Prof. Dr. Sinsi
|
Peygamberlerin Özellikleri
Peygamberler Yüce Allah’ın (c c ) bizzat seçtiği mümtaz kullarıdır O Allah’ın (c c ) bazı kullarına nasip ettiği yüce bir rahmetidir Hiç bir insan; malı, mülkü, şahsi iradesi, yaşı, bilgisi, unvanı nedeniyle peygamber olamaz (Enam124) (Zuhruf 31-32)
Peygamberler hür ve erkek kişilerdendir (Nahl 43) (Enbiya 7) Kadınlardan, cinlerden, meleklerden ve köle ya da köle olmuş kişilerden peygamberler gönderilmemiştir
Bütün peygamberler peygamber seçildiklerinde körlük, baras, cüzam gibi tiksindirici hastalıklarla, soyca ayıplanacak durumları olmayan kişilerdendir
Onlar; yumuşak kalpli, insanlığa yakışmayan vasıfları ve tiksindirici durumları olmayanlardan seçilmiş mümtâz kullardır Diğer durumlarında ise normal insanlarla eşittirler
Bütün peygamberler ismet sahibidirler Hata ve günahlardan, peygamberlikten önce ve sonra her türlü küfürden, inkârdan uzaktırlar
Onlar her ne maksatla olursa olsun asla yalan söylemezler Onlar kesinlikle sıdık yani doğru sözlüdürler Onlar lüzumsuz, boş söz de söylemezler Yaptıkları lâtifeler, şakalar bile bir doğru, bir gerçek üzerine kuruludur
Peygamberimiz Hz Muhammed’e (a s ) göre peygamberler kem gözlü, hain bakışlı dâhi olamazlar Onlar hayırlarda, iyi işlerde yarışan kişilerdendir Onlar ahyârdandırlar
Peygamberler fatânet sahibidirler
Zamanının en ileri görüşlü, en akıllı, en zeki kişilerindendirler Zekâca geri, ufku dar ve aklı bozuk kişilerden peygamber olmaz
Peygamberler kendilerine verilen tebliğ ve irşat görevlerini gereğince yapabilecek kabiliyetlere, yeteneklere sahiptirler
Kendilerine vahiyle emredilen ilâhi hükümleri atlamazlar, unutmazlar, bu konularda hata yapmazlar Kendilerine nasıl vahyedilmişse o şekilde ümmetlerine aktarırlar, o şekilde bildirirler
Allah’ın (c c ) yardımıyla bu tür kusur ve zaaflardan muhafaza edilmişlerdir
Peygamberler cesur, şeci kişilerdendir Korkak ve pısırık kişilerden peygamber olmaz Onlar aynı zamanda en iyi ahlâk sahibidirler
Peygamberler emin kişilerdir Bütün peygamberler, içinde yaşadıkları toplumların en emin, en itimada şayanıdırlar Peygamberlikten önce ve sonra; emin, özü sözü bir kişiler oldukları, bulundukları toplumlardaki kendilerine karşı gelen, muhalif kişiler tarafından dahi ikrar ve tasdik edilmişlerdir
Peygamberler kul hakkı konusunda son derece titizdirler
Peygamberler şanı yüce Allah’tan (c c ) emirleri vahiy yoluyla alırlar Onunla vahiy yoluyla görüşürler
Bütün peygamberler Allah (c c ) tarafından kendilerine ihsan buyrulan mucizelerle desteklenmişlerdir
Bütün bu özelikler Kuran-ı Azimüşşan’ın Şuara, Araf, Ahzap, Meryem, Araf, Bakara surelerinin muhtelif ayetlerinde açıkça belirtilmiştir
Peygamberlerin cesetleri toprak tarafından yenmez, cesetleri çürümez Peygamberler kabirlerinde diridirler
Cenab-ı Hak (c c ) tarafından bütün peygamberlerden görevlerini yaparlarken uğrayacakları güçlüklere, eza ve cefalara katlanacakları, bu yolda sabır ve sebat edecekleri konusunda söz yani misak alınmıştır
Beş büyük peygamberin misakları yeminle pekiştirilmiştir Buna Misak-ı Galiz denir (Bakara 214)
Peygamberlerden bir kısmına kitap verilmiştir Kitap verilen peygamberlere resul denilir
Resullerin kendilerine ait şeriatları vardır
Kitap verilmeyenler ise nebidir Kendilerine özel şeriatları yoktur Kendinden önceki resulün şeriatıyla âmel ederler Her resul nebidir, fakat her nebi resul değildir
