Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Nesil Bilinçlendirme Kampı - Gizli Tehlikeler & Tehditler > Atatürk Köşesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dünya, günlükleri, kemalin, mustafa, savaşı

Mustafa Kemal'in İ. Dünya Savaşı Günlükleri

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mustafa Kemal'in İ. Dünya Savaşı Günlükleri



Mustafa Kemal'in I Dünya Savaşı günlükleri

Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmaylarından Orgeneral İzzettin Çalışlar'ın Balkan, Birinci Dünya ve İstiklâl Savaşı günlükleri "On Yıllık Savaşın Günlüğü" adıyla daha önce yayımlanmıştı



KÜRŞAD OĞUZ / Habertürk

Bu anılar şimdi İş Bankası Kültür Yayınları tarafından, gözden geçirilmiş ve eksikleri tamamlanmış haliyle "On Yıllık Savaş – Orgeneral İzzetttin Çalışlar'ın Not Defterlerinden Balkan, Birinci Dünya ve İstiklal Savaşları" adıyla tekrar yayımlandı Kitap, Osmanlı döneminde yetişmiş bir subayın üç büyük savaşta yaşadığı ancak tarihe mal olmamış anılarını ilk kez okurla buluşturuyor

Bu son kitapta Balkan Savaşı sırasında genç ve idealist bir subay olan, Birinci Dünya Savaşı'nda bizzat Mustafa Kemal'in kurmay başkanlığı görevini yürüten, Kurtuluş Savaşı'nda ise Batı cephesinde kolordu kumandanı olarak görev yapan Çalışlar'ın daha önce yayımlanmamış fotoğrafları ve günlüğünün kayıp bölümleri gün ışığına çıkarıyor

Çalışlar'ın 1915-1917 yılları arasında Çanakkale ve Kafkas cephelerinde Kurmay Başkanlığını yaptığı sırada günlüğüne düştüğü notlar sayesinde On Yıllık Savaş, Atatürk'ün de günlükleriyle önemli bir boşluğu dolduracak kadar değerli bir içerik sunuyor

Ancak Orgeneral İzzettin Çalışlar'ın torunu İzzeddin Çalışlar'ın hazırladığı kitapta iki de Ek bölümü var ki, özellikle ilki çok önemli: "Mustafa Kemal Atatürk'ün Birinci Dünya Savaşı Günlüğü (7 Kasım – 24 Aralık 1916)"

Dünya Savaşı yıllarında bir buçuk aylık bir dilimde Mustafa Kemal'in Anadolu'nun doğusundaki çalışmalarını gözler önüne seren günlük, Atatürk'ün düşünce yapısı, kişiliği ve ileride yapacağı devrimlere nasıl hazırlandığına ışık tutuyor O yıllarda Anadolu'da yaşanan sefaleti, açlığı ve ölümleri gösteren günlük, Atatürk'ün kitap tutkusunu da çok güzel özetliyor

İşte Mustafa Kemal Atatürk'ün söz konusu günlüklerinden bazı bölümler…

"İNSANLAR VE HAYVANLAR AÇLIKTAN ÖLÜYOR"
7 Kasım 1916
Silvan'dan Bitlis'e gitmek üzere hareket ettim…
Batman köprüsünü geçer geçmez yol üzerinde ölü gibi yatmış, kalmış bir adam, açlıktan Köprü ile konak mahallimiz arasında aynı halde iki adam Muhacir imişler

Batman köprüsü ile Silvan arasında ve köprüden sonra yeni ölmüş iki beygir, insanlar ve hayvanlar açlıktan ölüyorlar

