|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
karadelikler, kıyamet, muhtemel, tasvirleri |
![]() |
Karadelikler Ve Muhtemel Kıyamet Tasvirleri |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Karadelikler Ve Muhtemel Kıyamet TasvirleriKaradelikler ve Muhtemel Kıyamet Tasvirleri Prof ![]() ![]() * Kıyamet hâdisesi ile ‘karadelik çekim kuvveti’ arasında nasıl bir münasebet kurulabilir? * Devenin iğne deliğinden geçmesi ve zamanda geriye gitmek nasıl mümkün hâle gelebilir? * Güneş’in batıdan doğmasına sebep olabilecek muhtemel tesirler… Kur’ân-ı Kerîm’de, kıyamet esnasında vuku bulacak hâdiseler açıkça tasvir edilir ![]() ![]() “Gök yarıldığı zaman; Yıldızlar parçalanıp etrafa saçıldığı zaman, Denizler birbirine katılıp tek deniz hâline geldiği zaman ![]() “Gün gelecek, gök şiddetle çalkalanacak, Dağlar sür’atle yürüyecektir ![]() “Güneş dürülüp ışığı söndüğü zaman, yıldızlar yerlerinden düşüp dağıldığı zaman; dağlar yürütüldüğü zaman ![]() “Gün gelir, gök sahifesini, tıpkı kâtibin yazdığı kâğıdı dürüp rülo yapması gibi düreriz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sebepler plânında, sağlam olarak çatılmış bir düzeni dağıtabilecek ve çekim gücü dâhil diğer kuvvetleri tesirsiz kılabilecek; gezegen ve yıldızları yörüngesinden çıkarabilecek kuvvet ne olabilir? Son yıllarda bilim adamları, ‘karadelik çekim kuvveti’nin böyle bir vazife görebileceği ihtimali üzerinde durmaktadır ![]() “Kari’a; Nedir o kari’a? Kari’ayı, o kapıları döven ve dehşetiyle kalblere çarpan o kıyamet felâketini sen nereden bileceksin ki! O gün insanlar uçuşan kelebekler gibi şuraya buraya fırlatılırlar ![]() ![]() “Gök yarıldığı zaman ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıdaki âyetlerde tasvir edilen hâdiseler Yaratıcı’nın takdiriyle ‘karadelik çekim kuvveti’nin tesirine bağlanmış olabilir ![]() Konu ile alakalı resim için tıklayınız ![]() Bir ateş küre üzerine oturduğumuz ve atmosferi meydana getiren gazların yerçekimiyle arz etrafında tutulduğu bilinmektedir ![]() ![]() ![]() Diğer gezegenlerin yanısıra Güneş Sistemi’ndeki iki ‘asteroid kuşağı’nda mevcut trilyonlarca gök cisminin (asteroid, meteor ve kuyruklu yıldızlar) arasında Kudret-i İlâhî ile süregelen cazibe ipleri belki de karadelik çekim kuvveti tesiriyle koparılacaktır ![]() Kıyametin kopmasında geometrik çekim dengelerinin bozulmasına da rol verilebilir ![]() ![]() ![]() Gergin bir örtü veya ağ, üzerine konan cisimlerin ağırlığı altında nasıl eğip bükülüyorsa, gökler de (uzay-zaman ağı) içlerine ‘yerleştirilmiş’ çok yoğun cisimler olan karadeliklere verilen vazifeyle eğilip bükülür, hattâ yırtılıp çatlar veya daha uygun bir tabirle delinir ![]() ![]() Galaksilerin merkezine konmuş karadeliklerin giderek büyüyeceği, sonunda galaksinin karadelik hâline geleceği ve bütün karadeliklerin birleşmesiyle kâinatın toptan karadelik hâlini alacağı tahmin edilmektedir ![]() Deve iğne deliğinden geçtiğinde… “Âyetlerimizi yalan sayanlara ve onları kabule tenezzül etmeyenlere gök kapıları açılmayacak ve deve iğne deliğinden geçmedikçe onlar da cennete giremeyeceklerdir ![]() ‘Devenin iğne deliğinden geçmesi’ ifadesi gökcisimlerinin karadeliklerdeki ‘tekillik’ denen küçücük bir ‘noktadan’ geçirilmesini hatıra getirmektedir ![]() ![]() Güneş’ten yüzbinlerce defa büyük bir gök cismi