Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anlayamaz, kerimi, kur’ani

Kur’An-İ Kerimi Herkes Anlayamaz

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kur’An-İ Kerimi Herkes Anlayamaz



Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz
Sual: Kur’an-ı kerimi herkes anlayabilir mi, yoksa Resulullah efendimizin açıklaması şart mıdır? Bir de, meal okumakla anlaşılabilir mi?
CEVAP
Kur’an-ı kerimi tam olarak yalnız Resulullah anlamıştır Çünkü muhatabı Odur Kur’an Ona gelmiştir Ondan başkası tam anlayamaz Onun için Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(İnsanlara açıkla diye Kur’anı sana indirdik) [Nahl 44]

Açıklamak, âyet-i kerimeleri, başka kelimelerle ve başka suretle anlatmak demektir Bırakın bizleri, ümmetin âlimleri de, âyetleri anlayabilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine, sana vahy olunanları tebliğ et der, açıklamasını emretmezdi Bu ve benzeri âyetlere rağmen, (Resulullah Kur’anı getirmekle işi bitmiştir, o bir postacı idi) diyen mezhepsiz türediler vardır Eshab-ı kiram, ana dilleri Arapça olduğu halde, bazı âyetleri anlayamayıp, Peygamber efendimize sorarlardı Resulullah, Kur’an-ı kerimin tefsirini Eshabına bildirmiştir Eshab-ı kiramın bildirdiğinden başka türlü söyleyenler, dalalete, hatta küfre düşer Tefsir, yoruma değil, nakle dayanır

M Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Bir gün Peygamber efendimiz, Hazret-i Ebu Bekir’e ince marifetleri, onun seviyesine göre anlatıyordu Yanlarına Hazret-i Ömer gelince, konuşma üslubunu onun da anlayacağı şekilde değiştirdi Hazret-i Osman gelince, yine konuşma tarzını değiştirdi Hazret-i Ali de gelince konuşmasını, hepsinin anlayacağı tarzda değiştirdi Resulullahın her defasında konuşma üslubunu değiştirmesi, oradaki zatların istidatlarının farklı oluşlarından meydana gelmiştir (1/59)

Hadis-i şeriflerde, (Benden sonra Peygamber gelseydi, Ömer olurdu), (Osman’ın şefaati ile Cehennemlik 70 bin kişi sorgusuz Cennete girecek) ve (Ben ilmin şehriyim Ali de kapısıdır) buyuruldu Her üçü de bu derece yüksek olduğu ve Arabiyi çok iyi bildiği halde, Hazret-i Ebu Bekir’e anlatılan tefsiri bile anlayamadılar Çünkü Peygamber efendimiz herkese derecesine göre anlatıyordu

İki hadis-i şerif meali:

(İnsanlara akıllarına, anlayışlarına göre söyleyin, inkârcı olmasınlar, Allah’ı ve Resulünü yalanlamasınlar) [Buhari]

(Aklın alamayacağı şeyi söylemek, fitneye sebep olabilir) [İbni Asakir]

Şahsi görüşe göre tefsir yapmanın büyük zararını iyi bilen Hazret-i Ebu Bekir, (Kur’an-ı kerimi kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler) buyurmuştur (Şir’a)

Kur’an-ı kerimi, Arapça bilen de tam anlayamaz Dil bilmek ayrı, ilim bilmek ayrıdır Türkçe bilen, tıp, hukuk, fen bilgisini anlayabilir mi? Hadis-i şerifte, (Kur’an, Allah’ın metin ipidir Manalarının hepsi anlaşılmaz) buyuruldu Kur’an-ı kerim çok veciz olup, bitmez tükenmez manalarının bulunduğu, bütün manaları bildirilse bile, yazmak için kağıt ve mürekkep bulunamayacağı şöyle bildirilmektedir:

(De ki, Rabbimin [hikmetli] sözleri için, denizler mürekkep olsa, bir o kadar daha deniz ilave edilse, denizler tükenir, Rabbimin sözleri tükenmez) [Kehf 109]

Mevduat-ül-ulum’da deniyor ki:
(Kur’an ilmi, içinde şaşılacak, akıllara durgunluk verecek, sayısız acayip haller bulunan engin bir denizdir Ondaki her ilmi öğrenmek, sırrına erişmek imkansızdır)

İnsanların yazdığı anayasayı bile anlamak için hukukçulara gidiliyor Bir kanundan bile herkes aynı şeyi anlamazken, Allah’ın kelamını nasıl anlayabilir?

