Abdullah Bin Zübeyr |
07-12-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Abdullah Bin ZübeyrAbdullah Bin Zübeyr Medîne'de muhâcirlerden ilk doğan sahâbî Abdullah bin Zübeyr, Medîne’de muhâcirlerden ilk dünyaya gelen çocuktur Hicretten yirmi ay sonra 622’ de Medîne yakınındaki Kubâ’da dünyaya gelince, Muhâcirler çok sevinip rahatladılar Çünkü Yahûdîler, “Biz muhâcirlere sihir yaptık, çocukları olmayacak” diyorlardı Bu mübârek zâtın doğumu, Yahûdîlerin yalanlarının ortaya çıkmasına sebep oldu Resûlullah efendimiz ona duâ edip, ismini “Abdullah”, künyesini de “Ebû Bekir” koydu Diğer künyesi “Ebû Hubeyb” idi İsmini Resûlulla koydu Hişâm bin Urve şöyle anlatmıştır: “Abdullah bin Zübeyr dünyaya gelince, annesi daha onu hiç emzirmeden, doğruca Resûlullah efendimize götürdü Peygamber efendimiz çocuğu kucağına alıp ismini koydu ve duâ etti” Yedi yaşında iken babası tarafından Peygamberimize getirildiğinde, Ona bî’at etme şerefine kavuştu Böylece sahâbeden olma şerefine nâil oldu Hazret-i Ebû Bekir devrinden sonra yavaş yavaş çocukluk hayâtından çıkarak, Hazret-i Ömer zamanında kendini göstermeye başladı 636 senesinde oniki yaşlarında iken, babası ile Yermük savaşına gitti Yine dört sene sonra, babası ile birlikte Amr bin Âs’ın kumandanlığında Mısır’ın fethine katıldı Abdullah bin Zübeyr, gündüzleri oruç tutar, gecelerini de namaz kılarak geçirirdi Çok namaz kılması sebebiyle, kendisine Mescid güvercini denmiştir Birkaç gün bir şey yemediği olurdu Çok cesûr, kuvvetli ve kahraman idi Abdullah bin Zübeyr, hicretin 30 senesinde Sa’îd bin Âs kumandasındaki ordu ile Horasan seferinde bulundu Aynı sene Hazret-i Osman tarafından Kur’ân-ı kerîmin nüshasının çoğaltılması için toplanan ilmî hey’ete da’vet edildi Hazret-i Osman şehîd edilmeden önce, bütün gücüyle fitnecilerle mücâdele etti Cemel vak’asında babası ile beraber bulundu Hazret-i Ebû Bekir'e benzerdi Abdullah bin Zübeyr, şecâat ve cesâretiyle birlikte çok ibâdet ederdi Namazda o kadar huzura dalardı ki, ta’rîfi mümkün değildir Babası onun hakkında; “İnsanların Ebû Bekr-i Sıddîk’a en çok benzeyeni” buyurmuştur Eshâb-ı kirâmın fıkıh, tefsîr ve hadîs âlimlerinden biri olan Abdullah bin Zübeyr hazretleri, Resûlullah efendimizden bizzat işiterek hadîs-i şerîf rivâyet ettiği gibi, babasından, Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman’dan, teyzesi Hazret-i Âişe’den, Hazret-i Ali gibi Eshâb-ı kirâmın ileri gelenlerinden de hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir Onun bildirdiği otuzüç hadîs-i şerîfin tamamı Ahmed bin Hanbel’in Müsned adlı kitabında yer almıştır İslâmiyette ilk olarak yuvarlak gümüş parayı Mekke-i mükerremede bastıran odur Bir gün hak yoldan ayrılan hâricîlerden bir grup, Abdullah bin Zübeyr hazretlerinin huzûruna giderek dediler ki: - Senin görüşünü öğrenmek için geldik Eğer doğru, ya’nî bizim gibi düşünüyorsan, seninle birlikte oluruz Yoksa, seni bu i’tikâdını bırakmaya da’vet ederiz Sonra da şöyle sordular: - Şeyhayn, ya’nî Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer hakkında ne dersin? Sadece hayır söylerim Abdullah bin Zübeyr hazretleri, onların sorularına şöyle cevap verdi: - Onlar hakkında sâdece hayır söylerim Hâricîler bunun üzerine, - Peki Osman hakkında ne diyorsun? diye sordular Sonra da Hazret-i Osman’ın şânına lâyık olmayan ithâmlarda bulundular Daha sonra; babası Zübeyr ve Talha hakkında da ileri geri konuştular Onların bu konuşmaları üzerine, Abdullah bin Zübeyr hazretleri dedi ki: - Sizin o büyükler hakkında böyle konuşmanız, aslâ doğru değildir Çünkü Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâm ile kardeşi Hârûn aleyhisselâmı, en azılı kâfirlerden olup ilâhlık dâvâsında bulunan Fir’avn’a gönderirken, gâyet yumuşak konuşmalarını emretti Bu husûs Kur’ân-ı kerîmde şöyle bildirilmektedir: (İkiniz (Mûsâ ve Hârûn aleyhimesselâm) Fir’avn’a gidin! Çünkü o, ilâhlık iddiâsında bulunmakla hakîkaten pek azgınlık etti Ona yumuşak muâmelede bulunun! Yumuşak söz söyleyin! Olur ki, nasîhat dinler, yahut Allahü teâlânın azâbından korkar) [Tâhâ: 43, 44] |
|