Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
musa

Hz. Mûsa (A.S)..

Eski 07-12-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz. Mûsa (A.S)..



Allah Teâlâ'nin, dört büyük kitaptan biri olan Tevrat'i verdigi ve yeryüzünde dinini teblig edip, hakim kilmasi için gönderdigi Ulu'l-Azm* peygamberlerden biri Hz ibrahim (as)'in soyundan olup, israilogullarinin akidelerini islah etmek ve onlari Allah Teâlâ'nin diledigi nizama kavusturmakla görevlendirilmisti Küfürle mücadelesi Kur'ân-i Kerim'de uzun uzun anlatilmaktadir
Hz Adem (as)'den, Rasulullah (sas)'e kadar pek çok peygamber gelmistir Bu peygamberler, gönderildikleri kavimleri, Allah Teâlâ'ya iman etmeye çagirmislar; bu yolda kâfirlerle savasmislar, yasadiklari diyarlardan çikarilmislar; ezilmisler, hor görülmüsler ve hatta öldürülmüslerdir
Mûsa (as) da, Allah Teâlâ tarafindan israilogullari'na gönderilmis bir rasul idi O da tipki kendisinden önce gönderilmis olan peygamberler gibi kavmini Allah'a iman etmeye çagirdi Kavmine zulmeden ve ilâhlik iddiasinda bulunan Firavun'a karsi tevhid yolunda mücahede etti Bu ugurda, bütün peygamberlerin karsisina çikan güçlükler, onun da karsisina çikti Dogup büyüdügü diyardan çikarildi, kâfirler tarafindan öldürülmek gayesiyle kovalandi Allah Teâla Kur'ân-i Kerim'de bir ayette Hz Mûsa (as)'dan söyle bahsediyor: "Kur'ân'da Musa'yi da an Çünkü o ihlâs sahibi idi ve israilogullari'na gönderilmis bir peygamber idi"(Meryem, 19/51)
Hz Musa (as)'nin Firavun ile olan kissasi, Kur'an'in bazi sûrelerinde çesitli üslûplarda ve teferruatli olarak anlatilmistir Firavun ve ordusunun Kizildeniz'de bogulmalari olayindan sonra, israilogullari ile ilgili kissasina da genisçe yer verilmistir
Musa (as)'nin Firavun ile olan mücadelesi, bir sahsin bir kralla, bir peygamberin sadece büyük bir zorba ile olan mücadelesinden ibaret degildir Bilâkis bu hak ile bâtil'in çatismasi, Rahman'in ordusu ile seytanin ordusunun kaçinilmaz savasidir Aslinda hak ile bâtil arasindaki bu savas, insanoglunun yaratilisindan, insanlari islah etmek üzere nebîler ve rasullerin hayat sahnesine çikmasindan beri devam edegelmektedir
Sapiklik ve bâtil, daima iblis ve onun ordusu tarafindan temsil edilmis, imana, tevhide, peygamberlige, kisaca Hakka sürekli meydan okumustur Fakat kazanan daima Hak olmustur Allah Teâlâ söyle buyuruyor: "Muhakkak ki Biz peygamberlerimizi ve iman edenleri hem dünya hayatinda, hem de meleklerin sahid olacagi günde muzaffer kilacagiz" (el-Mü'min, 40/51)
Hz Musa (as)'da gönderildigi kavmi cehalet ve sapiklik içerisinde buldu Onlari Hakka davet etti, yurdundan çikarildi, savasti ve sonunda Allah Teâlâ'nin izniyle kazandi
Hz Musa (as)'nin Nesebi, Dogumu ve Hayati
Musa (as)'nin babasi, imran'dir Onun babasi Yahser, onun da babasi Kahes'dir Nesebi Yakub (as)'a ulasir; ki, onun babasi Hz ishak (as), onun da babasi Hz ibrahim (as)'dir Musa (as)'nin yaninda gördügümüz Harun (as) onun kardesidir Allah Teâla, Musa (as)'yi Firavun'a, imana davet için gönderdiginde, Hz Harun (as)'u da ona yardimci olarak seçmis ve görevlendirmisti Hz Musa (as) Allah Teâla'ya söyle dua ederek, kardesi Harun (as)'u kendisine yardimci yapmasini istemisti: "Bir de bana ehlimden bir vezir, (yardimci) ver Kardesim Harun'u (ver)" (Tâhâ, 20/29-30)
