Ali Bin Ebu Talib (Devletin Başına Seçilmesi) |
07-12-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ali Bin Ebu Talib (Devletin Başına Seçilmesi)Muhammet'in 632 yılında ölmesinden sonra Müslüman toplumunun başına kimin geçeceği kaygısı baş gösterdi Müslümanların bir kısmı ilk olarak Ebu Bekir'in halifeliğini kabul ettiler Ebu Bekir'den sonra sırasıyla Ömer bin El-Hattab, Osman bin Affan ve Ali bin Ebu Talib'in halifeliğini kabul ettiler Bununla beraber bir kısım müslümanlar peygamberin amca oğlu ve damadı olan, çocukluğundan itibaren peygamberin evinde büyümüş ve onu korumak için kendi hayatını tehlikeye atmış olan Ali'nin ilk halifelik için daha doğru bir seçim olduğunu düşünüyorlardı Rasulullah, Gadir Hum denilen yerde kendisinden sonra Ali'nin başa geçmesi gerektiğini bizzat söylemiştir [22] İslâm peygamberi Ali'ye hitaben şöyle demiştir: "Sen bana oranla Harun'un Musa'ya oranla sahip olduğu mevkiye sahipsin; ancak benden sonra peygamber gelmeyecektir" Harun, Musa peygamberin kardeşidir ve kendisine vahiy gelmeyen peygamberlerdendir Musa ibadet için 40 günlüğüne Sina Dağı'na çekildiğinde, kardeşi Harun'u İsrailoğulları'nın başında bırakmıştır (Araf Suresi, 142 ayet) Bu nedenle İslam peygamberinin bu sözü de Şiilerce Ali'nin hilafet için en uygun ve hak sahibi kişi olduğuna yorulur Miras sorunu Muhammet'in dul eşlerinin yanı sıra Ali ve Fatıma'nın da, Ebu Bekir'in hilafetinden hoşnutsuz olmalarının bir başka nedeni daha vardı [23] Muhammet vefat ettiğinde geride önemli miktarda arazi ve mal varlığı bıraktı Bunların en meşhuru tartışmaların da odağında olan Fedek Arazisi'dir Ebu Bekir'e göre bu mal ve araziler peygamber tarafından halkın yararına idare ediliyordu ve dolayısıyla devlete aitti Ali ise "Muhammed'e gelen veraset ile ilgili vahiylerin peygamberin mirasını da kapsadığını" iddia ederek bu duruma karşı çıkıyordu Zira Kur'an'da vefat eden bir kişinin mirasının nasıl pay edileceği izah edilmektedir Eşi Fatıma'nın ölümünden sonra Ali Fatıma'nın peygamberin mirasından payını almak için tekrar başvurdu ancak başvurusu aynı nedenlerle bir kez daha reddedildi Bununla birlikte Ebu Bekir'den halifeliği devralan Ömer, Medine'deki arazileri Muhammed'in kabilesi Haşimoğulları adına Ali ve Abbas'a verdi; Hayber ve Fedek Arazisi'ni ise devlet malı saydı[24] Şii kaynaklarına göre bu durum, Muhammet (sav )'in soyundan olanlara (Ehl-i Beyt), baskıcı halifeler tarafından yapılan haksızlıkların bir başka örneğidir[25] |
|