07-14-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Duygusal Gerçeklik
DUYGUSAL GERÇEKLİK
Kimse belirli bir psikolojiye sabitlenemez Siz güçlü ve tutarlı bir yapıya sahip olsanız bile dışardaki uyarıcılar sizi uyarmaya devam edeceklerdir O zaman sevgilinize duygu durumunuzu açıkça anlatmaktan çekinmeyin!
Duygular makas gibidir Kurallara uyarak kullanıldığında kumaş süslemek, şerit kesmek gibi yardımcı işlevlerinden faydalanılabilir Ama kalabalık bir caddede elinizde makasla avazınız çıktığı kadar bağırarak koştuğunuzda birilerinin incinme ihtimali çok daha fazladır Duygusal yaşantımız da bu duruma benzer Doğru ifade edilmediğinde sevgi ve aşk tehlikeli bir hal alırken, çözüme gidildiğinde öfke yaşanması iyi bir şey oluverir işte birkaç tavsiye 
Hüzün: Anlamsız, boş ve insanı aciz bırakan bırakan duygudur Kaynağı çok sevdiğiniz birini kaybetmekten, gazetede gördüğünüz kötü bir habere kadar her şey olabilir Sevgilinize hüzünlü ve mutsuz bir durumda olduğunuzu ifade etmenin en uygun yolu "Tatlım, kendimi biraz kötü hissediyorum " benzeri bir cümle kurarak ona bu durumunuzu açıkça ifade etmektir Elinizde bir şişe içkiyle, kendinizi bir odaya kilitlenmiş şekilde sizi bulucağına, psikolojinizi sade ve ayrıntısız bir dille sizden dinlemesi daha iyi olacaktır
Öfke: Birden alevlenen, patlayıcı bir duygudur Genellikle zor bir iş gününün bitimiyle ya da kablolu tv arıza servisinin cevap vermeyişiyle ortaya çıkar Sinirinizi sevgilinize ifade etmenin yolu etrafa kükrerken sizi seyretmesi ya da duvarları yumruklamanıza tanık olması değildir Bunlar karşı tarafı korkutmaktan başka işe yaramaz Eğer olaylara daha sakin yaklaşırsanız sinirinizi sağlıklı bir şekilde kontrol edebilirsiniz Şiddet ve güç gösterine sakın girmeyin, böyle davranışlar karşı tarafı iyice rahatsız eder Ona olayı anlatmak sizi rahatlatabilir, öfkelendiren durumun paylaşılmasının siniri yatıştırmakta büyük faydası vardır Yok hala kendinizi kontrol edemeyecek gibi hissediyorsanız biraz yalnız kalmaya ihtiyacınız olduğunu söyleyebilirsiniz
Korku: Sinirsel olabildiği gibi endişe yaratan bir durum karşısında yüksek kaygı duymaktan da kaynaklanabilir Korkunuzu içinize atmamanızı ve paylaşmanızı öneririz Eğer sizi umutsuzluğa düşüren bir durum olduğunu düşünüyorsanız bunu da açıklamalı, niçin bu kadar kaygılandığınızı açıklamalısınız Bu noktada sakin olup karşı taraftan gelen önerilere kapalı olmamanız ve olayları tamamen çözümsüz olarak sunmamanızda fayda var Karşı tarafın çıkarımlarını tabii ki tartışabilirsiniz, ama tüm kapıları kapatarak sizi anlamadığı hükmüne hemen varmamalısınız
Güvensizlik: Yoğun stres yaratan, paranoya çıkışlı da olabilen bir duygudur İlişkide karşı tarafa güvenilmediğinde, ya da güveninizi sarsan durumlarla karşılaşıldığında (saç teli ya da yabancı bir kravat bulmaktan yanlış yollanmış bir mail'e kadar her şey olabilir) ortaya çıkar Güvensizliği alt etmenin yolu çekmeceleri karıştırmaktan ya da mesajlarını kontrol etmekten geçmez Öncelikle paranoya yapıp yapmadığınızdan emin olun; sonuçta karşı tarafa hiç de hoş olmayan bir konu götürüyorsunuz Bu tür konuların hassaslığını unutmamalı ve potansiyel bir kavgaya sebep olmamalısınız; bunu hedef olarak ortaya koyarsanız şüphelerinizi paylaşmak çok daha rahat olacaktır Sonrasında neden güvensizlik yaşadığınızı anlatıp kendisinden bir açıklama beklediğinizi söyleyebilirsiniz
Mutluluk: Kısa süreli, iç ürpertici bir duygudur Yakın bir arkadaşınızın bebeğini kucağınıza almaktan güneşin batışını seyretmeye kadar pek çok şey sizi mutlu edebilir Sevgilinizle mutluluğunuzu paylaşmanın yolu hakkında ipucu vermek yerine bunu doyasıya yaşamanızı dileriz mutluluk anlatılmaz yaşanır ve sevdiklerimizle paylaşılırsa mutluluk anlam kazanır
|
|
|