![]() |
Pnömöni - Zatürre |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Pnömöni - ZatürreHalk arasında “zatürre” olarak bilinen pnömokok enfeksiyonları, özellikle risk grubu hastalarda ölümle sonuçlanabilecek ciddi bir akciğer hastalığıdır ![]() Streptokokus pnömoni bakterisinin neden olduğu pnömoni (pnömokok pnömonisi), küçük çocuklarda, ileri yaştakilerde ve halihazırda kronik bir hastalığı bulunan kişilerde daha ağır seyreder ve ölümle sonuçlanabilir ![]() 39 dereceyi geçen ateş öksürük çoğu zaman pas renginde olan koyu kıvamlı balgam hastalığın başlıca belirtileridir ![]() Hastalık bazen genç erişkinlerde şiddetli bir titremenin ardından ateş yükselmesiyle birlikte aniden başlayabilir ![]() Buna karşılık yaşlılarda son derece sinsi bir şekilde başlayabilir ve zatürre izlenimi vermeyebilir ![]() ![]() ![]() ![]() Zatürre olan hastalar tipik olarak grimsi renktedir, kaygılı görünürler ve ateş genellikle 39 derecenin üzerindedir ![]() Zatürreye neden olan bakteriler, aynı zamanda kan ile tüm vücuda yayılarak bakteriyemi adı verilen tablo ve beyin zarında da menenjit gibi ciddi enfeksiyonlara neden olabilirler ![]() Bu bakteriler zatürreye neden olduklarında, her 20 vakadan biri ölümle sonuçlanmaktadır ![]() Aynı şekilde her 10 bakteriyemi vakasından 3′ü ölümle sonuçlanmaktadır ![]() Zatürre nasıl bulaşır ? Zatürreye neden olan Streptokokus pnömoni (pnömokoklar), üst solunum yollarında koloniler (bakteri grupları) oluşturan ve normal florayla (zararsız bakteriler) birlikte bulunan bir bakteridir ![]() Pnömokoklar kişiden kişiye, bir iki metrelik mesafelerden yakın temas sonucu bulaşırlar ![]() ![]() Bakteri genellikle aile içinde, özellikle küçük çocuklar ve okul çoçukları arasında yayılma eğilimindedir ![]() ![]() Pnömokok enfeksiyonu grip kadar bulaşıcı olmamakla birlikte insanların kalabalık şekilde bir arada yaşadığı yerlerde, askeri kamplarda, tutukevlerinde ve yatılı okullarda zatürre salgınları görülebilir ![]() Ne sıklıkta görülür ? Dünya sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada her yıl her 1000 kişden 10-15’i zatürreye yakalanmaktadır ![]() ![]() ![]() Türkiye’de her yıl Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre yaklaşık 90 000 zatürre vakası görülmekte ve 2500 civarında kişi hayatını kaybetmektedir ![]() ![]() Pnömokok aşısı yapılması gereken risk grupları - Kronik hastalıkların varlığı nedeniyle zatürre hastalığı gelişme riski artmış hastalar Kardiyovasküler hastalıklar Akciğer hastalıkları Diyabet Alkolizm Karaciğer sirozu Beyin-omurilik sıvısı kaçağı - Bağışıklık sorunu olanlar Dalağı fonksiyon görmeyen veya alınmış hastalar (asplenik hastalar) Hodgkin hastaları Lenfomalı hastalar Multipl miyeloma vakaları Kronik böbrek yetmezliği olanlar Nefrotik sendrom vakaları Bağışıklık sisteminin baskı altına girdiği hastalığı olanlar (örn: organ nakledilenler, kemoterapi ve radyoterapi görenler) - Semptomatik veya asemptomatik HIV enfeksiyonu olanlar (AIDS’li hastalar) - Zatürre hastalığı veya komplikasyonlarının görülme riskinin yüksek olduğu bilinen özel çevrelerde veya kalabalık yerlerde yaşayanlar (örn: huzurevleri gibi) - 65 yaşın üzerindeki herkes* Pnömokok Aşısı (Zatürre Aşısı) çeşitli zamanlarda yapılabilir: Hastaneden taburcu edilirken aşılama, pnömoni nedeniyle tekrardan hastane tedavisine ihtiyaç duyulmasını azaltan bir önlemdir ![]() 65 yaş ve üstündekiler doktor kontrolleri ve herhangi bir nedenle doktora başvurdukları zaman aşılanabilirler ![]() Risk gruplarına girenler; grip aşısıyla birlikte hastaneden taburcu edilirken huzurevlerinde veya kronik