9 Kasım 1916
Saat 8 evvelde Ziyareti Veyselkarani'den hareket olundu Eşyalarımız saat 7 evvelde Ziyaret önünde Şeyh Hazret gönüllülerinden 150 kişiye tesadüf ettikBunları gözden geçirdim, iaşelerinin temini istirhamında bulundular Erzak taşıyan bir Kürt istidası (3 hayvanını Kürtler almışlar) Yolarda birçok muhacir gördük, Bitlis'e avdet ediyorlar Cümlesi aç, sefil, ölüme mahkum bir halde 4-5 yaşlarında bir çocuğu ebeveyni yol üzerinde terk etmişler, bu da bir karı kocanın peşine takılmış Onları ağlayarak 100 metreden takip ediyor Kendilerini niçin çocuğu almadıkları için tekdir ettim "Bizim evladımız değildir" dediler Destumi civarında büyük mola 2 saat Buradaki Sıhhiye İstasyonu'nu Şükrü Efendi'ye teftiş ettirdim Binalar muhtacı tahkim, bakılmamış…

10 Kasım 1916
Öksürükten ve çadırın fena kurulmuş olmasından ve rüzgârdan dolayı pek fena uyudum Saat 1 sonrada uyandım Öksürüğü teskin için çay içtim Tekrar yattım Saat 5 sonra uyandım Ordudan zata mahsus mahrem bir şifre ile düşmanın Bitlis cephesine taarruzu halinde daha 30 tabur verilebileceği ve bu noktai nazardan tetkikat yapılmasına dair Saat 7 evvelde Duhan şimalindeki ordugâhtan hareket Saat 1230'da Bitlis'e muvasalat Refet Paşa ve maiyeti bir saat mesafeden istikbal ettiler Yolsa iki neferden biri üzüm, biri elma satın almak istiyorlardı Banknot para verdikleri için tacirler ağlayarak şikayet ettiler Neferlere hak verdik Yol boyunca iki yerde insan laşesi ve kemikleri görüldü Açlıktan ölüp kalan hayvanat gibi…

"REFET PAŞA GELMEMİŞ, BİLMİYOR"
12 Kasım 1916
Refet Paşa rahatsız olduğundan avdet için müsaade aldı Saat 12 zevalde Alay 14 karargâhına hareket Yolun ortasında Alay Kumandanı Kaymakam Ali Bey istikbal etti 2 saat sonra muvasalat Akşama kadar karargâh civarındaki birinci ve üçüncü tabur barakalarını ve barakalarda efradı teftiş ettim İyi buldum Refet Paşa buraya olan mesafeyi dört saat söylemişti Gelmemiş, bilmiyor
Akşam rakı büfesi hazırlamışlar Diğer zabitan için de böyle Askere bu kadar yakın bulunan zabitan için bu hali muvafık görmedim Yeni Fırka Kumandanı Ali Fuat Bey'le bu husus görüşüldü Gece alay kumandanının barakasında yattım Öksürükten pek fena uyudum

13 Kasım 1916
Saat 8 evvelde Alay 14 karargâhından sol cenah mevakiine hareket Keltepe'ye 1 saatte vasıl olduk Bu tepe ve civarında kar vardır Buradaki bölük kumandanı ve postayı gördüm Fırka, alay ve tabur kumandanlarıyla mevzi ve tertibat hakkında görüştüm

Tabur ve bölük kumandanlarına, düşmanın taarruzu ve muhtelif surette hareketleri ihtimaline karşı, sureti hareketleri hakkında bir iki mesele verdim Badehu alay karargâhına avdet ettik Saat 11 evvelde Yemek yedik ve saat 0015 sonra Bitlis'e hareket olundu Ali Bey yarı yola kadar teşyi etti Yolda 300 kadar milis efradına tesadüf ettim Bunları alel-amya sol cenaha tahrik etmişler Aç olduklarını söylediler Bitlis'e iade ettim ve fırka kumandanına, bunların karınlarını doyurup kendilerinden istifade esbabını temin eylemesini söyledim Başımı yıkadım Şimdi istirahat ediyorum Saat 420 sonra

