Prof. Dr. Sinsi
|
Ergenlikte Cinsel Danışmanlık
Ergenlik büyümektir Ergenlik değişmektir Ergenlik başkalaşımdır Ergenliği ikinci doğum olarak da düşünebiliriz Doğum fetüs halden bebek hale geçişi, ergenlik de çocukluktan erişkinliğe geçişi ifade eder Dolto ergenleri kabuk değiştiren istakozlara benzetir İstakozlar kabuk değiştirme döneminde zayıf ve savunmasızdırlar Öyleyse ergenlik, bireyin zayıf ve savunmasız olduğu bir dönemdir
Bu dönemde sizlerin de çok yakından takip ettiği gibi gençler, her iki cins için de geçerli olan fiziksel ve psiko-sosyal bazı değişimler yaşarlar:
• Kendi cinselliğini öğrenmek için en temel dönemdir
• Başarısızlık ve hataları konusunda duyarlıdır
• Cinsel yönelimdeki farkları tanır
• Yeni bedeninden hem utanç hem gurur duyar
• Kendi cinselliğine ilişkin yetişkin tepkilerini içselleştirir
Ergenlik döneminin başlamasıyla birlikte gençlerde cinsel konulara ilgi yeniden artar Ancak anne ve babasından daha önce bilgi almamış gençlerin bu dönemde onlara soru sorma şansı çok azdır Daha önce sorularına yeterli yanıt alamamış olan genç, yeni bir merakla ortaya çıkan soru ve sorunlarını paylaşmak için anne-baba yerine başka kaynaklara yönelir, bu kaynaklar da genellikle çeşitli yayınlar ve arkadaşlardır Oysa arkadaşlar paylaşmak içindir İlk kez aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu, mastürbasyonu merak eder gençler Bu konuda gençlerin arkadaşlarıyla değil, aynı cinsten ebeveynle konuşmaya ihtiyacı vardır Ancak cinsellikle ilgili konuşmak bizim için çok kolay olmayabilir Özellikle kendi anne ve babamızın cinselliği nasıl algıladığına bağlı olarak bizim de cinselliğe bakış açımız gelişecektir Çocuğun model aldığı anne ve babanın kendisi kendi cinsiyetinden memnun değilse çocuk da bu cinsiyeti benimsemekte zorluk çekebilir Örneğin sürekli kadın olmanın zorluklarından yakınan, bir daha dünyaya erkek olarak gelmek istediğini söyleyen bir annenin kızının da kadın olmaktan hoşlanmayacağını, cinsiyetinden memnunluk duymayacağını söyleyebiliriz
Ön Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim
İlkokul döneminde cinsellik uykuya yatar İlkokul sonuyla birlikte çocuk duygusal ve fiziksel olarak değişmeye başlarlar Genellikle kız çocuklar erkeklere göre daha erken bu değişimleri yaşamaya başlar Bazen erkek çocuklar da ön ergenliğe erken girebilir Ön ergenlik dönemi çok hızlı bir değişim dönemidir İkincil cinsel özellikler ortaya çıkar Kızların kızları, erkeklerin erkekleri tercih ettiği bu dönemde psikolojik gelişim de başlar Kızlar kızlarla erkekler erkeklerle bir arada olup karşı cinsi tanır
Genç ön ergenlikte şu anda ve şimdide yaşar Dikkat zayıfladığı için ders başarısı düşer
Bu dönemde grup arkadaşlığına yönlendirmemiz önemlidir böylece karşı cinsi tanır Önemli olan kız çocuğun, genç kız olacağından erkek çocuğun da genç erkek olacağından haz duymasıdır
Ön ergenliğe kimi genç önce, kimi genç sonra girebilir Erken giren bunu bir marifetmiş gibi yaşayıp daha geç girecek olanları aşağılayabilir
Ergenlik Dönemi
Üreme sisteminin işlemeye başlaması ile ergenlik başlar 17-18 yaşlarında vücut son boyutunu alır Beden gelişiminin tamamlanmasıyla birlikte her iki cinste kendilerini kız veya erkek olarak tanımlamaya ve buna uygun sosyal davranışlar edinmeye başlar Genç genetik veya başka etkenler nedeniyle yaşının gelişimsel normlarına ulaşamamış olursa bedenine ilişkin olumsuz duygular ve algılar hissedebilir
