Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hadisler, haramlari, ihram, kütübi, sitte

Kütüb-İ Sitte Hadisler - İhram Ve Haramlari

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kütüb-İ Sitte Hadisler - İhram Ve Haramlari



İHRAM VE HARAMLARI


1174 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) muhrimin giyeceği şeylerden sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Muhrim ne kamis (gömlek), ne sarık, ne bürnus ne şalvar ne de vers veya zaferân bulaşmış bir giysi taşımaz Ayağında da mest (ve benzeri ayakkabı) yoktur Ancak nalın bulamazsa, mestlerin topuktan aşağı kısmını kesmelidir "

Buharî'de şu ziyade var: "İhramlı kadın yüzünü örtmez, eldiven de giymez"

Buharı,Hacc 21, Cezâu's-Sayd 13,15, İlm 53, Sâlât 9; Müslim, Hacc 1, (1177); Muvatta, Hacc 8, (1, 324-328); Tirmizî, Hacc 18, (833); Ebu Dâvud, Menâsik 32, (1824, 1825,1826); Nesâî, Hacc 28, (5,129)

1175 - Yine İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'den rivayete göre demiştir ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kadınları ihrâma girdikleri vakit eldiven kullanmaktan, yüzlerini örtmekten ve vers ve za'ferân değmiş elbise giymekten yasakladı ve: "Buınlardan gayrı, hoşuna giden elbise çeşitlerinden safranla boyanmış veya ipekli veya zinet veya şa1var veya kamis veya mest giysin" dedi"

Ebu Dâvud, Menâsik 32, (1827)

1176 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ)'den gelen bir rivayette: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihramlı iken mest giymede kadınlara ruhsat tanıdı" denmiştir

Ebu Dâvud, Menâsik 33, (1831)

1177 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) hazretleri anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) hazretleri buyurdular ki: "Kim izar bulamazsa şalvar giysin, kim de nalın bulamazsa mest giysin"

Buharî, Libâs 14, 37, Hacc 132, Cezâu's-Sayd 15, 16; Müslim, Hacc 4,(1178); Tirmizî, Hacc 19, (834); Ebu Dâvud, Hacc 32, (1829); Nesâî, Hacc 32, (5,132)

1178 - Nâfı'nin anlattığına göre, Eslem Mevlâ Ömer'in, İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'e şöyle söylediğini işitmiştir: "Ömer (radıyallahu anh), Hz Talha (radıyallahu anh)'nın üzerinde, ihramlı iken boyalı bir giysi görmüştü "(Ey Talha) bu boyalı giysi de ne?" diye sordu (Talha cevaben): "Ey mü'minlerin emîri, bu kızıl toprakla boyanmıştır!" dedi Ömer (radıyallahu anh):

"Ey azizler, sizler halkın imamlarısınız, halk sizlere uymaktadır Eğer câhil biri bu elbiseyi görse: "Talha İbnu Ubeydillah, ihramda boyalı elbise giymiş" diyecek Ey azizler, bu boyalı elbiselerden hiçbirini giymeyin!" dedi"

Muvatta, Hac 10, (1, 326)

1179 - Urve anlatıyor: "Esma Bintu Ebî Bekr (radıyallahu anhümâ), ihramlı olduğnu halde, sarı renkli giysiler giyerdi Ancak bunlarda za'ferân olmazdı"

Muvatta, Hacc 11, (1, 326)

1180- Ya'lâ: İbnu Umeyye (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ciirrâne'de iken, umre için ihrama girmiş bir adam geldi Adamın sakal ve saçları sarıya boyanmış, sırtında da za'ferân lekeleri bulunan bir cübbe vardı

"Ey Allah'ın Resûlü, dedi, şu gördüğün vaziyette, umre için ihrâma girdim!"

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Şu cübbeyi çıkar, sarı boyayı da yıka!" diye emretti"

Buharî, Umre 10, Cezâu's-Sayd 16, 17, Megâzî 56, Fedailu'l,Kur'ân 2; Müslim, Hacc 6, (1180); Muvatta, Hacc 18, (1, 328-329); Tirmizî,Hacc 20, (835, 836); Ebu Dâvud, Menâsik 31, (1819-1822);Nesâî, Hacc 43, (5,142-143)

Bu metin, Sahiheyn'deki metindir Ebu Dâvud'un rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Umrede iken, hacda yaptığını yap "

1180 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'in: "İhramlının mıntıka takmasını mekruh addettiği" rivayet edilmiştir

