Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bugün, gittim, pazara

Bugün Pazara Gittim

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bugün Pazara Gittim







Bugün pazara gittim Özlemişim Pazar havasını

Sıcak mı! Sıcak bir gündü

Öğle tatilinde sırf değişiklik olsun diye pazarda geçirmek istedim öğle tatilimi

Kan, ter içerisinde nihayet pazar yoluna ulaştım Plajdakinden daha da bir mahşeri kalabalık içerisine saldım kendimi

Ucu bucu görünmeyen pazarda gezinmeye, köy havasını solumaya, taze sebze ve meyveleri tatmaya hazırdım

Olabildiğince ses kulaklarımda yankılanıyor; bir kulağımdan giriyor, öbür kulağımdan çıkıyordu

Belki de! sırf bu yüzden bugün halk pazarında olmak istedim

Gel! Abla gel! Ayşe “taze fasulye” kadına gel!

Ayşe kadın boynun kırılsın! Sözleriyle ilk irkilişimi yaptım

Haydi! Bakalım anla şimdi satıcı ne demek istemişti Anladım tabiî ki!

Ama güzel espiri yapmıştı

Pazarda ilginç insanların enteresan sözleri havada uçuşuyor; satıcılar birbirlerinin sözlerini tabiri caizse havada kapıyordu

Taptaze sebze ve meyve tezgahlarının arasına daldım

Bu ne gürültü Allah’ım!

Bir yanda ağlayan bana şunu al! Bunu al! diye annelerinin eteklerine tutuşan, annelerini feryat figan çığlıklarıyla çılgına çeviren çocuklar… Bu zamanda çocuk sahibi olmak sabır isteyen bir iş! diye düşündüm Allah yardımcısı olsun annelerin…

Diğer yanda şeftali, domates; biber, patlıcan ne kadar diye soranlar

Öte yandan yüksek sesle bağırarak, insanın ödünü koparan satıcılar

Tuhaf bir dünya halk pazarı!

Ama gezilmeye; görülmeye değer

Pazarcıların havada uçuşan söz düellolarıyla müşteri çekme çabaları görülesi ve hatta yerinde bire bir yaşanılası bir duygu

Saygısızlık asla yok! İnceden inceden dokundurma var

Nerden biliyorlar? Nereden buluyorlar bu ilginç sözleri?

Sanki, pazarcılık okulu var

Tecrübe bu olsa gerek Yaşam, insana malını satıp kazanma konusunda neleri öğretiyor

Hayat okulu dedikleri bu olsa gerek! İnsanı yaşadıkça; öğrendikçe pişiriyor

Ağır adımlarla pazar içerisinde yürüyorum; neredeyse iğne atsan yere düşmez misali insan dolu

Biraz ileride köylülerin yetiştirmiş oldukları sebze ve meyveleri, el emekleriyle yapmış oldukları kesme, tarhana, kuskus, yufka gibi yiyecekleri sattıkları tezgahları var(Hayli pahalılar)

Oraya doğru yürüyorum; her şey taptaze hormon yok gibi görünüyor Hissedebiliyor insan, burnuna geliyor dalından daha yeni kopmuş oldukları

Pazarın bazı yerlerinde, marketlere oranla ucuzluk hakim görünmekte! Neredeyse her şey yarı fiyatına Biraz ileri yürüyorum; bazı yerler ateş pahası Aynı Pazar içerisinde farklı yaşam ve fiyatlar…

Pazarda da görüyorum çelişkili bir dünya!

Akşamüzerine doğru her şey daha da ucuzluyor Genellikle ya akşamüstü işten çıkanlar, ya da akşamüzeri pazardaki fiyatlar ucuzlasın diye bekleyenler; o saatlerde pazardan alışveriş yapıyorlar

Hem ucuzluk, hem tazelik, hem de gerçek fiyatında almak için insanlar pazardan alışveriş yapmayı tercih ediyorlar

Halk pazarının bir de görünmeyen yüzü var Genellikle pazarcılar sattıkları malı, seçme imkanı tanımıyor müşteriye Bu yüzden genellikle ön kısımlarda kaliteli ve güzel mallar satışa sunuluyor Arka kısımlara çürük, bozuk ürünleri koymayı tercih ediyorlar Burada da görün beni modeli uygulanıyor…

Ses ve gürültü bir futbol maçındaki seslere neredeyse eşdeğer burada

Bağırarak gerçek şeftali bunlar diyen bir satıcıya, sahte şeftali nasıl olur diye sorasım geliyor

Çok iyi öğrenmişler pazarcı ağzını Hoş bir dilleri var Mıknatıs gibi çekiyorlar müşteriyi tezgahlarına

Aman Allah’ım! Burası neresi?