tedavi gördükleri ortamlarda aşılanabilirler ![]() Splenektomili (dalağı alınmış) veya kemoterapi uygulanacak hastalar:: Ameliyattan 2 hafta önce Organ naklinden 2 hafta önce Bağışıklık sistemini baskı altına alacak tedaviden 2 hafta önce aşılanabilirler ![]() HIV ile enfekte olanlar (AIDS’li hastalar) HIV ile enfekte insanlar seropozitif oldukları saptanır saptanmaz en kısa zamanda pnömokok aşısı yaptırmalıdır ![]() - Pnömokok aşısı 2 yaşından küçük çocuklarda önerilmez * ABD’deki ACIP (Immunization Advisory Committee - Bağışıklama Danışma Komitesi) 1989 yılında pnömokok polisakkarid aşısının kullanımı konusundaki önerilerini güncelleştirerek yaşlı ( > 65 yaş) insanların rutin olarak aşılanmasını önermiş ve diğer yüksek risk gruplarını yeniden belirlemiştir ![]() TEDAVİ: BU BÖLÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARI VE HEKİMLERE AİTTİR ![]() Toplum Kökenli Pnömoniler: Tedavi Prof ![]() ![]() Toplumda edinilmiş pnömoninin tedavisi dört basamaktan oluşur: 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() ![]() 1 ![]() Alt solunum yolu semptomlarının ayırıcı tanısına giren pek çok durum vardır ![]() ![]() ![]() Pnömonide, çoğunlukla bir antimikrobik tedavi indikasyonu vardır ![]() ![]() ![]() Pnömoni tanısı koymak için çoğunlukla bir göğüs radyogramı gerekir ![]() ![]() 2 ![]() Öykü, fizik muayene bulguları ve radyogramla pnömoni tanısı konulduktan sonra, hastalığın ne denli ağır olduğunun değerlendirilmesi gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplam 38 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Hastaneye ulaştıktan sonra pnömonili bir hastanın tedavisi 120 dakikadan fazla geciktirilmemelidir ![]() ![]() ![]() Toplumda edinilmiş pnömoninin tedavisi için uygun antimikrobik ajan seçimi, tanısal yaklaşımla klinik örneklerde etkenin gösterilmesine ya da sendromik yaklaşımla çeşitli ipuçlarının değerlendirilmesine dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() Tanısal Tedavi Yaklaşımı Toplumda edinilmiş pnömonide etkeni belirleyebilmenin üstünlükleri, 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Tanıyı güçleştiren başlıca etmenlerden biri, alt solunum yollarındaki infektif süreci temsil edecek yeterli örnek elde edilememesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gram Boyaması: Gram boyamasından elde edilecek sonuçlara güvenebilmek için, örnek çok tazeyken en pürülan yerinden ince bir yayma hazırlanmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Solunum yolu örneklerinin Gram yöntemiyle boyamanın amacı, birtakım morfolojik paternleri tanımaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Balgam Kültürü: Konvansiyonel balgam kültürü, antibiyotik tedavisine başlamak için Gram boyamasından daha yararlı bir klavuz değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Standart mikrobiyolojik incelemelerin ortalama maliyetinin toplam hastane faturası içindeki payı çok küçüktür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Transtrakeal aspirasyon, korunmuş örnek fırçalaması ve bronkoalveoler lavaj ile birlikte fiberoptik bronskoskopi ve perkütan iğne aspirasyonu gibi invaziv yöntemlerin uygulanması, toplumda edinilmiş komplikasyonsuz pnömoni olguları için gereksizdir; işbirliği yapmayan ( ajite, yaşlı, hipoksemik, agresif alkolik hastalar gibi ) hastalar için de uygun değildir ![]() Kan Kültürü: Kan kültürleri, özellikle hastaneye yatırılmış hastalarda unutulmaması gereken kolay ve güvenilir bir tanı aracıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Antibiyotik Duyarlılık Testleri: Aşırı antibiyotik kullanımı ve direnç