Muvatta, Hacc 12, (1, 326)


1181 - Kasım İbnu Muhammed anlatıyor: "Bana, el-Ferâfısa İbnu Umeyr el-Hanefi haber verdi ki, O, HzOsman (radıyallahu anh)'ı, ihramlı iken yüzünü örter görmüş"

Muvatta, Hacc 13, (1, 327)

1182 - Nafi' anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) demiştir ki: "Başın çeneden yukarısını ihramlı kimse örtemez"

Muvatta, Hacc 13, (1, 327)

1183 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Biz (kadınlar) ihramlı olarak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la beraber iken, binekliler bize uğrardı Onlar tam hizamıza gelince, herbirimiz cilbabını başından yüzünün üzerine sarkıtıverirdi Bizi geçtiler mi tekrar kaldırırdık"

Ebü Dâvud, Menâsik 34, (1833)

1184 - Fâtıma Bintu'l-Münzir anlatıyor: "Biz, bir kısım kadınlar ihramlı iken, yanımızda Esmâ Bintu Ebî Bekr (radıyallahu anhümâ) olduğu halde, yüzlerimizi sıkıca örtüyorduk"

Muvatta, Hacc 16, (1, 328)

1185 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a, ihrama gir(ece)ği zaman (ihramı için), keza ihramdan çıktığı zaman da Kâbe'yi tavaftan önce hıll'i için, içinde misk bulunan sürünme maddesini şu iki elimle sürdüm"

Buharî, Hacc 18, 143, Libâs 73, 89, 91; Müslim, Hacc 31, 33, (1189); Muvatta, Hacc 17, (1, 328); Tirmizî, Hacc 77, (917); Ebu Dâvud, Menâsik 11, (1745,1746); Nesâî, Hacc, 41, (5,136-141)

1186 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vessalâm)'a, ihrama gir(ece)ği zaman (ihram için), keza ihramdan çıktığı zaman da Kâbe'yi tavaftan önce hıll'i için, içinde misk bulunan sürünme maddesini şu iki elimle sürdüm"

Buharî, Hacc 18 143, Libâs 73, 89, 91; Müslim, Hacc 31, 33, (1189); Muvvata, Hacc 17, (1, 328); Tirmizî, Hacc 77, (917);Ebu Dâvud, Menâsik 11, (1745, 1746); Nesâî, Hacc, 41,(15, 136-141)

Bir rivayette şu ibare de var: "Veda haccında zerire denilen koku ile "

Bir başka rivayette : " ihrama girmezden önce, sonra ihrama girerdi "

Bir diğer rivayette: "bulabildiğim kokunun en iyisi ile başında ve sakalında koku maddesinin parıltısını görünceye kadar (sürerdim) "

Bir diğer rivayette: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihramlı iken (sürülen) koku maddesinin saç ayırımlarındaki parlaklığına (şu anda) bakıyor gibiyim "

Bir rivayette şu ziyade var: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) zeytinyağıyla yağlanırdı Bunu İbrahim (Nehâî)'ye zikretmiştim, bana:

"Pekâlâ, şu rivayeti ne yapacaksın: "Esved, Hz Aişe (radıyallahu anhâ)' den onun şöyle söylediğini rivayet etti: "(Sürülen koku maddesinin saç ayrımlarındaki parlaklığına bakıyor gibiyim"

Bir rivayette de şu ziyade var: "Bu, ihram(a girmezden önce süründüğü) koku idi "

1187 - Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Önce koku sürünüp sonra ihrama giren kimse hakkında soruldu Şu cevabı verdi: "Ben (tîb sürünerek) ihrama girip koku neşretmeyi sevmem Katrana bulanmam bunu yapmaktan daha iyidir" Hz Aişe (radıyallahu anhâ)'ye, İbnu Ömer'in, bu sözü haber verilince: "Ben, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a ihrama (gireceği) sırada tîb sürdüm Bu halde hanımlarına uğradı Sonra da ihrama girdi, koku neşrediyordu" dedi

Buharî, Gusl 14; Müslim, Hacc 47, (1192); Nesâî, Hacc 42, (5, 139), Gusl 13, (1, 203)

1188 - Nesâî'nin kaydettiği bir diğer rivayette şöyle denir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), ihrama girmeyi arzu ettiği zaman bulabildiği en güzel yağla yağlanırdı Öyle ki, yağın parlaklığını başında ve sakalında görürdüm" (Râvi Hz Aişe'dir)