Ergenlik Döneminde Kimlik Oluşumu
Kimlik arayışı en önemli sorunlardan biridir Dengeli bir kimliğin sağlanması, bireyin “kendinde bütünlük görme yeteneğine” ve “tutarlı yaşantı biçimleri geliştirebilmesine” bağlıdır Bu kimlik arayışı sırasında yaşıt grupları ve grup liderleri genç için önem kazanır Gençler kendilerini bir arada tutmak için grup liderleri ile aşırı derecede özdeşleşebilirler Bu gencin kendi bireyselliğinin gözle görülür şekilde kaybına kadar gidebilir Ergenlik döneminin başında, aşık olmanın cinsel olmadığı düşünülmektedir Genç kendi kimliğini bulma ve açıklığa kavuşturma ihtiyacıyla hareket eder Kendini aşağı görmekle yüceltmek arasında gider gelir Adını, yüzünü, duruşunu beğenmez çünkü;fiziksel bakımdan nasıl göründüğü kimlik kavramıyla ilişkilidir ve genç için kimlik kavramı iniş çıkış içindedir
Kimlik bocalamasının bir başka belirtisi de çalışma felcidir Çoğu bocalamada çocuk ders çalışamaz ve bir şeye motive olamazlar Çalışsalar bile çalışmalarının bir işe yaramayacağını, sonuç vermeyeceğini düşünmeleri kimlik bocalamasının bir göstergesidir
Bu Dönemde Her Genç;
• Sarsılmaz arkadaşlıklar kurma yoluyla, yakın ilişkilerde benimseneceğine olan güvenini ve geleceğe olan umudunu sağlamlaştırmak
• Otoritenin kural ve buyruklarına açık ya da örtülü biçimlerde başkaldırma yoluyla, bağımsız ve iradesi güçlü bir birey olduğu inancını geliştirmek,
• Yetenekli olduğuna inandığı alanlarda sivrilme yoluyla işinin ustası olabileceğini kendine ve başkalarına kanıtlamak,
• Cinsellikle uğraşarak ve cinsel yanı olan ilişkileri deneyerek tam bir kadın ya da erkek olmaya yönelmek, uğraşıları içindedir
Gençler bu uğraşıları verirken, gerçekte ne için çabaladıklarının tümüyle farkında değildirler Girdikleri bu uğraşılar ve çabalardan, yenilgiyle ayrılması, yaşanan düş kırıklıkları genci kimlik bocalamasına iter Çünkü üst üste gelen yenilgiler ister gerçek, ister çoğu zaman görüldüğü gibi kurgusal olsun, gencin kendine güvenini ve istediği kimse olacağına ilişkin inancını derinden sarsar Yeni uğraşlara girme konusunda da daha ürkek davranacaktır Ergenliğe henüz ulaşmış gençler bu uğraşıları daha çok oyunsu denemeler olarak görürler Bu yüzden girdikleri ilişkilere ve yöneldikleri etkinliklere gerçek anlamda bağlandıklarını söylemek zordur Kuşkusuz ki bu genellemeye uymayan ve çok küçük yaştan itibaren kendini belirli bir alanda en üst noktaya ulaşma konusunda zorlayan gençler de vardır
Gerçekte her genç böyle bir şansı arar ve bulduğuna inandığı zaman da tüm ilgisini ve enerjisini belirli bir noktada odaklaştırabilir Yeter ki o alanda gerçekten başarılı olabileceğine inancı sürsün Bu inanç sarsıldığı zaman gencin hevesi de uçup gider ve ilgisi de çabucak başka alanlara döner
