Prof. Dr. Sinsi
|
Panik Atak Nedir? Panik Atak Nasıl Tedavi Edilir?
================================================== ==
"5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"nun ilgili maddeleri gereğince özellikle bu yazının hakları saklı olup, telif hakkı içeren bütün içeriği izinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve paylaşılamaz Fakat paylaşılacaksa www manyetikdunyamiz com adresi ile Dr F Efser GÖKÇEN'e ait olduğunu belirtir bir dip notuyla hiç bir değişiklik yapılmaksızın yayınlanmasında herhangi bir mazur bulunmamaktadır
================================================== ===
PANİK ATAK NEDİR NASIL OLUŞUR?
Panik atak, psikiyatride en çok görülen hastalık grubundan biridir Affektif bozukluk denilen duygu durum bozuklukları içinde incelenir Bu tür rahatsızlığı olan hastalar, büyük bir sıkıntı içinde ölüm korkusunu yaşamaktadır Bayanlarda daha sıklıkla görülmekle beraber, genç ve orta yaş erkeklerde de görülebilir Panik atakta, tipik belirti; ölüm korkusudur Açıkçası bu durumu yaşamayan bilmez
Ölüm konusunda Peygamber efendimiz;
“Ölümden sonra olacak şeyleri, sizin bildiğiniz gibi, hayvanlar da bilselerdi, yemek için semiz hayvan bulamazdınız  ” buyurmuştur
Bu rivayet gösteriyor ki; gaflet verilmesi sebebiyle özellikle hayvanlarda ölüm ve sonrası bilinmemektedir Ölüm konusunda, insan olarak bizlere verilen gaflet ve aldırmazlık, bizlerin hayata tutunmasına sebep teşkil eder
Panik atak hastalığında oluşan korku , ölüm ve sonrası içindir Bu korku o kadar müthiştir ki, insan o anı yaşarken çevresindeki her gördüğünden medet umar İnsanlardan yardım bekleme duygusu hakimdir Bu duygu, insanda kalbin hızını, nefes alıp verme sıklığını artırır Korku ve endişe hali sebebiyle insan ilişkilerinin bozulması ve günlük işlerini yapamaması sürecine girer Aşırı terleme, ağız kuruluğu, bulantı, kusma hissi, vücudun kızarması, rahat olamama, uyku ve iştah problemleri beraberinde gelir Özellikle kadınlarda hormonsal değişimler, özellikle adet öncesi dönemlerde nöbet halinde gelmektedir Nöbet geldiğinde hasta genellikle hemen endişe içinde hastaneye başvurma zorunluluğunu hisseder
Hastalığın oluş sebebine bakıldığında; serotonin sisteminin iyi çalışmaması sorumlu tutulmaktadır Beyinde EEG tetkikinde anksiyete belirtilerinin hakim olduğu ve aşırı elektriksel faaliyetlerin olduğu görülür Hatta kişide eğer epilepsi veya benzeri hastalıklara meyil var ise, hastalıkların ortaya çıkması daha da kolaylaşır
Ruhsal hastalıkların hepsinin seyrinde, genel bir mutsuzluk ve huzursuzluk hali mevcuttur Depresyon ile ilgili yazımızda anlatıldığı gibi, manyetik hafıza ile mevcut dış durum arasında bir uyumsuzluk söz konusu olduğunda, genel anlamda beyin ve vücut elektriği artış gösterir Bu artışın neticesi insanda oluşan aşırı yük, dışarı akamadığında veya bir sebeple rahatlama olmadığında, ruhsal olarak aşırı bir sıkıntı oluşmuş demektir
Sebepsiz ve durduk yere, saf panik atak oluşması genelde mümkün değildir Burada fizyolojik belirtilerin bir veya birkaçı mutlaka eşlik etmektedir Panik atak yaşamayan bir kişiye, bu durumu anlatmış olsanız tamamen yapmacık bir hadise olarak nitelendirecektir
Peki insan, kendi çevresindeki bu tür hadiseleri görse bile, onların böyle rahatsızlığı olmadan, fakat sadece kendisinde panik atak oluşması, hangi analitik, yani psikolojik etkileşimle açıklanabilir? 
