Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Şaşırtıcı / Ürpertici Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
215, kaldırıldı, mermi, okkalık

215 Okkalık Mermi Nasıl Kaldırıldı!

Eski 07-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

215 Okkalık Mermi Nasıl Kaldırıldı!



Çanakkale Savaşları'nı, bu deniz savaşadır, bu kara savaşıdır deyip ayırıma girmek mümkün değildir Çünkü Çanakkale Savaşları bir bütündür


18 Mart deniz Savaşı'na anlatırken Rumeli Mecidiye tabyası'nda meydana gelen mucizevi olaydan sayfa açmamak ondan söz etmemek mümkün değildir Bu olay yetmiş yılı aşkın bir zamandan beri daima heyecanını muhafaza etmiş ve bu yüzden Havranlı Koca Seyit'in efsanevi hareketi zamanların üstünde kalmış, gönüllerde kurduğu sevgi tahtında saltanat sürmeyi bilmiştir


Şimdi, gelin, bu olayı beraberce okuyalım:


Aslında, bu hikayeler o kadar çok ki! yazmakla bitmez İşte ben böyle ateşten ateş, güzelden güzel hikayelerin üzerindeki sırlı perdelere dokunmak istemiyorum Zira bir kere elim o örtülerin altında demlenen gerçeklere değince ne sözün ardı arkası geliyor, ne ateşin!


Benim niyetim tatlı tarihimizden bir nefes verebilmektir


Kanlı ve çok çetin geçen 18 Mart deniz Savaşı'nda, Rumeli Mecidiye Tabyası korkunç saldırının hedefi olmuş, cephaneliğin bir kısmı havaya uçmuş, 16 topçumuz şehitlik rütbesine ulaşmıştı Tabyada Batarya Kumandanı Yüzbaşı Hilmi Bey, Topçu Neferi Niğdeli Ali ve Mucize kahraman Havranlı Koca Seyit Yüce Allah'ın koruyucu kanatları altında kalanlardan olmuşlardı


Ne hikmetse bataryada tek top ayakta kalabilmiş! Fakat onun da vinci kırılmış olduğundan mermileri namluya sürülemiyordu


Yüzbaşı Hilmi Bey, etrafındaki birliklerinden yardım alabilmek düşüncesiyle bataryadan uzaklaştığı sırada, Niğdeli Ali ile Koca Seyit ümitsiz ve perişan idiler


İngiliz ve Fransız savaş gemileri denizin üstünde ateş püskürerek ağır ağır yol alırken, Koca Seyit donuk donuk ve ümitsiz gözlerle bu tabloyu seyretme talihsizliği içinde idi Bu cehennem içinde birden kendisini yok farzetti, bu ulu kubbenin altında Rabbiyle başbaşa kaldığını ve çocukluğunda Annesi Emine Hatun'un öğrettiği duayı hatırladı Avuçlarını semaya açtı:


"-Ulu ve yüce olan Allah'tan başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur" duası, ağzından nur tanesi gibi dökülmeye başladı Seyit bu duayı defalarca okudu ve: "Ey eksiği ve fazlası olmayan! Ey alemlerin rahmeti! Benim vücuduma öyle kuvvet ver ki, benden başka hiç, ama, hiçbir kulun benden kuvvetli olmasın!"


Gözlerinden sel sel akan yaşlar yerleri ıslatıyordu Güzel dudakları aşk ve iştiyaktan şerha şerha yarılmıştı, "Allahım! Allahım! benden kuvvetini esirgeme"


Bu yakarış, şüphesiz, hiç kimseninkine benzemiyordu, benzemedi Çünkü Seyit Herkesten başka türlü bir insan oldu Derin bir nefes aldı, Hak namına Hak yolunaydı Aşk ile kendinden geçmesi ve 215 okkalık top mermisini kucaklayıp omuzuna alması bir oldu Demir basamakları tam üç kez inip çıktı Yanında bulunan Niğdeli Ali, Seyit'in Göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret ve dehşet içinde kalıyordu! Şahit olunan bu manzaranın azamet ve heybeti o kadar büyüktü ki, topun namlusuna sürülen üçüncü mermi, savaşın kaderini değiştiren olayı yaratmış ve İngilizlere ait "OCEAN" (Oşin) isimli zırhlı bu merminin isabetiyle korkunç yara almıştı Olay müthiş idi, sanki denizin üstüne kıyamet günü gelmiş gibi ortalık feryat ve figanla doldu


Batarya Komutanı Yüzbaşı Hilmi Bey, üçüncü merminin namluya elledi; ateş gibi sıcaktı! Dürbünü gözlerine götürdü, denizin üstünde alevler sarmış ve batmakta olan zırhlıyı görünce, efsane insan Topçu Neferi Seyit'e sarılıp defalarca öptü Daha sonra da mucize olayı telefonla üstlerine rapor etti


Aynı gün geç saatlerde Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa, Rumeli Mecidiyesi'ndeki Bataryanın sadece izleri, artıkları kalan mevzideki olduğu yere geldi Kaybedilen şehitler ve yaralılar için üzülüp gözyaşı döktü, hem de mucize asker Seyit'i üstün başarısından, gösterdiği üstün kahramanlığından dolayı yanaklarından öperek kutladı Cevat Paşa ödül olarak Topçu Neferi Seyit'e onbaşılık rütbesini layık gördü ve arkasından merminin bir defa da kendi huzurunda kaldırılmasını istedi


Bunun üzerine Onbaşı Seyit Cevat Paşa'ya şu şekilde cevap verdi:


"-Ben bu mermileri kaldırırken, gönlüm Allah'ın feyziyle doldu Kendimde bir başkalık hissettim İlimle, erdemle, ibadetle elde edilir iş değildi Ancak bu kuvvetin sırrı o anda bana Allah'ın ihsan ettiği bir vergi idi Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir makama varmışsam bu dua ve riza ile olmuştur Ama şimdi kaldırmam mümkün değildir Komutanım," dedi


Asrın Bütün icadlarını ve icaplarını beraberinde getiren bir düşmana karşı, müzelik olmuş eski silahlarla döğüşen Türk Ordusunun gösterdiği fedakarlık her türlü takdirin üstündedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.