Kitap Kokusu Ve Kahramanları |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kitap Kokusu Ve KahramanlarıBugünde kendimi anlamak ve keşfetmek adına, şehir kütüphanesine gittim Kütüphanede bulunan kitapların bana vermiş olduğu kokuyu çocukluğumdan beridir severim Kütüphaneler gizemlidir Farklı, yaşanmamış duygular barındırır benim için Bu duyguları yaşamak için kitaplar arasında, bana verdikleri kokuyla birlikte, kütüphanede bir yolculuğa çıkarım Yıllardır orada bulunan kitapların anlattıkları hikayelerden, onları alıp okuyan insanların gerçek yaşam hikayelerini sentezlerim ruhumda Farklı bir boyuta, geçmişe, farklı bir dünyaya açılan kapılardır, yıllardır kütüphaneler benim için Tek tek tahta raflara dizilmiş kitapların hikayelerini dinlemek için, ince uzun koridorların arasında gezerken, bu hikayeleri içime sindire sindire yaşarım Geçmiş, gizem kokan kitapların kokularıyla bir roman kahramanı, bazen de bir yazar olurum İşte ! Böyle günlerden birini yaşıyorum Bir anda Sadun Boro’nun “Pupa Yelken” isimli gezi kitabında Kısmet Yelkenlisiyle dünya turuna çıkıyorum Yanımda Miço adlı kedimle birlikte Okyanusları, birçok boğazları aşıp, Süveyş Kanalından geçiyorum Eskiden tanıdığım, eskimeyen dostlarıma tekrar merhaba diyorum Biraz ileride Edmund G Love’in yazdığı “OnTatlı Serseri” adlı kitabının serserileriyle birlikte, aşevlerindeki kuyruğa girerek bir tas çorba alıyorum Bunca yoksulun içerisinden bir tas çorbayı alabildiğim için, kendimi şanslı hissediyorum Sonra, serseri arkadaşlarımla birlikte arka sokaklarda geziyorum ve terk edilmiş harabe binalarda bir geceyi daha sokaklarda geçiriyorum Bazen, çamaşırlarımın içine, göğsüme ve sırtıma üşümemek için gazete kağıtları koyuyorum Ve, serseri arkadaşlarımdan ayrıldıktan sonra; Bir başka hikaye de Mehmet Rauf’un “Eylül” adlı romanındaki kadın kahraman oluveriyorum Yaşanmamış bir aşkın peşine düşüyorum Sonra, Kerime Nadir’in “Ormandan Yapraklar” adlı eserinde, Benan adlı erkek karakter oluveriyorum Ve, bir inat uğruna sevdiğim insandan ayrılıp, sevmediğim bir kadınla evleniyorum Bu hikayenin hüznünden sıyrılıp, bir başka hikayeye yolculuk yapıyorum Bir anda Ernest Hemingway’in “Akıntı Adaları” adlı eserindeki baş erkek kahraman olup, başka şehirden, beni ziyarete gelecek olan oğullarımı bekliyor Aynı zamanda da balık tutup, balıkçılarla arkadaş oluyorum Biraz sonra, bu romandan çıkıp, Oscar Lewis’in “La Vida” (İşte Hayat) adlı Porto Rico’daki sefaleti, fakirliği anlatan kitabın içerisinde, sefaleti ve fakirliği yaşayan bir çocuk oluyorum Ve bir aileye evlatlık veriliyorum Bir anda Joseph Archibald Cronin’in “Şahika” adlı eserinde genç bir doktorum Eşimle birlikte başarıdan başarıya koşuyorum ve insanlara yardım ediyorum Buradan ayrıldıktan sonra, Susan Howatch’ın “Kıyıdaki Dalgalar” romanında, kıskanç arkadaşlardan biri olup, bir arkadaşımızı gelgit olan kumsalda bağlayıp, sulara gömülmesi için bırakıyorum Bu romandaki kıskançlığı yaşadıktan sonra, Victoria Holt’un “ Bin Fenerli Ev” romanında yaşlı ve huysuz bir beyefendiye bakan bir genç kız oluyorum En sonunda onunla evlenip, uzak doğuya Hong Kong’a gidiyorum Oranın adetlerini öğreniyorum Ve eskiden beni seven ve sevdiğini sandığım kişiler arasında, eşimi kaybettikten sonra bocalıyorum Bir anda günümüz tarihine yakın kitaplardan Marlo Morgan’ın “Bir Çift Yürek” isimli kitabında Avustralya’ya yolculuk yapıyor ve oradaki Aborjin’leri tanıyarak, onlarla bir hayat yaşıyorum Galiba ben, biraz nostaljiğim Geçmişi ve eskimeyen kitapları seviyorum Kütüphanede kitaplar arasında gezinirken bir huzur buluyorum Hissediyorum bu huzuru içimde Bu yüzden genizlerime kadar hikaye kokan kitaplarla, arkadaşlığımı yıllardır sürdürüyorum Yazan : Melodi AKÇAY |
|