07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Meğer Ne Çokmuşsun Bende

içimdeki onca kalabalığa rağmen yalnızım  Meğer ne çokmuşsun bende Sen gittiğini sandın değil mi?Ben de öyle sanmıştım  Ama hayır  Her şeyinle kalmışsın, giden sadece bedenin olmuş Ruhun bende kalmış, gözlerin bende  Hasretin bende kalmış, özlemin bende  Sen bende kalmışsın, ben yalnızlığın içinde  
Gözlerinin karasında şimdi gecelerim  Susuşlarının sessizliğinde hayallerim  Sessiz çığlıklar biriktiriyor yüreğim  Yağmura inat akıyor gözyaşlarım  Engel olamıyorum, engel olmak istemiyorum Yüreğimdeki bulutların resmidir onlar Onlar katıksız bir sevdanın isimsiz şahitleridir Dokunamam ki onlara  Onlar, bana senden tek hatıra
Yağmur yağıyor bugün yine Yüreğimin en kuytu köşelerine vuruyor damlaları  Sen de böyle bir günde gitmiştin  Yine yağmur yağıyordu, yağmura karışıyordu gözyaşlarım Sen anlamıyordun sevgili  Yüreğimden akanları yağmur sanıyordun Bir sevda daha yağmura karışıyordu ve damla damla eriyordu aşk  Gözlerimizin önünde bir bitiş sahneleniyordu ve son perdeyi oynuyorduk ikimiz Peki ama neden bu kadar zordu "Hoşçakal" demek?Zordu ; çünkü senden sonra "Hoşça" kalmak mümkün müydü sevgili, mümkün müydü? 
Sen yüreğimde, yüreğim avuçlarımda şimdi Yaşanmamış zamanlar, can çekişen umutlar kaldı bu sevdadan geriye  
Şimdi gitmelerin ve bitmelerin mevsimi  Yüreğimi alıp gidiyorum ben de Yalnızlığımı da yoldaş yapıyorum kendime  Nereye mi?Yağmurların hiç durmadan yağdığı en uzak sahillere  Belki , belki oralarda, bu sevdanın şahitleri, yağmura anlatırlar sevdamı, benim sana anlatamadıklarımı  
Alıntı 
|
|
|