Nesâî, Hacc 42, (5,139-140)

1189 - Yine Nesâî'nin bir başka rivayetinde, Hz Aişe (radıyallahu anhâ) şöyle buyurmuştur: "Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a ihrama gireceği zaman ihramı için, şeytan taşlamasını yaptıktan sonra ve Beytullah'a yapacağı tavaf (-ı ziyaret)ten önce ihramdan çıkınca da hıll'i (ihramsız hâli) için tîbini sürdüm"

Nesâî, Hacc 41, (5, 137)

1190 - Bir diğer rivayette şöyle denir: "Resûlullah'ın tîb'i (sürdüğü koku) sizin şu tîbinize benzemez" Yani (sizin kullandığınız tîb), uzun müddet koku neşretmeye devam etmez, demektir

Nesâî, Hacc 41, (5, 137)


1191 - HzAişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Biz Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile (hacc ve umre için ihrama girip) Mekke'ye giderdik İhram sırasında alınlarımıza sükk denen bir tîb sürerdik Birimiz terleyecek olsa, yüzüne akardı Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bunu gördüğü halde (bize) onu(n sürülmesini) yasaklamazdı"

Ebu Dâvud, Menâsik 32, (1830)

1192 - Sâlt İbnu Zübeyd (rahimehullah), ailesinin bazı fertlerinden naklen şunu rivayet etmiştir: "Hz Ömer (radıyallahu anh) Şecere nâm mevkide iken, bir tîb kokusu hissetti

"Bu koku kimden geliyor?" diye sordu: Kesîr İbnu's-Salt:

"Bendendir, (saçımın dağılmaması için) süründüm ve tıraş olmamaya karar verdim" dedi Hz Ömer (radıyallahu anh):

"Su birikintilerinden birine git, başını koku gidinceye kadar ovuştur!" diye emretti Kesir İbnu's-Salt öyle yaptı"

Muvatta, Hacc 20, (1, 329)

1193 - Muvatta'nın bir diğer rivayeti, Eslem Mevlâ Ömer'den: "Ömer (radıyallahu anh), bir tîb kokusu hissetmişti

"Bu koku kimden?" diye sordu Muâviye İbnu Ebî Süfyan (radıyallahu anh):

"Ey mü'minlerin emîri! Bendendir!"diye cevap verdi (Hz Ömer kızgın bir eda ile):

"Allah Allah! Senden mi?" diye çıkıştı Hz Muâviye:

"Bana Ümmü Habibe sürdü, ey mü'minlerin emîri!" (diye özür) beyan etti Hz Ömer:

"Allah aşkına geri dön ve şu sürdüğün şeyi yıka!" diye emretti"

Muvatta, Hacc 19

1194 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'den anlatıldığına göre: "İhramlı iken Cuhfe'de ölmüş olan oğlu Vâkid'i kefenlemiş, bu arada başını ve yüzünü örttükten sonra şöyle demiştir: "Eğer ihramlı olmasaydık, cenâzeye tîb de sürerdik"

Muvatta, Hacc 14, (1, 327)

1195 - Nâfî anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) ihram giyerek Mekke'ye müteveccihen yola çıktığı zaman, güzel kokusu olmayan bir yağ ile yağlanırdı Sonra Zülhuleyfe mecsidine gelir, orada (ihram için iki rek'at) namaz kılar, sonra hayvanına binerdi Devesi (ayağa kalkıp) onu doğrultunca telbiyeye başlar ve şöyle derdi: "Ben Resûlullah'ın böyle yaptığını gördüm"

Buharî, Hacc 28; Muvatta, Hacc 32, (1, 333)

1196 - Tirmizî'nin bir rivayetinde şöyle denir: "(İbnu Ömer) reyhanlanmamış bir yağla yağlanırdı" Yani kokulandırılmamış

Tirmizî, Hacc 114, (962); İbnu Mâce, Menâsik 88, (3083)

1197 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "İhramlı reyhan koklayabilir, aynaya bakabilir Yediği zeytinyağı ve tereyağı ile tedâvi olabilir"

Buharî, Hacc 18, (Bab başlığında, senetsiz olarak kaydetmiştir)

1198 - Abdullah İbnu Huneyn anlatıyor: "İbnu Abbas ile Misver İbnu Mahreme (radıyallahu anhümâ) Ebvâ'da ihtilâf ettiler İbnu Abbas: "Muhrim başını yıkar" dedi Misver ise: "Hayır, yıkayamaz!" dedi İbnu Abbâs, beni Ebu Eyyüb el-Ensârî (radıyallahu anh)'ye gönderdi Ben onu iki direk arasına gerilmiş bir perde gerisinde yıkanıyor buldum Kendisine selam verdim