Hz Musa (as), Misir'in çok zor günler yasadigi bir dönemde dogdu Bu sirada, ilâhlik iddialarinda bulunarak haddi asan Firavun, israilogullari halkina dayanilamayacak eziyetlerde bulunuyor, bu insanlari zulümle kasip kavuruyordu israilogullari, Kipt kavminin muamelelerinden ve krallarinin agir baskilarindan bikmislardi Misir'da yasamanin bir tadi kalmadigini biliyor ve dedelerinin yurdu olan Kenan illerine gitmek istiyorlardi Ama onlardan her isinde istifade eden Firavun, yakalarini bir türlü birakmak istemiyordu Onlara zulmün en akla gelmeyecek olanini yapti Nitekim Kur'ân-i Kerim'de; "Biz sana Musa ve Firavun'un mühim haberlerinden, iman edecek bir kavim için, gerçek olarak okuyacagiz Çünkü Firavun o yerde (Misir'da) baskaldirmis ve ahalisini parçalara bölüp, kendisine baglamisti" (el-Kasas, 28/3-4) buyuruluyor
Firavun, saltanati sirasinda israilogullarina çok kötü eziyetlerde bulundu; onlari köle yapti, en çirkin ve adî islerde çalistirdi Allah Teâlâ, israilogullarini bu sikintidan, azgin Firavun'un serrinden, zulüm ve taskinliklarindan kurtarmak için Hz Musa (as)'yi gönderdi
Sa'lebî, Kisas-i Enbiya'sinda imam Suddî'den; Firavun'un bir rüya gördügünü, korkup kederlendigini naklediyor Rüyasinda Kudüs tarafindan gelen bir ates gördü Bu ates, Misir'a kadar uzanip, Firavun'un evlerini yakti Fakat sadece Kipti'lere zarar verdi, israilogullari ise kurtuldular Uyaninca hemen kâhin ve müneccimlerden rüyayi tabir etmelerini istedi Onlar dediler ki; "israilogullari içinden bir çocuk dünyaya gelecek, Misirlilarin helâkina ve senin kralliginin yok olmasina sebep olacak Dogacagi zaman da iyice yaklasti"
Bu haber üzerine telaslanan Firavun, israilogullarin'dan dogan bütün erkek çocuklarin öldürülmesini emretti Kur'ân-i Kerim'de bu olay söyle anlatiliyor: "Firavun, memleketin basina geçti ve halki firkalara ayirdi içlerinden bir toplulugu güçsüz bularak onlarin ogullarini bogazliyor, kadinlari sag birakiyordu Çünkü o bozguncunun biriydi" (el-Kasas 28/4)
israilogullari arasinda is yapabilecek insanlarin azalmasi üzerine Kiptîlerin ileri gelenleri Firavun'a giderek, "Eger böyle öldürmeye devam ederseniz, ileride bizim islerimizi yapacak kimse bulamayacagiz" dediler Firavun da erkek çocuklarin bir sene öldürülmesini, bir sene de öldürülmemesini emretti Erkek çocuklarin öldürülmedigi sene Harun (as) dogdu Öldürüldükleri sene ise Musa (as)
Musa (as) dogunca, annesi çok üzüldü Allah Teâlâ ona korkmamasini, üzülmemesini vahyetti Kalbine bir rahatlik verdi Bu, Kur'an'da söyle anlatiliyor: "Musa'nin annesine: "Çocugu emzir, basina geleceklerden korktugun zaman onu suya (Nil'e) birak Korkma, üzülme Biz süphesiz onu sana döndürecegiz ve peygamber yapacagiz" diye bildirmistik" (el-Kasas, 28/7)
