Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Tıp / Biyoloji / Farmakoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alerji, çeşitleri, nelerdir

Alerji Çeşitleri - Alerji Çeşitleri Nelerdir?

Eski 07-15-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Alerji Çeşitleri - Alerji Çeşitleri Nelerdir?



Alerji Çeşitleri - Alerji Çeşitleri Nelerdir?


Günlük hayatımızın artık vazgeçilmez parçalarını oluşturan bu ürünlerin ya da besinlerin alerjik reaksiyonlar gösterebileceğini biliyor musunuz? Veya, çalıştığınız büronun da sizin kaşınmanıza yol açabileceğini? Evet, konumuz bu kez bilinmeyen alerjiler ve korunma yolları!

1 - Kozmetik alerjisi

Kozmetiklere bağlı alerjiler; cilt tahrişi, egzama, güneş ışınlarına hassasiyet, kurdeşen ve akne gibi olumsuz sonuçlara yol açabiliyor Dolayısıyla bu tür malzemelerin bilinen alerjilerden, ciltte hassasiyete neden olacak maddelerden arındırılması gerekiyor Uzmanlar bu durumda; krem veya losyon yerine pudra şeklindeki ürünleri tercih etmenizi öneriyorlar Su ile çıkabilen ürünleri kullanın, her 3 ayda bir kozmetik ürünlerini yenileyin, sadece siyah rimel ve eyeliner kullanın, göz farlarında mümkün olduğunca açık renkleri tercih edin

2 - Egzersiz alerjisi

Jogging, tenis, futbol, bisiklet, kayak ve hatta aerobik gibi pek çok egzersiz türü alerjiye yol açabiliyor Egzersiz alerjisi ciltte hafif kızarma ve kabartılardan karın ağrısı, bulantı ve kusmaya, astım krizinden tansiyon düşüklüğüne kadar çok farklı şekillerde ortaya çıkabiliyor

3 - Lateks alerjisi

Lateks, kauçuk ağacının süt kıvamındaki öz suyunun çeşitli kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde ediliyor Günlük yaşantımızda sık sık karşılaştığımız 40 binden fazla maddenin lateks içerdiği belirtiliyor Bu maddelerden bazıların ise şöyle; bulaşık eldiveni, prezervatif, balon, oyuncak, emzik, biberon, silgi, elektrik kablosu, tenis ,basketbol, bowling topu, deniz yatağı, yapıştırıcı, boya ya da ayakkabı

4-Kapalı binalar alerjisi

Genellikle büroda çalışanlarda görülen ve kesin nedenleri tam anlaşılamamış olan bu hastalığın belirtilerini; baş ağrısı, baş dönmesi, uyuşukluk, yorgunluk hissi, gözlerde sulanma, kaşınma, kızarma, burun akıntısı, hapşırık, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, boğazda yanma, boğaz kuruluğu, gıcık şeklinde öksürük, göğüste sıkışma hissi, nefes darlığı, cilt kuruluğu, ciltte kaşıntılar, burun kanaması, konsantrasyon güçlüğü

5 -Takı alerjisi

Ciltte kızarıklık, kaşıntı, sulanma gibi şikayetlerle ortaya çıkıyor Alerjenle temas süresi, temas eden madde konsantrasyonu, ciltte daha önceden bulunan hasarlar, terleme, göz kapakları, kulak memesi gibi hassas cilt bölgeleri, cilt kuruluğu gibi etkenler tablonun oluşumunu etkiliyor Özellikle deri, nikel ve krom içeren takılar, alerjik reaksiyon geliştirebiliyor

6 - Besin alerjisi

Muz, pancar, kavun, çikolata, midye, kekik, yengeç, rezene, zencefil, bal, mercimek, ıstakoz, portakal, istiridye, çilek Besin alerji; vücudun bazı yerlerinde kızarma, kaşıntı, kusma, karın ağrısı, döküntüler, gözlerde kaşınma ya da sulanma gibi pek çok şikayetlerle ortaya çıkıyor

Güneş alerjileri

Güneş alerjisi üç gruba ayrılıyor:

Polimorf Işık Döküntüsü: Vücudun güneş gören bölgelerinde, güneşe çıktıktan 30 dakika ? 3 gün sonra beliren; kızarıklık ve cilt döküntüleriyle seyrediyor Alın, yanaklar, el sırtları, kollar ve göğüs altları gibi bölgelerde aniden ortaya çıkıyor

Fotoallerjik reaksiyon: Güneş yanığı ya da alerjik egzamaya benzerlik gösteriyor Güneş gören alanlarda kızarıklık ve döküntüler oluşuyor