Tabii ki açıklanamaz Eğer, hastalık bulaşıcı olsa, herkese veya anlamlı istatistiksel çoğunluğa bulaşması gerekir Fakat bulaşıcı değildir Eğer bu rahatsızlığı, bünye kendi başına oluşturuyorsa, bu durumu tetikleyen faktör nedir? Panik atak neden çoğunlukla, ölüm korkusu şeklinde kendini göstermektedir ?
Evrim yobazlarımız; “Yaşanmayan deneme hakkında yorum yapılamaz ” demişlerdir Peki; İnsan ölümü tatmadan, nasıl ölümden korkabilir?
Hangi beyin, daha önce hiç görmediği, tecrübesi olmayan bir konuda ahkam kesebilir? burada hangi beyin tabiri evrim hipotezine inananların beynidir Çünkü evrime göre her şey aynı kişi tarafından bireysel olarak yaşanır ve biter Yine evrime göre mutasyon hep iyiye ve güzele gider Bu ise tam anlamı ile anormal bir düşünce yapısıdır
Bu durum, bilimsel faaliyet içinde olan hocaların kafasını kuma gömdükleri durumdur İnsanın bir şeyden korkması için, bunu daha önce yaşamış olması gerekir Ruhun ve kalbin olmadığı bir bedende, ölümün hiç yaşanmışlığı yok kabul edenler, panik atak rahatsızlığını hangi yüzle tedavi etmeye kalkarlar
“Hem bir bedende bulunan kalp ve ruha inanmayacaksın, hem de ölümle ilgili korkuyu yok kabul edeceksin Bu tamamen mantık dışı ” Kalp ve ruhun temel karekteri irade göstermektir Kalp ve ruh beslenmediğinde güzelliklerin gerçek anlamda farkına varamayacağından , irade gösterip kararlı tavır takınamaz İrade göstermek beyin faaliyeti değildir kalp ve ruhun ortak olarak aldıkları ve uygulamaya koyacakları karardır
Şu ana kadar, gelmiş geçmiş insanların hepsinde, ölüm korkusu az veya çok vardır Ölümden sonra ne olacağına inansalar da inanmasalar da bu korku mutlaka vardır ve olacaktır
Freud ve onun gibi düşünenler, hani her şeyi geçmişte yaşanmış denemelere benzetiyorlar idi Ölümü neye benzetti Anasına olan aşkından dolayı, babasından korkan erkek çocuk! ölümü ne zaman yaşadı ki, onun hakkında yorum yapabilsin Bu anlatıdaki maksat Freud ve benzeri düşünenler duygusal yaşamda olan her bozukluğu kastrasyon anksiyetesi denilen , babanın tarafından , oğlanın anasına sarkmaması için iğdiş etmesi gibi bir zırva ile açıklarlar Güya onlara göre her oğlan anası ile yatmak istemektedir
Şimdi mevcut imkanların kaybı (sevilen obje) diye de açıklayabilirler, ancak o zaman “ Niye ölüm korkusuna , ‘felç olma korkusu’ yada ‘hapse düşme korkusu’ değil!? ” diye sormak lazım ?