Kimi aile ortamları bir yandan gencin olumlu bir kimlik duygusu edinmesini zora sokarken, bir yandan da onları uygun olmayan kimlik oluşturmaya itebilir Sözgelimi gencin geleceği konusunda büyüklerin fazlasıyla kaygılı ve kuşkulu oldukları bir ev ortamında, gencin de kendi geleceği ve kim olacağı konusunda kuşkuya kapılması beklenir bir şeydir Böyle ailelerde gence yerli yersiz yöneltilen sert ve giderek acımasız uyarılarsa çok zaman ters teper çünkü bu uyarıların gence anlattığı tek şey, içinde yasak yola sapma eğilimlerinin var olduğunun büyükler tarafından doğrulanmasıdır Daha da kötüsü, büyüklerin kendisine ilişkin kuşkularını haklı çıkartmaya yönelme, bocalama içindeki bir gencin gözüne hem kimlik edinmenin hem de öç almanın en kestirme yolu olarak görünebilir: “Korktuğunuz şey bu muydu, buyurun bakalım!” Böylesine bir öç alıcı kimlik seçimi, hırslı anne-babaların gencin önüne koydukları hedeflerin, onun gözünde ulaşılmaz olması durumunda da gündeme gelebilir Bunun dışında aile içinde özel bir yer edinmenin, tanınmanın, fark edilmenin tek yolunun uygun olmayan böyle bir kimlik edinmekten geçiyormuş gibi görünmesi durumunda da böyle bir seçim gündeme gelebilir
Hemen her zaman, böyle bir kimlik seçiminde ortak olan öğe: gencin, kendinin ailesinin, yakın çevrenin ve giderek toplumun ondan beklediklerine tümüyle ters düşen, herkesin kendisine yönelik umutlarını boşa çıkaran bir geleceğe yönelmesidir Gencin bu durumunu anlayabilmek için biraz daha geriye belki gencin çocukluk dönemine gitmek gerekir
5-3 yaşlarına giren çocuğun düşünce dünyasında giderek artan bir biçimde yeni bir algı alanı oluşur Cinsel ayrılıkların öğrenilmesi, cinsel benlik duygusunun başlaması ve cinsiyete uygun rollerin belirlenmesi de bu yaşlarda iyice ortaya çıkar Çocuk cinsel yasakları ve değerleri hızla öğrenir Çocuklarınızın o yaşlardaki halini gözünüzün önüne getirmeye çalışın Erkek çocuk annesine, kız çocuk babasına karşı özel bir sevgiyle yaklaşır ve erkek çocuk babayla kız çocuk da anneyle yarışa girer Karşı cinsten olan ebeveyne sevgi dolu bir ilgi aynı cinsten olan ebeveyne karşı ise sevgi-nefret arasında gidip gelen iki uçlu bir duygu hissedilir Bu dönemdeki çocuğun hırsla arzuladığı şey evde kendi cinsinden olan ebeveynin yerini almaktır Bu yaşlardaki çocukların en sık söylediği söz “”Büyüyünce babamla/annemle evleneceğim”" sözüdür
Gençlik dönemine gelindiğinde yeniden yetişkin rollerinin denenmeye başlanması, bu döneme özgü duyguların, özellikle de hırsın yeniden canlanmasına sebep olur O zaman amaçlanan bir şeyi elde etmek için duyulan aşırı hırsın kendisi suçluluk duygusuna neden olabilir Kimi gençler, aşırı hırslarının doğurduğu yoğun yarışma ortamı nedeniyle en yakın okul ya da takım arkadaşlarıyla ilişkilerinin bozulmasından suçluluk duyarlar Farkında olmadan kendi kendilerini çelmeleyici tutumlar içine girmeleri de, suçluluk duygusundan kaçınmaya yönelik bir savunma olarak görülebilir
Uzayıp giden kimlik bocalaması gencin kendini bir türlü tanıyamamasını getirir Genç kendini bir an önce, bir biçimde tanımlayabilmek ve toplum tarafından da öyle tanınmak adına yarım yamalak iyi, başarılı, olmaktansa tümüyle kötü olmayı yeğleyebilir Bu yolla genç kendisinin bir yanını tümden yadsıma pahasına da olsa içsel bir tutarlılık duygusu kazanmış olur Kuşkusuz bu duygu gerçek anlamda ve sağlıklı bir bütünlük duygusu değildir Ancak yine de gence nefes aldırır İşte bu dönemde gencin sergilediği davranışlar ne olursa olsun onun sadece o olmadığını bilmek, bundan daha fazlası olduğuna inanmak önemlidir
|