Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
boşa, geçen, yıllar

Boşa Geçen Yıllar 1

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Boşa Geçen Yıllar 1



O kış, büyükbabam ve büyükannemin çiftliğine onları tanımak üzere gelmiştim Yıllardır büyükbabam ve büyükannem, annemlerle bir kırgınlık sonucu görüşmüyorlardı Bunun sebebini oraya gidince, tam olarak anlayacaktım

Geçmişte yaşadıkları bu tatsız olay, anne ve babamın başka bir ülkeye gitmesine sebep olmuş Büyükbabam ve büyükannemin çiftliğine gelene kadar, onlar hakkında pek bir bilgim yoktu Annem ve babamın konuşmalarından, ne zaman büyükbabamlarla ilgili bir konu açsam, çözülemeyecek kadar büyük bir problem olduğunu anlardım Ve susardım Ama, içimde hep bir büyükanne ve büyükbaba özlemi vardı Merakım yaşım ilerledikçe artıyordu Hayallerimde tonton mu ton, sevecen mi sevecen, beyaz sakallı bir büyükbabayla, gözlerinin içi ışıl ışıl parlayan bir büyükanne düşlerdim Yaşamadığım, başkalarının yaşarken gördüğüm bu duyguyu, onlarla yaşamak istedim Anne ve babamın da kırgınlıklarının, nedenlerini öğrenmem gerekiyordu Yaşım büyümüştü Anlam veremiyordum Bir evlat ya da bir anne, baba nasıl olurda birbirleriyle görüşmezler Bunu sonuçlandırmam gerekiyordu

Annemin ve babamın yıllardır mutsuzluklarına tanık oluyordum Arkadaşlarıyla ve onların aileleriyle görüşmelerinde Anne ve babamı büyükbabamlarla mutlaka görüştürmeliydim Bu arada nasıl biriler acaba? diye özlemimi ve merakımı da gidermeliydim Aklımdan bu sorular geçiyordu Bu soruların cevaplarını mutlaka almanın zamanı gelmişti Benim yaşadığım şehir, güneşin en sıcaklığını yaşatan bir şehirdi Bir gün annemin yatakta büyükbabamın resmine bakarak ağladığını gördüm Ani bir kararla büyükbabam ve büyükannemi bulmalı, onları tanımalı ve bu muammayı ortadan kaldırmalıydım dedim Babamı arayıp büyükbabamların yaşadığı yerin adresini aldım Babam, hiç tereddütsüz bu adresi bana verdi Büyükannemler başka bir ülkede yaşıyorlardı Sonradan öğrendiğimde ne büyükbabamlar ne annemler birbirlerinin izini kaybetmemişlerdi Birbirlerinden habersiz başkalarından, yıllarca haberlerini alıp durmuşlardı Ne anneme, nede babama gideceğimden bir haber vermedim Engel olacaklarını sanmıyordum Yıllarca üzerlerinde duran, bu kara toz bulutunun kalmasına onlarda sevinecekti Bunu biliyordum

Birkaç eşyamı alıp, ilk uçakla büyükannemlerin yaşadığı şehre geldim Bu şehir ve ülke soğuktu Benim yaşadığım şehir gibi sıcaklık hakim değildi Şimdi yolum çok uzundu

