Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hastalıkları, karaciğer, sarılık

Karaciğer Hastalıkları Sarılık

Eski 07-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karaciğer Hastalıkları Sarılık



Karaciğer Hastalıkları Sarılık


Sarılık veya ikter kandaki bilirubin düzeyinin artması sonucu deri, göz ve mukozaların sarı renk alması durumudur Bir belirti (semptom) olup çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir; tek bir hastalığa işaret etmez Hepatit bir anlamda karaciğerin iltihabıdır Hepatitlerin çoğu virüslere bağlı olmakla beraber ilaçlar, toksik maddeler, radyasyon, bağışıklık sistemindeki bozukluklar gibi farklı nedenlere de bağlı olabilir

Halk arasında, viral hepatitle, sarılık karıştırılır ve her sarılık "viral hepatit" zannedilir Halbuki sarılık bir hastalık değil belirtidir Birçok hastalık, sarılık belirtilerine neden olabilir Örneğin, ana safra kanallarında taş olması sarılığa neden olabilir Ancak viral hepatitle hiçbir ilgisi yoktur ve bulaşmaz Yeni doğanlarda rastlanan sarılığın da "viral hepatit"le bir ilgisi yoktur ve bulaşmaz

Hepatite yol açan A, B, C, D, E virüsleri yanı sıra daha az sıklıkta farklı virüslerde vardır A ve E virüsleri dışkı ile atılırlar A virusu ile oluşan bulaşıcı sarılıkta hastanın dışkısı, sarılığın ortaya çıkışından 2 hafta öncesi ile 1 hafta sonrası çok bulaşıcıdır Bu virüsler ile oluşan hepatitler esas itibariyle, virüs taşıyan dışkı ile kirlenmiş su ve besin maddelerinin (sebze ve meyvalar) ağızdan alınması sureti ile bulaşırlar Virüsle kirlenmiş yüzeylere temas etmiş ellerin ağıza değdirilmesi de kişisel bulaşmada ve virüsün yayılmasında çok önemlidir B ve C virüsleri ise, başlıca, kan yoluyla (kan ve kan ürünlerinin alınması, mikroplu enjektör ve iğnelerinin kullanılması, ortak jilet veya diş fırçası kullanımı, akupunktur, diş tedavisi ve cinsel ilişki suretiyle bulaşırlar Hastalığın, bu virüsleri taşıyan anneden bebeğe geçişi de mümkündür

En sık rastlanan belirtiler, halsizlik, iştahsızlık, mide bulantısı, karnın sağ üst kadranında ağrı, derinin ve gözakının sararması ve idrarın koyulaşmasıdır Kısa süren ateş olabilirHastaların bazıları enfeksiyonu sararmadan halsizlik eklem ağrıları ve hafif ateş ile gribal enfeksiyon tarzında geçirirler

A ve E hepatit enfeksiyonları tam şifa ile iyileşirken, B, C hepatitler ise kronikleşebilirler Gelişmekte olan ülkelerde hepatit B hala önemli bir sorundur Örneğin Türkiye'de hepatit B oranı bölgelere göre değişmekle beraber % 10 civarındadır Gelişmiş ülkelerde ise aşı sorunu çözüldüğü için bu oran çok azdır Hepatit C nin aşısı henüz yokHepatit B ve C hastalarının bir kısmı kronikleşebilmekte ve siroz ,ileri dönemde karaciğer kanserine dönüşebilmektedirHepatit C nin toplumumuzdaki yaygınlığı çok düşüktür bu nedenle C virusu hepatiti bireysel açıdan tehlikeli bir hastalık olmakla beraber toplumsal açıdan fazla tehlike arzetmiyor C virusu hepatiti özellikle hemodiyaliz hastaları ve sık sık kan nakli yapılan hastalar için ciddi bir tehlike oluşturabilir

Hepatit B enfeksiyonu geçirenlerin bir kısmı tam olarak iyileşememekte ve taşıyıcı kalmaktadırlar B virüsü taşıyıcısı, hasta olmasa bile, kanı ve diğer vücüt sıvıları ile hastalığı başkalarına bulaştırabileceğini bilmelidir Kan vermemeli ve korunmasız (kondomsuz) olarak, bağışık olmayan veya aşılanmamış kişilerle cinsel ilişkiye girmemelidir B virüsü hepatitine karşı, aşı (ve/veya gerektiğinde HB immunglobulin) ile, etkin biçimde korunmak mümkündür Aşı yüksek oranda (%95)bağışıklık sağlar Bu bağışıklık en az 5 yıl devam eder Hepatit B aşısı çok güvenilir bir aşıdır Akut hastalıkta özel bir tedavi yoktur Hastaya sindirimi kolay yiyecekler verilir Yağı az yiyecekler önerilir Üzüm, bal gibi glikozca zengin besinlerin mönüde yer alması uygundur Hasta istirahat ettirilir Akut hastalık genel olarak 4-6 haftada kendiliğinden iyileşip şifa ile biter Kronik hepatitlerde ise aktivasyon derecesine ve enzim seviyelerine göre tedaviler uygulanmaktadır Bu yönde gelişmeler hızla ilerlemektedir