gelişmesiyle ilgili gittikçe artan kaygılar, pnömoni tedavisine başlamadan önce bir etyolojik etkeni ortaya koymaya zorlanmaktadır ![]() Pnömoni etkeni olarak üretilen bakteri S ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu gibi suşlar karşısında, ampirik tedaviye, hastalığın şiddetine göre sefotaksim, seftriakson, sefpirom gibi bir üçüncü ya da dördüncü kuşak sefalosporin, antipnömokoksik etkinliği olan bir florokinolon ya da vankomisinle başlanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Serolojik ve Diğer İncelemeler: Atipik patojenler, ancak uzmanlaşmış birimlerde kültürü yapabilen canlı hücrelerde ya da mikrobiyoloji laboratuvarlarında yaygın olarak kullanılmayan özel besiyerlerinde ürerler ![]() ![]() ![]() Serolojik yöntemlerin en zayıf yönleri, genellikle konvelesan dönemde bir serokonversiyonun gösterilmesini gerektirmeleridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Legionella infeksiyonları, kültürün yanısıra solunum salgılarına direkt immünofluoresans ya da DNA probları uygulayarak ortaya konulabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Erişkinlerde respiratuar sinsisyum virusu, adenovirus, influenza virus, parainfluenza virus gibi solunum yolu viruslarının etken olduğu alt solunum yolu infeksiyonları, genellikle solunum salgılarında viral antijenler belirlenerek ya da çift serum örneğinde antikor titresi artışı gösterilerek tanınabilir ![]() ![]() ![]() Gelecekte nükleik asit belirlenmesine dayanan yöntemlerle pek çok solunum yolu patojeni kolayca tanınacağa benzemektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sendromik Tedavi Yaklaşımı Sendromik yaklaşımda; epidemiyolojik, klinik, laboratuvar ve radyolojik parametreler kullanılarak, hastadaki pnömoninin tipik mi, yoksa atipik mi olduğu belirlenmeye çalışılır ![]() ![]() Solunum yolu virusları, M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atipik pnömoniler; ateş, kuru öksürük, titreme, baş ağrısı ve kırıklıkla birlikte sinsi bir biçimde başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pnömokok pnömonisi, birkaç gün süren nezle ya da başka bir solunum yolu hastalığından sonra birden bire başlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lejyoner hastalığı, toplumda edinilmiş sporadik bir infeksiyon biçiminde ortaya çıkabilir ve kendini en sık olarak, sistemik özellikler sergileyen ön belirtili bir hastalık biçiminde gösterir ![]() ![]() Yukarıda tanımlanan klasik tablolar, ne yazık ki seyrek görülür ve pek çok hastada bu üç klinik durum birbirinden ayırt edilemez ![]() ![]() ![]() Epidemiyolojik Özellikler: Toplumda edinilmiş pnömoninin özel koşullarda ortaya çıkmış olması, birtakım etyolojik ipuçları sağlayabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mevsim de önemli bir etmendir ![]() ![]() ![]() Pnömoninin etyolojisinin kestirilmesinde olağan dışı bir uğraşıdan ya da geziden ileri gelen bir temas da önemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() Kimi durumlarda altta yatan bir hastalık, özgül bir pnömoni çeşidine neden olur ![]() ![]() ![]() ![]() Fizik Muayene ve Laboratuvar Bulguları: Fizik muayene ve laboratuvar incelemeleri, genellikle pnömoni tedavisini yönlendirebilecek özgül bir bulgu sağlamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lökositoz ve polinükleoz, bakteriyel bir etyolojiyi düşündürür ![]() ![]() Radyolojik Bulgular: Ayakta arka-ön ve yarı göğüs röntgenogramları, hem pnömoninin bronş kanseri gibi durumlardan ayırt edilmesini, hem de plevral epanşman, atelektazi ve apse gibi pnömoni komplikasyonlarının ve multilober