Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hastalığı, sıtma

Sıtma - Sıtma Hastalığı - Sıtma Hastalığı Nedir

Eski 07-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sıtma - Sıtma Hastalığı - Sıtma Hastalığı Nedir



Sıtma - Sıtma Hastalığı - Sıtma Hastalığı Nedir


Sıtma, hastalık yapıcı bir grup parazit olan plazmodiumların, dişi anofel sivrisinekleriyle insanlara bulaşmasıyla yayılan ateşli bir hastalıktır


İngilizcede kullanılan 'Malaria' terimi İtalyancada 'kötü hava' ('malaria') anlamına gelir Hastalığın en bariz belirtisi olan titremeyle yükselen ateş plazmodiumun çeşidine göre değişik fasılalarla olur Teşhisi kolay, tedavisi ve korunması mümkün olan sıtma hastalığı çok eski zamanlardan beri bilinmektedir


Hastalığın tarihçesi

Hastalığı ilk defa bildirenler Eski Mısırlılar'dır MÖ 460-370 yıllarında Hipokrat da bataklık bölgelerde, tekrarlayan ateş ve dalak büyüklüğüyle seyreden bir hastalığın mevcudiyetini fark etmiş ve dört ayrı şekilde olabileceğini bildirmiştir Torti (1753), ateşli hastalıklar için yazmış olduğu kitabında ilk defa 'Malaria' adını kullanarak diğer hastalıklardan ayrı olarak ele aldı 1894’te Manson, sıtmanın sivrisineklerle bulaştığını buldu Eski çağlarda kitleler hâlinde ölüme sebep olan sıtma, bugün de bu tehlikesini muhâfaza etmektedir


Rusya'da I Dünya Savaşı'ndan sonra 5 milyon sıtmalı vardı ve bunların 60000’i öldü 1934’te Seylan’da 3 milyon sıtmalının 100000’i yaşamını yitirdi Amerika’daki ilk salgın 1938’de Brezilya’da vuku buldu ve 100000 hastanın 14000’i öldü Salgın, 1942’de Nil Vadisi'ne kaydı ve Mısır’da 12000 kişiyi öldürdü Daha sonra Etiyopya’da 15000 ölü bıraktı Savaşları ve tabiî âfetleri takiben Karayipler'de büyük hasar yapan salgın, 1963’te Haiti’de 75000 kişinin ölümüne sebep oldu


Yeryüzünde belirli bölgelerde sık bulunan hastalık 45 derece kuzey, 40 derece güney enlemleri arasında fazladır Tropik ve subtropik bölgelerin hastalığıdır Afrika’da ölen her yüz çocuktan onunun sebebi olan sıtma; Türkiye’de de önemli bir sağlık problemi olup, bu hastalikla yapilan mücadele devam etmektedir
Sıtma mikrobu

Plazmodiler amibe benzeyen, mikroskopta görülebilen tek hücreli parazitlerdir Çoğalmaları iki safhada olur Birincisi, cinsî üreme safhasıdır ve sivrisineklerde vukû bulur İkincisi, cinsî olmayan çoğalma safhasıdır ki, insan alyuvarlarında olur


Enfeksiyonun kaynağı genellikle hasta bir şahıs veya belirtisiz bir taşıyıcıdır Sıtma, sivrisineklerle bulaştığı gibi, hastalıklı kan nakilleriyle veya bulaşık şırıngalarla da geçebilir
Plazmodiumların dört tipi vardır: Plazmodium vivax denilen tipi, tersiyana sıtmasını yapar Ateş 48 saatte bir yükselir Asya’da, Avrupa’da ve Akdeniz ülkelerinde bulunur Afrikalılar buna karşı dirençlidirler
Plazmodium malaria, quartana sıtmasını yapar, 72 saatte bir ateş yükselir Az rastlanır Hindistan, Asya ve tropikal Afrika’da karşılaşılır


Plazmodium ovale az bulunur 48 saatte bir ateş yapar Bilhassa Batı Afrika’da vardır
Plazmodium falciparum, tropikal bölgelerde, Güneydoğu Asya’da çok görülen bu tip, en şiddetli seyreden sıtma şeklini yapar Ateşler daha uzun sürer Nöbetler ortalama günaşırı gelişir
Belirtileri

Sıtmanın özelliği belirtilerin nöbetler halinde gelmesidir Nöbet başlamadan birkaç gün önce halsizlik, neşesizlik, iştahsızlık, başağrısı, sırt ve bacak ağrıları olur Nöbet, şiddetli titremeyle yükselen ateşle başlar, terlemeyle sona erer Fakat ateşsiz vakalar da olabilir Tersiyana ve quartanada titreme çok fazladır Hastanın bütün vücûdu sarsılır, çeneleri birbirine çarpar Nabız hızlanır, başağrısı, sinirlilik, kollarda ve bacaklarda ağrılar olur
Uzun süren durumlarda karaciğer ve dalak büyür, sarılık ve kansızlık gelişebilir Solunum şikâyetleri ve hatta zatürreMenenjit, şuur bulanıklığı, çeşitli felçler meydana gelebilir Enterit sıcak iklimlerde sık olur Dalak kendiliğinden yırtılabilir, iç kanama olabilir olabilir
Tedavisi

