Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
görmediğinde, insan, sevdiğini

İnsan Sevdiğini Görmediğinde

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İnsan Sevdiğini Görmediğinde



Kıskançlıklarla, kuşkularla, hesaplaşmalarla süren sancılı bir aşkın orta yerindeki bir sevişmeden sonra adam seviştikleri odadan çıktığında başlayan bir hava bombardımanında ev isabet alıyor ve adamın biraz önce geçtiği bölüm çöküyor

Daha iki dakika önce koynunuzda olan birinin yok olduğunu görüyorsunuz

O korkunç anda kadın yaşadığı çaresizlik karşısında, aslında pek de inanmadığı


Tanrı'ya sığınıyor

Dizlerinin üstüne çöküp yalvarıyor

"İnandır beni" diyor, "o yaşarsa sana inanacağım Ona bir fırsat tanı Bırak mutluluğuna sahip olsun Bunu yap, inanacağım sana"

Ve Tanrı’yla bir pazarlığa oturup en çok sevdiğini geri alabilmenin karşılığında Tanrı’ya en çok sevdiğini vermeyi öneriyor

Eğer biraz önce o kapıdan çıkan erkek yeniden o kapıdan sağ olarak dönerse, o erkeği bir daha hiç görmeyeceğine söz veriyor Tanrı'ya


"İNSANLAR BİRBİRLERİNİ GÖRMEDEN DE SEVEBİLİRLER, değil mi" diyor, "seni hayatlarında bir kere bile görmeden seviyorlar"


Graham Greene, "Zor Tercih" isimli romanında, erkeğin dönüşünü gören kadının duygularını yalın bir dille anlatıyor

"O anda Maurice girdi içeri Yaşıyordu İşte şimdi onsuz olmanın ıstırabı başlıyor diye düşündüm ve yine kapının ardında ölmüş yatıyor olmasını istedim"

Kadın, sevdiği erkeğe kavuşmuş ve onu kaybetmişti

Ve onun yaşadığını gördüğü anda, biraz önceki pazarlığın ağırlığını fark edip, "keşke ölseydi" diyordu

Bundan sonra, bir insanı görmeden de sevmenin mümkün olup olmadığını öğrenecekti

Romandan yapılan filmde, "Tanrı'yı görmeden seven insanların" birbirlerini de görmeden sevip sevemeyeceklerini, iki sevgili unutulması zor cümlelerle tartışıyordu


- İNSAN SEVDİĞİNİ GÖRMEDİĞİNDE AŞK BİTER Mİ ?

- Düşünsene, Tanrı'yı bir kez bile görmedik ama onu seviyoruz

- Ama benimki o tür bir sevgi değil, Sarah

- Belki de başka bir tür sevgi yok, Maurice


Aşk, bir insanı Tanrı'yı sever gibi sevmek mi, onu görmeden ama onu hissederek onun varlığına bağlı kalmak mı ?

Bir dokunuşa, bir bakışa, bir sese, bir işarete muhtaç olmadan, onu besleyecek bir bedene, bir vaade, bir ümide ihtiyaç duymadan, tek başına da sürebilecek kadar güçlü bir sevgi mi aşk?

"Sevmeye devam edebilmek için onu görmeliyim" demeyecek kadar büyük bir iman, büyük bir bağlanma mı?

Bir ruhun bir başka ruha sarılması ve bu sarılışı bir bedene gerek duymadan da sürdürebilme mi?

"Tanrı'yı sevdiğim kadar severim seni" diyebilmek, böylesine korkunç bir bağlılığa rıza göstermek mi aşk?

Peygamberler bile Tanrı'ya bir kere yüzünü göstermesi için yalvarırken, hiç görmeden de ruhunu bir başka ruha adamak mı?

