Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Şaşırtıcı / Ürpertici Hikayeler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çanakkale, gelen, mektup, yıl, şehidinden

94 Yıl Sonra Çanakkale Şehidinden Gelen Mektup

Eski 07-13-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

94 Yıl Sonra Çanakkale Şehidinden Gelen Mektup



94 yıl sonra Çanakkale şehidinden gelen mektup


Çünkü mektup, Çanakkale Savaşı sırasında yaşanan ve bugüne kadar hiç bilinmeyen bir kahramanlığı gün ışığına çıkartıyordu Erzincanlı Hasan Çavuş, takımıyla birlikte düzenlediği süngü hücumuyla Fransızları durdurmuştu Hasan Çavuş’un, ‘Bu toprak bizim, biz bu toprağın sahibiyiz’ sözleri ise tarihe kaydedilmişti


MERAKLILARI bilir, Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü öğretim üyesi Prof Haluk Oral, Türkiye’nin en zengin imzalı kitap koleksiyonuna sahiptir Nâzım Hikmet’le ilgili en geniş koleksiyon da ondadır ‘Ne zaman matematikle ilgileniyor’ sorusunu sorduracak bir başka ilgi alanı ise Çanakkale Savaşları’dır Oral, Çanakkale ile ilgili olarak ne bulursa toplar ve her yıl birkaç kez gittiği savaş bölgesini de gayet iyi bilir Zaten bu konuda yazılmış en iyi kitaplardan birisi de Haluk Oral’ın imzasını taşır zaten


İşte, Haluk Oral geçtiğimiz aylarda sahaflarda gezinirken birtakım mektuplar buluyor Bunlar arasında en çarpıcı olanı, Kazım Karabekir komutasındaki 14 Tümen’de görev yapan yedek subay Kemal Efendi’nin babasına yazdığı mektuptur Çünkü bu mektupta, 41 Alay’ın 2 Taburu’nun Birinci Bölük Birinci Takım Komutanı Hasan Çavuş’un Kerevizdere muharebelerindeki olağanüstü kahramanlığı anlatılmaktadır


Haluk Oral’ın, NTV Tarih Dergisi’nde bütün detaylarıyla yazdığı hikâyeye göre, Kerevizdere’de Fransızlarla Türkler arasındaki mesafe zaman zaman on metreye kadar inmekte, iki ordu neredeyse birbirinin nefes alıp verişini duymaktadır Savaşın seyrini değiştirmek için, Fransızlar’ın ‘köprülü siper’ini ele geçirecek bir kahramana ihtiyaç vardır Erzincanlı Hasan Çavuş, tıpkı Namık Kemal’in ünlü oyunu Vatan Yahut Silistre’deki Abdullah Çavuş gibi, ‘Ben ölürsem kıyamet mi kopar’ diyerek öne atılır Hasan Çavuş’un, 30 kişiden müteşekkil takımına yaptığı konuşma ise bugün artık yitirilen o saf ruhu vermesi açısından son derece önemlidir:

“Allah yoluna tutacağımız bu siper bin kere Kâbe’ye gitmek demektir Bu toprak bizim, biz de bu toprağın sahibiyiz Evvela hepiniz birer adım kadar aralıkla siperin arkasına dizilin Süngülerinizi takın, içinizde gelmek istemeyen aşikâre söylesin


Yedek subay Kemal Efendi, bunca yıl sonra ortaya çıkan mektubunda, bu sahneden sonra olup biteni şöyle anlatacaktır:

“Bu hitap hepsinin beyninde yıldırım gibi tesir gösterdi ‘Hasan Çavuş, üç aydır beraberiz, sen takımını bilirsin’ dediler Bu arada alay kumandanının gözlerinden hafif yaşlar dökülmeye başladı ‘Var olun evlatlarım’ demekten kendini alamadı Hasan Çavuş devamla, ‘Ben hücum dediğim zaman hepimiz Allah der ve bu kâfirleri tepeleriz’ dedi

Arkasından Hasan Çavuş ve takımı süngü ile düşmana hücum edecek, Fransızlar böyle bir şey beklemediği için ilk hamlede yüzden fazla kayıp verecektir Hasan Çavuş’un takımı köprülü siperin önünde tutunmuştur bir kez Çatışmalar gece boyu devam etse de, Hasan çavuş ve takımını oradan kopartmak mümkün olmayacaktır Fransızlar ertesi sabah Hisarlık’a yerleştirdiği dağ topuyla bölgeyi cehenneme çevirecek, başta Hasan Çavuş olmak üzere bütün takım son nefeslerini orada verecektir


Bütün cephe duydu


Gerisini Haluk Oral’dan takip ediyoruz: “Erzincanlı Hasan Çavuş’un yaptıkları, tüm Türk cephesinde duyulmuştu Mustafa Kemal’in kurmay subayı olan İzzettin Çalışlar, Kerevizdere’ye 25-30 km uzaklıktaki Arıburnu-Anafartalar cephesinden, aynı gün günlüğüne şöyle not düşüyordu: “Hava serin Seddülbahir’den oldukça şedid (şiddetli) top sesleri geliyor Orada bir blokhavz muharebesi olmuş Düşmanın blokhavzını bizimkiler zapdetmiş” (Blokhavz: Etrafı dikenli tellerle çevrili, gözetleme imkânına sahip, hafif veya ağır piyade silahlarıyla donatılmış kapalı küçük alan)

Fransızlar daha ileri gidemeyeceklerdir Çünkü, Oral’ın ifadesiyle, “Hasan Çavuş, ölerek o yolu kapatmıştı


PROF HALUK ORAL


Bu efsane değil gerçek bir olay


BENİM yaptığım türden çalışma yapanların bitmez tükenmez kaynağı sahaflardır Bu mektupları da bir sahaf dostumdan, Emin Nedret İşli’den aldım Mektubun en önemli yönü, savaş sırasında yazılması ve yazıldığı günlerde meydana gelen bir olayı anlatmasıdır Kemal Efendi, kulağına gelen ve ona gelene kadar efsaneleşen bir olayı değil, bizzat gördüğü bir olayı anlatmıştır


Savaş sırasında yazılan mektuplardan günümüze kadar gelenleri bulmak oldukça zordur Kemal Efendi ise bir anlamda mektuplarını günlük tutar gibi yazmış ve tarihe not düşmüştür Bir de Fransızlarla yapılan savaşa ilişkin kaynak çok azdır Savaştan sonra Fransızlar da pek fazla yayın yapmamıştır Kerevizdere’de Fransızlar on bine yakın kayıp vermiştir ve bizim şehit sayımız da on binin üzerindedir Oradan “bir insan hikâyesi” anlatarak bir kapı açmak istedim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.