Sevgili okurlarım 
Yukarıda anlatılanlar aslında o kadar geniş konuları kapsamaktadır ki, asıl meseleden uzaklaşmamak için kısa kesiyorum
Fransızların deja vu ( halihazırda yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık hissi veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusu ) dedikleri, fakat aslen İslamiyet’ten aldıkları bir yorumları vardır ki o da şudur; İnsan ruhu, dünya kurulmadan önce, Cenabı Hak tarafından yaratılmıştır Sonra , insandan söz alınmış ve bir beden üzerine gönderilip yaşatılacağı zamana kadar askıda bekletilmiştir O askıda olduğu dönem, sanki ölüme eşdeğerdir
İnsan bu dünya hayatından sonra, ölümü tekrar tatmasıyla kabir hayatına başlayacaktır Kabirde, dünyada yaptığı veya yapmadığı şeyler için ya cennet bahçelerinden bir bahçe, yada cehennem çukurlarından bir çukur ile ödüllendirilecek ya da cezalandırılacaktır İnsan bunu ruhu ile bilir Oysa bedeni veya beyni ile asla bilemez
Elektrik değdiği yeri etkileyebilir Elektriğin etkilemediği voltaj seviyeleri de vardır Ancak elektriği meydana getiren manyetik alan, genelde insan tarafından görülemez ama hissedilebilir Bunun gibi algılayıcının ne olduğu ve ne kadar hassas olduğu da çok önemlidir
Mesela bilimsel olarak ispatlanmış bilgi ve deneylerle biliyoruz ki; hayvanlar deprem oluşumunu anında hissedip duyarlar Bu konuda çeşitli spekülasyonlar olsa da, hayvanlar aslen manyetik titreşimi algılarlar Deprem sırasında aşağıdan yukarı doğru manyetik kırılmadan kaynaklanan korkunç bir manyetik patlama gerçekleşir O frekanstaki sesi biz algılayamasak ta hayvanlar kesinlikle algılarlar Nasıl ki; bizim rahatsız olduğumuz ses frekansları varsa, hayvanların da bu yetenekleri insandan farklı olarak vardır
Görülmeyene inanmayan ama, bir yandan da bilimsel açıdan izahatlar la ispatlara çalışanlara şunu söylemek isterim;
Ölüler, kendi kabirlerinde bizlerin duyamadığı, fakat bazı hayvanların işitebildikleri frekanstaki seslerle bağırırlar Tıpkı dünyadayken acı, sıkıntı, vehim, ıstırap çekmekteyken bağırmaları kadar gerçektir Ancak, bizler bu sesleri algılamaktan aciziz Mesela kabirde ıstırap içinde olan ölünün yanına ufak bir çocuk veya bazı hayvanlar ***ürülürse orada huzursuz olup ağladıkları ve siz zorla bile tutmaya çalışsanız kaçmak istedikleri görülür
Yukarıda yazılanlara insanların bir çoğu inanmayabilir Onun için şu delili sunarız ki; ağaçlar ve tabiattaki hemen hemen tüm bitkiler bizlere misal olsun diye kışın uyku veya ölüme , baharda ise tekrar dirilerek canlanıp rengarenk olmaya başlar Dinimizde, insanın bu şekilde yaratılmadan önce insanların en üstünü Muhammed Aleyhisselamın ruhunun yaratıldığı,sonra diğer insanların ruhlarının yaratılıp, onun peygamberliğini tasdik ettikleri, sonra dünyaya gelmeleri için ne kadar olduğu bilinmeyen bir süre askıda tutulduğu, daha sonra da bir vesile ile anne rahmine düşüp, rahimde dokuz ay geçirdiği, dünyaya geldiği, ne kadar ömrü var ise puzzle nı ( puzzle denilen çocukların oynadığı parçaları tamamlayıp bütün bir resim oluşumudur ) tamamlayıp kabre ineceği, orada kıyamet kopuncaya kadar kalıp, sonra kıyamet kopuşunda gerçek ölümü tadacağı, tekrar diriltilip hesaba çekileceği Kuranı Kerimde açıkça yazılıdır İnananlar olduğu gibi inanmayacakların da olacağını , yine Kuranı Kerim haber vermiştir Burada insanlar başta gördüğü şeye, sonra niye inanmazlar? Bu sorunun cevabını Rabbimiz Kura ’anda imtihan şeklinin böyle olacağı olarak haber vermiştir
Sevgili okurlarım 