Musa (as)'nin annesi de ilham edileni yapti ve yavrusunu bir muhafaza içerisinde suya birakti Ablasina da, "Onu izle" dedi Musa (as)'yi tasiyan sandik, Allah'in izniyle dalgalarla sürüklenerek, Firavun'un sarayina ulasti Yikanmakta olan cariyeler, sandigi bulup Firavun'un karisina götürdüler Allah Teâlâ, Firavun'un karisi Asiye'nin kalbine bu çocugun sevgisini koydu Firavun çocugu görünce öldürmek istedi Ancak Asiye, çocugu kendisine vermesini istedi Çünkü hiç çocuklari olmuyordu Kur'an-i Kerim, bunu söyle anlatiyor: "Firavun'un karisi: Benim de senin de gözün aydin olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydali olur, yahut onu ogul ediniriz" dedi Aslinda isin farkinda degillerdi" (el-Kasas, 28/9)
Hz Musa (as) acikinca onu emzirmek icab etti Fakat o kimseden süt emmek istemiyordu Allah Teâlâ, bunu söyle zikrediyor: "Önceden, süt annelerinin memesini kabul etmemesini sagladik Musa'nin ablasi; "size, sizin adiniza ona bakacak, iyi davranacak bir ev halkini tavsiye edeyim mi?" dedi Böylece onu, annesinin gözü aydin olsun diye, ona geri çevirdik Fakat çogu bilmezler" (el-Kasas, 28/12-13)
Musa (as) böylece annesine dönmüs oldu Üstelik Firavun'un sarayinda büyüdü Firavun ailesinin sevgisini kazandi Allah Teâlâ söyle buyuruyor: "Musa erginlik çagina gelip olgunlasinca ona hikmet ve ilim verdik iyi davrananlari böyle mükâfatlandiririz" (el-Kasas, 28/14)
Yetisip delikanlilik çagina gelen Musa (as) bir gün sehre indi Ögle üzeriydi Dükkanlar kapaliydi ve halk evlerinde istirahat ediyordu Kur'ân-i Kerim'de, sehirde geçen hadise söyle anlatiliyor; "Musa, halkinin haberi olmadigi bir zamanda sehre idi Biri kendi adamlarindan, digeri de düsmani olan iki adami dövüsür buldu Kendi tarafindan olan kimse, düsmanina karsi ondan yardim istedi Musa, onun düsmanina bir yumruk vurdu, ölümüne sebep oldu "Bu seytanin isidir; çünkü o apaçik saptiran bir düsmandir" dedi Musa, "Rabbim! dogrusu kendime yazik ettim, beni bagisla" dedi Allah da onu bagisladi O, süphesiz bagislayandir, merhamet edendir Musa; "Rabbim! Bana verdigin nimete and olsun ki, suçlulara asla yardimci olmayacagim " dedi sehirde, korku içinde, etrafi gözeterek sabahladi Dün kendisinden yardim isteyen kimse, bagirarak ondan yine yardim istiyordu Musa ona: "Dogrusu sen besbelli bir azginsin " dedi Musa, ikisinin de düsmani olan kimseyi yakalamak isteyince: "Ey Musa! Dün bir cana kiydigin gibi bana da mi kiymak istiyorsun? Sen islah edenlerden degil, ancak yeryüzünde bir zorba olmak istiyorsun"dedi" (el-Kasas, 28/15-19)
israillinin, olayi agzindan kaçirmasi üzerine, bütün halk Musa (as)'nin Misirliyi öldürmüs oldugunu ögrendi Daha sonra bir adam kosarak geldi ve kendisini öldüreceklerini söyledi
"Musa korku ipinde çevresini gözetleyerek oradan çikti Rabbim! Beni zalim milletten kurtar" dedi Medyen e dogru yöneldiginde: "Rabbimin bana dogru yolu gösterecegini umarim ", dedi" (el-Kasas; 28/21-22)
Musa (as) böylece yurdundan uzaklasti Yanina yiyecek hiç bir sey de almamisti Tam sekiz günlük yolu, agaç yapraklari yiyerek asti Misir ile Medyen arasi sekiz günlük bir mesafedir Allah Teâlâ'nin bu seçkin kulu, aç ve bitap düsmüs olarak bu uzun mesafeyi katetti ve nihayet Medyen'e ulasti Kur'ân-i Kerim'de kissa söyle devam ediyor:
"Medyen suyuna geldiginde, davarlarini sulayan bir insan toplulugu buldu Onlardan baska, hayvanlarini sudan alikoyan iki kadin gördü Onlara: "Derdiniz nedir?"dedi "Çobanlar ayrilana kadar biz sulamayiz Babamiz çok yaslidir (onun için bu isi biz yapiyoruz) " dediler Musa onlarin davarlarini suladi Sonra gölgeye çekildi: "Rabbim! Dogrusu bana indirecegin hayra muhtacim" dedi" (el-Kasas, 28/23-24)
Ibn-i Kesir, El-Bidaye ve'n-Nihaye'de bu olayi söyle anlatiyor: "Medyen suyunda çobanlar koyunlari suladiktan sonra, kuyunun agzina büyük bir kaya koyarlardi Bu iki kadin da artan sularla koyunlarini sulamaya çalisirlardi Musa (as), kayayi kuyunun agzindan tek basina kaldirdi, su çekti ve kadinlarin koyunlarini suladi Sonra tekrar kayayi yerine koydu Bu kayayi ancak on kisi kaldirabilirdi Musa (as) ise, on kisinin halledebilecegi bu isleri tek basina halletmisti Kizlar babalarina gidip Hz Musa'yi ve yaptigi iyiligi anlattilar Kur'an-i Kerim'de kissa söyle devam ediyor:
"O sirada, kadinlardan biri utana utana yürüyüp ona geldi: "Babam sana sulama ücretini ödemek için seni çagiriyor dedi Musa ona gelince, basindan geçeni anlatti O: "Korkma! Artik zâlim milletten kurtuldun"dedi iki kadindan biri: "Babacigim, onu ücretli olarak tut Ücretle tuttuklarinin en iyisi bu güçlü ve güvenilir adamdir, dedi Kadinlarin babasi bana sekiz yil çalismana karsilik bu iki kizimdan birini sana nikâhlamak istiyorum Eger on yila tamamlarsan, o senden bir lütuf olur Ama sana agirlik vermek islemem insallah beni iyi kimselerden bulacaksin" dedi Musa: "Bu seninle benim aramdadir Bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayim, bir kötülüge ugramayacagim Söylediklerimize Allah vekildir" dedi" (el-Kasas, 28/25-28)
Ibn-i Kesir söyle diyor: "Kizlarin babasinin kim oldugu hakkinda görüs ayriligi vardir Bunun Suayb (as), oldugu hususunda kanaatler vardir Ulemanin çogunlugu da bu görüstedir Hasan Basri, Malik b Enes'den naklolunan bir rivayeti delil getirerek diyor ki: Hz Suayb kavmi helâk olduktan sonra uzun bir ömür yasamis, tâ ki Musa (as)'a ulasmis ve kizini ona nikâhlamistir
Hz Suayb (as)'in kiziyla nikâhlandiktan sonra Musa (as), Medyen'de kalip, haniminin mehri olmak üzere on yil koyun güttü Bir rivayete göre, Peygamberimize tam olarak ne kadar çalistigi sorulmus; o da on sene oldugunu buyurmustur Buradan anlasildigi üzere, tam on yil çobanlik yapmistir
Hz Musa (as) ya Peygamberliginin Bildirilmesi
Musa (as) Medyen'de on sene kalip mehrini tamamladiktan sonra, Misir'a dönmeye karar verdi Ailesiyle birlikte yola koyuldu Karanlik ve soguk bir gecede yolu sasirdi ve dag geçidinin yolunu bir türlü bulamadi Çakmak tasiyla bir seyler tutusturmaya çalisti, basaramadi Soguk iyice siddetlendi Kansi da hamileydi ve dogum zamani da yaklasmisti Musa (as) ve ailesinin gerçekten yardima ihtiyaci vardi Kur'an-i Kerim'de, bu olay söyle anlatiliyor: "Musa, süreyi doldurunca ailesiyle birlikte yola çikti Tür tarafindan bir ates gördü Ailesine: "Durunuz, ben bir ates gördüm; belki oradan size bir haber veya tutusmus, bir odun getiririm de isinabilirsiniz" dedi Oraya gelince, kutlu yerdeki vadinin sag yanindaki agaç cihetinden: "Ey Musa! süphesiz