Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Bayanlara Özel

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşı, aşının, çeşitleri, önemi

Aşı Çeşitleri - Aşının Önemi

Eski 07-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşı Çeşitleri - Aşının Önemi



BCG AŞISI
İlk ayını dolduran bebeklere uygulanmaktadır Bu aşının koruyuculuğu uygulanan diğer aşılar düzeyinde olmasa da tüberküloz menenjit ve miliyer tüberkülozdan % 65 oranında koruduğu için ve ülkemizde tüberküloz insidansının yüksekliği nedeniyle yapılması gerekliliği vardır Bu aşı, ABD ve İngiltere gibi tüberküloz insidansının düşük olduğu ülkelerde rutin olarak yapılmamaktadır Ancak HIV olgularının artması ve ilaçlara dirençli suşların gelişmesi nedeniyle gelişmiş ülkelerde de tüberküloz sorun olmaya devam etmektedir BCG aşısının ciddi yan etkileri azdır İmmün yetmezliği olanlarda dissemine BCG itis'e neden olabilir (2/1000000) Koruyuculuk oranı daha yüksek tüberküloz aşıları geliştirilmeye çalışılmaktadır

DİFTERİ-TETANOZ-BOĞMACA "DTB" AŞISI Ülkemizde rutinde kullanılan bu aşının içindeki boğmaca aşısı " tüm hücre aşısı" denilen alı olup, besiyerinde üreyen bakteri ve toksininin formaldehid ile inaktive edilmesi yöntemiyle yapılamktadır Bu aşı uygulanan çocuklarda sıklıkla ( % 10-50 ) oranında enjeksiyon yerinde kızarıklık, şişlik, ağrı, hareket kısıtlılığı, ateş, ağlama görülmektedir Nadiren de yüksek ateş ve konvulsiyon görülmektedir Gelişmiş sanayi ülkelerinde asellüler boğmaca aşısı (aB) kullanılmaktadır Asellüler boğmaca aşısında yan etkiler 5-10 defa azalmaktadır Ancak bu aşı oldukça pahalı olup bakanlığa bağlı sağlık merkezlerinde rutinde kullanılmamaktadır Bazı tıp fakültesi aşı polikliniklerinde ve özel muayenehanelerde ücretini kendi ödeyenlere uygulanmaktadır Asellüler boğmaca - Difteri - Tetanoz aşısı ileriki yıllarda bol üretilerek fiyatı düşürülürve ülkemiz ekonomisi düzelirse, o zaman bu aşı rutin uygulamaya girebilir

ÇOCUK FELCİ AŞISI
Ülkemizde oral çocuk felci aşısı "OPV" kullanılmaktadır Bu aşı attenüe zayıflatılmış virüs içerdiği için ilk aşılananlarda 760000 aşıda bir olguda komplikasyon olarak felç görülmektedir Bu aşı immün yetersizliği olanlara, immüno-supressif tedavi görenlere, kortikosteroid tedavi alanlara ve yakın temaslılarına yapılırsa risk çok daha fazla " 6800 kat" artmaktadır Bu nedenle ülkemizde de bu grup hasta ve yakınlarına OPV önermiyoruz ABD ve İskandinav ülkeleri ise seyrek de olsa görülen OPV komplikasyonları nedeniyle ülkelerinde inaktif intramüküler poliomyelit aşısını "IPV" kullanmaktadır Bizim ülkemizde 2 yıldan beri poliomyelit olgusu yoktur, ancak polio kontrolunun yetersiz olduğu kuzey Irak sınırından her an bulaşma olabilir, o nedenle rutin aşılamalarda ve kampanyalarda OPV kullanılmalıdır Ancak bireysel aşılamalarda ve özel muayenehanelerde ücretini kendi ödeyenlere IPV yapılmaktadır
Bizim ülkemizde ne zaman rutin IPV aşı uygulamasına geçileceği ayrı bir araştırma konusudur


KIZAMIK ve KIZAMIK-KIZAMIKÇIK-KABAKULAK " KKK" AŞISI
Ülkemizde rutinde "Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda" yalnız kızamık aşısı tablodaki gibi kullanılmaktadır Ancak gelişmiş ülkelerin hepsinde ve gelişmekte olan ülkelerin bir kısmında ( Doğu Akdeniz bölgesindeki 23 ülkeden 8 inde) KKK aşısı kullanılmaktadır Ülkemizde de bir çok tıp fakültesinde ve özel muayenehanelerde aşı ücretini kendi ödeyenlere 12-15 ayda ilk aşı ve okula başlarken (4-6 yaş) ikinci aşı "rapel" yapılmaktadır Konjenital kızamıkçığa bağlı sakatlıkları ve kabakulak komplikasyonlarını (ensefalit, sağırlık, orşit gibi) önlemek için bu aşının bir an önce rutine girmesi önerilmektedir