"Kim o?" dedi

"Abdullah İbnu Huneyn'im Beni, size İbnu Abbas gönderdi Sizden, ihramlı iken Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın başını nasıl yıkadığını soruyor" dedim Bunun üzerine Ebü Eyyüb (radıyallahu anh) elini perde (ipinin) üzerine koyup aşağı doğru bastı ve başı göründü Üzerine su döken birisine: "Dök!" dedi O da döktü Ebu Eyyub (radıyallahu anh) başını elleriyle ileri geri ovalayıp:

"Resûlullah (aleyhissalatu vesselâm)'ı böyle yapar gördüm" dedi"

Buharî, Cezâis-Sayd 14; Müslim, Hacc 91, (1205); Muvatta, Hacc 4, (1, 323); Ebu Dâvud, Menâeik 38, (1840); Nesâî, Hacc 27, (5,128-129); İbnu Mâce, Menâaik 22, (2934)

Muvatta dışındaki rivayetlerde şu ziyade mevcuttur: "Misver, İbnu Abbâs'a şunu söyledi: "Seninle bir daha münakaşa etmiyeceğim (ne dersen kabülüm)"

1199 - Hârice İbnu Zeyd, babası Zeyd (radıyallahu anh)'den naklediyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihrama girmek çin soyundu ve yıkandı"

Tirmizî, Hacc 16, (830)

1200 - Nâfi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) ihrama girmezden önce ihram için, Mekke'ye girmek için, Arafat'ta vakfe için yıkanırdı"

Muvatta, Hacc 3, (1, 322); Buharî, Hacc 38

Bir rivayette şu ziyade vardır: "İhrama girdi mi, başını sadece ihtilâm olduğu zaman yıkardı"


1201 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yıkandığı su ile saçlarını (dağılmayacak şekilde) tarayıp nizama soktu"

Ebu Dâvud, Menâsik 12,(1747, 1748) Nesâî, Hacc 40, (5, 136); Buhârî, Hacc 19; Müslim 21, (1184); İbnu Mâce, Menâsik 72, (3047)

1202 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) demiştir ki: "İhramlı kimse hamama girer"

Buharî, Cezâu's-Sayd 14 (Tercüme bab başlığı olarak, senedsiz şekilde) kaydedilmiştir]

1203 - Yine İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) demiştir ki: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihramlı iken hacamat oldu (kan aldırdı)"

Buharî, Cezâu's-Sayd 11, Tıbb 12,15; Müslim, Hacc 88, (1203); Ebu Davud, Menâsik 36, (1835-1836); Tirmizî, Hacc 22, (839); Nesâî, Hacc 92, (5, 193); İbnu Mâce, Menâsik 87, (3081)) Bu metin Sahiheyn'in metnidir

Buharî merhumun bir diğer rivayetinde: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)) oruçlu iken hacamat oldu" denir Yine Buharî'nin bir diğer rivayetinde: "(Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)) ihramlı iken çektiği ağrı sebebiyle başından hacamat oldu" denir

Bir diğer rivayette: "Şakîka denen (başının ön kısmındaki) bir ağrı sebebiye, Lahyu Cemel adında Mekke yolu üzerindeki bir su başında, başının ortasından hacamat oldu" denir

1204 - Hz Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihramlı iken ayağının sırtından çektiği bir ağrı sebebiyle hacamat oldu"

Ebu Dâvud, Menâsik 36, (1837); Nesâî, Hacc 94, (5,194)

Nesâî'nin rivayetinde "Maruz kaldığı incinme sebebiyle (ayağının sırtından hacamat oldu)" denmiştir

1205 - Nâfi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) dedi ki: "İhramlı kimse kaçınılmaz bir sebepten dolayı mecbur kalmadıkça hacamat olamaz"

Muvatta, Hacc 75, (1, 350)

1206 - Nübeyh İbnu vehb (rahimehullah) anlatıyor: "Ömer İbnu Ubeydillah İbni Ma'mer, ihramlı iken gözünden hastalandı Bunun üzerine gözlerine sürme çekmek istedi Ancak Ebân İbnu Osman onu bundan men etti ve gözlerine sabır basmasını tavsiye etti İlâveten: Hz Osman (radıyallahu anh)'ın Resûlullah'ın böyle yaptığını rivayet ettiğini söyledi"