"10 -15 İSLAM KADINI BAŞLARI BULUNDU"
16 Kasım 1916
Badehu Bitlis'teki hastaneleri teftiş ettim Temiz buldum Şeyh Hazret, ki bir kolunu kesmişler, onunla görüştüm Fırka sertabibinin ifadesine nazaran, hastane ittihaz olunan haneler temizlenirken 10-15 kadar İslam kadını başları bulunmuştur Buradan avdet Şerefiye denilen camii gezdim, hayvanat laşeleriyle ve müzahrafat ile maliydi Harap olmuş Yolda 12 yaşında Ömer namında öksüz bir çocuk gördüm Bunu yanıma aldım Bu görülünce daha üç tane böyle anası, babası ölmüş yetimler getirdiler, onlara da para vermekle iktifa ettim

18 Kasım 1916
Öğleden evvel saat 10'da El şeyhuttani El Halidi Mehemmed El Nakşibendi Küfrevi'nin Kızılmescit mahallindeki türbesini ziyaret ettim Küçük bir türbe Şeyhin merkadi ve yanında biraderzadesi olduğunu türbedarın ifade ettiği bir zatın merkadi vardır Şeyhin merkadinin örtüsü sırma işlemeli, elmas, yakut gibi taşlarla müzeyyen Bu taşların elmas, yakut, zebercet olduğunu türbedar söylemişse de hakiki olmayacak Diğer merkat dahi sırmalı işlemeli örtülü Bu türbeye Ruslar ilişmemiş Türbenin kapıları gümüş ve altın kakma Kıymetli halılar var fakat ekserisi çürümüş Bu türbeyi Sultan Hamit yaptırmış Badehu Bitlis'in daha bir iki harap türbe gibi yerlerini gördükten sonra ikametgâhıma avdet

ŞİMDİYE KADAR LÜZUMUNDAN FAZLA SEVDİM…
19 Kasım 1916
Alphonse Daudet'nin Sapho-Soeurs Pari***nnes namında canım sıkıldıkça okuduğum romanı hitam buldu Jean, 'etudiant' Hayatında Sapho'yu seviyor Birçok seneler beraber yaşıyorlar Jean bir iki defa bu hayattan kaçmak istiyor En nihayet evlenmeye karar veriyor ve ayrılıyor Sapho nezdindeki mektuplarını almak için geliyor, evlatlık olarak aldığı çocuğun, Sapho'nun eski 'amant'ı Flamant'dan çocuğu olduğu ve bu adamın o gece beraber olduğunu anlıyor, kadın da itiraf ediyor, kadını dövmeye kalkışıyor Sapho bundan kendisinin hâlâ sevilmekte olduğunu anlıyor Filhakika Jean Perou'da Arica'da bir konsüllük alıyor ve Sapho ile beraber gitmeye karar veriyor Marsilya'da 3 gün sonra randevu veriyorlar Sapho gelmiyor, bir mektup gönderiyor: "Gelmeyeceğim Şimdiye kadar lüzumundan fazla sevdim, artık sevilmek isterim Flamant beni alacak ve sevecek ve çocuğum…" diyor

"DİMAĞIN REVNAKI İÇİN ALKOL ALMAMALI"
20 Kasım 1916
Fırka Kumandanına nev'ama vedaname ve fakat işlerin netayicini bildirmesine dair bir tahrirat yazdım Bitlis Valisi'ne de Hareket Müfrezesi'nin kendi mahsulü olduğunu ve muavenette devamını yazdım Nuri, İsmail, Halil, Salih Beyler'e ve Zübeyde Hanım'a birer kartpostal gönderdim Madam Corinne'e de

Hacı Mustafa Bey'in biraderi Nuh Bey kendi tayını getirdi Hediye etmek istedi, kabul etmedim
Süvari Yüzbaşısı Selim Sabit Bey Siirt'ten geldi Refet Paşa Kendisini İstanbul'a götürecek diye sürüklemiş Akşam yemekte Fırka Kumandanı Fuat Bey de bulundu

Sıhhatin muhafazası için, bilhassa dimağın revnakı için alkol almamalı Emirlerde maksadın sureti tebliği anlaşılmamıştır Gaye ile maksat karıştırılıyor Bir de icra kumandanı, akıl kumandanı!