Fototoksik Reaksiyon: Normalde reaksiyon uyandırmayan bir dalga boyunun; katran bileşikleri, bitkiler ve esansiyel yağ bileşikleri ( havuç, kereviz, dere otu, rezene, anason, çörekotu, turunçgiller, baklagiller, incir ve bazı çayır bitkileri), boyalar, ilaçlar gibi ışığa karşı hassasiyete neden olan maddelerle temas etmesi sonucu oluşuyor

Polenler

Bazen, çiçeklere dokunduğumuzda savrulan renkli bir toz bulutu gibi gördüğümüz
Bazen, gökyüzünde pamuklar gibi uçuşurken seyrettiğimiz
Bazen, bir yağmurdan sonra bir kenarda toplaşan sarı bir toz kümesi olarak gözümüze çarpan
Polenler, yani çiçek tozları
Burnumuz aktığında hapşırdığımızda
Gözlerimiz sulandığında kızardığında
Derimiz kabardığında, kaşındığında
Öksürdüğümüzdenefesimiz tıkandığındagöğsümüz hırıldadığında suçladığımız şu çiçek tozları

Polen Nedir?

Polen ya da halk arasındaki ismiyle çiçek tozları, tohumlu bitkilerde erkek organların başçık kısımlarında bulunan erkek döl hücreleridir Bitkinin genetik bilgisini içeren polenler, yuvarlak veya elips şeklindedirler

Bitkilerin üremeleri için polenlerin aynı türden diğer bitkilere taşınmaları gerekir Bu taşınma böceklerle veya rüzgarla olur

Bazı bitkilerin kokulu, parlak ve nektarlı polenleri vardır Arılar ve böcekler tarafından taşınan çapları ortalama olarak 100 mikron olan polenler alerji bakımından o kadar önemli değildir Bunların hem sayıları azdır, hem de solunum yollarına giremeyecek kadar büyüktürler Ayrıca bu polenlerin yapıları balmumu gibi olduğundan, bir böceğin ayağına veya bir bitkinin yüzeyine kolayca yapışırlar ve atmosfer havasına karışmazlar

Alerjik hastalıklar bakımından asıl önemli olanlar, 20-60 mikron büyüklüğünde ve rüzgarın etkisiyle çok uzak mesafelere taşınabilen polenlerdir Bu boyutlardaki polenler rüzgar, yağmur, kuruluk, nem, vb meteorolojik faktörlerin etkisiyle birkaç mikronluk çok daha küçük taneciklere parçalanırlar Akçaağaç, dişbudak, ıhlamur gibi ağaçların hem böceklerle taşınan büyük polenleri, hem de rüzgarla taşınan küçük polenleri vardır

Polenler kapı ve pencerelerden, hatta pencerelerdeki tellerden geçerek evlerimizin içine kadar girebilirler, fakat oda içinde hiçbir zaman dış atmosfer havasındaki kadar çok miktarlarda bulunmazlar

Her Bitkinin Kendine Özgü Polen Zamanı Vardır!

Bitkilerin türlerine göre polen zamanları farklıdır Örneğin; iğne yapraklı ve yaprak döken ağaçlar ilkbaharda, otların ve çiçeklerin çoğu Haziran ve Temmuz aylarında polen yayarlar Geç açan ağaçlar ve yabani otlar ise yaz sonunda polen verirler

Her Polen Alerji Yaratmaz!

Polenlerin alerjik hastalıklara neden olma potansiyelleri farklıdır Bunu belirleyen dört önemli faktör vardır:
Alerjenite
Polenin boyutları
Solunan havadaki polen miktarı
Polenlerin havada kalma süreleri

Alerjenite, bir antijenin duyarlı kişilerde antikor yapımını uyarabilme özelliğidir Bir polen ne kadar çok IgE yapımına yol açıyorsa, alerjenitesi o kadar fazla demektir Bir maddenin alerjenitesi, kimyasal yapısına bağlıdır

Polenlerin hastalık yapma potansiyelleri boyutları ile de yakından ilgilidir Polenler astıma değil, daha çok alerjik nezleye neden olurlar çünkü bunların çapı 20-60 mikron arasındadır Bu boyuttaki polenlerin küçük hava yollarına kadar ulaşabilmeleri mümkün değildir

Alerjik hastalıklara yol açmada solunan havadaki polen miktarı ve bunların havada kalma süreleri de çok önemlidir Araştırmalara göre, bir polenin alerjiye neden olabilmesi için bir metreküp havada ortalama 25-50 polen bulunması gerekmektedir Bir çavdar başağının 4 milyon, orta boy fındık ağacının 600 milyon ve bir çam kozalağının yılda 5 milyondan fazla, tek bir ağacın ise 10 milyardan fazla polen üretebildiğini göz önüne alırsak, soluduğumuz havada ne kadar çok çam poleni bulunabileceği daha iyi anlaşılır Ancak, çam polenlerinin alerjeniteleri fazla olmadığı için bunlara bağlı alerjik hastalıklar oldukça seyrektir