Müslim, Hacc 89, (1204); Ebu Dâvud, Menâsik 37, (1838); Tirmizî, Hacc 106, (952); Nesâî, Hacc 45, (5,143)

Ebu Dâvud'un rivayetinde şu ziyade var: "Ebân hacc emîri idi"

1207 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'den rivayet edilmiştir ki, ihramlı iken, gözüne gelen bir rahatsızlık sebebiyle aynaya bakmıştır

Muvatta, Hacc 93, (1, 358)

1208 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Meymune validemizle (radıyallahu anhâ) ihramlı iken tezevvüc buyurdular"

Buharî, Cezâu's-Sayd 12, Meğâzi 43, Nikâh 30; Müslim, Nikâh 46, (1410); Ebu Dâvud, Menasik 39, (1844,1845); Tirmizî, Hacc 24, (842); Nesâî, Hacc 90, (1,191,192)

Buhârî'nin bir rivayetinde şu ziyâde var: "Umretü'l-kazâ sırasında ihramsız olarak Meymüne ile gerdek yaptı Meymüne Serefte vefat etti"

Ebu Dâvud der ki: İbnu Müseyyeb demiştir ki: "ihramlı iken Resûlullah'ın Meymüne ile evlenmesi meselesinde İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) vehme düşmüştür"

Nesâî'ye ait bir başka rivayette: "İhramlı iken Resîlullah (aleyhissalâtu vesselâm) evlendi" denir Meymüne ile evlendiği zikredilmez

1209 - Ebü Râfi' (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ihramsız iken Meymüne (radıyallahu anhâ) ile evlendi İhramsız olduğu halde onunla gerdek yaptı İkisinin evlenmesinde aralarında ben elçilik yapmıştım"

Tirmizî, Hacc 23, (841)

1210 - Meymüne (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Her ikimiz de Serefte ihramsız iken, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) benimle evlendi"

Müslim, Nikâh 48, (1411); Ebu Dâvud, Menâsik 39, (1843); Tirmizî, Hacc 24, (845)Bu metin Ebu Dâvud'dakidir

Müslim'de şöyle denmiştir: "Kendisi ihramsız olduğu halde O'nunla (Meymüne) evlendi, Râvi -ki Yezîd İbnu'l-Esamm'dır- der ki: "Meymüne hem benim teyzemdi, hem de İbnu Abbâs'ın teyzesi idi"

Tirmizî'de şu ziyade vardır: "Meymüne (radıyallahu anhâ) ile gerdek yaptığında ihramsız idi Meymüne Serefte öldü Onu, Resûlullah'ın kendisiyle gerdek yaptığı çadırda defnettik


1211 - Süleymân İbnu Yesâr anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselâm), azadlısı Ebu Râfı'yi Ensâr'dan bir başkasıyla birlikte (Meymüne'ye) gönderdi Onlar, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı Meymüne bintu'l-Hâris (radıyallahu anhâ) ile evlendirdiler (O vakit) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) henüz Medine'de idi (ve umretu'1-kaza için yola) çıkmamıştı"

Muvatta, Hacc 69, (1, 348)

1212 - Hz Osman (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İhramlı ne evlenir, ne evlendirir, ne de dünür gönderir"

Müslim, Nikâh 41, (1409); Muvatta, Hacc 70, (1, 348, 349); Ebu Dâvud, Menâsik 37, (1841); Tirmizî, Hacc 23, (840); Nesâî, Hacc 91, (5,192)

1213 - Nâfi anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) şöyle hükmetmiştir: "İhramlı evlenmez, evlendirmez, ne kendisi için kız ister, ne de başkası için"

Muvatta, Hacc 72, (1, 349)

1214 - Ebu Gatafân el-Mürrî'nin anlattığına göre, babası Tarîf, ihramlı iken bir kadınla evlenmiş ise de Hz Ömer (radıyallahu anh) bu nikâhı reddetmiştir

Muvatta, Hacc 71, (1, 349)

1215 - Ebu Katâde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hudeybiye Sulhu yapıldığı sene, bir gün Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın ashabından bir grupla birlikte, Mekke yolu üzerinde bir yerde oturuyordum Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), bizden ileride (konaklamış) idi Ben hâriç herkes ihramlıydı Halk vahşî bir eşek gördü, ben o sırada meşguldüm, ayakkabımı tamir ediyordum Gördüklerinden beni haberdar etmediler, onu kendiliğimden görmüş olmamı istiyorlardı Bir ara aralarında bir gülüşme oldu Birden etrafıma bakındım (ve bu esnada) hayvanı gördüm Hemen (Cerâde adındaki) atıma gidip eğerledim ve bindim (Acelemden) kamçıyı ve mızrağı unutmuştum "Kamçı ve mızrağımı bana verin!" diye seslendim