Panik atak anlatısı sanki din dersi gibi oldu Ancak panik atak başka hiçbir şekilde açıklaması mümkün olmayan bir durumdur Vücut statik elektriğinde ciddi yükseliş vardır Bu elektrik bayan ve erkekte farklı karakter gösterir Bu konunun detayına girmeyeceğim Ancak TMS ile manyetik alan düzenlemesi yaparak, özellikle bayan hastaların çok rahatladıkları bilinen bir gerçektir TMS ve ilaç tedavisinde asıl yapılan iş sinirsel ileti hızını yavaşlatarak, toplam statik voltajı düşürmek esasına dayanır Tedavi sırasında hastalar, bunu somut olarak ifade etmektedirler Panik atak fizyolojisinde kalsiyum ile sodyum potasyum pompası etkilenmek yoluyla elektriksel yük miktarı artma gösterir Havadaki elektrik yükünün artması, nefes ile alınan yüklü azot gazı kanalı ile panik atak nöbetini tetikler Havadaki azotun ne işe yaradığını bazıları bilmez Onun için azot gazına inert gaz derler Azot gazının ve karbon atomunun manyetik yazılım şeklini de bilmezler
Sevgili okurlar 
Daha önceki yazımda azot sarhoşluğundan söz etmiştim Derin denizde 4 atü (Atmosfer Üstü Basınç ) üstünde, özellikle kuzey yarımkürede yaşayanlarda olayı değerlendirmeme , aşırı gülme, hatta halüsinasyonlar, aşırı heyecan hali görülür Bu hal panik atak ve hatta bazı pşikozlar ile çok benzerlik gösterir Şu andaki araştırmalarımız psikiyatrik hastalıklarda azot gazının insan bedeninde ve beyninde pozitif yük ile tahribat yapması ve iletiyi bozması üzerinedir
Panik atakla ilgili yazılarımız daha sonraki zamanlarda daha bireyselleşmiş biçimde anlatılacaktır
Saygılarımla
Dr F Efser GÖKÇEN
EN SIK GÖRÜLEN PANİK ATAK ŞEKİLLERİ
Toplumun yabancılaşması problemi kendini yalnız hisseden bireyin problemlerinin artması demektir Bu sebepten toplumda görülen panik atak ve depresyon vakalarında ciddi şekilde artışlar olmuştur Maalesef her hastalık için koruyucu tedbirler alınırken, bu tür hastalıkların artması ve derinleşmesi için gereken fazlası ile yapılmaktadır Çünkü sigara içenlerde tozlu yerlerde kalanlarda, hatta gribal enfeksiyonlarda, korunma amacıyla korkunç paralar harcanırken, ne hikmetse psikiyatrik bozuklukların koruyucu hekimliğine, çocuk yetiştirmedeki canice uygulamalara hala devam edilmektedir
Toplumda, insanların yabancılaşmasının temel sebebi sevgi ve dostluk unsurunun yok edilmesidir İnsanlar din afyondur denilerek en zaruri inanma ihtiyacı yok edilmiştir Çünkü sevgi dinden gelir Hiçbir kurum, hiçbir müessese sevgiyi işleyemez anlatamaz Sevgi çocukluktan gelir O ise büyüğün küçüğünü sevmesi şeklinde olur Büyük olan yönetici olan; paranoya, kuşku ve düşmanlık hisleri ile hareket ederse, kendinden alttakilerini ezer Dolayısıyla daha sonra kendinden alttakilere ezilmişliği ve ezmeyi anlatacaktır Amir ve yönetici konumundaki kişi , ezildi ise, kendinden altındakini ezer Bu kuraldır Ondan dolayı yöneticinin insan gibi insan olması birleştirici ve insanı seven yapıda olması gerekir Anlatılan şeyler toplum yabancılaşmasını önlemek amacındadır
Aile bütünlüğü psikiyatride çok önemlidir Anne baba çocuğa ortak mesaj verirken ayrıca mutlaka sevgi vermelidir Evde devamlı kavga anarşi varsa , o ortamda büyüyen çocuğa sevgi nasıl verilir Çocuk kendi başına büyürken sevgi ve dostluk arayışını tv ve bilgisayar gibi sanal ortamlarda arayacaktır Duyguların yerine koyacak bir şey bulamazsanız, onu sanal gerçek olmayan şeylerle doldurmaya çalışırsınız İşte çocuk bunu yapacaktır