HEPATİT B AŞISI
Türkiye hepatit B infeksiyonu yönünden orta endemisite bölgesinde yer almaktadır HBsAg taşıyıcılığı toplum genelinde % 39-125 olarak verilmekte olup bu oran bölgelere göre değişir Anti-HBs pozitifliği % 206-523, hepatit B infeksiyon seroprevalansı % 25-60 arasında değişmektedir Hepatit B nin başlıca bulaş yolu horizontal yolla olmakla beraber diğer tüm yollar da ( vertikal, parenteral, cinsel temas ) infeksiyonun yayılmasında etkilidir Hepatit B infeksiyonu5 yaşın üzerindeki çocuklarda ve yetişkinlerde % 5-10, 1-5 yaş arasındaki çocuklarda % 30, perinatal infeksiyon geçiren bebeklerde % 90 oranında kronikleşir

Hepatit B infeksiyonunun yayılımını önlemenin en etkili yolu temas öncesinde duyarlı kişilerin aşılanmasıdır Hepatit B aşısı tüm yenidoğan bebeklere doğumdan hemen sonra rutin olarak önerilmektedir Aşı 0-1 ve 6 aylarda intramüküler olarak yapılır HBsAg pozitif anneden doğan bebeklere ilk 12 saat içinde HBIG (Hepatit B hiperimmünglobulin 05 ml) ve aşı farklı anatomik bölgelerde uygulanır Prematüre bebeklere aşı anne HBsAg negatif ise vücut ağırlığı 2 Kg olana kadar ertelenir Ancak anne HBsAg pozitif ise doğar doğmaz aşı ve HBIG uygulanmalıdır Hepatit B aşısı % 90-95 oranında koruyucudur Sağlıklı çocuklarda aşı sonrası serokonversiyonun test edilmesi gerekmez Ancak riskli kişilerde üç dozluk aşıdan sonra anti-HBs yanıtı gelişmediyse bu kişiler tekrar aşılanır Aşı enjeksiyon yerinde hafif ağrı yapabilir Aşının multipl skleroz veya demiyelinizasyonu reaktive ettiği ileri sürülmüş, ancak elde edilen verilere göre ilişki olmadığı bildirilmiştir Ülkemizde rutin hepatit B aşısı yenidoğan bebeklere yapılmakta ve ücret Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanmaktadır

HAEMOPHILUS INFLUENZA TİP B ( Hib ) AŞISI
Ülkemizde Hib menenjiti, pnömonisi ve diğer invazif hastalıklarının mortalite ve morbiditesini gösteren geniş çaplı araştırmalar maalesef yoktur Okul, yuva ve kreşlerde yapılan araştırmalarda nazofarenks kültürlerinde taşıyıcılık oranı % 22-52 arasında bulunmuştur ABD de Hib aşısından önce ( 1980 ) yılda 25000 infeksiyon, 13000 menenjit ve 500 ölüm görülürken, aşıdan sonra ( 1995 ) infeksiyon 1300, menejit 86 ve ölüm 5 e düşmüştür

Gelişmiş ülkelerin çoğunda kojüge Hib aşılarırutin aşı şemasına girmiş ve bu ülkelerde invazif Hib infeksiyonu ortadan kalkmıştır Ancak gelişmekte olan ülkelerde rutin aşı şemasında olmadığı için aşı özel olarak yapılmaktadır Hib infeksiyonlarının özellikle de menenjitin mortalitesi yüksektir ve ağır komplikasyonları vardır Bu nedenle Hib aşısının, bir an önce Sağlık Bakanlığı rutin aşı şemasına girmesi gerekmektedir

SUÇİÇEĞİ AŞISI
Suçiçeği tüm dünyada ve ülkemizde yaygın olarak görülen, çocukluk çağının en bulaşıcı hastalıklarındandır Hastalık çok bulaşıcı olduğu için aşı yapılmayan toplumlarda insanların % 90 dan fazlası yetişkin çağa gelmeden hastalığı geçirmektedir Türkiyede her yıl 12 milyon civarında çocuk goğmaktadır Bu çocukların % 90 dan fazlası 18 yaşından önce su çiçeği geçirdiğine göre ülkemizde yılda ortalama 1 milyon su çiçeği hastalığı görüldüğünü söyleyebiliriz Suçiçeği geçiren çocuğun yuva, kreş ve okula gitmemesi gerekir

Suçiçeğinden sonra streptokok ve stafilokokların neden olduğu invazif yumuşak doku enfeksiyonları sık görülmektedir, ayrıca pnömoni, akut serebellar ataksi (1/4000), enesefalit, Reye sendromu, hepatit, glomerulonefrit, artrit, osteomyelit, myokardit, trombositopeni, purpura fukminans, dissemine intravaskuler koagülasyon (DİK) nadir de olsa görülmektedir Lösemili, malign tümörlü, immün yetmezlikli çocuklar ile, immünoterapi, radyoterapi ve kortikoterapi gören çocuklar su çiçeğine yakalanırsa hastalık çok ağır, hatta ölümcül seyretmektedir

