Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Kişisel Gelişim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
psikodilbilim

Psikodilbilim

Eski 07-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Psikodilbilim



Psikodilbilim, kavram olarak literatüre 1951'lerde geçmiş olsa da, psikodilbilimin tarihi, 1969'da İtalya'da konuşulan farklı dillerin görece yoğun olduğu bölgesi Bressanone'de düzenlenmiş bir konferansla baslar Bir grup dilbilimcinin biraraya geldiği bu toplantıda ağırlıklı olarak tartışılan şey, o zamana değin kabul görmüş yapısalcı yaklaşımı kökünden sarsan yeni bir kavram, üretici-dönüşümsel dilbilgisi ( transformational-generative grammar) kavramıdır Bu çıkışın sahibi, 1957'de B F Skinner'in, dilin davranışçı modeliyle ilgili tavrına (Verbal Behaviour) tepki olarak yazdığı Sözdizimsel Yapılar (Syntactic Structures)'la dikkatleri üzerine çeken, psikolojide davranışçılığın büyük oranda kan kaybına neden olan ve yerine bilişsel psikoloji (cognitive psychology) dönemini açan, ve dilbilimini bilişsel psikolojinin bir yan dalı olarak gören Noam Chomsky'dir 60'lı yılların sonu psikodilbiliminin rönesansı sayılır

Chomsky çocuklardaki dil gelişiminden yola çıkarak, dilin genetik bir donanıma sahip olduğunu (çocuklar 12 aylıkken ilk kelimelerini söylemeye başlar, 18 aylıkken aniden çocuklarda gramer oluşumu(!) gözlenir) ve dil öğrenmedeki süreçlerin bisiklete binme ya da satranç öğrenmedeki süreçlerden tamamıyla farklı olduğunu vurgular Chomsky bu süreçleri zekadan bağımsız ve insana özgü görür ve en önemlisi bu süreçler evrenseldir

Dil ediniminde yeralan psikolojik realiteleri araştıran psikodilbilimi, bu yeni dönemle birlikte, Chomsky'nin üretici ve dönüşümlü gramerindeki psikolojik realitelerin keşfine çıkar Dilbilimciler, 'Türetimsel Karmaşık Hipotez' (Derivational Complex Hypothesis) ışığı altında dil süreçlerindeki psikolojik etkileri ölçmeye çalışırlar fakat zamanla dilin evrensel kurallarını öngören önermelerin değişmesi ve buna uygulanabilecek psikolojik operasyonların deneysel olarak gözlenememesi sonucu Türetimsel Karmaşık Hipotez etkinliğini yitirir Bu dönemde yapılan diğer çalışmalar ise anlam bağlamında belirsiz cümleler kullanılarak, dil süreçlerinin sıralı ya da paralel olup olmadığının sınanmasıdır

Psikodilbilim bu zaman içinde, Ida Kurzch'un dediği gibi, bu gün çok popüler olan ve oldukça ilgi çeken bilişsel bilimler(cognitive science) için bir lokomotif işlevi görmüştür Oysa artık tren kontrolden çıkmıştır, en azından psikodilbilimin lokomotif etkisi kaybolmuştur (biyoloji, kimya ve nörolojidir su anki lokomotifler)