uzay-zamanın son derece bükülüp çukurlaştığı karadeliklerde yutulmaya başladığında, bir topluiğne başı kadar boyutsuz bir nokta hâline gelebilir ![]() Karadelik çekim kuvveti tesirinin en büyük olduğu merkez bölge ‘olay ufku’ ile anlatılır ![]() ![]() ![]() Fezâ yolcusu ile saatlerimizi dikkatle ayarlıyoruz ve onu karadeliğin ‘olay ufkuna’ doğru uğurluyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tasavvurî yolculuk acaba astronot açısından nasıl algılanır? Uzay yolcusu olay ufkuna yaklaştıkça, zamanın ‘ağır’ işlediğini fark etmekle kalmaz, vücudunda garip bir uzama da görebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Güneş, batıdan doğacak (Çekim gücünün gariplikleri) Fahrettin Râzi tefsirinde, “Güneş dürülüp ışığı söndüğü zaman ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimiz’den (sas) gelen haberlere göre; Güneş, Arş’ın altında bulunduğu bir sırada ona, olduğu yerden doğması emri verilecek ve o da buna göre batıdan doğacaktır ![]() Dünya’nın kendi ekseni etrafındaki dönüşü tersine çevirebilir mi? Bunda sebep rolü oynayacak mekanizma, karadeliğin yutulma tesirindeki bir gökcisminin (bu misâlde Dünya’nın) yörüngesinden çıkıp başıboş hâle gelmesi (böylece dönüşünün ters yöne çevrilmesi) olabilir ![]() Güneş’i ters yönden doğuyor gösterebilecek bir durum da, karadeliğin müthiş çekim tesiriyle ışınların yön değiştirebilmesidir ![]() ![]() ![]() İmâm-ı Gazâli Hazretleri, ‘Keşf-u Ulumu’l-Âhire’ risalesinde, kıyamet âyetlerinin tefsirini yaparken kâinat çapındaki kıyamete dikkat çeker: “Allah, Sur’un üfürülmesiyle, Kıyametin kopmasını murad ettiği zaman bir de bakarsın ki, dağlar uçuşup bulutlar gibi yürümeye, denizler birbirine doğru karışmaya, Güneş dürülüp kararmaya, kâinat birbirine girmeye, yıldızlar ipinden kopmuş tesbih taneleri gibi dökülüp dağılmaya, gök değirmen taşı gibi dönmeye, yer korkunç sarsıntılarla titreyerek deri gibi bazen gerilip bazen yayılmaya başlar ![]() ![]() ![]() ![]() Bediüzzaman (ra) ise, kâinatın hassas bir düzen içinde birbirine bağlanmış parçaları arasındaki ulvî rabıtalarda (çekim, elektromanyetik kuvvet, nükleer kuvvet vd) bir bozulma olacağına dikkat çeker ve kıyameti şöyle tasvir eder (sadeleştirilerek): “Şu dünyanın can çekişmesini, Kur’ân âyetlerinin işaret ettiği surette hayal etmek istersen bak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kıyametin gerçekleşme şekli nasıl olursa olsun, Kur’ân’ın sürekli vurgu yaptığı gibi, “Eğer dünyanın ecel-i fıtrîsinden evvel Ezelî İrade’nin izniyle hâricî bir maraz veya muharrib bir hâdise başına gelmezse ve onun Sâni-i Hakîm’i dahi fıtrî ecelden evvel onu bozmazsa, herhalde hattâ fennî bir hesab ile bir gün gelecek ki: ‘Güneş dürülüp toplandığında, yıldızlar döküldüğünde, dağlar yürütüldüğünde’ (Tekvîr, 81/1-3) mânâları ve sırları, Kadîr-i Ezelî’nin izni ile tezahür edip, o dünya olan büyük insan sekerata (ölüm dakikaları) başlayıp acib bir hırıltı ile ve müdhiş bir ses ile fezâyı çınlatıp dolduracak, bağırıp ölecek; sonra Emr-i İlâhî ile dirilecektir ![]() ![]() Burada maksadımız; Kur’ân-ı Kerîm’in bir kere daha mu’cizevî yönüyle haber verdiği muazzam hâdiseleri, yine Cenab-ı Hakk’ın bilimler vasıtasıyla insanlığa bahşettiği idrâk zaviyesinden ele almak ve aklımıza yeni pencereler açmaktır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|