Hayatın içinde, insanların sevmek için görmeye ihtiyaç duyduğuna şahit oluyoruz; kaybedişler unutuşları da getiriyor; bir bedenin aracılığı olmadan bir ruha bağlılığımızı da çok sürdüremiyoruz "Tanrı'mız" olmuyor sevdiğimiz; imanımızı çabuk kaybetmeye, bütün inançsızlar gibi sevgimizin sürmesi için bir kanıt görmek istemeye çok yatkınız

"Belki de sevmenin başka türü yoktur" diyen birilerinin romanların, filmlerin arasında dolaşması ve bizim o insanları hayatta da bulacağımıza dair ümidimiz, bizi aşka doğru çeken

Böyle bir ümidimiz olduğu için şiirler, romanlar yazıyor, böyle bir ümidimiz olduğu için şiirler, romanlar okuyoruz

Neredeyse bütün hayatını kendi inancıyla dövüşerek geçiren Graham Greene’in "Tanrı'yı görmeden seviyorlar, ben de onu görmeden severim" diyen bir satırı yazması, bize aşkın çekiciliğini yaşatan

Bu satırı okumak, bunun gerçek olabileceğine inanmak, bu hayali benimsemek, bizim sıradan hayatımızı, bizim yaşadığımızdan daha renkli, daha çekici, daha heyecanlı kılan

Hiç rastlamasanız da "bir insanı sevmenin bir Tanrı'yı sevmek gibi bir şey olduğunu" yazan birinin varlığı, sizi, bunu söyleyebilecek birinin varlığına da inandırır ve o inançtır ki, bence, sizin hayatınıza mana katan

Aynen, "Tanrı’ yı görmeden sevmek" gibi siz de bir insanın başka bir insanı hiç görmeden sevebileceğine, o insana hiç rastlamadan inandığınızda, romanların size itaat ettiği o kutsal topraklara girmek için, o toprakların sınırlarında içiniz ürpererek dolaşmaya başlarsınız

Birisi tarafından öyle sevilmek istersiniz

Ve birisini öyle sevmek

Ancak o zaman, gerçek bir mümin gibi, çekilecek olan acıları değil, bir tanrısı olan bir kainatta yaşamanın mucizesinin fark edersiniz

Acı dolu, isyan dolu bir mucize


"Keşke inanmasaydım" dedirtecek, "keşke onu böyle sevmeseydim" dedirtecek bir mucize


Ama bütün acısına, bütün kederine, bütün yalnızlığına rağmen vazgeçilmeyecek bir mucize

O mucizeyi görenlerin ondan kolay kolay kopabileceklerini sanmam

İnsanların bütün nankörlüklerine, alaylarına, hor görmelerine, inanmamalarına karşın tek başına kendi inancıyla yaşayan, kendi inancının yüceliğinde diğer insanların zavallılığını, yetersizliğini, aşksızlığını görüp, onlar için üzülen ve kendi sevgisine sıkı sıkıya tutunan bir ahir zaman peygamberi gibi, başkalarına bomboş gözüken bir çölde, o çölün boş olmadığını hissederek yürürsünüz

Sizin bu yürüyüşünüz, bir gün bir romanda ya da bir yazıda bir satıra dönüştüğünde, sizinle alay eden nice insanın çorak ve loş hayatına sizin hayatınızdan bir ümit ve ışık sızar

Büyük bir ödülün ve büyük bir cezanın sahibisinizdir

Bir insanı bir tanrıyı sever gibi sevebilecek bir güçle ödüllendirilmiş

Bir insanı bir tanrıyı sever gibi sevebilecek kadar güçlü olduğunuz için de cezalandırılmışsınızdır

İnsanlar Tanrı'yı görmeden seviyorlar

Ama Tanrı'ya inananların çoğu, bir insanın bir başka insanı hiç görmeden sevmeyi sürdürebileceğine inanmıyor

Ben, Tanrı'yı inanan Graham Greene'e inanıyorum, "bir insan başka bir insanı hiç görmeden de sevmeyi" sürdürür


Benim inancımı paylaşanlar, bir gün öyle sevmeyi ve öyle sevilmeyi bekleyecekler, bu inanç, onların içinde kapatıldıkları küçük hayatların sınırlarını yıkıp onları vaat edilmiş hayallere taşıyacak

Bir gün biri onlara diyecek ki:

- Belki de başka tür bir sevgi yok, Maurice


Ahmet Altan

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.