Hayatın ta kendisi Özümüz

Armut görüyorum bir tezgahta Bağırıyor satıcı; armut üç lira!

Annem seviyor armut’u gidiyorum ona almaya

Satıcıyla aramızda başlıyor; tatlı bir münakaşa!

Oradan bir kilo armut ver abi!

Üstüne neden bu kadar pahalı diyorum Çoğu satıcının ağzıyla sanki anlaşmışlarcasına; pazarcı demez mi!

Abla sana olur 2,5 lira!

Hayret! Benim başkalarından ne farkım var diyorum

Gülüyor pazarcı O da biliyor; müşteriye ayak yapmayı, malını süslü cümlelerle satmayı

Olmaz diyorum Al! Oradan hakkını

O olmaz, ben olmaz diye diye, sonunda aldım armut’u 2,5 liraya

Neyse abi! Helal et hakkını dedim

Helal olsun dedi; senin gibi müşteriye

Eh! Ağabey ağzından bal damlıyor

Oradan ayrıldım tatlı bir tebessümle

Bakıyorum; her yerde aynı sözü duyuyorum “Sana şu kadar abla, sana şu kadar abi!

Hoş bir seda var pazarda

Giyim tezgahlarının olduğu yerlere doğru yöneliyorum bir anda Burası sebze ve meyve tezgahlarının olduğu yerlerden daha kalabalık

Tek tük erkeğe rastlıyorum, onca kadının arasında

Millet amma da giyime düşmüş Akşama pişirecek yemekleri var her halde; sonraki günlerde de giysi yemeyecekler diye düşünüyorum

Neyse!

Uf! Uf! Burası felaket

Bir anda tişört beş lira! Beğenmezsen alma abla! diye bir ses tonu kulağımın dibinde çığlık atarcasına ödümü koparıyor

Eh! Kardeşim diyorum; öğle öğlen aklımı başımdan aldın Ne bu bağırış! Sen böyle bağırırsan pazarda ödsüz insan bırakmazsın diyorum ona

Eliyle tamam işareti yaparak gülümsüyor; Tamam abla özür dilerim! diyor

Daha gözden kaybolmadan, aynı ses yine pazarı inletiyor

Eh! Huylu huyundan vazgeçmediği gibi, malını ve ürününü satma konusundan da vazgeçmezmiş

Tam bir hayat sahnesi var pazarda Oyunlar aynı olsa bile, oyuncular farklı

Mısırcı bağırıyor; “Süt mısır 1 lira”; pamuk helvacı, çekirdekçi, simitçi, peynirci, giysi, sebze ve meyve satanlar yani neredeyse burada bütün satıcılar bağırıyor

Sesi yetmemiş gibi eline megafon alıp bağıran, çığırtkanlık yapan satıcılar var

Nedir bu telaş kardeşim!

Programlanmış robot gibi durmadan, nefessiz kalana kadar konuşuyor; bağırıyorlar

Bu güçleri nereden buluyorlar Sanırım ki, herkes gibi onlarda eve ekmek götürme derdinden

Eh! Allah güç kuvvet versin kardeşim hepimize

Pazarda her kesimden insan var Bir baloya, bir davete gider gibi giyinenler; orta ve alt tabaka diye nitelendirilenler, el açıp dilenenler tam bir insan manzarası var pazarda Üst tabaka zevk için pazara gider, mecbur olduğu için değil

Bir pazarcıyla ayaküstü kısa bir sohbet ediyorum İşleriniz nasıl?

Para kazanabiliyor musunuz? Diye soruyorum

Yok be abla! Nerede?

Bu gördüğün insanlar var ya! Hepsi kuru kalabalık Sırf gezmeye geliyorlar pazara diyor

Haklı olabilir miydi pazarcı?

Olabilirdi!

Kendimden pay biçersem, o gün oraya Pazar havasını solumaya gitmiştim

Kafama göre uygun bir şeyler bulursam da alacaktım Bu düşünceyle yola çıkmıştım

Belki! Pazarcıda bu düşüncesinde haklı olabilirdi Nede olsa koca bir gün oradaydı ve insan tanıma konusunda ustalaşmıştı

Ara sıra derim sizlere! Benim gibi Pazara gitmek gerek! Bugüne kadar gitmeyenlerinde pazarla, marketler arasındaki el yakan fiyatları gidip görmesi gerek!



Yazan : Melodi AKÇAY



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.