07-13-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
....::::::............::::::..
Aci  
Sizin için ne derece önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları yazarken gözümden damlalar akıyor klavye üzerine
Erkekler ağlamaz lafı bana göre değil Ağlamaktan hiç utanmadım,duygularım,
acılarım beni boğduğu zaman hep ağladım Yine ağlıyorum  Sizleri tanımıyorum ama sizlerle paylaşmak istiyorum
Lütfen;bu satırlara bir seven olarak sahip çıkın ve lütfen yazılı satırlar olarak geçmeyin
Okudukça yeryüzünde insanlar neleri yaşarmış diyeceksiniz buna eminim Bir memur ailenin en küçük çocuğu olarak
babamın tayininin çıktığı bir köye taşındık Huzursuzdum,okulumu bir köy okulunda
okumaktansa ,şehirde medenice okumak istiyordum kaydımı yaptırdı babam okula İlkokul 4 sınıftan başladım köy
okuluna Beni bir sınıfa verdiler Öğretmen köyde yabancı olduğumu biliyordu ve hangi
sıraya oturmak istiyorsan otur dedi bana Bir kızın yanı boştu sadece oraya oturdum Hayatımı adadığım,gidişiyle
beni bitiren insanla ilk o zaman tanıştım İsmi Altınay idi Çocuk yaşımda bile onun güzelliği
beni çok etkilemişti Masmavi gözleri,gamze yanakları ile arada bir bana dönüp gülüşü,yanlış yazdığım notlarımda
kendi silgisiyle defterimdeki hatayı silmesi beni o minik yaşımda ona bağladı O dönemlerde
çocukça bir arkadaşlıktı Zaman ilerledikçe onsuz tek saniye geçiremiyordum ya ben onlara gidip ders çalışıyor,
yada o bize geliyordu Mükemmel bir paylaşımcıydı Yüreğini,sevgisi ni,dostluğunu daha o
yaşta vermişti bana İlkokulu birlikte okuduk ve aynı sırada bitirdik Hep onunla hep ona biraz daha alışarak
Ortaokula geçtiğimizde ailelerimize rica ettik ve bizi aynı okula yazdırdılar, hatta aynı sınıfa
,hatta aynı sıraya oturmamız için babalarımız öğretmenlere adeta yalvardılar Başarmıştık Yine aynı sıradaydık
Geride kalan ilkokul dönemindeki iki yılda anladım ki onsuz hayat bana huzur vermiyordu
Yaşımız olgunlaştıkça o beni,ben onu daha çok seviyordum Çocukça başlayan arkadaşlığımız sevgiye aşka dönüşmüştü
ortaokul yıllarımız bitmek üzereyken Şehir merkezinde Ailelerimiz liseye geçtiğimiz
sırada ortak bir karar aldılar Buna göre tek ev kiralayacak ikimiz aynı evde kalacaktık Annem de bizimle kalacaktı
Allah'ım o karar bize iletildiğinde dakikalarca sarmaş dolaş kutlamıştık bunu Ona aşık
olmuştum Aynı duyguları o da paylaşıyordu ve bunu fareden ailelerimiz okul bittiğinde evlendirelim diye karar almışlardı
bile Ona tapıyordum artık Haşa Allah'a şirk koşar gibi günah işlercesine seviyordum
İlk elini tuttuğumda sakın bir daha bırakma demiştim Yanakları kızarmıştı,utanmış ve başını önüne ! eğmiş,gülümsemiş
ve elimi sıkı sıkı kavramıştı Artık her gün elele tutuşup okula gidiyor okuldan çıkarken
elele dolaşıyor geziyor öyle gidiyorduk evimize Arada bir elleri terler ve her terleyişte elini elimden kurulamak için
çekerdi Bunu her yaptığında kızar elimi bırakma diye azarlardım,hep tamam tamam diyerek
gülümser ve hızla elini avucuma sokuştururdu Her şey harikaydı,dünya cennet gibiydi gözümüzde Yıllar akıp gidiyordu
mutluluk içinde Nihayet liseyi de bitirmek üzereydik karne dönemi gelmişti
Karnelerimizi aldık hiç kırığımız yoktu Sevinçle sarıldık birbirimize elimi tuttu bunu kutlamak için bir cafeye gidip cola
içerek kutlayacaktık Okulun az ilerisinden geçen bir çakıl yol vardı Her zaman toz duman
içinde olurdu çakıllarla kaplıydı O yolun benim ve ölürcesine sevdiğim insanın ayrılmasında bu kadar rol oynayacağını
bilsem hiç girer miydik o yola Neler vermezdim o yolu yürümemek için
Eli yine elimdeydi,ansızın elini çekti,terlemişti yine eli Sanırım dört adım atmıştım Dönüp yine azarlayacaktım Çünkü
hem elimi bırakmış,hem de geride kalmıştı Dönüp baktığımda Dünya başıma yıkıldı
Sanki gök kubbenin altında kaldım yerdeydi ve yüzünden kan fışkırıyordu ne yapacağımı bilemedim üzerine kapandım
yüzüne yapışmış saçlarını kaldırdığımda hayatımı bitiren o görüntüyle karşılaştım
Başı kesilmiş bir tavuk gibi çırpınıyordu Suratına bir taş parçası bıçak gibi saplanmıştı ve bakmaya doyamadığım mavi
gözlerinden biri akmıştı Suratının yarısı yoktu Hırlıyordu bana bir şeyler demek istiyor
kanla kaplı diğer gözünü temizleyerek bana bir şeyler demeye çalışıyordu Yoldan geçen bir kamyonun tekerinin altından
fırlayan bir taş suratına saplanmıştı Ölürcesine bir aşkı,geleceğimizi kibrit
büyüklüğünde bir taş parçasının bitireceğini bilemezdim Donuk donuk hiç konuşamadan yüzüne bakmaktan başka bir şey
yapamıyordum Ellerini tuttum kaldırdım başını göğsüme dayadı ve elimi sıkı sıkı
tuttu Akan kan ellerimize damlıyordu Yoldan geçen bir araba durmuş bizi seyrediyordu,hastaneye yetiştirelim dediğimde
kanlı olduğu için almadı ve kaçtı gitti Kimse arabaya almıyordu çevreme bakıp
yardım eden demekten,ona dönüp seni seviyorum,beni bırakma,dayan demekten başka bir şey yapamıyordum İki dakikalık
bir çırpınıştan sonra kucağımda öldü Cennet olan Dünya 5 dakikada cehenneme
döndü Tam dokuz yıl oldu onu yitireli Kendime olan güvenimi yitirdim Artık kimseyi sevemem,kimsede beni sevemez
korkusundan kurtaramıyorum kendimi Bitkisel hayatta gibiyim Tek elimde kalan bu net
bu net aracılığıyla sizinle paylaşmak istedim Yitiren,ya da ben yitirenle paylaşmak isteyen herkese elleri terlese bile
ellerimi bırakmamaları şartıyla elimi uzattım Dost,kardeş,arkadaş ne olursanız olun ama
elimi bırakmayın Size sesleniyorum, elimi bırakmayın lütfen  hayat bu işte yaaaaaaaaaaaaaaaaa
 
|
|
|