Son dönemde yapılan çalışmalarda suçiçeği komplikasyonlarında artış olduğu ve hastalığın önemli morbiditeye neden olduğu gösterilmiştir
Aşı 1974 yılında Japonya'da M Takahashi tarafından geliştirilmiştir 1995 yılından beri ABD de suçiçeği aşısı (Oka suşu) rutin olarak kullanılmaya başlanmıştır Aşıdan önce yılda 11000 çocuk hastaneye yatırılır ve 100 çocuk ölürken şimdi bu rakamlar çok azalmıştır

Aşı hastalık geçirmemiş çocuklara 1 yaş ile 12 yaş arasında bir defa yapılmaktadır 13 yaşından sonra ise 4-8 hafta arayla 2 doz önerilir Aşı konjenital immün yetmezliği olanlara, malignite ve immunsupressif tedavi alanlara yapılmaz Ayrıca 1 yıldır remisyonda ve laboratuvar değerleri normal olan akut lenfoblastik lösemilere önerilebilir Aşının ağır hastalıktan koruma etkinliği % 95 olarak bilinmektedir

HEPATİT A AŞISI
Hepatit A hastalığı ülkemizde bölgelere göre farklılık göstermekle birlikte yapılmış bazı çalışmalara göre, genel olarak dünyada orta veya yüksek endemik ülkeler arasındadır ve hastaneye yatan akut viral hepatitli olgularda, A hepatiti çocuklarda ilk sırayı almaktadır

Hastalığın klinik bulguları yaşa bağlı olarak asemptomatik infeksiyondan anikterik (sarılık olmadan) veya ikterik (sarılıkla birlikte) infeksiyon, hatta mortalite ile seyredebilen ciddi infeksiyona yol açan bir dağılım gösterebilir 6 yaş altında genellikle (>% 90) asemptomatik seyreder 6 yaş üstü çocukların % 70 den daha fazlası asemptomatik iken erişkin hastaların % 80 e yakını semptomatiktir Çocuklarda semptomlar; yorgunluk, karın ağrısı, bulantı kusma, kas ağrısı bulgularıyla, genellikle akut solunum yolları infeksiyonu bulgularına benzer şekildedir ve bu tabloya ikter (sarılık) eşlik edebilir veya etmeyebilir

Amerikan Pediatri Akademisi çocuklara hepatit A aşısının 2 yaş üzerinde yapılabileceğini önermektedir Daha erken tavsiye edilmemesinin gerekçeleri arasında, devam eden maternal antikorların (anneden geçen antikorlar) aşının etkisini azaltabilmesi yanında, küçük çocuklarda hastalığın genellikle hafif veya asemptomatik geçmesi de rol oynar Genellikle dünyada hepatit A aşısı için önerilen standart bir yaş yoktur Risk grubu ve ülkelerin hatta bölgelerin kendi özellikleri ve maternal antikorların kaybolma süresi bu kararda kritik rol üstlenmektedir Hastalığın rastlanma oranının yüksek olduğu ve periyodik salgınların olduğu bölgelerde rutin aşılama önerilmektedir Ülkemiz şartlarında hepatit A aşısı 2-6 yaş arasında yapılmalıdır

İnsan ve hayvanlarda hastalık yapabilen virüs, bakteri vb mikropların hastalık yapma özelliklerinden arındırılarak ya da bazı mikropların salgıladığı zehirlerin etkisinin ortadan kaldırarak sağlam kişilere verilmesi için geliştirilen biyolojik maddelere 'aşı' denir Aşı, kişileri hastalıklardan ve onun kötü sonuçlarından koruyabilmesi için sağlam ve risk altındaki kişilere uygulanır Aşıların tedavi edici özellikleri yoktur! Yani herhangi bir hastalık oluştuktan sonra veya geçirdikten sonra aşı yapmanın yararı olmaz

NEDEN AŞI OLMALIYIZ?

İnsan vücudu kusursuz bir yapı ve amacı her koşul altında yaşamını yani kendisini korumak Hiç düşündünüz mü? Neden kabakulak, kızamık, suçiçeği gibi hastalıkları sadece bir kez geçiriyoruz? Cevap elbette, bağışıklık sistemimiz Hastalığı geçirirken vücudumuz hastalığın mikrobunu yenebilmek için ciddi bir savaş veriyor Bu savaşta ana silah ise ürettiği antikorlar

Aşılamanın bu kolaylığı yanında her hastalık her zaman zararsız bir
şekilde geçirilemez, bazen hastalık çocuk felci örneğindeki gibi, kişiyi öldürebilir veya sakat bırakabilir Hiçbir hastalığı geçirmek aşılanmaktan daha zararsız ve hafif olamaz





Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.