21 Kasım 1916
Saat 5 evvelde kalktım Hareket münasebetiyle hemen tuvaletini yaptım Eşyalar toplandı Yaverin odasında, Bitlis'in bana Pompei harabelerini hatırlattığı ve Ninova harabeleri münasebetiyle tarihten bahsolundu Hulefai Abbasiyenin başını yiyen kumandanlar, Ehli Salip muharebatı münasebetiyle Avrupalıların Şark medeniyetinden istifadesi Selçuki Türklerin, Osmanlı Türklerinden evvel Bulgaristan'a Varna civarlarına geçmiş olmaları…

Saat 7 evvelde Bitlis'ten hareket Fırka Kumandanı ve karargâh erkânı yarım saatlik mesafeye kadar teşyi ettiler Orada ufak bir mola Ufak bir muhasebe, badehu veda
Yolda gelirken zihnimden geçen şeyler: Yalnız baş ile selam vermek Kumandanlar kıtaatın ahvali ve ruhiyesine bizzat ve bilfiil içlerine girmek suretiyle vakıf olmalı, daha emniyetle emir verir Mafevkler madunlarıyle musahabet etmeli, onları serbest idarei kelama alıştırmalı AMdunun tarzı muhakeme ve sureti beyanını bilmek faydalı ve lazım

Bazı noktai askeriye (Terbiyei Ruhiye ve Usuli Muaşereti Askeriye) hakkında bir eser yazayım Bunun için Fransızca bildiğim bir eser var Onu da evvela okuyayım ve bu zemine ait esaslı sualleri umum zabitana vazife olarak vereyim Mühim noktalar hakkında bazı büyük kumandanların mütalaasını talep edeyim

"ŞİMDİ FUAT UD ÇALIYOR…"
22 Kasım 1916
Saat 9 sonraya kadar Erkânıharp Reisi'yle tesettür'ün lağvı ve hayatı içtima iyeırıizin ıslahı hakkında sohbet;
1) Muktedir ve hayata vâkıf valide yetiştirmek,
2) Kadınlara serbestisini vermek,
3) Kadınlarla müşareketi umumiye, erkeklerin ahlakıyatı, efkârı, hissiyatı üzerinde müessirdir Celbi muhabbeti mütekabile temeyyüli fıtrisi

23 Kasım 1916
Saat 9 evvelde Kelhük köyünde bulunan Alay 23, Tabur 1'i teftiş için hareket 1 saatte muvasalat Tekmil alay zabitayını istikbal etti Evvela koğuşları teftiş Badehu tabur kumandanından bir mesele yaptırmasını istedim, uzun bir mesele Kendim mesele verdim Neticesi, bir bölüğün ileri karakol tertibatına müncer oldu Kıtayı iadeden sonra bir harp oyunu yaptım Ziyaret şarkında mavi, kırmızı kuvvetler muharebe ediyor Kezer deresiyle Erbin üzerinden bir fırka, bunun önünde bir bunun önünde bir müfreze çekiliyor Koh köyüne bir alay geliyor Fırka kısmı küllisi Zok'ta Saat 3'te tatbikat hitam Tenkit Sureti umumiyede memnun oldum Koh köyüne avdet Memduh Bey'in hediye ettiği ata bindim Gelen raporları gördüm Hazırlanan illeri gördüm
Odada Nazım Nazmi ve Fuat'la tensikatı memlekete dair biraz konuştuk Naci'nin ziyama teessüf Şimdi Fuat ud çalıyor

25 Kasım 1916
Tabur kumandanından Arıburnu'nda İngilizlerden alınmış bir masa ve örtüsü ve bir mitralyöz sınıfına mensup bir küçük kılınç (kasatura) aldım Buna mukabil İtalya muharebesinden beri muhafaza ettiğim bir İtalyan dürbününü ve bir masa verdim