Meal okumakla anlaşılamaz
Meal okuduğunu söyleyen bir okuyucu, (Yalnız senden yardım dileriz Fatiha 5, Yalnız Allah’a güvenin, Maide 23, Yalnız benden korkun Bekara 40, âyetleri pek açıktır Herkes anlar Neresi açıklansın?) diye sordu

(Yalnız senden yardım dileriz) dedikten sonra, birinden bir bardak su istesek bu âyete aykırı mıdır, değil midir? Hangi hususta başkasından yardım istemeyeceğiz? Bunlar açık değildir

(Yalnız Allah’a güvenin) buyuruluyor Ne hususta Allah’a güveneceğiz? Bir doktora muayene olsak, ilaç verse, güvensek, bu âyete aykırı olur mu? Topkapı’dan Sirkeci’ye giden tramvaya binsek, (Bu tramvay, bizi Sirkeci’ye götürür) desek, Allah’tan başkasına mı güvenmiş olacağız? Demek ki güvenmenin izahı gerekir

(Yalnız benden korkun) buyuruluyor Başka bir âyet-i kerimede, (İnsanlardan korkmayın, benden korkun) buyuruluyor (Maide 44) Hırsızdan, hainlerden ve yılandan korksak bu âyete aykırı olur mu? Demek ki açıklaması gerekli

(Namaz kılın, zekat verin) buyuruluyor (Hac 78, Nur 56) Namazın nasıl, kaç rekat kılınacağı, zekatın nasıl, hangi mallardan verileceği açık değildir Bütün bunlar, hadis-i şeriflerle ve âlimlerin açıklaması ile anlaşılmıştır

Fetih suresinin, (Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir) mealindeki 10 ve Bekara suresinin, (Doğu da, batı da Allah’ındır, nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır) mealindeki 115 âyet-i kerimesinin tevile ihtiyacı vardır

Yine mealen buyuruluyor ki:
(Allah, dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir) [Araf 155, İbrahim 4]

Bu âyetleri okuyan bir dinsiz, (Doğru yola getiren ve sapıttıran Allah olduğuna göre, beni de dinsiz yapan Odur Benim bunda ne suçum var) diyebilir Bu bakımdan hadis-i şeriflere ve âlimlerin açıklamasına ihtiyaç vardır

Nitekim, âyetlerden anladığına uyup, (Hayır ve şer Allah’tan olduğuna göre, bize günah işleten de Allah’tır Biz günahlardan mesul değiliz) diyenler çıkmıştır

İşte bu tehlikeyi önlemek için Peygamber efendimiz, gerekli açıklamayı yapmıştır Âlimler de bunları açıklamış, artık, bahane kalmamıştır Kur’an-ı kerimi anlamak için açıklamaya ihtiyaç olduğunu bizzat Hak teâlâ bildiriyor:

(Kur’anı insanlara açıklayasın diye sana indirdik) [Nahl 44]

(Resulümün verdiğini alın, yasakladığından da sakının!) [Haşr 7]

(O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez) [Necm 3,4]

(Resulüme uyun ki, doğru yolu bulun!) [Araf 158, Nur 54]

(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur) [Nisa 80]

(Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin İşlerinizi boşa çıkarmayın) [Muhammed 33]

(Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, isyan eden Cehenneme gider) [Nisa 13,14]

(Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah’a itaat etseydik, Peygambere de itaat etseydik! derler) [Ahzab 66]

Tefsirler ve Diyanet
Diyanetin hazırladığı (Kur’an-ı kerim ve Türkçe Anlamı) isimli tercümenin önsüzünde deniyor ki:
(Kur’an-ı kerim, Türkçeye değil, hiçbir dile hakkıyla çevrilemez Kur’an-ı kerimde muhtelif manalara gelen lafızlar vardır Böyle bir lafzı tercüme etmek, çeşitli manalarını bire indirmek olur ki, verilen tek mananın murad-ı ilahi olduğu bilinemez)

Prof Dr MSait Yazıcıoğlu da,Diyanet İşleri Başkanı iken, 8 Ocak 1989 gün ve 01/924/008 sayılı açıklamasında, (Sadece Başkanlığımızca yayınlanmış olan Kur’an-ı kerim mealinde değil, diğer meallerde de, bazı hatalar bulunmaktadır) demişti