infiltratları olan daha ağır hastaların tanınmasını sağlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Toplumda edinilmiş pnömoni tedavisinin, tümüyle bir hekimin kişisel deneyimine dayandırılması birtakım sakıncalar taşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlar arasında en çok yankı uyandıran, Amerikan Toraks Derneği (ATS)’nce hazırlanan kılavuz olmuştur ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Pnömöni - Zatürre |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Pnömöni - ZatürreBunlardan elde edilen bilgiler doğrultusunda, toplumda edinilmiş pnömoni hastalarının kolay tanınabilecek dört etmene göre kategorilere ayrılabileceği belirlenmiştir ![]() 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() ![]() Her bir etmenle ilişki içinde olduğu saptanan ‘en sık’ patojenlerin yanısıra, sık görülmese bile klinik olarak önemli sayılan ‘çeşitli’ patojenler, yine yukarıda sözü edilen literatüre dayanılarak tanımlanmıştır ![]() 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() Sonra da her kategorideki hastalar için uygun antimikrobik tedavi yaklaşımları sunulmuştur ![]() ![]() Eşlik Eden Bir Hastalığı Olmayan ve 60 Yaşın Altındaki Hastalar: Bunların çoğu, ayakta tedavi edilebilecek hastalardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir aşırı duyarlılık yoksa pnömokok pnömonisinde en seçkin antibiyotik, intramüsküler prokain penisilin G ya da oral amoksisilindir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eritromisin (ve roksitromisin) H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kotrimoksazol ve tetrasiklin ise öteki oral seçeneklerdir ![]() ![]() Eşlik Eden Bir Hastalığı Olan ve/veya 60 Yaşın Üzerindeki Hastalar: Bu hastalar, eğer hastaneye yatırılmayı gerektirecek özgül risk faktörlerini taşımıyorlarsa ayakta tedavi edilebilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hastaların ampirik olarak ayakta tedavisi için oral sefalosporin ya da amoksisilin, beta-laktam allerjisi varsa oral makrolid (ya da doksisiklin) yeterli olabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hastaneye Yatırılması Gereken Hastalar: Bu kategoriye giren bir hastanın hastaneye yatırılmasında duraksamaya yer yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle hastalarda pnömoni etkenleri, genellikle S ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Parenteral beta-laktamaz inhibitörlü aminopenisilinler (ampisilin / sulbaktam, koamoksiklav) ya da sefuroksim sodyum, H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Legionella pnömonisi olan hastalar da genellikle hastaneye yatırılmayı gerektirecek durumdadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yoğun Bakım Biriminde Tedavi Edilmesi Gereken Ağır Pnömonili Hastalar: Böyle hastalarda pnömoni etkenleri, hastaneye yatırılması gereken öteki hastalardaki gibidir ve genellikle S ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Legionella infeksiyonu olasılığının, yoğun bakım gerektiren ağır bir pnömoni olgusu karşısında daha da ağır basması nedeniyle, tedavi rejiminde parenteral bir makrolide mutlaka yer verilir ![]() ![]() Ağır pnömonide Pseudomonas aeruginosa ve öteki Gram-negatif çomakların sıklığı, çalışmadan çalışmaya değişmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanısal ve Ampirik Tedavi Yaklaşımı Tartışmasında Yeni Gelişmeler Çeşitli kılavuzlar önerilmesine karşın, toplumda edinilmiş pnömoninin ampirik tedavisi için reçeteleme paternleri büyük değişkenlikler göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yakınlarda ülkemizde de Toraks Derneği’nin önderliğinde