Sarılık hastalığı iki nedenle insan vücudunda oluşur:
[*]Fazla bilirubin üretilmesiSafra yollarında oluşan tıkanıklık


Sarılık mekanizması

Bilirubin alyuvarlara rengini veren ve oksijen taşınmasını sağlayan hemoglobin maddesinin parçalanması sonucu oluşur Kanda dolaşım ömrünü dolduran yaşlı alyuvarlar ölünce hücrenin içeriğindeki hemoglobin açığa çıkar; hemoglobin de bilirubin maddesine dönüştürülerek karaciğere gelir ve çözünür hale getirilerek karaciğerden safraya atılır

Örneğin karaciğerde bir fonksiyon bozukluğu söz konusu olduğunda bilirubin safraya atılamaz ve kandaki miktarı artar Dokularda (deride) birikmesile sarılık oluşur

Bilirubin maddesinin kanda arttığı alyuvar yıkım anemilerinde '(pre-hepatik nedenler)(örneğin kan uyuşmazlığına bağlı yeni doğanın sarılığı), safra kesesi taşlarının safra akımını engellemesi (post-hepatik) nedeniyle de sarılık tablosu ortaya çıkabilir Sarılığın en önemli nedenlerinden biri hepatitlerdir ve bulaşıcı sarılık denince aklımıza viral hepatitler gelmelidir

Çeşitleri

Ortaya çıkış nedenine göre üç çeşit sarılık teşhisi yapılabilir:
[*]Hemolitik Sarılık: Pre-hepatik (Karaciğer öncesi nedenler)[*]Tıkanma Sarılığı: Post-hepatik (Karaciğer sonrası nedenler)[*]Hepatoselüler Sarılık: Hepatik (Karaciğere ait nedenler)[*]Yenidoğan Sarılığı
Hemolitik Sarılık

Günlük normal bilirubin miktarı üretim olarak 300 mg kadardır Kırmızı kan hücreleri olan alyuvarların hızla yıkılması sonucunda karaciğerde konjugasyonu aşan bir bilirubin üretimi olur Sonuçta safraya geçen bilirubin, ürobilinojen ve konjuge olmamış serbest bilirubin şeklinde kandaki bilirubin düzeyini yükseltir Buna indirekt hiper bilirubinemi adı da verilir Ayrıca karaciğer öncesi sarılık veya hemolitik sarılık adını da alır Serbest bilirubin miktarının artması ile kandaki bilirubin miktarı artar Ancak idrara çıkmaz Büyük bir kısmı safraya verildiği halde bir kısmı da mukozaya yerleşerek cilt ve gözde sarı rengin oluşmasına neden olur

Tıkanma Sarılığı

Bu tür sarılıkta bilirubin üretimi artmaz Ancak safra yollarında tıkanma olur Bu tıkanma safra taşı veya karaciğer tümörü oluşturabilir Bilirubinin bağırsaklara geçişi önlenmiş olur Karaciğer oluşan konjuge bilirubini kana gönderir ve bilirubin idrarla atılır Bu sarılığa da karaciğer sonrası sarılık adı verilir

Hepatoselüler Sarılık

Karaciğerin çoğu hücrelerinin çeşitli nedenlerle (alkol, toksik maddeler) hasarlanması ve buna bağlı olarak konjuge bilirubin miktarının azalmasına neden olur Kanda konjuge bilirubin miktarı arttığında idrarda ürobilinojen miktarı da artar İdrar koyulaşırken dışkı ise beyaz renge dönüşür Karaciğer bozulduğu için hastada AST, ALT miktarı artar Hastada bulantı ve iştahsızlık meydana gelir Bu tür sarılığa hepatojen sarılık adı da verilir Son derece önemlidir

Yenidoğan sarılığı

Yeni doğanlarda karaciğer bilirubin glukuroniltransferaz enziminin aktivitesi düşüktür ve bu enzim ancak yaşamın ikinci haftasında belirli bir düzeye erişir Ayrıca çocuklarda eritrositlerin hem ortalama ömürleri daha kısadır ve hem de doğumla birlikte ihtiyaç fazlası eritrositler söz konusudur Bu yüzden çocuklarda bilhassa prematüre çocuklarda hiperbilirubinemi görülür Bu tür çocuklar UV ışığa konuldukları zaman konjuge bilirubin miktarı artacağından bilirubinin belirli bir süre sonra düzeyi düşerek normal yaşamlarına devam ederler Konjuge bilirubinler direkt olarak Vanderberg reaksiyonu verdikleri için buna direkt bilirubin, serbest bilirubin ise indirekt olarak bu reaksiyonu verdiği için buna da indirekt bilirubin denir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.