ben âlemlerin Rabbi olan Allah'im " diye seslenildi "Degnegini at!" Musa, degnegin yilan gibi hareketler yaptigini görünce, dönüp arkasina bakmadan kaçti "Ey Musa! Dön, gel Korkma süphesiz güvende olanlardansin" denildi "Elini koynuna koy, lekesiz, bembeyaz çiksin Korkudan açilan kollarini kendine çek! Bu ikisi Firavun ve erkânina karsi Rabbinin iki delîlidir Dogrusu onlar yoldan çikmis bir millettir" denildi Musa: "Rabbim! Dogrusu ben onlardan bir cana kiydim Beni öldürmelerinden korkarim Kardesim Harun'un dili benimkinden daha düzgündür Onu, beni destekleyen bir yardimci olarak benimle gönder, çünkü beni yalanlamalarindan korkarim" dedi, Allah: "Seni kardesinle destekleyecegiz, ikinize bir kudret verecegiz ki, onlar size el uzatamayacaklardir Ayetlerimizle ikiniz ve ikinize uyanlar üstün geleceklerdir" dedi" (el-Kasas, 28/29-35)
Tâhâ sûresinin ilk ayetlerinde, Allah Teâlâ ile Musa (as) arasinda geçen konusma, daha ayrintili bir sekilde verilir su ayetler Allah Teâlâ'nin Musa (as)'yi rasul olarak görevlendirdigi zamanin anlasilmasinda yardimci oluyor: "Ben seni seçtim, artik vahyolunani dinle süphesiz ben Allah'im Benden baska ilâh yoktur Bana kulluk et, Beni anmak için namaz kil!" (Tâhâ, 20/13-14)
Ve daha sonra Allah Teâlâ, Musa (as)'ya söyle buyuruyor: "Firavun'a gidin; dogrusu o azmistir Ona yumusak söz söyleyin, belki ögüt dinler veya korkar" (Tâhâ, 20/43-44)
Allah Teâlâ'nin, Musa (as)'ya bunu emretmesinden sonra, Musa (as) ile Firavun arasinda amansiz bir mücadele de baslamis oluyordu Hak ile bâtil'in amansiz savasi Bütün peygamberlerin birbirlerine miras biraktiklari tevhid mücadelesi
Hz Musa (as), Allah Teâlâ'nin bu emriyle Firavun'a gitti Onu güzellikle Allah'a iman etmeye davet etti: "Musa: Ey Firavun! Ben âlemlerin Rabbinin peygamberiyim! Bana Allah'a karsi ancak gerçegi söylemek yarasir Size Rabbinizden bir mucize getirdim, israilogullari'ni benimle beraber saliver" (el-A'raf, 7/104-105)
"Firavun: "Musa! Rabbiniz kimdir?" dedi Musa: "Rabbimiz, her seye ayri bir özellik veren, sonra dogru yola eristirendir" dedi" (Tâhâ 20/49-50)
Firavun, bu davete icabet etmedi ve direndi Musa (as)'yi zindana atmakla tehdit etti Musa (as)'da Firavun'a, belki iman eder diyerek, ispat edici bir delil getirmek istedi Asasini yere atti, kocaman bir yilan oldu Elini koynuna sokup çikardi, gözleri kamastiran bir günes parçasi oluverdi Musa (as)'nin gösterdigi bu mucizeler karsisinda Firavun gerçekten korkmustu Bunun üzerine o da sihirbazlarini toplayip, Musa'yi maglup etmeyi kararlastirdi Ülkesindeki bütün ünlü sihirbazlari çagirtti ve onlardan Musa (as)'nin yaptiklarindan daha büyük bir sihir yapmalarini istedi Onlarda hazirlandilar ve bir gün kararlastirdilar O gün gelince de halkin gözleri önünde Musa (as) ile yarismaya basladilar
"Sihirbazlar: "Ey Musa! Marifetini ya sen ortaya koy veya biz koyalim" dediler Musa: "Siz koyun"dedi Sihirbazlar marifetlerini ortaya koyunca, insanlarin gözlerini sihirlediler ve onlari ürküttüler, büyük bir sihir yaptilar Biz de Musa'ya: "Asani koyuver" dedik o da koyuverdi Hemen onlarin uydurduklarini yutmaya basladi Hak tahakkuk etti Onlarin yaptiklari bosa gitti iste orada yenildiler, küçük düstüler Sihirbazlar secdeye kapanip: "Âlemlerin Rabbine, Musa ve Harun'un Rabbine inandik" dediler" (el-A'râf, 7/115-122)