Sıtmalı hasta devamlı yatakta bulundurulmalıdır Kuvvetli besinler verilir İlaç olarak ilk kullanılan kınakına kabuklarıdır Bunları ilk kullananlar Güney Amerika’da Peruvia yerlileridir Bunu ilk bildiren 1683’te Kontes dre Chinchone’dir 1820’de bundan kinin elde edilmesi cihetine gidildi İlk yapılan mepakrin idi, fakat yan tesirleri sebebiyle pek kullanılmadı Daha sonra kinolon grubu ilâçlar geliştirildi ki, bunlardan klorokin hâlâ kullanılmaktadır
Bu ilaçlar baskılayıcı ve tedavi edici olarak iki şekilde kullanılır Primetamin, proquanil, klorakin baskılayıcılardandır Düzenli şekilde alındıklarında parazitin insanda gelişip, çoğalmasını önler Sıtmalı bölgeye seyahat edeceklerin bir hafta önceden bunlardan birini kullanmaları tavsiye edilir Tedavi ediciler arasında klorokin, primakin ve kinin sayılabilir Klorokin en etkilisidir Alyuvarlar içindekilere etki etmesine rağmen karaciğerdeki sporozoitlere etki etmez Cinsi üremeyi önler Dokulardaki parazitlere primakin daha etkilidir Bu ilaçlar uygun kombinasyonlarda ve özel ekipler tarafından hastalara bizzat uygulanmaktadır
Korunma

Sıtmayla mücadelede en önemli hususlardan birisi sivrisineklerle mücadeledir Bunun için de en kıymetli yol anofel türlerini yok etmektir Bu hususta dünyâda geniş çaplı ilk çalışma 20yüzyıl başlarında Küba ve Panama bölgesinde başlatılmıştır Bu eradikasyon (kökünü kazıma) neticesinde Küba’da 1899’da binde 999 olan hasta oranı 1908’de binde 19’a düşürülmüştür 1939’da DDT’nin kullanılmağa başlanması başarıyı daha da arttırdı 1946 yılında Dünyâ Sağlık Teşkilâtı sıtma eradikasyonunu geniş çaplı olarak ele almıştır


DDT (Dichloro-diphenyl-trichloroethane) petrol içinde % 5 emülsiyon şeklinde evlere, ahırlara, kümeslere, püskürtülür Yiyecekler, içecekler korunmalıdır Bazı tip anofeller DDT’ye karşı direnç kazanmışlardır Bu yüzden yeni maddeler araştırılmaktadır Bunlarla beraber bütün su birikintilerinin, bataklıkların kurutulması, nehirlerin, akarsuların düzenlenmesi gerekmektedir


Türkiye'de sıtma eradikasyon çalışmaları 1926’dan bu yana ciddi surette ele alınmış ve başarı elde edilmiştir Bu konuda 4871 sayılı kanun, çalışmaları disiplin altına almıştır Sıtma, ihbarı mecbûri bir hastalıktır Sıtma mücadelesini, Sıtma Savaş Dispanserleri’nde özel eğitim görmüş ekipler ücretsiz olarak yürütmektedir


1957’den sonra Dünya Sağlık Örgütünün planlı çalışmaları ve dünya genelinde girişilen sıtma savaşı, dünyâda yaygın olarak seyreden bu hastalığı, hastalığa yakalananların sayısını, ölüm oranını gün geçtikçe azaltmaktadır Türkiye’de sıtmayla savaş SSYB’ye bağlı Sıtma Savaş ve Eradikasyon Teşkilatı tarafından yürütülmektedir


Bu ciddi çalışmaların neticesi olarak 1970 yılında sıtma sayısı 1293 vak’aya kadar düşmüştür Fakat “Sıtmayı ortadan kaldırdık” fikriyle çalışmaların bir ara duraklamasıyla, 1977’den sonra enfeksiyon sayısı birden artmış ve 28849 kişi hastalanmıştır Bu arada DDT’ye karşı direnç kazanan anofeller, hastalığı hızla yaymışlar, 1978’de 101742 kişi hastalanmıştır Bu tarihten sonra sıkı bir aşılama kampanyası başlatıldı Hastalık tamamen yok edilemedi fakat hızlı yayılması önlendi 1981’de ise bu rakam 53403’tür Türkiye’de daha çok Güneydoğu Anadolu, Çukurova Bölgesinde görülmektedir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.