Prof. Dr. Sinsi
|
Cinsel Doyum
Cinsel doyumumuz, cinsel yaşamımızdan memnun olup olmadığımızı belirleyen öznel bir değerlendirmedir Cinsel işlevlerimiz kadar, genel yaşam keyfimiz, kendimizle barışıklığımız, yaşadığımız ilişkinin özellikleri de cinsel doyum değerlendirmemizi etkiler Öte yandan cinsel doyumumuz, cinsel isteğimiz, uyarılma ve orgazm işlevlerimiz arasında karşılıklı ilişkiler vardır
Cinsel istek, elbette cinsel uyarılmayı arttırır ve orgazma ulaşmayı kolaylaştırır Bu da bizi cinsel yaşamımızı doyumlu değerlendirmeye yöneltir Öte yandan, cinsel yaşamımızı doyumlu değerlendiriyor olmamız, cinsel isteğimizi de cinsel etkinliklere girişme arzumuzu da arttıracaktır
Başka bir deyişle, istek, uyarılma, orgazm ve doyum, birbirini etkileyen karşılıklı ilişkiler içinde, dörtlü bir döngü oluşturur Olumsuz koşullarda, cinsel yaşamımızı doyumsuz olarak değerlendiriyorsak, cinsel isteğimiz az olacak, cinsel etkinliklere girişmek istemeyeceğimiz gibi, cinsel açıdan uyarılmamız da zorlaşacak, orgazm olamayacağız ve cinsel yaşamımızı doyumsuz değerlendirmemiz de pekişmiş olacaktır
Bu dörtlü döngünün çok daha karmaşık biçimlerini yaşayabiliriz Cinsel isteğimiz fazla olmasa da, cinsel etkinliklere girişebilir, büyük bir haz almasak da fizyolojik olarak uyarılabilir, orgazm olabilir ama bu cinsel ilişkiden pek hoşnut olmayabiliriz Yani cinsel ilişkimizde işlevsel açıdan sorun yokmuş gibi görünebilir ama aslında cinsel doyumsuzluk yaşarız
Bu durum bize karmaşık, hatta çelişkili görünebilir, yaşadıklarımızı ve hissettiklerimizi tam olarak anlamakta zorlanabiliriz Oysa, insan cinselliği, fizyolojik yanıt döngüsü dışında, büyük değişkenlikler gösteren karmaşık bir durumdur Cinsel isteğimizi olduğu gibi cinsel doyum değerlendirmemizi de, genel keyfimiz ve ilişkimizin özellikleri büyük ölçüde etkiler
Ciddi çatışmaların olduğu bir ilişki kadar, sorunsuz görünen iletişimsiz bir ilişki de cinselliği olumsuz etkileyecektir Tanımladığımız bu durum, cinsellikle çok ilgilenmeyen, ama belli bir cinsel işlev bozukluğu da saptanamayan pek çok insan için geçerlidir Eşleriyle cinsel ilişkilerinde işlevsel bir bozukluk yoktur, ama cinsel istekleri azdır ve aslında cinsel açıdan doyumsuzdurlar
Masturbasyon ve eşli cinsel etkinliklere çok seyrek girişirler, cinsellik akıllarına gelmez,cinsel ilişki olduğunda uyarılır ve orgazm olurlar, ama bundan gerçek anlamda haz almaz ve doyum sağlamazlar
Dolayısıyla bu yaşantıyı tekrarlamaya da pek istekli değildirler
Bu gibi durumlar, aslında cinsel işlev bozukluklarından daha yaygındır ve herkesin anlayabileceği bir belirti vermediği için uzun yıllar gizli kalabilir, kişinin, çiftin cinsel yaşamını olumsuz etkiler Çünkü eşle ilişkinin özellikleri, bireysel olarak cinsel doyumumuzu etkilediği gibi, cinsel doyumumuz da ilişkimizi etkiler
Ayrıca cinsel doyumumuz, genel yaşam keyfimiz ve kendimizi algılamamızla da yakından ilişkilidir Nasıl kendi bedensel özelliklerimizi beğeniyor, kendimizi çekici buluyorsak, daha sık cinsel etkinliklere girişmek istersek, cinsel açıdan doyumluysak da kendimizi daha iyi, daha mutlu, daha keyifli hisseder
Cinsel , cinsel yaşamımızdan memnun olup olmadığımızı belirleyen bir değerlendirmedir Cinsel işlevlerimiz kadar, genel , kendimizle , yaşadığımız de cinsel doyum değerlendirmemizi etkiler Öte yandan cinsel doyumumuz, cinsel isteğimiz, uyarılma ve orgazm işlevlerimiz arasında vardır
|