Sihirbazlarin iman etmeleri, Firavun'u çok kizdirdi Onlari öldürmekle tehdit etti iste küfür, acizligini bu olayla bir kere daha ortaya koymus oldu
Gelisen bu olaylar, Firavun'u yola getirecegi yerde, onu daha çok azdirdi Ve Musa (as) ile kavmini ortadan kaldirmadikça rahata kavusamayacagina inanip, bu arzusunu yerine getirmeye çalisti Musa (as), Firavun ve kavmini, imana çagirmaya devam etti Firavun inkâr ettikçe, Allah Teâlâ onun kavmine tufan, çekirge, hasarat, kurbaga, kan gibi çesitli azablar gönderdi Ancak bunlarin hiç biri, Firavun ve kavmini yola getirmedi
Firavun, küfür ve inadinda, israr ve Musa (as)'nin davetine de icabet etmemeye devam etti Allah Teâlâ, Musa (as)'ya israilogullarini bir gece Misir'dan çikarip Filistin diyarina götürmesini vahyetti Bir gece Musa ve kavmi sehirden çikip, Süveys halici boyunca Kizildeniz'e yöneldiler Firavun sehirde israilogullarindan hiç bir iz göremeyince, kaçtiklarini anladi ve bütün ordusunu seferber ederek, peslerine düstü Firavun ordusunun çok kalabalik oldugu rivayet edilmektedir Firavun iki gün sonra israilogullarina yetisti israilogullarinin önlerinde geçilmesi mümkün olmayan bir deniz arkalarinda kocaman bir ordu vardi israilogullari "Yakalandik yâ Musa" diye yakinmaya basladilar Kur'ân-i Kerim'de olay söyle anlatiliyor: "Musa: "Hayir, Rabbim benimle beraberdir, bana elbette yol gösterecektir"dedi Bunun üzerine Biz Musa ya: "Degneginle denize vur" diye vahyettik Hemen deniz ikiye ayrildi, her parçasi yüce bir dag gibiydi iste oraya geridekileri de yaklastirdik Musa ve beraberinde bulunanlarin hepsini kurtardik" (es-suara, 26/62-65)
"Firavun, ordusuyla onlari takib etti Deniz de onlari içine aliverdi Hem de ne alis!" (Tâhâ, 20/78)
Kur'an-i Kerim'de Allah Teâlâ, bir zâlimin, kâfirin sonunu böyle anlatiyor; ve bir kavmi nasil kurtardigini da iste Hak, Bâtil'in tepesine böyle inip, onu ortadan kaldirabiliyor
Firavun ordusu, bir tek kisi kalmamacasina yok oldu Firavun ise, ölümün geldigini anlayinca iman ettigini açikladi: "Firavun bogulacagi anda: "israilogullarinin inandigindan baska tanri olmadigina inandim, artik ben de ona teslim olanlardanim" dedi Ona: "simdi mi (inandin)? Daha önce baskaldirmis ve bozgunculuk etmistin"dendi" (Yunus, 10/90, 91)
Bu olaydan sonra Allah Teâlâ, Hz Musa (as)'ya kavmiyle birlikte Beyti Makdis'e yönelmelerini emretti Yola koyuldular Çölde su bulamayip, siddetli bir susuzluga kapildilar Gelip Musa (as)'a sitem ve sikayette bulundular Allah, Musa (as)'a, âsâsini tasa vurmasini emretti Vurunca tasin oniki yerinden su fiskirdi Her Yahudi kabilesine bir göze düsüyordu Onlar bu gözelerden kana kana içtiler, susuzluklarini giderdiler Allah Teâlâ israilogullarina, gökten kudret helvasi ve bildircin eti de gönderdi Fakat israilogullarinin o ikiyüzlülükleri, bütün bu nimetlere ragmen, kendini burada da ortaya çikardi Bir tek yemekle yetinemeyeceklerini söylediler: "Ey Musa! Bir çesit yemege dayanamayacagiz Bizim için Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdigi sebze, kabak, sarmisak, mercimek ve sogan yetistirsin" demistiniz de, "hayirli olani daha düsük seyle mi degistirmek istiyorsunuz? Bir sehre inin, orada süphesiz istediginiz vardir" demisti" (el-Bakara, 2/61)
