek için bu eser yine çok önemli bir yere sahip
"Diyarbekirli, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır "[8]
Bursa Nutku’nun söylenmediği gibi tatlı su Kemalistliği yapmaya çalışanlar için gerekli belge de eserde mevcuttur Ayrıca; eserde onlarca büyükelçi nezdinde yapılmış konuşmalar bulunmaktadır Yani o dönem için karşılıklı ilişkilerin önemini ve devlet protokolündeki nezaketi görmek için önemli belgelerdir bunlar
"…insanlar her şeyden evvel, önce kendi faydasını düşünür Kendi hayati sebeplerini, kendi zenginlik ve mutluluk sebeplerini temin etmemiş olan bir insanın başkalarının hayatiyle ilgilendiğini kabul etmek o kadar mantıki değildir İnsanların böyle düşünmesi de pek meşru ve caizdir Yalnız meşru olmayan ve caiz olmayan, kötü olan, reddedilen şey, faydasını başkalarının faydasından fazla düşünmesidir "[9]
Eserde bir diğer önemli kısım, 32-128 sayfalarında yer alan ve Mustafa Kemal Başkanlığında, Heyet-i Temsiliye üyeleri ve komutanlar arasında ileriye yönelik alınması gerekli kararlar ve Kurtuluş Savaşı’nın parasal kaynakları ile ilgili olarak yapılan gizli görüşmelerdir Bu kısım Mustafa Kemal’in önderlik yeteneğinin hem doğuştan gelen kısmının hem de hayat içinde gelişmesiyle oluşan kısmının ne kadar ileri düzeyde olduğunun somutlanmasıdır Herkesi dinleyen, en son ya da yol çizmek için başta konuşan bir önder, hem de dediğimiz dönem savaş hali ve şunu bunu satarak ekonomik rahatlamanın sağlanamayacağını bilip, vurgulayan bir kişilik İkna yeteneği ve eşgüdümü sağlamadaki başarısını, iyi düzeyde planlama ve denetimi yapan ve tüm bunları, "orduyu da kuran halkın" içinde olduğu örgüt ile başarabileceğini belirten bir önderi kendinden öğrenmek daha iyi olacaktır
"Bizim kuvvetli seciyemiz tabii milli seciyemizdir Daima ve daima bu milli seciyemizi yükseltmek, muhafaza etmek lazımdır Belki bu ifadeden milliyetperverlik çıkar O çıkar Ancak bunu diğer vatandaşlarımızın, yani bütün vatandaşlarımızın birbirine karşı kötü yorumlamasına mahal yoktur "[10]
Din-ırk gibi yapay ayrımların, ülkeleri nasıl bölüp parçalamak için kullanıldığını Mustafa Kemal’in ağzından öğrenmek ayrı bir öğretici olmaktadır Benzeri şekilde Panislamizm ya da Pantürkizm (Turancılık) gibi fikirlerin başarıya ulaşamayacağını; ancak, bağımsız ne Sovyetler Birliği ile ne de emperyalist devletler ile bir olmadan ve belirlenen Misak-ı Milli içinde yaşamanın doğruluğundan bahsetmektedir
"Bu devleti, yeni Türkiye Devletini kuran bir asıl unsur vardır Ve bu unsur ile mesailerini birleştirmiş, talihlerini birleştirmiş unsurlar da vardır Bu unsurlardan vatandaş da vardır Başka başka din ve mezheplerden bulunanlar vardır Bu memleketi ve bu devletin hakiki dayanağına daima, iyi, yüksek, saygılı duygularla duygulanmış gülleri ve hareketleri ile daima bu duygular içinde geçmiş bulunan ırkların aynı dinden olması şart değildir Misal: Musevi vatandaşlarımız gibi… şüphe yok ki Musevi vatandaşlarımız hiçbir vakitte bu memlekette olduğundan daha çok refah ve saadete malik olamazlar Şimdiye kadar böyle olmuştur Yeni Türkiye, bu suretle kendilerine daha çok inandırıcı ve emniyet verici olur Diğer unsurlar dahi, Müslüman olmayan unsurlar dahi mübadeleden sonra memleketimizde kalmış olacaklar dahi emin olabilirler ki, şimdiye kadar kapıldıkları teşviklerin bundan sonra hiçbir faydası, etkisi, hükmü olmadığını takdir ederler ve tam sadakatla bu milletin içinde yaşamağa karar verirlerse hiçbir vakitte bu millet tarafından kötü muameleye maruz kalmayacaklar, insaniyetin gerektirdiği bütün hususların kendileri hakkında tatbik edilmiş olduğunu göreceklerdir "[11]
Eser hakkında anlatılacak o kadar çok bilgi bulunmaktadır ki hepsini buraya aktardığımızda, eserin tamamını yakınını yorumsuz olarak yazmamız gerekecektir Siyasi parti, toplum çıkarı, muhtar seçiminin dahi önemi, halkın kanunları Kur’an ayeti gibi ezberlemesi gerekliliği, dil konusunda bizzat çalıştığı ve hatta herkesi bu konuda sınava tabi tuttuğu gibi yüzlerce ayrıntının doğrudan bulunabileceği bu eser, Mustafa Kemal’i her yönüyle hem kişiliği hem de devlet adamlığı ile öğrenmek için mükemmel bir kılavuz görevi üstlenmektedir Son olarak da erdem üzerine söylediği şu sözleri belirtmek de kimi unutulan değerlerin hatırlatılması için faydalı olacaktır:
"İnsanlar daima yüksek, necip(soylu, temiz-yn ) ve mukaddes (kutsal-yn ) hedeflere yürümelidir Bu tarz-ı hareket insan olanın vicdanını, dimağını, bütün mefhum-i (kavram-yn ) insanisini tatmin eder Bu tarzda yürüyenler ne kadar büyük fedakarlık yaparlarsa o kadar yükselirler ve bu tarz-ı hareket mutlaka açık olur Çünkü nasiyesi (alın-yn ) açık, dimağı açık, kalp ve vicdanı açık insanlar tarafından ihtiyar olunabilen (seçilen-yn) heyet-i içtimaiyeler ancak bu mutena (seçkin, özenilmiş-yn ) hareketlerin muakkibi (izleyen, arkasından giden-yn) olabilirler İnkar, hissiyat ve teşebbüsatını gizli tutanlar, gizli vesaite tatbike müteşebbis olanlar mutlaka ar ve hicabı (utanma-yn ) mucip (gerektiren-yn ) akıl ve mantıkın haricinde hareket edenler olabilirler Bu gibi müteşebbislerin akıbeti evvel ve ahir hüsrandır "[12]
alıntı
|