Prof. Dr. Sinsi
|
Yaman Bir Şeytandır Gitmeler
Yaman Bir Şeytandır Gitmeler - Aşk Hikayeleri - Hayrettin Taylan
Ağların ağlamaları ördüğü yalnız sarkacında sarılıyor gidişlere Yarlı yücelerde bağdaş kurup kanıtsız hatta anıtsız söylemlerinin gölgesine sığınmak çare olur mu? Sensizliğin hikayesini anlatacağım güneş tutulmasına Sana tutuluşlarımı izleyecek karanlık düşler, bir gün yeniden gelmeler Sevmenin ipsiz oyunlarda artık cambazların işi olmadığı bu aşk küresinde kırılgan nameler sunmasın hayat
Öfkelerini tohum gibi ekmişsin yazılara,beni silmişsin uzun öykü kahramanlarında Ben melankolinin yeni babası olmuşken yazın tarlasında ,senin huzur çardağında başka gözbebeklerin ışıltısıyla mutlu olman gerekti Yazdığın, her yazıda hüzünler,vedalar aşılı
-Acep hani şu sildiğin ,hani şu unuttuğun, hani umursamadığın asrın mecnunu benden kaynaklanmasın nemlican
Öfke öfke çiçeklerinden buket buket büyüttüm mahsul zamanı aşk çıktı gülüm Sahte sevgilerin kanamış damarında kanamış, canımı verdiklerim Yılgınlığın kırmızı şarabında seni içmişim ben değil özlemler , gelmeler, gitmeler sarhoş olmuş, Her fırtınada çadırımı toplamış ,yüce yaylalarına gelmişim arılar gibi oğullanmışım gözleri nemli, yüreği demli bir geleceğin yeşilliğinde beklemişim seni
Umutlarımı yeni doğan bebeklere vermişim, ağlayışlarına karışsın diye Çığlıklarında mutlanmış, büyümeler sunsunlar diye huzurla beklemişim seni
Mevsimler değişmiş ,durmalar durulanmış, öğünmüşüm un gibi umut yolunda Acılarımı yumaklara sarmış, sarmaş dolaş halimizin gölgesinde hep beklemişim nemlican
Belemişim, yüreğindeki ahların dağ deviren tufanlarını Esmişim,kırılmışım, küsmüşüm,uzak kalmışım,;ama bu yürek seni her duyguda unutamamış Sevdanın isimsiz tortularını biriktirmişim Fırat’ın ,Dicle ile seviştiği Mezopotamya buluşmalarında
Araflarıma berrak gidişler biriktirmişim ki Basra’da sonsuzluğun ve sensizliğin okyanuslarına açıldığımda gelişini dalgalar, anlatılmaz algılar yutmasın
Sen Kızılırmaksın benle Dicle oldun Ben Fırat, yıkılan, sular altında kalan aşk kentlerim var Gözyaşlarınla bu kentler bir bir sular altında kaldı Bunca sevmişliğim, yakılmışlığım ,beklemişliğim, arınmışlığım bitecek elbette bir gün
Hazan yaprağını döken gönül ağacın beni anlatmayacak bir daha
Aç ve aşksız bir kurt gibi senin dağlarında ,yaralarımı yalaya yalaya döneceğim göz nurlarının önüne Ali cenap akışların içten bakışı gibi bakacağım uğruma akıttığın göz pınarlarına
Akıttığın gözyaşı nehrine olta atıp melez gidişlerini tutacağım, bütün gidenlerin ardında öylesine bakıp bebekler gibi ağlayacağım
Yüreğindeki kirlenmiş tutku köşklerine yeni Leylalar alacağım ,sensizliği temizlesinler diye
Bir tan vakti kalkıp ,tutunamayanlarımı alıp hiç bilmediğin, hiç gelemeyeceğin ve de beni asla bulamayacağın uzak yüzyıllara önce yazılmış aşk anıtı olacağım sonra aşkı uğruna kayıpkent kuran son asi aşıkperver olacağım Hayat bir oyun, aşk onun iç oyunu
Bense seni seven aktör ve de sevdamızın senaristi Hangi acıyı izlesem sen filmi,hangi sevdayı yazsam sen ,hangi esen rüzgara zar olsam sen Bu yüzden kendime alkışlar sundum iyi yazılmış bir kaderin iyi yazılmış sevdasını yaşıyorum diye Bu kimseye nasip olmaz sen sevmesen de ,sen gelmesen de ben yüce bir sevdanın arşivindeyim, otağındayım, batağındayım,umut sancağındayım…
Yalnızlık sana doymadan kalkmaz bu gitmenin şeytan cenderesinde
Yara berelerim, isyanımdan, vurulmuşluğumdan ,dahası bir gün mutlaka geleceğinden görünmüyor, kurumuyor 
Sen de kaç ürkek bir ceylan gibi buralardan Hiçbir tufan dahi bana ulaşamayacağın yerlere götürsün Sen ceylansın,aşk dağlarımda gezersin ancak,yüreğindeki kimyayı almadan, seni yeniden yaşamadan bu nefes son nefsi lezzetinden gitmeyecek Kalbimde yoksul özlemlerle sevgi sadakanla yaşayan yaralı ,her derdi , her yeri yırtık pırtık bana sarıl dilersen
Gözlerinden dökülen yaşları ne zamandır görmedim Sahi arada ağlıyor musun? Köşeye sıkışmış ani gitmelerin sokağımızda korkak bakışlar atma sakın Savurup saçlarını geriye,atma bensiz geçtiğin tutkumuzun hecelendiği anlarda
Ben artık sensizliğe alışa alışa yanından sessizce gelip geçen bir yabancıyım Elimde bir tesbih, entelektüel adam tesbih kullanır mı sakın deme,her taşı yüreğimde bıraktığın taşlardan yapılmış Sensizliği,dahası bensizliği çekiyorum
Sesinden her gün ayrılık şarkılarını duyamadıktan sonra ,omuz omuza verip ağlamadıktan sonra yüreğimin en kutsalında kalsan da gitsen de yeniden gelsen de artık fark etmez Nemlican
Hani senin `o an` `oracıkta` `ancak` arkasından baka kaldığın  anın durması için yalvardığın, tutup ucundan geri çevirmeye çalıştığı an varya, hani yapabilsen o merdiveni, hani yapabilsen o kapıyı, hani yapabilsen o sokağı tutup ucundan geri çevirmeye canını bile verebileceğin o an 
  o işte  en acıtanı o …işte anlatamadım yüreğime, vicdanıma, dünyama
Hayrettin Taylan
|