Sonra Allah Teâlâ Hz Musa'ya, Filistin'e gitmeyi emretti Orada Heysanilerin kalintilari ve Kenanlilardan meydana gelen zalim bir topluluk ile karsilastilar Musa (as) kavmine, buraya girip bu zalimlerle savasmalarini, ve onlari bu mukaddes beldeden çikarmalarini emretti Fakat, israilogullari buna cesaret edemedi: "Ey Musa! "Onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyecegiz Sen ve Rabbin gidin savasin, dogrusu biz burada oturacagiz" demislerdi" (el-Maide, 5/24)
Çünkü israilogullari, Firavun ülkesinde zillet ve adilige, asagilanmaya alismislardi Onlar için bazi degerleri ele geçirmek için savasmak, bir manâ tasimiyordu Allah'da onlari Tih çölüne atti ve yollarini sasirtti Kavmine söz geçiremediginden yakinan Musa'ya, Allah Teâlâ: "Orasi onlara kirk yil haram kilindi Yeryüzünde saskin saskin dolasacaklar Sen, yoldan çikmis bir millet için tasalanma" dedi" (el-Maide, 5/26)
Zamanla, bu zillet içinde yasayan nesil, yerini hürriyetle yetisen ve izzetle yasayan bir nesile terketti Bunlar da bir müddet sonra Arz-i Mukaddes'e girmeye muvaffak oldular
israilogullari, bu kirk yil içinde çok çesitli sapikliklarda bulundular Hz Musa'nin Tur daginda kirk gün geçirdigi bir zamanda, Sâmirî isimli bir sahsin imal ettigi ve "iste sizin de Musa'nin da tanrisi" dedigi altindan bir buzagiya tapmaya basladilar Musa (as) döndügünde onlari buzagiya tapinir görünce çok üzüldü Harun (as)'a çikisti israilogullari'ni buzagiya tapinmaktan vazgeçirmeye çalisti israilogullari ise, her firsatta iki yüzlülüklerini sergilediler (Sâmirî olayi bak Daha fazla bilgi için bk Sâmirî mad) Musa (as), hayati boyunca tevhid yolunda mücadele etti Bu ugurda pek çok eziyetle karsilasti Yurdundan çikarildi, ölümle tehdit edildi ve etrafinda kendisiyle beraber, inanan pek az insan bulabildi
Musa (as), Tih çölünde, Harun (as)'dan sonra öldü israilogullarini Arz-i Mukaddes'e sokamadi Öldügünde yüz yirmi yasinda idi Buhârî, onun ölümü ile ilgili olarak sunlari rivayet ediyor: "Ölüm melegi geldiginde, Musa (as) onun yüzüne dikkatle bakti Canini almaya gelen Azrail (as) korktu ve gözü karardi Sonra: "Yarabbi, beni bir kuluna gönderdin ki, ölmek istemiyor" diye tazarru eyledi Allah Teâlâ, o hali üzerinden kaldirarak, tekrar Musa'ya gönderdi: "Söyle, sayili olmak sartiyla istedigi kadar yasasin" Hz Musa: "Yarabbi, sonra ne olacak?" dedi "Öleceksin" buyuruldu "Öyle ise ölüm simdi gelsin" niyazinda bulundu Sonra Allah Teâlâ'dan, kendisini bir tas atimi Beyti Makdis'e yaklastirmasini, orada ölmesini ve oraya gömülmesini istedi Ebu Hureyre (ra) söyle diyor: "Rasulullah (sas): "Eger ben sizinle beraber orada bulunsaydim, onun yol kenarinda ve kizil bir kum tepesinin yaninda bulunan kabrini size gösterirdim" buyurdu"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.