Hiç hata olmasa bile, meale “Allah kelamı” denmez Kur’an-ı kerimin başka dillere yapılan çevirmelerine Kur’an denmez Bunlara, Kur’an-ı kerimin meali denir Bunlar, Kur’an diye okunamaz Bunları, Kur’an diye okumak sevap olmaz, günah olur İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:

(Kur’an-ı kerim tercümesini, Kur’an-ı kerim yerine okumak haramdır) [Fetava-i fıkhiyye s 37]

Dinde reformcuların, (Allah’ın muradı şudur) demeleri cehaletlerini gösterir Eğer murad-ı ilahi tek olarak anlaşılsaydı, birbirinden farklı mezhepler meydana gelmezdi Farz Allah’ın emridir Her çağa göre yazılacak tefsirde abdestin farzları kaç olarak bildirilecektir? Bir hak mezhebe göre açıklansa yenilik olmaz Farklı açıklansa dini değiştirmek olur Böyle, içinde şahsi düşünce bulunan tefsirler okunmaz

Kur’an-ı kerim hiçbir dile, hatta Arapça’ya bile tercüme edilemez Herhangi bir şiirin bile, tam tercümesine imkan yoktur Ancak izah edilebilir Kur’an-ı kerimin manası tercümeden anlaşılmaz Bir âyetin manasını anlamak demek, Allahü teâlânın, bu âyette ne demek istediğini anlamak demektir Bu âyetin herhangi bir tercümesini okuyan, murad-ı ilahiyi öğrenemez Tercüme edenin, bilgi derecesine göre anlamış olduğunu öğrenir

Hangi tercüme olursa olsun, hiçbir Kur’an tercümesinden din öğrenilemez Dinini öğrenmesi için bir kimsenin eline, en uygun tercümeyi vermek, okyanus ortasında bulunan insana bir tahta parçası vermekten daha kötüdür Çünkü bu tahta parçası ile insan sahile çıkamayacağı için ölür, imanlı ise Cennete gider Fakat tercüme ile din öğrenmeye kalkışan, imanını kaybedip Cehenneme düşebilir

Kendi görüşüne göre tefsir
Bir kimse, bir âyet-i kerimeyi tefsir ederken, açıklarken, daha önceki müfessirlerden işitilmeyen şekilde, yalnız kendi görüşüne, kendi aklına göre açıklama yaparsa kâfir olur İşte bu sebepten dolayı, Peygamberler hariç, insanların en üstünü olmasına rağmen, Hazret-i Ebu Bekri Sıddık, (Kur’an-ı kerimi kendi reyimle, kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler?) buyurmuştur (Şir’a)

Bizim gibilerin, tefsirden din öğrenmesi mümkün değildir Tefsirden abdestin farzını bile öğrenmemiz mümkün değilken, itikadi konuları öğrenmemiz nasıl mümkün olur? İslam âlimleri yıllarca çalışarak, Kur’an-ı kerimden çıkardıkları hükümleri, kitaplara yazmışlardır Bir müslüman, hangi mezhepte ise, mezhebine ait kitapları okur, dinini öğrenir Zaten her müslümanın, bir ilmihal kitabı okumakla, dinine ait lüzumlu bütün bilgileri öğrenmesi mümkündür Tıp kitabı okuyarak hastalıklara teşhis koymak, tedavi ve ameliyatlara girişmek milyonda bir ihtimal de olsa belki mümkün olabilir, fakat Kur’andan din öğrenmek mümkün olmaz Her işi ehlinden öğrenmek gerekir Fıkıh kitaplarını “Tabu” olarak gösterenler, “Dini Kur’andan, tefsirden öğrenin” diyenler, eğer cahil değilseler, din anarşisi meydana çıkarmak için çalışan hain ve sapık kimselerdir

Tefsirler ve fıkhın önemi
İbni Âbidinhazretleri buyuruyor ki:
Namaz kılacak kadar sure ezberlemek farzdır Bundan sonra, fıkıh bilgilerinden farz-ı ayn olanları öğrenmek, Kur’an-ı kerimin fazlasını ezberlemekten daha iyidir Çünkü, Kur’an-ı kerimi ezberlemek [hafız olmak] farz-ı kifayedir İbadetler ve muamelat için gereken fıkıh bilgilerini öğrenmek ise farz-ı ayndır Helalden, haramdan ikiyüzbin meseleyi ezberlemek gerekir Bunların bir kısmı farz-ı ayndır Bir kısmı da farz-ı kifayedir Herkese, işine göre, lüzumlu olan farz-ı ayn olur Fakat hepsini öğrenmek, hafızlıktan daha iyidir