Nedir bu dilbilimsel teorilerde yatan psikolojik gerçeklik? Nasıl ölçülür ya da gözlenir? 1950'ler de Edward Sapir ve Benjamin Lee Worf adlı iki dilbilimci, dilin düşünceyi şekillendirdiği iddiasıyla dilbilimsel determinizm olgusunu ortaya attı Antropolog Franz Boas'in öğrencisi olan Sapir, Amerikan yerlilerini incelerken bir şeyi farketti; dildeki farklılık, realitenin farklı şekillerde algılanmasına yol acıyordu Örneğin, İngilizce konuşan biri için fiil sonuna getirilecek geçmiş zaman takısında (-ed), algılanan realite zaman olarak beliriyorsa, Wintu dilini konuşanlar için bu zaman değil, eyleme tanık olmak ya da onu kulaktan duymaktı Tabii ki 1960'larda, Chomsky'le birlikte evrensel gramerin ortaya çıkısıyla bu görüş etkisini yitirir (Bir Chomsky öğrencisi olan S Pinker, Dil Icgudusu (Language Instinct) kitabında bu görüşle yeteri kadar alay eder, Chomsky'nin kendisi de dilbilimindeki bu 'psikolojik realite' kavramını tutarlılıktan uzak bulur) Chomsky ve öğrencileri ve takipçileri, dil ve düşünce arasında yakın bir ilişkiyi, dilin öğrenilmesi ve biçimlenmesinde sosyolojik ve politik olguları şiddetle reddeder Onlara göre dili oluşturan ögeler, gramer gibi, anlam bilgisi gibi, cümle ve kelime yapıları gibi, beyinde genetik ve modüllü bir donanıma sahiptir Sunulan teoriler doğrultusunda, zaman içinde kimi psikodilbilimciler, dil ve konuşma süreçlerinde yatan psikolojik realiteleri ortaya koymada çevreyi ve toplumu gözardı etti, kimileri dil süreçlerine sosyal yaşantının kendine özgü etkisinin bu modüllü yapı içinde karmaşık bir şekilde var olduğunu iddia etti

Dilbilimi ve psikolojideki deneysel kanıtlar, bize, dil süreçlerindeki psikolojik realitelerin çevreden, deneyimden ve yaşantıdan bağımsız olduğunu gösteriyor Ancak konuyu kelime düzeyinde düşündüğümüz zaman işin rengi değişiyor Üretici-dönüşümsel dilbilgisi daha çok cümle yapıları üzerine şekillenir Dilbilgisi sisteminin sözdizimsel(syntactic) bileşenleridir* sözkonusu olan Oysa zihinsel sözlük (lexicon) dilbilgisi kurallarından görece bağımsızdır (Bickerton, 1990) Bütün diller sözdizimi bağlamında eş düzeyde karmaşıklığa sahipken (Chomsky, 1957), diller kelime çeşitliği ve sayısı bakımından değişiklik gösterir Örneğin ben şu an yazarken kimi dilbilim terimlerini Türkçe olarak bulmakta zorluk çekiyorum Bir dilde yaratılmış bir bilimin ve de sanatın başka bir dile aktarımında çoğu zaman kavramlar ve terimler ödünç alınır Afrika ve Asya dillerindeki bilimsel kelimelerin yetersizliği, bu ülkelerde kurulmuş Avrupa eğitim sistemini benimsemiş kimi okullar için politik ve eğitim bağlamında hâlâ ciddi bir sorundur Dillerde yer alan bu kelime sayısı ve niteliğindeki değişikliği, evrensel dilbilgisi kuralları açıklamakta yetersiz kalmıştır

Diğer önemli nokta, dilbilimsel fonksiyonların pragmatik yönlerinin bir psikodilbilimci tarafından gözardı edilemeyeceğidir Belki de dil ve düşünce arasındaki ilişki, konuşma metinlerinin incelenmesinde daha açıkça ortaya çıkacak, bu yöntem (söylem çözümlemesi - discourse analysis) dilbilimi içinde yeralan psikolojik süreçleri belirlemede, tanımlamada daha etkili olacaktır Dilde oluşmamış hiçbir şeyin, düşüncede de oluşamayacağı görüşünü savunan Orwell (1949)'e, yazılmış metinlerde belli sözcüklerin kullanımı sebebiyle başı yasalarla derde girmiş pek çok insanin yazgısına bakınca hak vermemek mümkün değil Dünyanın her yerinde kanun yapıcılar bunun farkında olmalılar: "Dilde yasamayan hiçbir şey, akılda da yaşamaz" Acaba öyle mi?



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.