Büyükbabam ve büyükannem küçük bir adada yaşam şekli seçmişlerdi kendilerine Annemlerin onları bıraktıkları yerlerde değildiler Bu adaya küçük uçaklar kalkıyordu Bulunduğum şehirden ilk uçağa binip, büyükbabamların yaşadığı adaya inmiştim Hava buz gibiydi Yolculuk boyunca kar ara ara yağmıştı Şimdi buradaydım Kar lapa lapa yağıyordu Çok soğuktu burası Bir an için kendimi medeniyetten uzak sandım Hiç aklıma gelmemişti, üzerime giyecek kalın bir şeyler almak İliklerime kadar donmak üzereydim Küçük bir alana iniş yapmıştık Etrafımda, birkaç küçük uçak daha vardı Her taraf karla kaplıydı Bu beyazlık, bir tek görülebilecek nokta bırakmamıştı Orada, uçakların iniş kalkışlarının yapıldığı yerde, küçük ama bir o kadar da sıcak cafe vardı Üşümüştüm Neredeyse donmak üzereydim Burada içimi ısıtacak bir cafe içtikten sonra Hannah ve Fired Maine çiftinin nerede oturduklarını sordum Bu cafeyi işleten yaşlı karı koca çifte O an, buradakilerin bir şeylerden kaçmak isteyen ve yaşlılıklarını yaşamak için burayı tercih eden insanlarla dolu olduğu izlenimine vardım Yanılmamıştım Ada halkının çoğu yaşlıydı Ve burada yaşamak isteyenlerle doluydu Bunu zamanla öğrenecektim İsimlerinin Marie ve John olduklarını öğrendiğim bu çiftten büyükbabamların çiftliğinin tarifini almıştım Çiftlik buradan beşyüz metre kadar ilerideydi Etrafta çok ev yoktu Boşboş araziler vardı Her taraf karla kaplıydı Yol tam olarak görülmüyordu Fakat, içim üşüse de, ürperse de, zorda olsa bu karlı yolda ve soğuk havada yürüyecektim Büyükbabam ve büyükannemle ilk karşılaşma anımızı merak ediyordum Bunun heyecanı ve sevinci vardı üzerimde

Yol boyunca yürürken sağ tarafta Maine Çiftliği yazılı bir tabela gördüm İşte! Karşımda dimdik duran, beyaz boyalı ve verandası olan bu ev büyükbabamlarınkiydi Gözüm ilk önce verandaya takılmıştı Çünkü, verandada oturup bir şeyler okumak ve dinlenmek hoşuma gidiyordu Burada da vardı Hava soğuk olsa da, orada oturup bir şeyler yapacaktım mutlaka İçimden bu düşünce geçti Yavaş adımlarla ilerlerken, kendimi çiftlik evinin merdivenlerinde buldum O an, bir adım atıp atmamak arasında tereddütte kaldım Fakat, kendimi toparlayarak zile bastım Karşıma kim çıkacaktı ve beni nasıl karşılayacaktı Bunun endişesini de taşıyordum Kapıya doğru gelen ayak seslerini duydum Kalbim hızla çarpmaya başladı Ve kapı yavaşça açıldı Karşımda büyükbabam Fired duruyordu Yıllardır düşlerimde büyüttüğüm insana benziyordu Beyaz sakallı ve tonton bir görünüşe sahipti Heyecanım bir an için azaldı Büyükbabam

- Merhaba! Kimsiniz? dedi

Şimdi bu soruyu nasıl cevaplayacaktım Bir anda

- Benim büyükbaba, torunun Carmen dedim ve cevabını bekledimYüzündeki sevecenlik bir anda şaşkınlığa bıraktı kendini İçinden cevap verecek kelimeleri seçiyordu Belliydi Duraklamıştı Bir anda toparlanıp soğuk, fakat; bir yerlerde sakladığı besbelli olan yüz ifadesiyle beni kucakladı Tek kelimeyle

– Hoş geldin dedi Bu sefer benim cevabımda tereddüt yoktu

– Hoş bulduk büyükbaba dedim Sevindiğini anladım Ama, sanki bir yerlerde bir şeylere söz vermiş gibi sevecenliğini saklamaya çalışıyordu Ve beni içeri davet etti Üst katta, odada olan büyükannemi yüksek sesle çağırdı

– Hannah lütfen gelirmisin Büyükannem

– Ne oldu? Yine Fired diyerek merdivenlerden inerken beni gördü

– Hoş geldiniz dedi Bende

– Hoş bulduk efendim dedim Büyükbabam onur ve sevinçle karışık bir duyguyla

– Bak Hannah bu kim? Dedi Büyükannem karşımda duruyordu Yaşlanmış, ama bir o kadar da zarif yapıya sahipti Büyükbabamın gözlerinin içine baktı ve

– Carmen sensin dedi Evet; hiç görmediği beni tanıdı

Sevinçliydim Büyükbabam gibi yüz ifadesi yoktu Sımsıcak sevgi doluydu, tıpkı bu ev gibi Büyükbabam gibi hiç duraklamadı ve büyük bir sevinçle bana sarıldı Hem de sımsıkı Sanki bütün yaşanmışlıkların ve yılların acısını alır gibi Tekrardan