Gösterişli ve renkli bitkilerin daha çok alerjiye neden oldukları sanılır Örneğin, gül nezlesi diye bilinen hastalığa gül polenleri değil, aynı mevsimde atmosfere salınan ağaç ve çayır polenleri yol açar

Kavak, huş ağacı, kızıl meşe, kızılağaç, fındık, selvi, kayın, söğüt, ıhlamur, zeytin, karaağaç, çınar gibi ağaç polenleri ile çayır salkım otu, tatlı ilkbahar otu gibi çayır polenleri; yapışkan otu, akkazayağı ve kuzu kulağı gibi yabani ot polenleri ve arpa, buğday, yulaf, çavdar ve mısır gibi tahıl polenlerinin alerji yaratma potansiyelleri yüksektir

Bazı polenler o kadar büyüktürler ki, havada çok kısa süre kalabilirler ve salındıktan hemen sonra toprağa düşerler Bu yüzden de hastalık yapma özellikleri hiç yoktur

Hava Koşulları ve Polenler

Ülkemizde, bölgelere göre farklılıklar olmakla beraber polenlerin atmosferde en çok bulunduğu dönem nisan-haziran aylarıdır Sıcak iklimlerde, polen mevsimi 8-9 ay sürer

Atmosferdeki polen miktarları hava koşullarına bağlı olarak değişir Sıcak, kuru, rüzgarlı ve fırtınalı günlerde atmosferdeki polen sayısı çok fazladır Rutubetli ve yağmurlu günlerde ise polenler su ile yere indikleri için havadaki miktarları çok azalır Birçok hasta, yağmur yağdıktan sonra şikâyetlerinin bıçak gibi kesildiğini çok iyi bilir ve çok rahatsız oldukları zaman yağmur yağmasını arzu ederler

Bitkilerin çoğu polenlerini gün doğumu ile sabah saat 8 arasında, bir kısmı öğle saatlerinde, bir kısmı ise öğleden sonra salarlar

Polenler rüzgarın etkisiyle kilometrelerce uzaklara taşınabilirler Ağaç polenlerine göre, çayır ve çimen polenleri çok daha uzak mesafelere yayılabilirler

Yüksek binalarla çevrili sokaklarda, binaların yüzeyi statik elektrik nedeniyle polenleri çekerler Buna karşılık, deniz kenarlarında çok az polen bulunur

Birçok araştırma hava kirliliğinin polenlere karşı duyarlılığı artırdığını göstermiştir Özellikle de yoğun trafik olan bölgelerde yaşayan ve dizel partikülleri ile poliaromatik hidrokarbonlara maruz kalan kişilerde polen duyarlılığı daha kolay oluşmaktadır

Polenlerden Korunmanın Yolları

Soluduğumuz havada bulunan polenleri kontrol etmek elimizde olmadığı için, polenlerden korunmak ev akarlarından korunmak kadar kolay değildir

Her şeyden önce, hangi polenlere alerjik olunduğu bilinmelidir
Polenlerine alerjik olunan bitkilerden uzak durulmalıdır
Radyo, televizyon, gazete gibi yayın organlarında, günlük hava durumu raporlarında o günkü polen durumu hakkında bilgi verilerek alerjisi olanlar uyarılmalıdır
Evlerin kapı ve pencereleri sıkıca kapatılmalıdır
Evlerde ve arabalarda polen filtreli klimalar kullanılmalıdır
Evdeki polen miktarı çok fazla ise hava temizleyicilerden yararlanılmalıdır
Polenlerin atmosferde yoğun olarak bulundukları zamanlarda (sabahın erken saatleri, sıcak, kuru ve fırtınalı havalar) mümkünse dışarıya çıkılmamalıdır
Polenlerin çok yoğun olduğu dönemlerde mutlaka dışarı çıkmak gerekiyorsa, ağzı ve burnu kapatan maskelerden yararlanılmalıdır
Polen mevsiminde, açık havada spor ve egzersizden kaçınılmalıdır
Polen zamanı ağaçlık ve çimenlik yerlere seyahat edilmemeli, deniz kenarları tercih edilmelidir
Dışarıda mutlaka güneş gözlüğü kullanılmalı ve eve gelince gözlük bol su ile yıkanmalıdırŞapka mutlaka kullanılmalıdır Eğer şapka takılmıyorsa saçlar yatmadan önce mutlaka yıkanmalıdır, çünkü saçlara çok miktarda polen yapışmış olabilir
Günlük kıyafetler eve gelir gelmez, yatak odası dışında bir yerde hemen değiştirilmelidir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.