ATS’ninkine benzer bir kılavuz önerilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Ampirik tedavi yaklaşımının yandaşları ya da tanısal tedavi yaklaşımının karşıtları, pnömoni etkenini araştırmanın gerekmeyeceğini ileri sürerken, hastaneye yatırılmış hastalarda etyolojik tanısı konulanlarla konulmayanlar arasında mortalite açısından bir olmadığını geriye dönük olarak gösteren çalışmalara dayandırmaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() Amerika’daki göğüs hastalıkları uzmanlarının ATS kılavuzunu genellikle benimsemiş gözükmesi, bu kılavuzunu genellikle benimsemiş gözükmesi, bu kılavuzun kendi derneklerince geliştirilmiş olmasına bağlanabilir ![]() ![]() ![]() IDSA kılavuzu, özellikle klinik durumu hastaneye yatırılmasını gerektirecek hastalar için tanısal incelemelere başvurulmasını önermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yoğun bakım birimine alınan bir hastada ise bir makrolid (eritromisin, azitromisin) ya da antipnömokoksik bir florokinolon ile birlikte bir üçüncü kuşak sefalosporin (sefotaksim, seftriakson) ya da beta-laktamaz inhibitörlü bir beta-laktam (ampisilin/sulbaktam; yapısal akciğer hastalığı da varsa, özellikle tikarsilin/klavulanat ya da piperasilin /tazobaktam) önerilmektedir ![]() ![]() Antipnömokoksik etkimliği olan florokinolonların geliştirilmesi, son yıllardaki ilginç gelişmelerden biri olmuştur ![]() ![]() ![]() Penisiline dirençli S ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tersini düşündüre az sayıdaki çalışmaya karşın88, siprofloksasin ve ofloksasin gibi ikinci kuşak florokinolonların, S ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak şimdiye değin yapılan çalışmalardaki hastalar, ister ayakta ister hastanede tedavi edilsinler, genelikle hafif ya da orta şiddetteki pnömoni olgularıdır ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Antimikrobik Tedavi Süresi Toplumda edinilmiş pnömonide tedavi süresi, hastalığın başlangıçtaki şiddetine, etyolojik etkene, baktereminin ya da eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve konağın bireysel yanıtına göre değişebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Parenteral Tedaviden Oral Tedaviye Geçiş Son on yıl içinde hastaneye yatırılan toplumda edinilmiş pnömonili hastaların ortalama yatış süresi önemli ölçüde kısalmıştır ve 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İntravenöz tedavi süresi, toplumda edinilmiş pnömonisi olan hastalarda yatış süresini belirleyen önemli bir etmendir ![]() ![]() ![]() ![]() İntravenöz tedaviden oral tedaviye geçilebilmesi için şu ölçütler yaralı olur: 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() ![]() Antimikrobik Tedaviye Yanıtsız Hastalar Antimikrobik tedaviye karşın ateşi 2-4 gün içinde düşmeyen yanıtsız hastalar, tanının doğrulanması için yeniden değerlendirilmelidir ![]() 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() 6 ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() br> Antimikrobik tedaviye başladıktan sonra göğüs radyogramları kötüleşebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilateral ya da multilobüler tutulma gibi olası infeksiyöz komplikasyonları, bronş obstrüksiyonunu ya da hasarını ve plevral epanşmanları araştırmak için göğüs radyogramları yinelenir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Başlangıç tedavisine yanıtsız kalan hastalarda, tedaviden önce balgam kültürü yapılmamışsa, sonradan yapılan kültülerde karşılaşılan ve verilen antimikrobiklere dirençli Gram-negatif çomakların yorumlanmasının güçleşeceği de unutulmamalıdır ![]() |
![]() |
![]() |
|