07-12-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Esmâ Binti Umeys (R.A)
Esmâ binti Umeys (r a)
Esmâ binti Umeys radıy u anhâ, kocası Hz Ca’fer (r a) ile birlikte Rasûlullah sall u aleyhi vesellem efendimizin “iki hicret sâhibi” iltifâtına mazhar olmuş bir hanım sahâbî 
Efendimizin baldızı  Meymûne annemizin kızkardeşi  Mekke’de dokuz kızkardeşiyle beraber “imanlı kızkardeşler” diye meşhur olan İslâm’ın ilk çilekeş hanımlarından  Maharetli, becerikli, sabır ve sebat ehli bir iman eri  
O, Mekke’de doğup büyüdü İslâm’ın ilk günlerinde Allah Rasûlüne teslim oldu Henüz Dârülerkam’a geçmeden önce ona tâbî olup İslâm’la şereflendi Babası Umeys İbni Sa’d olup annesi Hind binti Avf’dır Dokuz kızkardeşi vardı Hepsi de müslüman olmuştu İki Cihan Güneşi Efendimiz onlara “imanlı kızkardeşler” diye iltifatta bulunurdu Onların üçü meşhur sahâbîlerle evlidir Ümmü’l-Fazl, Hz Abbas ile Selma, Hz Hamza ile, Meymûne annemiz de Sevgili Peygamberimizle evlenmiştir Esmâ (r anhâ) da Hazreti Ca’fer (r a) ile nikâhlanmıştı
O Mekke’de huzur ve muhabbet dolu mutlu bir aile yuvası kurmuştu İmanlarından taviz vermeden, baskılara aldırış etmeden hayatlarını sürdürmeğe çalışıyorlardı Mekke’li müşriklerin in******r üzerindeki zulmü artmağa başlayıp ezâ ve cefâlar dayanılmaz hal alınca, İki Cihan Güneş Efendimizin izniyle bu bahtiyar âile Habeşistan’a hicret etti Orada, Muhammed, Abdullah ve Avn adında üç çocukları oldu
Esmâ (r anhâ) hayatın her türlü sıkıntı ve çilelerine katlanmasını bilen sabırlı bir hanımdı Ahlâkî olgunluğa ermiş sebat ehli, iradesi kuvvetli tve metânet sahibiydi Uzun yıllar kendi memleketinden uzakta, çileli bir hayat geçirmesine rağmen aslâ imanından tâviz vermedi O yeni şeyler öğrenmeğe de meraklı idi Bilgilenmeyi severdi Etrafı ile ilgilenirdi Habeşistan’da cenâzelerin tabuta konup taşındığını gördü Merakını çekti ve nasıl yapıldığını öğrendi
Esmâ (r anhâ) kocası Hz Ca’fer (r a) ile birlikte hicretin yedinci yılında Habeş diyarından Medine-i Münevvere’ye hicret ettiler Orada öğrendikleri bilgilerle Hz Fâtıma (r anhâ) ve Zeynep binti Cahş (r anhâ) annemizin vefatlarında tabutlarını yaptırdı
O maharetli, becerikli bir İslâm hanımefendisiydi Dericilikle de uğraştığı bilinmektedir Kocası Ca’fer (r a)’ın Mûte savaşında şehid olması üzerine İki Cihan Güneşi Efendimiz evine geldiğinde kırk deri tabakladığını söylemiştir
O, zamanın kıymetini iyi bilirdi Boş kaldığı vakitlerde deri tabaklardı Çocuklarının geçimini deri işi yaparak, elinin emeği ile karşılamağa çalışırdı İhtiyaçları için kimseden bir şey istemez ve kimseye el açmazdı
Hz Esmâ (r anhâ) Peygamberimiz’in (s a v ) hanımlarını sık sık ziyaret eder, onların sohbetinde bulunurdu Birgün Hz Hafsa (r anhâ) annemizin yanında iken Hz Ömer (r a) geldi Esmâ (r anhâ) ya: “Biz sizi hicrette geçtik” diye latîfe yaptı Esmâ (r anhâ) da şu mukabelede bulundu:
“Hayır Yâ ömer, öyle değil Çünkü siz Rasûlullah (s a)’in yanında idiniz O aç olanlarınızı doyuruyor, cahillerinize de nasîhat ediyordu Fakat bizler Allah ve Resûlu uğrunda hicret edip ayrı kalmıştık ” diyerek karşılık verdi Sonra İki Cihan Güneşi Efendimiz’e giderek bu hadiseyi anlattı Esmâ (r anhâ)’nın üzüldüğünü farkeden Efendimiz onu sevindirecek ve gönlünü alacak şu müjdeyi verdi:
“Ömer ve arkadaşlarının bir hicreti, sizin ise ey gemi yolcuları, iki hicretiniz vardır” buyurdu
Esmâ (r anhâ) dünyalara değer bu iltifat karşısında çok duygulandı Sevincinden göz yaşlarını tutamadı Böyle bir müjdeye nâil olmak
ne büyük seâdetti Bundan sonra “iki hicret sâhibi” lakabıyla anıldı
