Sa’D Bin Ebî Vakkâs |
07-12-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sa’D Bin Ebî VakkâsSa’d Bin Ebî Vakkâs Resûlullahın okçusu Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hazret-i Ebû Bekir vâsıtasıyla Müslüman olmuş, Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden bir zâttır İlk Müslümanların yedincisidir Müslüman olması şöyle oldu: Onyedi yaşında idi Bir gece değişik bir rü’yâ gördü Rü’yâsında kendisini zifirî bir karanlıkta gördü Çâresiz bir hâldeyken, birden ortalık aydınlanmaya başladı Sonra nûr saçan bir ay doğdu Seni de aramıza alalım Ayın doğduğu tarafa doğru ilerlemeye başladı Bir müddet ilerledikten sonra, birkaç kişi gördü Dikkatlice baktığında, önlerinde Hazret-i Ebû Bekir, onun arkasında Zeyd bin Hârise ve Hazret-i Ali vardı Onlara dedi ki: - Siz buraya ne zaman geldiniz? - Yeni geldik İstersen seni de aramıza alalım Aydınlığa beraber gidelim Sabahleyin bu rü’yâyı hatırlayınca, çok şaşırdı Üç gün bunu ta’bîr etmeye çalıştı Sonunda bir netîce çıkartamayıp, Hazret-i Ebû Bekir’in yanına gitti Ona sordu: - Yâ Ebâ Bekir, ben üç gün önce şöyle bir rü’yâ gördüm Bunun ta’bîri nasıldır? - Gel benimle, seni cihânı aydınlatan nûra götüreyim! Rü’yânın ta’bîri budur Sonra beraberce, Peygamber efendimizin huzûruna gittiler Peygamber efendimiz, kendisine kelime-i şehâdet getirmesini emir buyurdu O da Resûlullahın huzûrunda Müslüman oldu Annesi, Müslüman olduğunu duyunca, çok kızdı Fakat yine de annesine karşı, gereken saygıyı gösteriyordu Onu üzmemek için elinden geleni yapıyordu Kendisine olan bağlılığını bilen annesi, oğluna sordu: - Senin dînin, hısım akrabâya iyi muâmele edilmesini, onları üzmemek lâzım geldiğini ve onların emirlerine uymak gerektiğini emretmiyor mu? - Dînimiz, ana-babayı ve akrabâyı üzmemeyi emretmektedir Bunun üzerine annesi esas maksadını söyledi: - Yâ Sa’d! Vallahi, sen bu yeni dinden vazgeçip, atalarımızın dînine dönünceye kadar, yiyip içmiyeceğim Ölmüş olsam bile bu ahdimden dönmiyeceğim Anne katili olarak da herkes seni ayıplayacak! İster ye, ister yeme! O güne kadar, annesini üzmeyen, bir dediğini iki etmeyen Hazret-i Sa’d, Allahü teâlâya ve O’nun Resûlüne olan muhabbet ve îmânının kuvvetli olması sebebiyle, bu teklîf karşısında tüyleri ürpererek annesine şu cevâbı verdi: - Ey anne, senin yüz canın olsa ve her birini İslâmiyeti bırakmam için versen, ben yine dînimden vazgeçmem! Artık ister ye, ister yeme! Bu senin bileceğin bir iştir Benim kararım kat’îdir Geri dönüşüm mümkün değildir Bunu böyle bil! Annesi, oğlunun İslâmiyete olan bu bağlılığını görünce, çâresiz kalıp yemeye içmeye başladı Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretlerinin başından geçen, annesiyle ilgili bu hâdiseden sonra, Allahü teâlâ, evlâdın ana-babaya hangi hâllerde tâbi olacağı, onların hangi emirlerini yerine getireceği husûsunda, Ankebût sûresinin sekizinci âyet-i kerîmesini gönderdi Bu âyet-i kerîmede meâlen buyuruldu ki: (Biz insana, ana-babasına iyilikte bulunmasını tavsiye ettik Bununla beraber, hakkında bilgi sahibi olmadığın, ilâh tanımadığın bir şeyi bana ortak koşmak için sana emrederlerse, artık onlara bu husûsta itâ’at etme! Dönüşünüz ancak banadır Ben de yaptığınız amellerin karşılığını size vereceğim) İlk kan akıtan oldu Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Eshâb-ı kirâmın en cesûr ve kahramanlarındandır İslâmiyetin ilk yıllarında, Müslümanlar, müşrîklerden çok ezâ ve cefâ görüyorlardı İbâdetlerini rahat bir şekilde yapamıyorlardı Bir gün Hazret-i Sa’d ile birkaç sahâbî, bir vâdide namaz kılmakta idiler Bu sırada, müşriklerin azılılarından ba’zıları, kendileri ile alay etmeye ve hakâret etmeye başladılar Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, bunların üzerine yürüdü Eline geçirdiği bir deve kemiği ile, müşrîklerin elebaşısının kafasını yardı Böylece, "Allah yolunda, ilk müşrik kanı döken sahâbî" ünvânını kazandı Uhud savaşında çok kahramanlıklar gösterdi Peygamber efendimizin yanından hiç ayrılmadı Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, ayrıca "Allah yolunda ilk ok atan sahâbî"dir Okçuların ya’nî kemankeşlerin reisidir Uhud harbinde, 1000’den fazla ok attı Peygamber efendimizin büyük iltifatlarına mazhar oldu O ok atarken, Peygamber efendimiz buyururdu ki: - At yâ Sa’d! Ayrıca onun için şöyle duâ buyurmuştur: - İlâhî, bu senin okundur Onun atışını doğrult! Allahım, sana duâ ettiğinde de, Sa’d’ın duâsını kabûl eyle! Bizden geri kalmazsın! Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Vedâ haccından sonra, Mekke’de hastalandı Kendisini ziyârete gelen Peygamber efendimize dedi ki: - Yâ Resûlallah, siz Medîne’ye döneceksiniz Ben burada ölürsem, dostlarımdan ayrı kalacağım Peygamber efendimiz, Medîne’ye beraber döneceklerini işâret ederek buyurdu ki: - Hayır, sen bizden geri kalmazsın! Umarım, sen uzun zaman yaşayacaksın Öyle ki, senden birtakım kavimler faydalanacak, birtakımı da mahrûm kalacaktır Peygamber efendimiz sonra da şöyle duâ ettiler: - Yâ Rabbî, Eshâbımın Mekke’den Medîne’ye dönüşünü tamamla! Bunun üzerine, Hazret-i Sa’d şifâ bulup, Medîne’ye döndü Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Hazret-i Ömer zamanında, Hevâzin bölgesinde zekât toplamak için gönderilmişti Bu sırada İran taraflarındaki olaylar büyüyünce, hem bu olayları önlemek, hem de düşmana bir ders vermek için bir İslâm ordusu hazırlandı Bu ordunun başına kimin geçirilmesi gerektiği, yapılan şûrâda görüşüldü Ba’zıları bizzat bu ordunun başına, kumandan olarak, Halîfe Hazret-i Ömer’in getirilmesini istiyorlardı Bir kısmı da, bunun, çeşitli sebeplerle uygun olmayacağını, başka birisinin kumandanlığa getirilmesini istiyordu Bu sırada Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretlerinin Hevâzin’den mektûbu geldi |
|