"Hayır, dediler, vallahi bu işte sana yardımcı olmak istemeyiz" Öfkelendim İnip onları aldım Tekrar binip, eşeğe doğru hızla gittim, (yetişip) avladım Beraberimde getirdim, ölmüştü Arkadaşlarım etinden yediler Ancak sonradan ihramlı iken yeyip yememe hususunda şekke düşüp (yediklerine pişman oldular) Yürüdük, ben bir parça ayırdım Resûlullah'a kavuşunca, bu meseleyi sorduk

"Beraberinizde birşeyler kaldı mı?" dedi Ben: "Evet!" diyerek parçayı uzattım, ihramlı olduğu halde, ondan yedi Ve:

"Bu bir taamdır Onunla Allah size ikramda bulunmuştur!"dedi"

Buharî, Cezâu s-Sayd 2, 3, 4, 5, Hibe 3, Cihâd 46, 88, Megâzi 35, Et ime 19, Zebâih 10, 11; Müslim, Hacc 56, (1196); Muvatta, Hacc 76, (1, 350); Tirmizî, Hacc 25, (847); Ebu Dâvud, Menâsik 41, (1852); Nesâî, Hacc 78, (5,182); İbnu Mâce, Menâsik 93, (3093)

Bunlarda gelen bir ziyade şöyledir: "(Resûlullah:) "O helaldir, yiyin (dedi)"

Bir diğer rivayette: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlara şunu söyledi: "Sizden biri (hayvanı yakalamak üzere) saldırmasını emretmedi veya ona hayvanı göstermedi mi?" Onlar: "Hayır!" diye cevap verince, (Resûlullah:)

"Öyleyse yiyin!" buyurdu"

Bir diğer rivayette: "(Resûlullah): İşaret ettiniz veya yardım ettiniz veya saldırmasını sağladınız mı?" (diye sordu)"

1216 - Sa'b İbnu Cessâme (radıyallahu anh)'nin anlattığına göre, kendisi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a, Ebvâ veya Vehdân'da (canlı) bir yaban eşeği hediye etmiştir Ancak Resûlullah bunu kendisine iâde etmiş, Sa'b'ın üzüldüğünü yüzünden anlayınca: "Bunu sana iade edişimizin sebebi ihramlı oluşumuzdur" demiştir

Buharî, Cezâu's-Sayd 6, Hibe 5,17; Müslim, Hacc 50, (1193), Muvatta, Hacc 83, (1, 353); Tirmizî, Hacc 26, (849); Nesâî, Hacc 79, (5,183-185); İbnu Mâce, Menâsik 92, (3090)

1217 - Nesâî'nin kaydettiği diğer bir rivayette İbnu Abbâs (radıyallahu anh) şöyle anlatmıştır: "Sa'b İbnu Cessâme (radıyallahu anh), Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a, ihramlı iken, Kudeyd'de ucundan kan damlayan bir vahşî eşek budu hediye etti Resûlullah, bu hediyeyi Sa'b'a iade etti (kabul etmedi)"

Nesâî, Hacc 79, (5,183-185)

1218 - HzCâbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Siz ihramlı iken, bizzat avlamamış iseniz veya (sizin arzunuzla) sizin için avlanmamış ise kara av hayvanları(nın eti) size helâldir"

Ebu Dâvud, Menâsik 41, (1851); Tirmizî, Hacc 25, (846); Nesâî, Hacc 81, (5,187)

1219 - Abdurrahman İbnu Osman anlatıyor: "Biz ihramlı iken Talha ile beraberdik Bize bir kuş hediye edildi Bu sırada Talha yatıyordu Kuş etinden bazılarımız yedi, bazılarımız çekinip yemedi Talha uyanınca yiyenlerite'yid etti ve: "Biz Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la birlikte onu yedik" dedi"

Müslim, Hacc 65, (1197); Nesâî, Hacc 78, (5,182)

1220 - Abdullah İbnu Âmir İbni Rebîa anlatıyor: "Hz Osman (radıyallahu anh)'a Arc'ta iken bir av eti getirildi Arkadaşlarına:

"Yiyiniz!" dedi Onlar:

"Sen yemiyor musun?" diye sordular

"Ben, dedi, sizin durumunuzda değilim, bu hayvan benim için avlandı"

Muvatta, Hacc 84, (1, 354)


1221 - Urve merhum anlatıyor: "Hz Aişe (radıyallahu anhâ)'ye: "Bir av hayvanı benim için avlanmamışsa bu bana helâl mi, haram mı?" diye sormuştum, şu cevabı verdi:

"Ey kızkardeşimin oğlu, o (ihram müddeti) on gündür İçinde bir seğrime (rahatsızlık, şüphe) hissedersen bırakıver (yeme)"

Muvatta, Hacc 85, (1, 354)

1222 - el-Behzî (radıyallahu anh) -ki ismi Zeyd İbnu Ka'b'dır- anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Mekke'ye gitmek düşüncesiyle ihramlı olarak (Medine'den) çıktı Ravhâ nam mevkiye varınca orada kesilmiş bir vahşî eşekle karşılaştılar Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bundan bahsedildi:

"Bırakın onu, dedi, sahibi hemen gelebilir!"

Derken hayvanın sahibi Behzî geldi ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm),ı bularak:

"Ey Allah'ın Resûlü, bu eşeği (size bıraktım) dilediğiniz gibi tasarruf edin!" dedi Resûlullah derhal Hz Ebu Bekir'e emrederek, yol arkadaşları arasında taksim etmesini" söyledi

Sonra yola devam edip İsâye nâm yere geldi Burası Ruveyse ile Arc arasında bir yer idi Sıcak bir gölgede kıvrılıp uyumakta olan bir ceylan vardı -Râvi der ki- "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir şahsa, herkes geçinceye kadar orada bekleyip kimseye hayvanı rahatsız ettirmemesini emretti"

Muvatta, Hacc 79,1, (351); Nesâî, Hacc 78, (5,182,183), Sayd 32, (7, 205)

1223 - Urve (rahimehullah) anlatıyor: "Zübeyr (radıyallahu anh) ihramlı olduğu halde (yemek üzere yanına) güneşte kurutulmuş ceylan eti dizisini azık olarak alıyordu"

Muvatta, Hacc 77, (1, 350)

1224 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Biz, hacc veya umre için Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'le birlikte yola çıkmıştık Yo1 esnasında bir çekirge sürüsüne rastladık Kamçı ve yaylarımızla vurmaya başladık Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Bunu yeyin, zîra o deniz avından (sayılır)" dedi"

Ebu Dâvud, Menâsik 42, (1853); Tirmizî, Hacc 27, (850)

1225 - Ka'bu'l-Ahbâr demiştir ki: "Çekirge deniz avı(ndan sayılmış)dır"

Ebu Dâvud, Menâsik 42, (1853); Muvatta, Hacc 82,(1,352)

1226 - Muvatta'da şu ziyade var: Hz Ömer (radıyallahu anh) Ka'b'a sordu: "Nereden biliyorsun (ki çekirge deniz avıdır)?" Ka'b şu cevabı verdi:

"Ey mü'minlerin emîri, nefsimi yed-i kudretinde tutan Zât-ı Zülcelâ1'e yemin ederim, bu (bir nevi) balık hapşırmasıdır, her yıl iki sefer hapşırır"

Muvatta, Hacc 82, (1, 352)

1227 - Hz Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Esmâ Bintu Umeys, Muhammed İbnu Ebî Bekir'in doğumu sebebiyle Şecere nâm nevkide nifas olmuştu Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), HzEbu Bekir (radı-yallahu anh)'i görüp, kadına yıkanıp ihrama girmesini emretmesini söyledi"

Müslim, Hacc 109, (1209); Ebu Dâvud, Menâsik 35, (1834); İbnu Mâce, Menâsik 12, (2911)

1228 - Esma Bintu Ümeys (radıyallahu anhâ) Muhammed'i Beydâ'da doğurduğunu söylemiş, önceki hadisteki durumu aynen zikretmiştir"

Muvatta, Hacc 1, (1, 322); Nesâî, Hacc 26,(5,127)

Muvatta'nın bir başka rivayetinde şöyle denir: "(Esmâ) Zülhuleyfe'de Muhammed'i doğurdu) Ebu Bekir (radıyallahu anh) ona yıkanmasını sonra da ihrâma girmesini emretti"