Büyüyen çocuk daha sonraki yaşamında çeşitli problemler yaşar Çözüm için önceki denemelerini kullanmak istediğinde duygu ve dostluk anlamında gerek duyduğu şeyi bulamaz Bulamadığında, en yakın çözümü arar Ancak erkekler yapı gereği biraz daha dışarı hayatına yönlenirler Ancak evden çıktıklarında duyguyu bulacakları yer yoktur İçki ve uyuşturucu bağımlılığı veya sigara burada bir kaçış olarak görülür Kişilik yapısına göre, kadınların kendisini devamlı soyduğunu kazık attığını düşünen anne sevgisinden mahrum büyümüş erkek, kadınlardan öç almak için çapkınlık yapmaya başlar Aradığını kadınlarda bulamayan erkek, bu kez herkesi düşman görmeye başlar Kadın ise genelde ev kadını ise yemek yeme alışkanlığı ve orada tatmin olma isteği ile şişmanlamaya başlar Erkeklerde de şişmanlayarak olaylardan kaçış görülebilir Batı toplumlarında ve son yıllarda ülkemizde kadın da erkek gibi dışarı hayata yönlenmiştir
Alkol, uyuşturucu, kadın ve görülen diğer olumsuzlukların temelinde yalnızlık ve sevgisizlik yatmaktadır Sevgi olmadan kişinin temel güvenlik duygusunu oturtması mümkün değildir Genelde piyasada Erich Fromm un temel güvenli duygusu açılımı sevgi duygusu işlenmediği için yanlıştır Daha önceki yazılarımızda hep belirttik, batı literatüründe sevginin adı sekstir Bunu dışında sevgiyi anlamazlar Anlamadıkları şeyi ise anlatamazlar İnsan sevgisini bilmedikleri gibi, seks için gerekli sevgiyi de bilmezler O sebeple cinsellikte fantazileri ve uç boyutta arayışları hiç bitmez Öyle olduğu halde kendilerini rezil ederler Ama bir şey anlayıp doyuma , huzura, rahatlığa ulaşamazlar
Şimdi bu yapıdaki toplumda kalan, amir memur ilişkisini düşünelim; amir kendinden alttakine devamlı aşağılayıcı eleştirisel bir yapıda sevgisiz yaklaşımda bulunuyor Sanki karşısında potansiyel suçlu mantığı gütmekte iken, alttaki memurun verimli çalışması nasıl mümkün olacaktır Çünkü amir memuruna ters davrandığında , düşmanca sevgisiz konuştuğunda, memurun ona karşı sevgi ve muhabbet beslemesi olamaz Böyle yaklaşımlı işyerinde memur, devamlı eleştirisel yaklaşımda bulunacağını düşünerek gardını almış bir şekilde, başına her an büyük bir olay geleceği şeklinde sıkıntıya girer İnsanda anksiyete denilen sıkıntı hali, defolu olan yerden patlama sebebidir Bunu şu şekilde açıklayabiliriz; bir kumaş düşünelim, üretim sırasında bazı bölgelerde iplik dokunuşu hatalı , o kumaş herhangi bir sebeple çekiştirilirse , hatalı bölge yırtılır İnsanda aynen böyledir Hata, şekline ve sıkıntıya göre panik atak, psikoz denilen akıl hastalığı , OKB rahatsızlığı veya konversiyon bozukluğu gelişir Başında zebellah gibi duran bir amir, ne zaman nerede nasıl saldıracağı hazır şekilde beklemektedir Çalışanın rahat ve huzurlu olarak çalışması mümkün olmadığından sıkıntısını boğuluyorum, ölüyorum, kalbim çarpıyor, idrar ihtiyacım geldi, sık tuvalete gitmem gerekti gibi yaklaşımlarda bulunarak ifade eder Bu tablonun genel ismi zaten panik ataktır Panik atakta ki kişinin düzgün bir şekilde üretici olması, insanlar ile ilgilenebilmesi mümkün olamayacaktır İnsanların dostluk ve sevgi ile birbirini kucaklayıp, arada problem olduğunda ya kendileri problemi okuyup söyleyerek, yâda sözü geçen birisinin yardım ve desteğine başvurarak olayı çözüme ulaştırır Günler boyu gerginliğe uğramamış insan zorlanmadığı için ruhsal ve diğer organik rahatsızlıkların görülmesi azalacaktır