Peygamberlerin görevlerinin en önemlisi ilâhi kitaplarla bildirilen Allah’ın (c c ) emirlerini insanlara tebliğdir Bu konuda Yüce Allah (c c ):
“-Ant olsun ki peygamberlerimizi bir takım belgelerle gönderdik; insanların doğru hareket etmelerini temin için onlara kitap ve ölçü verdik” buyurmaktadır
Bütün peygamberlerin bildirdikleri, irşada çalıştıkları tevhit dininin esaslarıdır ve birdir Sadece teferruatlarda ayrılmışlardır Esaslardan birinin bildirdiğini diğeri çürütmemiştir Ayrıntılardaki farklılıklarda; ayrı zamanlarda ayrı, ayrı kavimlere gönderilmeleri, gönderildikleri zamanın ve kavmin sosyal, siyasi ve ekonomik durumuyla ilgilidir
Peygamberlerin vazifesi sadece tebliğdir Bu konuda zorlama yapmazlar, güç kullanmazlar İman edip, etmemek ancak Allah’ın (c c ) hidâyetiyledir
Peygamberler yaptıkları irşat göreviyle kullardan maddi, manevi bir ücret istemezler, bir karşılık beklemezler Bu işi bir menfaat karşılığı yapmazlar Bu konuda son derece titizdirler İrşat görevlerini karşılıksız yapmaları bu konuda ihlâslı olduklarının en büyük delillerinden biridir Onların ücretleri Allah’a (c c ) aittir
Kısaca peygamberler;
Erkeklerden gönderilmişlerdir Kadınlardan, cinlerden peygamber yoktur
Bütün peygamberler günahlardan, hatalardan, kusurlardan arındırılmışlardır Ancak bazılarında, makamlarından dolayı dil sürçme gibi kusur sayılabilecek davranışlar olabilir
Peygamberler emin kişilerdendir Doğru sözlü, doğru özlüdürler Allah’ın (c c ) vahiy yoluyla emrettiklerini artırıp, eksiltmeden olduğu gibi insanlara bildirirler Bunu yaparlar-ken Allah’tan (c c ) başka hiç bir yaratıktan korkup, çekinmezler
Onlar;
İnsanların bilmediklerini, bilemeyeceklerini, Allah’tan (c c ) telâkki ettikleri vahiy ile bilen, bildiren; Allah’ın (c c ) ayetlerini okuyan, kitap ve hikmeti öğreten; insanları maddi ve manevi kirlerden temizleyen, öğütler veren, esirgenmelerini isteyen, bu işin karşılığı ücretlerini yalnız Allah’tan (c c ) bekleyen seçkin kişilerdir
İnsanoğluna Yüce Allah (c c ) tarafından yüz yirmi dört bin peygamber gönderilmiş olup, bunun üç yüz on beşi resuldür
Yahudi dininde peygamberlik milli bir karakter arz eder Sanki bütün peygamberler Yahudi ırkından gelmiş gibi gösterilmeye çalışılır Bu nedenle Yahudi din kitaplarında yalnız Yahudi ırkından gelen peygamberlerden bahsedilir
Yahudilere göre kâhin gibi gaipten haber veren kişilerde peygamberdir
Yine Yahudilere göre ilâhi mesajlara muhatap olan bu seçkin kişiler dünyadaki yaşayışları ve davranışları bakımından diğer insanlardan farksızdırlar Onlarda diğer insanlar gibi kötülük yapabilir, günah işleyebilirler
Nitekim onlara göre Hz Nuh (a s ) sarhoş ve ahlâksız bir kişidir Yine onlara göre Hz Lut (a s ) öz kızlarıyla zina etmiştir
Hz Davut (a s ) ise ordusundaki bir subayın karısına göz diken, bu subayı bile, bile ölüme gönderen, gözü dönmüş bir zânidir
Hz Süleyman (a s ) putlara tapmıştır Hz Harun (a s ) ise putperest bir kişidir ve kavmini putlara tapmayı teşvik etmiştir
Bütün bunlar Allah’ın (c c ) elçisi olmuş bu mübarek kişilere yapılmış açık bir iftiradır
Yüce Allah (c c ) insanlara daima iyiyi ve güzeli emretmiştir
Peygamberler ise Allah’ın (c c ) emir ve yasaklarını en iyi uyan ve uygulayan kişiler olmak zorundadırlar Başkalarına emir ve tavsiye ettiklerine kendilerinin uymamaları söz konusu bile olamaz Aksi halde güvenilir olmayacaklardı
|