26 Kasım 1916
Alay karargâhında istirahat Yarın Siirt'e harekete karar verdim
Ahmet Efendi'den, mühim bir kumandanlığa tayin olunmak üzere İstanbul'a gideceğime dair bir şayia üzerine validemin Bursa'dan Dersaadet'e geldiği şifreli telgrafname ile bildiriliyordu

28 Kasım 1916
Vali Bey'in evinde Yalnız hamama gittim
Öğle yemeğini pek şetaretle yedik
Gece keza pek samimi bir âlemle geçirildi

"ALLAHI İNKÂR MÜMKÜN MÜDÜR? NAM ESERİ OKUYORUM…"
1 Aralık 1916
Sabah tuvaletle meşguliyetten sonra tayları gördüm Hepsi fark etmiş Eşraftan Sadık Bey, Ali Ağa ve saire ziyarete geldiler
Allahı İnkâr Mümkün müdür? nam eseri okuyorum

3 Aralık 1916
Allahı İnkâr Mümkün müdür? eserini bitirdim Bütün feylesofların, edyanı muhtelifeye mensup tabiiyyun, zihniyyun, maddiyyun, hukema, mütefekkirin, mutasavvıfinin kâffesi ruh'un mevcut ve ademi bekasını tetkik ediyor
Bu tetkikatta, ilim ve fenne istinat edenler makbul İmam Gazali, İbni Sina, İbni Rüşd gibi eimme-i müsliminin beyanatı dahi telakkiyatı amiyaneden büsbütün başkadır; yalnız ifadelerinde çok rumuz var Dindar mütefekkirin, kavaid ve ulum ve fünun ve felsefeyi, beyanatı şeraiti tefsir için evirip çevirmeye gayret etmişler
Arıburnu raporlarını yazmaya başladım

4 Aralık 1916
Kitap okumakla vakit geçirdim Öğleden evvel tayları gördüm
Öğleden sonra Şevki Bey'in evine gittim Beş liraya bir halı ve bir liraya bir hamam takımı aldım

5 Aralık 1916
Hamama gittim Yemekten evvel Arıburnu raporunu not ettirmeye devam
Otomobil ile Telmih nam köyüne gittim Batman vadisine nazır bir tepecikte kâin olup öteden beri nazarı dikkatimi celbeden evin içine girdim, damına çıktım

6 Aralık 1916
Mebadii Felsefe namında bir eseri okumaya başladım

"TAVŞAN AVINA GİTTİK"
8 Aralık 1916
Sadık Bey ve hemen bütün erkânıharbiyem birlikte tavşan avına gittik Hava fevkalade sisli idi Bir saat kadar yürüdükten sonra garba saptık Ortalık biraz açıldı

Saat 12'ye kadar 4 tavşan, 1 tilki tutuldu Badehu kırda yemek yedik Biraz istirahatten sonra Silvan'a muavedet

9 Aralık 1916
Sabahleyin erkenden Rauf geldi Sadık Bey'in görmek istediğini söyledi, kabul ettim Bir tay hediye etmek istiyordu, kabul etmedim

10 Aralık 1916
Sabah pek ziyade bir nezleye yakalanmış kalktım Kemal Bey'in 'Makalâtı Siyasiye ve Edebiye'sini okudum… Kemal Bey'in 'Tarihi Osmani'sini takibe başladım

Yemekten evvel Emin Bey'in 'Türkçe Şiirleri'yle Fikret'in 'Rübab-ı Şikeste'sinden aynı zeminde bazı parçalarının okuyarak bir mukayese yapmak istedim İkisi de başka başka güzel Ancak Türkçe olanda da, diğerinde de aynı derecede Arapça, Farsça kelimat var Fark, biri parmak hesabı, diğeri değil!

12 Aralık 1916
Bugün akşam Tahsin Bey'den bir sene kıdem zammolunduğu ve İzzet Paşa'nın gaybubeti müddetince İkinci Ordu'ya vekâleten tayin buyurulduğum telgrafı geldi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.