Rüyalara Genel Bakış |
07-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Rüyalara Genel BakışRüyalara Genel Bakış Bilim adamlari arasinda uzun yillar arastirmalara ragmen bir türlü çözüme kavusturulamayan rüyanin varligi hala sirrini korumakta ve kesfedilmeyi beklemektedir Rüya konusunda Dogu ve Bati bilginleri arasinda zaman zaman farkli yaklasimlar sergilenmis ; Bati bilginleri genelde rüyanin insanin günlük yasantisi sonucu gördügü sey olarak yorumlarken , Dogu bilginleri bu görüse katilmakla birlikte Allah'tan gelen ilahi bir mesaj olarak ta görmüslerdir Hazret-i Peygamber'e inen vahyin sadik rüya ile baslamasi ve Kuran-i Kerim' in bir çok ayetinde bazi peygamberlere rüya ile birtakim gerçeklesecek olaylar hakkinda isaretler verilmesi Islam alimlerini rüyanin üzerinde yogunlasmasina sebep teskil etmistir Mesela Kur'an-i Kerim'de Yusuf (AS)'in rüyasi , Hazreti Ibrahimin , oglunu kurban etmek hususunda gördügü rüya ile amel etmesi Islam alimleri açisindan bir örnek olmustur Erzurumlu Ibrahim Hakki , Marifetname isimli eserinde insan kalb ve ruhunun uyku ve ölümle temizlendiginden bahsederek söyle der: "Ehlullah demislerdir ki; Ruhun berzah alemine açilmis iki penceresi vardir: uyku, ilham Rüyada bazen insan ilerde basina gelecek halleri aynen, bazen de rumuzlu görür ki, bu ancak tabir ettirilmekle ögrenilir Eger duyu organlari dis aleme kapali , gönül aynasi her türlü kötülüklerden temizlenmis , cilali ise Levh-i mahfuzdaki manevi suretler ve bilinmeyen emirler gönül aynasina akseder ve görülür Eger duyu organlari dis alemle mesgul, gönül aynasi pasli ise , ruh, bu alemi seyredemez Ruh rüyada , duyularin hafizada biraktigi hayallerle ugrasir" Mevlana Celaleddin-i Rumi-nin meshur Mesnevi'sini serh eden büyük Islam bilginlerinden Sari Abdullah ise, rüya hakkinda söyle demektedir: "Insanda iki nevi ruh vardir: Biri hayvani ruh, ötekisi de rahmani ruhtur Hayvani ruh, daima insandan ayrilmaz Tuzun eti muhafaza ettigi gibi, insani kokmadan korur Rahmani ruh ise, insana uyku halinde alemi melekutu seyrettirir; ahvali gaybi havassa aksettirir" Batili bilginler ; özellikle Freud, Fromm, Jung rüya konusunda çesitli ve uzun yillari alan arastirmalar yapmislar ve rüyayi insan hayatinin vazgeçilmez unsurlarindan biri olarak görmüslerdir Freud, rüyayi çocuksu ve akildisi arzularimizin bir tatmini olarak görmektedir Rüyalarimizi olusturan motifleri akildisi arzularimiz ve düsüncelerimiz olarak yorumlamaktadir Uykumuzda, gündüzleri varliklarindan haberdar olmadigimiz veya olamadigimiz dürtülerimiz canlanmaktadirlar Bilincimiz tarafindan bastirilan ve dislanan akildisi nefret, hirs, kiskançlik ve özellikle de çarpik cinsel arzular, rüyalarimizda birdenbire ortaya çikiverirler Freud bu akıldışı arzulari içimizde tasidigimizi , fakat toplumun etkisi nedeniyle onlari bastirmakla kurtulamadigimizi iddia etmektedir Uyku sirasinda bilincimiz tarafindan uygulanan kontrol azaldigindan, bu arzular canlanirlar ve kendilerini rüyalarimiz araciligi ile belli ederler Jung'un rüya yorumuna gelince , onun rüya yorumuna yaklasimi rüyanin amacini sorgulamak ve bilinçaltinin belirli bir sembolü neden seçtigini ve rüyayi gören kisiye kendi yasami ve yasamina karsi tutumu hakkinda ne göstermeye çalistigini anlamakti Jung sembollerin rüyayi görene özgü bir gücü oldugunu ve dar bir yorumla sinirlanamayacagini iddia etmektedir Büyük rüya yorumcularindan Erich Fromm ise rüyalari unutulmus bir dil olarak görür ve geçmisin insanlar için rüya ve hayallerin zihnin en önemli ifadeleri arasinda oldugunu söyler Ona göre rüya sembolleri evrensel, geleneksel