Daha önce hep belli bir işi yapan ve fakat birileri tarafından izlenmekte olan birisinin sıkıntıya girip, sanki hata işleyecekmiş endişesine kapılıp daha sonra aynı işi yüzlerce kez yaptığı halde, paniklemesi olur Bu kişinin bazıları tarafından eleştirisel yaklaşımda bulunmaları dolayısıyla , tekrar eleştiri alma ve rezil olma korkusu hadiseyi daha da çıkmaza sokmaktadır İnsanın üzerinden bu yükümlülüğü atması ve rahatlaması gerekir, aksi takdirde işi düzgü çıkarması mümkün olmayacaktır Amirleri tarafından sıkıntıya sokulan memur, yaptığı hareketten memnun kalmasa da, ya kendine yönelip panik atak veya depresyon nöbetine girecektir, ya da saldırgan davranış biçimi ile , suçu başkalarına yönlendirecektir Sıkıntının bedene yönelmesi ve aşırı derecede yüklenme kanser ve kronik hastalıklar dahil, her türlü hastalığa kapı açacaktır
Başka bir şekilde radyo veya TV gibi basın yayın organlarında, topluma karşı konuşma mecburiyetinde, insanlar panik atağa girebilir Bu halde temel problem, toplum fertlerinin ayıplanma korkusudur Bu sebeple insanlar insan içine çıkamaz olurlar Çünkü problemi , sanki tüm dünya fark edip kendi üstüne gelecekmiş gibi hisseder Hastalarda genelde çarpıntı , konuşma bozukluğu , terleme yerinde duramama , devamlı idrara çıkma , hatta çok ağır vakalarda altına kaçırma , görülebilen durumlardır Hastalarda kekemelikte görülebilmektedir Görülen panik belirtileri zaten toplumdan kaçan insan için daha fazla sosyal olarak toplumdan kaçmayı ve başka şeyler ile ilgilenmeyi gerektirir Arkasından toplum içinde başarı grafiği giderek düşer Panik ataklı kişinin ; sinir sisteminde aktif ve baskın olan sempatik sistemdir Bu sistemin aşırı çalışması çarpıntı, terleme , yerinde duramama , fazla idrar gibi belirtileri çok rahat açıklamaktadır Ancak ölüm korkusunu , ölümü yaşamamış birisi olarak açıklamak mümkün değildir Öğrenme yaş grubunda, kişinin çok fazla panik olması öğrenmeyi bozmaktadır Öğrencilerin öğrenme kalitelerinin düşmesi, geleceklerini etkilemektedir Çünkü hafızalanmada ana belleğe bilgi depolanması işi REM fazı sırasında olmaktadır Uykuya hiç doğru olarak giremeyen insan bellek konusunda, sıkıntılar çekecek demektir Dolayısıyla, ciddi anlamda öğrenme bozulur hasta sanki geri zekalı gibi davranmaya başlar Bu duruma yalancı debilite denmektedir
Panik atakta ve sosyal fobili hastaların çeşitli yerlerde sıkıntı duyarken, mesela mezarlıkta sabaha kadar dolaşabilirler Bu ise tamamen tersine bir durumdum olarak görülse de öyle değildir Kişi toplumun baskısından kurtulmak , insanların eleştirisinden kurtulmak için bu harekette bulunmaktadır Aslında toplum ve mahalle baskısı olarak nitelendirilen davranış yapısı, insana verilen hakketmediği üst değer dolayısıyla olur Eğer yaratıcının üst değerini insanlara yüklerseniz, her insan sanki yaratıcı gibi algılanırsa, toplum düzeni bozulmuş demektir Sosyolojik anlamda insanların kendi kendilerini yönetmelerinde gizli olarak tanrılaşma yapılmaktadır Para ve iktidar sahipleri bu gerekçe ile tanrılık sevdasına girerler Tanrılık sevdasında olan her şeyi ben yarattım diyen insan belki panik ataktan çıkıp başka bir çukura girer
Netice olarak panik atak görülme şekilleri farklı olsa da ; bilinç altı diye bilmeden nitelendirilen duygusal yaşamın , ruhsal yapının olumsuz şekillerde davranış biçimleri ile hırpalanması ile oluştuğu gerçeğini değiştirmez
Saygılarımla
Dr Efser Gökçen
================================================== =
"5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu"nun ilgili maddeleri gereğince özellikle bu yazının hakları saklı olup, telif hakkı içeren bütün içeriği izinsiz kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve paylaşılamaz Fakat paylaşılacaksa www manyetikdunyamiz com adresi ile Dr F Efser GÖKÇEN'e ait olduğunu belirtir bir dip notuyla hiç bir değişiklik yapılmaksızın yayınlanmasında herhangi bir mahzur bulunmamaktadır
================================================== ===
|