Mezhep imamlarımız, (Âlimlerden sorup öğrenin) mealindeki âyet-i kerime mucibince, Kur’an-ı kerimin manasını, Tâbiinden ve Eshab-ı kiramdan öğrenerek, kitaplarına yazmışlardır Diğer âlimlerimiz de, bunların kitaplarından, tefsirden, hadisten anladıklarını, bizim gibilere açık, kolay öğretmek için, binlerce Fıkıh ve İlmihalkitabı hazırlamışlardır (Birgivi)

Ehl-i sünnet itikadını ve farzları, haramları öğrenmek farzdır Bunlar, ancak fıkıh kitaplarından öğrenilir Fıkhı, âlimler, âyet-i kerimelerden ve hadis-i şeriflerden çıkarmışlardır (Hadika s 324)

İmam-ı Şaranihazretleri de buyuruyor ki:
Hadis-i şerifler, Kur’an-ı kerimi açıklar Mezhep imamları, hadis-i şerifleri açıkladı Diğer âlimler de, mezhep imamlarının sözlerini açıkladı Namazların kaç rekat olduğunu rüku ve secdede okunacak tesbihleri, bayram ve cenaze namazlarının nasıl kılınacağını, zekat nisabını, orucun ve haccın farzlarını, hukuk bilgilerini, Peygamber efendimizin açıklaması olmadan Kur’an-ı kerimden anlamak mümkün değildir

İmran bin Husaynhazretleri, (Bize yalnız Kur’andan söyle!) diyene, (Ey ahmak, Kur’an-ı kerimden her şeyi anlamak mümkün mü? Mesela namazların kaç rekat olduğunu bulabilir miyiz?) buyurdu Hazret-i Ömer’e de, (Farzlar seferde kaç rekat kılınır? Kur’anda bulamadık) dediler Cevaben, (Allahü teâlâ bize Muhammed aleyhisselamı gönderdi Biz, Kur’an-ı kerimde bulamadıklarımızı, Resulullahtan gördüğümüz gibi yapıyoruz O, seferde dört rekatlık farzları, iki rekat olarak kılardı Biz de öyle yaparız) buyurdu (Mizan-ül-kübra)

Kur’an-ı kerimde, Resulullaha ve âlimlere uymamız emrediliyor (Al-i İmran 31, Haşr 7, Nahl 43)

Peygamber efendimiz de, (Âlimlere tâbi olun) buyuruyor (Deylemi)

O halde, Allahü teâlânın emrine uyarak, âlimlere tâbi olmamız, uymamız şarttır Fıkhı bilmeden dine uymak mümkün olmaz Çünkü dinin temeli fıkıhtır Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(İbadetlerin en kıymetlisi fıkhı öğrenmek ve öğretmektir) [İbni Abdilberr]

(Her şeyin dayandığı direk vardır Dinin temel direği, fıkıh ilmidir) [Beyheki]

(Âlimlerin en hayırlısı fıkıh âlimleridir) [Maverdi]

(Allah, iyilik vermek istediği kimseyi fıkıh âlimi yapar) [Buhari]

(İbadet için fıkıh kâfidir) [Beyheki]

(Fıkhı bilmeden ibadet eden, gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkana benzer) [Deylemi]

Din nereden öğrenilir?
Dinimizi doğru olarak öğrenmek için Ehl-i sünnet âlimlerinin sözbirliği ile kabul ettikleri fıkıh kitaplarını okumak gerekir Ehl-i sünnet âlimi olan hakiki din adamlarının kabul ve tasdik etmediği kitaplardan ve sözlerden din bilgisi öğrenmeye kalkışmamalıdır! Her din kitabına yahut âlim görünen ve din adamı denilen herkesin sözüne veya kitabına uyarak ibadet yapmak caiz değildir Ehl-i sünnet olmayan din adamlarının kitaplarına ve sözlerine uymamalıdır! Muteber kitaplardan toplanmış, tercüme edilmiş İlmihali okumalıdır! Böyle tercüme edilmemiş, kafadan yazılmış ilmihal kitaplarını ve uydurma tefsirleri okumak insanı dünya ve ahiret felaketlerine sürükler (İslam Ahlakı)

Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye kitabı kelam, fıkıh ve ahlak bilgilerini içine alan çok kıymetli bir eserdir İçindeki bilgilerin hepsi, muteber eserlerden derlenmiştir Bu kitabı okuyan, dinimizin bütün hükümlerini öğrenir Bu eseri herkes okuyup, çoluk çocuğuna da okutmalıdır En güzel hediye, en güzel mirastır

Kur’anın mânâsı
Sual: Kur’anın bu kadar tercümeleri varken herkes niye Kur’anı anlayamasın?
CEVAP
Anayasa kitabı Türkçedir Hukukçu olmayanlar okursa, farklı görüşler meydana çıkar Hukukçular arasında bile farklı anlayışlar oluyor Anayasa birçok konularda kanunlara havale eder Kanunlar birçok hükmü tüzüklere, yönetmeliklere havale eder Kanunu, tüzüğü, yönetmeliği bilmeden Anayasaya göre bu iş şöyledir demek çok yanlış olur Dinimizde de Kur’an-ı kerimden başka hadis-i şerifler var, icma var, kıyas-ı fukaha var Ancak bunları bilmekle Kur’an-ı kerim anlaşılabilir, tercümesini okumakla anlaşılmaz

Köylüye ait bir kanunu hükümet, doğruca köylüye göndermez; çünkü köylü okuyabilse bile anlayamaz Bu kanun önce valilere gönderilir Valiler iyi anlayıp, açıklamasını ekleyerek kaymakamlara, bunlar da daha açıklayarak muhtarlara anlatır Muhtar da ancak köylü diliyle köylüye söyler İşte Kur’an-ı kerim de, ahkâm-ı ilahiyedir Kanun-i rabbanidir Allahü teâlâ, Kur’an-ı kerimde kullarına saadet yolunu göstermiş ve kendi kelamını insanların en yükseğine göndermiştir Kur’an-ı kerimin manasını yalnız Muhammed aleyhisselam anlar Başka kimse tam anlayamaz Eshab-ı kiram, ana dilleri olarak Arapça bildikleri, edip ve beliğ oldukları halde bazı âyetleri anlayamaz, bunların manasını Resulullaha sorarlardı Hatta Cebrail aleyhisselam bile, Kur’an-ı kerimin manasını, esrarını, Resulullaha sorardı (S Ebediyye)

İmam-ı Gazali hazretleri de buyuruyor ki:
Kur’an-ı kerim Allahü teâlânın kelamıdır Ağızdan çıkan harfler, ateş demeye benzer Ateş demek kolay; fakat ateşe kimse dayanamaz Bu harflerin manaları da böyledir Bu harfler, başka harflere benzemez Bu harflerin manaları meydana çıksa, yedi kat yer, yedi kat gök dayanamaz Allahü teâlâ kendi sözünün büyüklüğünü, güzelliğini bu harflerin içine saklayarak insanlara göndermiştir Kur’an-ı kerimi okumadan önce, bunu söyleyen Allahü teâlânın büyüklüğünü anlamalı, kimin sözü olduğu düşünmeli Kur’an-ı kerime dokunmak için, temiz el gerektiği gibi, onu okumak için de, temiz kalb gerekir Bunun içindir ki, Eshab-ı kiramdan Hazret-i İkrime, Mushaf’ı açınca kendinden geçerdi Allahü teâlânın büyüklüğünü bilmeyen, Kur’an-ı kerimin büyüklüğünü anlayamaz Allahü teâlânın büyüklüğünü anlamak için de, Onun sıfatlarını ve yarattıklarını düşünmek lazımdır Bütün mahlûkatın sahibi, hâkimi olan bir zatın kelamı olduğunu düşünerek okumalıdır (Kimya-yı saadet)

Anlamadan da olsa Kur’an-ı kerimi okumak çok sevabdır ve ibadettir İmam-ı Ahmed bin Hanbel hazretleri, Allahü teâlânın, (Anlayarak da anlamayarak da Kur’an-ı kerim okuyan, benim rızama kavuşur) buyurduğunu bildirmiştir (İhya)

Kur’an-ı kerimdeki ilimler
Sual: Tefsir kitaplarında, âyetlerin bütün mânaları bildiriliyor mu?
CEVAP
Hayır Bütün tefsirler, Kur’an-ı kerimdeki ilimlerden çok azını bildirmektedir Kıyamet günü, Muhammed aleyhisselam minbere çıkıp Kur’an-ı kerim okuyunca, dinleyenler bütün ilimlerini anlayacaklardır (HLO İman)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.