ya da rastlantisaldir Rastlantisal semboller kisiseldir ve bireysel çagrisima iliskindirler Geleneksel semboller tek anlamlidir Evrensel sembollerin -örnegin günes- sicak ve isik gibi evrensel anlamlari vardir Rüya Kaç Saniye Sürer ? Bilim adamlari rüyanin süresi üzerinde kesin bir sonuca varamadilar Bir kismi birkaç saniye sürdügünü iddia ederken bazilari da saatlerce devam eden rüyalarin mevcut oldugu fikrinde israr etmekteydiler Bu tartismalar devam ederken, Dr B Klein adinda Amerikali bir bilim adami yardimcilari ile birlikte hummali çalismalara koyuldu Gönüllü olarak seçtigi bazi kimseleri hipnotize ederek uyuttu Belli bir süre sonra uyandirip rüyalarini dinledi Neticede, bir rüyanin yirmi saniyeyi geçmeyecek kadar kisa sürdügünü tespit etti Isin enteresan tarafi suydu ki ; uyandirdigi gönüllüler üç bes saniye süren rüyalarini saatlerce anlatabiliyorlardi Hatta bir kısmının rüyası yazılsa ortaya kalınca bir macera romanı çıkabilirdi Dr Klein yilmadan tecrübelerini sürdürdü Bu is üzerinde sarf ettigi pek çok mesai sonunda vardigi netice; en uzun rüyanin doksan saniyeyi geçirmedigi idi Bu konudaki çalismalarin ardi arkasi kesilmedi Chicago Üniversitesi uzmanlarindan Dr Kleitman ve ögrencisi Aserinsky 1953 yilinda genis çapta çalismalara basladilar Objektif deneylerini daha sonra nörofizyolojik sahada devam ettirdiler Dr Kleitman otuz yildan beri kendisini rüyadan mahrum etme denemeleri yapmaktaydi Fakat hiç bir zaman bir haftadan fazla tahammül gösterememisti Otuz yillik çalismasi aradigi sonucu vermeyince baskalari üzerinde degisik denemeler yapmaya basladi Deneyin sonunda , rüya esnasinda kisa ve uzun süren süratli göz hareketlerine sahit oldu Denemeye tabi tuttugu kimseleri, göz hareketlerinin basladigi ve bittigi devrenin muhtelif bölümlerinde uyandirdi Böylece her defasinda kisilerin rüya görmekte oldugunu ögrenmis oldu Bu tespitin dogrulugunu ilim çevrelerine delilleriyle sunmak geregini duydu Ömrü boyunca hiç rüya görmediklerini iddia eden kimseleri toplayip onlar üzerinde tecrübeler yapti Göz hareketlerinin basladigi anda uyandirdigi bu kimseler hayret ve saskinlik içinde ilk defa rüya gördüklerini söylediler Dr Kleitman bundan su sonucu çikardi Herkes rüya görmekte, fakat bazi kimseler rüyalarini hatirlayamamaktadir Rüyanin objektif olarak en kuvvetli delili ise uyumakta olan kimsenin süratli göz hareketleridir Rüya Eloktronik Cihazlar ile Tespit Edilebilir mi? Dr Kleitman, uykularini müsahede altinda tuttugu kimselerin (EEG) elektroensefalogranik ve (EKG) elektrokardiagramlarini cihazlarla tespite basladi Bu çalismalarin sonucunda; rüyanin varligina delil olarak gösterdigi göz hareketlerine , heyecana bagli kalp atislarini da ilave etmis oldu EEG'nin verdigi sonuç oldukça dikkat çekiciydi Rüyanin basladigi andan itibaren, agir bir ahenk içinde devam eden uyku halini gösteren çizgiler ritmik bir hal aliyor, uyaniklik halindeki sekilleriyle cihazin kagit seridi üzerine kaydoluyordu Sekiz kisi üzerinde yapilan bu deneyler on gün devam etti Her defasinda elektronik cihazin kaydettigi egri bügrü çizgiler dikkatle incelendi Ve su sonuca varildi: Rüya, uykunun yüzde yirmilik bir bölümünü teskil etmektedir Bu durumda ; sekiz saat uyuyan bir insanin uykusunun ilk saati agir ve rüyasiz geçmektedir Bundan sonraki on dakika içinde rüya görülmekte ve sonra yine bir buçuk saat sürecek agir uyku devresi baslamaktadir Sonra yirmi dakikalik bir rüya ve yine bir buçuk saatlik agir uyku Uykunun bundan sonraki kisminda ise otuz dakikalik bir rüya fasli daha vardir Nihayet yine uyku ve onu da uyanma takip eder |
|