– Hoş geldin dedi – Hoş bulduk büyüanne dedim

Beni ayakta tutmayarak bir koltuğa oturttu Ellerimi sımsıkı tutuyor ve gözlerime bakıyordu Hemen

– Bir şey içer misin? Diye sordu Üşümüştüm Sıcak bir içeceğe ihtiyacım vardı

– Lütfen bir çay alabilirim dedim Sanki kuşlar gibi özgürdü

- Mutfağa giderken büyükbabamla yalnız kalmıştım Büyükbabam, hala ayakta duruyordu Oturmakla oturmamak arasında tereddüt yaşadığı belliydi Ve bir anda karşımdaki koltuğa oturdu Başı dimdik duruyordu Gözlerimden gözlerini kaçırmak istiyordu Ama, yüreği buna izin vermiyordu Seziyordum Bir an göz göze geldik O an gözünden bir damla yaş geldi Bir şeylere üzgün olduğu belliydi Gözünden akan yaşı silmedi Akıp gitmesine izin verdi Ve sonra bana

– Nasılsın dedi

Teşekkür ederim büyükbaba iyiyim dedim Mutlu oldu

– Siz nasılsınız dedim

– İyiyim dedi Görmedikleri torunları karşılarındaydı Beni kaçak gözlerle süzüyordu Soğukkanlılığını korumaya çalışıyordu O sırada büyükannem beraber içeceğimiz çaylarımızı getirmişti Ve bana uzattı

– Teşekkür ederim büyükanne dedim

– Sağol dedi Çaylarımızı içmeye başladık

Bu arada evin içerisine bakmaktaydım Çok sıcaktı Büyükbabamın ağaç işleriyle uğraştığı belliydi Her taraf küçük küçük odundan yapılmış maketlerle doluydu Büyükannemin de örmüş olduğu örtüler yerlerde ve koltuklarda seriliydi Mutlu ve huzur dolu bir yuva görüntüsü vardı Ben de mutlu olmuştum Çaylarımızı içerken büyükbabam ve büyükannemden anne ve babamın nasıl oldukları sorusunu soracaklarını beklemiyor da değildim Ama, onlarla ilgili hiçbir şey sormadılar ve söylemediler Ben de bu belirsizliği zamana bıraktım Nasıl olsa burada kısa bir sürede olsa kalacaktım ve sebebini öğrenecektim

- Kısa bir sohbet ettikten sonra, büyükannem kalacağım odamı gösterdi Yalnız kalmak istedikleri belliydi Bu şaşkınlığı üzerlerinden atmak için Odamın penceresinin karşısında, çok büyük bir orman vardı Ağaçların üzerini karlar örmüştü Güzel bir görüntüydü Evin etrafının çitlerle örülü olduğunu ve biraz ileride küçük bir kulübe olduğunu fark ettim Herhalde büyük babam burada o ağaç işlerini gerçekleştiriyordu Her taraf karlı olduğu için ne bir ses, ne bir kuş ne bir insan göremedim Yalnızlık diz boyuydu burada Eşyalarımı dolaba yerleştirdikten sonra, annemleri telefonla aradım Telefonu annem açtı Bana

- Sen neredesin? dedi Cevabım netti

- Anne büyükbabam ve büyükannemin yanındayım Onları görmeye ve bu muammayı ortadan kaldırmaya geldim dedim

Annem şaşırdı Babam ona söylemişti Ama, annem inanmamıştı Bana kızgın değildi Telefondaki sesi kızgın olmadığını belli ediyordu Bana

– Kendine dikkat et ve büyükbabanlara selam söyle dedi Ve telefonu kapattı Huzurluydum artık Rahat bir uykuya ihtiyacım vardı Yatağa boylu boyunca uzanarak bir oh çektim Ve türlü türlü düşüncelerle uykuya daldım Ertesi sabah, kar kuşlarının cıvıldaşmalarıyla uyandım Daldan dala konup birbirlerine şarkılar söylüyorlardı İçimi bir huzur kapladı Pencereyi açtım Mis gibi kar havasını içime çektikten sonra, yüzümü yıkayıp büyükbabamların yanına indim İndiğimde büyükannem kahvaltıyı hazırlamıştı