Nesâî, bir başka rivayette şu ziyadeyi ilâve eder: "sonra hacc için ihrama girmesini, Ka'be'yi tavaf hâriç, herkesin yaptıklarını aynen yapmasını (emretti)"

Yine Nesâî'nin bir başka rivayetinde (Esma) şöyle demiştir:

"Resûlullah'a (birisini) göndererek: "Ne yapayım?" diye sordurdum Bana: "Yıkan, (kan gelen kısma) sargı bağla, sonra da ihrama gir" haberini gönderdi"

1229 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)'den yapılan bir rivayete göre, hacc veya umre için ihrama giren hayızlı kadın hakkında, "Kadın dilerse umre veya haccı için ihrama girer, ancak Beytullah'ı tavaf edemez, Safa ile Merve arasındaki sa'yi de yapamaz Bunlar dışındaki bütün menâsike insanlarla birlikte katılır Temizleninceye kadar mescide yakın olmaz"

Muvvata, Hacc 45

1230 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Nifaslı ve hayızlı kadınlar mîkata gelince gûslederek ihrama girerler ve Beytullah'a olan tavaf hariç bütün menâsiki îfa ederler"

Ebu Dâvud, Menâsik 10, (1744); Tirmizî,Hacc 100, (945)


1231 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Beş hayvan vardır, bunların öldürülmesi ihramlıya günah değildir: Karga, çaylak, akrep, fâre, kelb-i akûr"

Buharî, Cezau's-Sayd 7; Müslim, Hacc 72, (1199); Muvatta, Hacc 88,(1, 356); Ebu Dâvud, Menâsik40, (1846); Nesâî, Hacc 82, 83, 84, 86, 87, 88, (5,187-190)

Bir rivayette şöyle denmiştir: "Bunları, Harem'de ve ihramda iken öldürene günah yoktur"

Ebu Dâvud ve Tirmizî'nin, Ebu Saîdi'l-Hudrî'den kaydettikleri bir rivâyette: "Âdi yırtıcılar" da denmiştir Bundan maksad insana saldırıp yaralayandır

1232 - Alkame İbnu Ebî Alkame, annesinden rivayet etmiştir ki: "Annesi, Hz Aişe (radıyallahu anhâ)'yi ihramlı iken bedenini kaşıyan kimse hakkında soru sorulunca dinlemiştir Hz Aişe şu cevabı verir: "Evet, kaşınsın ve şiddetle kaşısın" Sonra Hz Aişe ilâve eder: "Ellerimi bağlasalar, (kaşınmak için ayaklarımdan başka bir imkânım olmasa) ayaklarımla kaşınırım"

Muvatta, Hacc 93, (1, 358)

1233 - Esmâ Bintu Ebî Bekr (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Hacc yapmak üzere Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'le birlikte çıktık Arc nâm mevkiye kadar geldik Orada Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) konakladı, biz de konakladık Hz Aişe (radıyallahu anhâ) Resûllullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına oturdu Ben de babam Ebu Bekir'in yanına oturdum Resûlullah'ın binek devesi ile, HzEbu Bekir'in binek develeri tekdi ve o da Ebu Bekir'e ait bir köle ile birlikte (yolda) idi Ebu Bekir (radıyallahu anh) oturup, kölenin gelmesini beklemeye başladı Köle geldi ama beraberinde deve yoktu HzEbu Bekir (radıyallahu anh): "- Deven nerde?" diye sordu Köle:

"- Sabahleyin onu kaybettim!" dedi Ebu Bekir (radıyallahu anh):

"- Tek bir deveyi kayıp mı ettin!" deyip köleye vurmaya başladı

Resûlullah bu sırada gülüyor ve şöyle diyordu:

" Şu ihramlıya bakın neler de yapıyor!"(İbnu Ebi Rizme der ki: Resûlullah: "Şu ihramlıya bakın neler de yapıyor?" deyip gülüyor, (başka bir Şey söylemiyordu)"

Ebu Dâvud, Menâsik 30, (1818); İbnu Mâce, Menâsik 21, (2933)

1234 - Rebîa İbnu Abdillah: "Hz Ömer (radıyallahu anh)'i ihramlı iken (Mekke ile Medine arasındaki Sükyâ köyünde) devesinin kurtlarını alıp toprağa atarken gördüm"

Muvatta, Hac 92, (1, 357)

1235 - Nâfi' anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ), ihramlının, devesinden pire veya güve gibi haşereleri temizlemesini mekruh addederdi"

Muvatta, Hacc 95, (1, 358)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.