Hz Esmâ (r anhâ) teslim ehli bir hanımdı Efendimize sormadan bir şey yapmak istemezdi Onun emir ve tavsiyesi üzere hareket ederdi Birgün; “Ya Rasûl ! Çocuklarıma nazar değiyor Şifâ niyetiyle birisine okutayım mı?” diye sordu İki Cihan Güneşi Efendimiz de: “Evet, okut Eğer kaderin önüne geçen bir şey olsaydı, göz değmesi olurdu” buyurdu
Hz Esmâ (r anhâ) ile Ca’fer (r a)’ın muhabbet dolu örnek bir âile hayatı vardı Birlikte mesud bir ömür geçiriyorlardı Hicretin 8 yılıydı İki Cihan Güneşi Efendimiz Rumlarla savaşmak üzere bir ordu hazırladı Zeyd İbni Hârise’yi kumandan tayin etti O şehid edilirse Hz Ca’fer geçecekti O da şehid düşerse Abdullah ibni Revaha orduya kumanda edecekti Ordu hazırlanıp yola çıktı
Ca’fer (r a) hanımı Esmâ (r anhâ) ile vedalaştı Çocuklarını kucaklayıp öptü, onları okşadı Ordu ile beraber Medine’den ayrıldı İslâm ordusu ile Bizanslılar Mûte mevkiinde karşılaştı Düşman, sayı ve silâhça çok üstündü Fakat İslâm ordusunun da mâneviyât ve moral gücü çok yüksekti Hepsi şehidlik özlemiyle yola çıkmışlardı Savaş meydanında çok büyük kahramanlıklar sergilediler Ca’fer (r a)’ın iki kolu da kılıç darbeleriyle kesildi Fakat İslâm sancağını yere düşürmedi Üç komutanın şehid edildiği Mûte Savaşı müslümanların zaferiyle neticelendi
İki Cihan Güneşi efendimiz ashâbı ile Mescid’de oturur iken Allah Teâlâ, Habîbine savaş meydanını olduğu gibi göstermişti Hz Ca’fer (r a)’ın şehid düştüğünü, kesilen iki koluna bedel olarak Cenâb-ı Hakk’ın iki kanat verdiğini ve onlarla Cennete uçtuğunu ashabına haber verdi Bundan sonra Hz Ca’fer (r a) “Tayyar = uçan” ve “Zülcenâheyn = iki kanatlı” ünvanlarıyla anıldı
Hz Esmâ ve çocukları Hz Ca’fer (r a)’ın yolunu gözlüyorlardı Şehid olduğundan haberleri yoktu Fahr-i Kâinat (s a) efendimiz evlerine geldi Çocukları sordu Esmâ (r anhâ) çocukları Efendimizin yanına getirdi Şefkat ve Rahmet Peygamberi Efendimiz onları bağrına basıp öptü Başlarını okşayıp kokladı Yüzlerine bakarken kendini tutamadı ve mübarek gözlerinden inci tanesi yaşlar akmaya başladı Onun bu halinden şüphelenen Esmâ (r anhâ):
“Ya Rasûl ! Yoksa Ca’fer hakkında sana bir haber mi geldi?” diye sordu İçin için ağlayan Efendimiz yanık yüreğiyle: “Evet! Ca’fer bugün şehid oldu” buyurdu
Hz Esmâ (r anhâ) bu acı haber karşısında kendini tutamadı Ağlamaya ve dövünmeye başladı Rahmet Peygamberi efendimiz onun bu halini hoş karşılamadı ve şöyle buyurdu:
“Ey Esmâ! Artık hayat boş şey deme Ağzından uygunsuz ve kaba söz kaçırma Göğsünü de dövme” tavsiyesinde bulundu
Hanımlar Hz Esmâ’nın başına toplanmışlardı Resûl-i Ekrem (s a) Efendimiz oradan ayrılıp doğru evine geldi Annelerimize yemek yapıp Ca’fer (r a)’ın evine göndermelerini söyledi ve: “Onlar için yemek hazırlayınız Onlar yemek yapabilecek durumda değillerdir” buyurdu
Hz Ca’fer (r a)’ın evine üç gün yemek yapılıp gönderildi İslâm tarihinde cenaze evine gönderilen ilk yemeğin bu olduğu rivayet edilir
Rahmet Peygamberi Efendimiz üç gün geçtikten sonra tekrar Hz Ca’fer (r a)’ın evine uğradı Yetim kalan yavruları için Hz Esmâ (r anhâ)’ya: “Bugünden sonra artık kardeşime ağlama Bu çocukların geçim ve bakımı hakkında da hiç endişelenme Dünyada ve âhirette onların velîsi benim” müjdesini verdi
Esmâ (r anhâ) altı ay kadar dul kaldı İslâm dâvâsı uğrunda çok çile çekmiş bu hanım sahâbîyi Hz Ebû Bekir (r a) himâyesine almak istedi Ona evlenme teklifinde bulundu O da bu teklifi kabul etti ve nikâhları kıyıldı Böylece âile kendisine hayırlı bir hâmi bulmuş oldu
Hz Esmâ (r anhâ) Hz Ebû Bekir (r a) ile sevgi ve hürmet dolu mutlu bir aile hayatı geçirmişlerdir
“Hısımlık cihetinden, insanların en şereflisi” iltifatına mazhar olan Esmâ (r anhâ) Hz Ali (r a )’ın âhirete irtihalinden kısa bir zaman sonra vefât eylemiştir Rasûlullah (s a)’in baldızı olarak arkaya hayırlı evlâd ve iyi bir ad bırakmıştır
Cenâb-ı Hak’tan şefaatlerini niyaz ederiz Amin
|
|
|