– Günaydın büyükanne ve büyükbaba dedim

- Günaydın dediler Şömineye odunları atmışlardı çıtır çıtır odun sesleri eşliğinde kahvaltıya başladık Büyükannem beni tanımak için sorular soruyordu Tabi bende onu Birbirimize verdiğimiz cevaplarla, mutlu oluyor ve belirsizliğin bir kısmını gideriyorduk Büyükbabam sessiz bir şekilde bizi dinliyordu Benim anlattıklarımdan mutlu oluyordu Bunu hissediyordum Kullandığım cümlelerimin bazılarında yüzü gülüyordu Bir anda annemlerle ilgili bir konuyu anlattığım zaman o gülen yüzü birden bire bozuluyordu Dalıp gidiyordu Biliyordum Onun sevgisini bir zaman sonra kazanacağımı Ne kadar soğukkanlı gözükse de ara ara katılıyordu sohbetlerimize

– Kahvaltımızı yaptıktan sonra, burada neler yapabileceğimizi sordum büyükanneme Büyükannem

– Burası küçük bir ada dedi Gençler için yapabilecek pek fazla bir şey yok Çoğunlukla bizim gibi yaşlılığın tadını çıkarmak isteyen kişiler burada yaşıyor dedi İlk izlenimim doğru çıkmıştı

- Ben de büyükanne ve büyükbaba, o zaman sizlerle beraber nasıl bir şeyler yapabilirim dedim Büyükbabam şaşırdı Suskunluğunu bir anda bozdu Ve yanağımdan okşayarak

– Dur bakalım dedi Bu dur hayır değildi Benim gibi, ilişkimizi zamana bıraktığını anladım Büyükbabam, evin karşısında bulunan kulübesine doğru ilerlemeye başladı Bana da sende gel dercesine bir bakış attı Bekledim onun kulübeye girmesini Arkasından gittim Orada da bir şömine vardı Odunları başlamıştı yakmaya Beni kapıda gördü ve

– Buyur gel dedi Camın önünde duran sandalyesine oturdu ve eline ağaçlardan yapmış olduğu evi aldı Çok güzel görünüyordu bu ev Onun adına sevindim Kendine bir uğraş bulduğu için Yaşama sevincini kaybetmediğini anladım İşiyle uğraşırken yine soğukkanlıydı Ve onu orada bırakıp, çevreyi dolaşmaya çıktım

- Etrafım karla kaplı olduğundan yürümekte zorlanıyordum Bu yerin yabancısıydım Fazla ileri gidemeyeceğimi anlayarak büyükannemin yanına geldim Büyükannem elinde bir kitapla şömine başında oturuyordu Her ikisinin hayatlarından bir şeyler kaybetmediğine şahit oluyordum Büyükanneme, annemlerin nasıl olduklarını anlatıyordum Büyükannem sorular sormaya başladı bana Kızını özlemişti Konuşmalarına yansıyordu Bu konuşmalardan bazı ipuçları çıkarmaya çalışıyordum Ama, hep gözü kulübede olan büyükbabamdaydı Bu yüzden fazla bir şeyler soramıyor ve anlatamıyordu Ben içimdeki bütün her şeyi büyükanneme anlattım Annemin ve babamın onları ne kadar çok sevdiklerini, özlediklerini anlattım Büyükannem başladı ağlamaya Bu arada annemin selamını ilettim büyükanneme Artık durduramıyordum büyükannemi gözlerinden yaşlar delicesine akıyordu Yılların özlemini ve yavrusunun yavrusunu karşısında görmüştü Anne yüreği buna engel olamıyordu

– Sen de çok selam söyle dedi bana Gözü dışarıda tek kelimeyle

Ve yavaşça yanından kalkıp odama çıktım Onu yalnız bırakıp, düşüncelere daldırıp, büyükbabama, anlattıklarımı söylemesini bekleyecektim Annemlere, büyükbabam kadar kızmıyordu büyükannem Bu kırgınlığın büyükbabam tarafından, daha fazla kaynaklığını düşünüyordum artık Buna emindim Büyükbabamı bu kırgınlık ve belirsizlikten bir önce kurtarmalıydım Çok fazla da zamanım yoktu


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.