Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ağlama, sebebi

Ağlama Sebebi

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ağlama Sebebi



dışarıda yine yağmur çiseliyordünyanın en sıkıcı günü bugün…


bayramın dördüncü günü… şekerlerin en dandikleri kalmışonlar bile kasede iki üç tanebayramlıkları artık kimse giymiyoren arsız çocuklar el öpmeye geliyor sadece,camdan dışarı bakıyorumçocukların çoğunluğu bile bayramlık giymiyor artık dörtlü bir erkek grubu bedava otobüse binmek için hızlı hızlı yürüyor sokaktaçok uzaklardan bir torpil sesi geliyor perdeyi çekiyorum


abim hala gelebilecek olası misafire karçı biraz çiolata saklandığına inanıyor mutfağa gidip heryeri arıyoruz makarnaların,unun bulunduğu çekmecenin altını tekrar tekrar arıyoruz


sandalye çekip buzdolabı örtüsünün altına,fırının arkasına bakıyoruz annem geliyor “baklava var onu yiyin çikolata yok diyorum size” diyor buzdolabındaki komşunun getirdiği küçücük çirkin komşu tabağındaki kalın hamurlu az şekerli,kimsenin yemediği baklavayı kastederekkomşunun getirdiği tabak ne garip geliyor bizimkiler de çok çirkin aslında ama komşununki daha bi çirkin daha bi pis gibi oluyor hep


içeri gidiyoruz televizyonda hala”bayramınız kutlu olsun” yazısı yanıp sönüyor doğru dürüst bişey yok ilk gün uzun,sinema gibi çizgi film de olduğunda ne sevinmiştik oysaki… sakız gibi dişe yapışan şekerlerden sadece çilekliler kalmış,bütün elmalıları yemişiz kütüphaneye oturuyoruz,televizyonu izliyoruz abim parasını sayıyor,benim için biriktirdikleriyle beraber


çok uykum geliyor 4 gündür erken kalkıyoruz uzanıp uyusam diyorum,gözlerim kapanıyor abi kolonya şişesini havaya sıkarak içinden gelen havaya boynunu,kafasını hareket ettirerek tutuyor “gel lan içerden pamuk alıp kolonya dökelim,lavaboya,atalım izleyelim” diyor”annem kızar” diyorum içeri gidiyor o gidince ayaklarımı uzatıyorum gözlerim yavaş yavaş kapanıyor,tam uyuyacakken içerden bağrış sesleri duyuyorum,abim kaçıyorodaya giriyorlar,annem kafasına vuruyor bi tane

biraz izliyorum olduğum yerden abim bağırarak evden dışarı çıkıyor annem de arkasından söylene söylene mutfağa giriyorbi müddet,odayı,hala ara ara yanıp sönen televizyondaki “bayramınız kutlu olsun” yazısını izliyorum


yazıya daldıkça tekrar uykum geliyoro sırada içeri annem geliyor,söyleniyo yine bişeylere karşıdaki çekyata uzanıyor uyuyoruz bir anda kapı ziliyle uyanıyorum kalmıyorum yerimden ama gözlerim açık anneme bakıyorum “oğlum git açsana kapıyı” diyor yattığı yerden kalkıyorum , kapıyı açıyorum tüy bıyıklı recep, kardeşi iki de akrabası toplaşmışlar kapıda kapı açılır açılmaz “bayramınız mubarek olsun” diyolar beni görünce duruyorlar, susup bakışıyoruz bişey demeden içerden kaseyi alıp geliyorum bitek recep’in kardeşi alıyor bişey söylemeden gidiyorlar içeri gidiyorum annem yattığı yerden “kimmiş” diyor, “çocuklar” diyorum


annem hemen ben çıkınca hemen kapamış televizyonu kumandayı annemle çekyatın arasından uyandırmadan almaya çalışırken, uyandırıyorum “bi dur bi çocukuykumun en güzel yerinde adamı rahatsız ediyosun” diyor, anne kumandanın üstüne yatmışsın” diye bağırıyorum “çk çk çk” diyip veriyor kumandayı sonra uyumaya devam ediyor uzanıp televizyonu açıyorum


televizyon birden çok sesle açılıyor , annem uyanıyor bağırıyor, panik oluyorum, sesi kısmaya çalışırken, kanal arama tuşuna basıyorum, daha şiddetli gürültü oluyor, tavşan gibi koşup düğmesinden kapıyorum tekrar uzanıyorum bir füze bi de torpil sesi geliyor dışarıdan uykum tekrar geliyor dalıyorum sonunda uyuyorum

üstüme konan bir serinlikle ürperiyorum dışarıdan gelmiş nemli, soğuk sigara kokulu babamın ceketi bu kapının çaldığını hiç duymamışım cekete sarılıp , uyumaya devam etmek istiyorum televizyon büyük bir gürültüyle açılıyor gözümü açıyorum, sesi kısıp izliyor babam annem yemeği masaya getiriyor kaldırıp bakkala ekmekle yoğurt almaya yolluyorlar


tüy bıyıklı recep le, akrabalarını bakkaldan çıkarken görüyorum, karşılıklı durup bakışıyoruz ilerde abimi taşla çatapat patlatırken görüyorum ekmeği , yoğurdu alıp yemeğe çağırıyorum beraber eve gidiyoruz

yemekten sonra her bayramın dördüncü gününde olduğu gibi az muhatap olunan , sadece gitmek için gidilen akrabalardan birinin evine gitmemiz gerektiğini söylüyor babam bir gün sonra tekrar bayramlıklarımızı giyiyoruz evden çıkıyoruz aynı dörtlü erkek grubunu yine görüyorum,ne çabuk gezip gelmişler


otobüs geliyor arka kapısını açıyor sadece ön çok dolu,biniyoruz abimle kapının ortasındaki , basamakları ayıran demire oturuyoruz

otobüsten inip bi bayırdan çıkıyoruz bi eve geliyoruz içerde bi çocuk,bi adam, bi de kadın var oturuyoruz,kolonya, şeker tutuluyor babam da annem de karşıdakiler de hiç muhabbet etmek istemiyor gibi…


uzun sessizlikler oluyor konuşurken televizyona bakıyor odadaki herkes abimle gidip camdan bakıyoruz uykum çok var ayağımla yerdeki tel dingili oyuncak kamyonun tekerleğiyle oynuyorum yere değen dingilden merkez alarak kendi etrafında dönüyor teker evin çocuğu arkadan bize bakıyor abimle bakıp çocuğa, yeniden camdan dışarı bakıyoruz


bir iki tane misafirliğe giden aile var hiç çocuk yok sokakta içeri gidiyoruz annemlerin yanında oturuyoruz ev sahibi çocuğuna rakı aldırıyor bakkaldan babamla içiyorlar adam içtikçe hüzünleniyor bize bakıp küçükken babasının ne kadar çok onu dövdüğünden bahsediyor “fortumla döverdi” diyor, o kadar çok “fortum” diyor ki “fortum” a takılmaktan hikayenin acıklılığına konsantre olamıyoruz abimle

bizim dışımızda herkes büyük bir hüzünle dinliyor hikayeyi abimle içeri gidip gülüyoruz oğlu bizi gülerken görüyor utanıyoruz

içeri gidip, halıya oturarak televizyon izliyoruz hava kararıyor çocuk bu sefer bayramlıklarını çıkarmış eşofmanlarını giymiş olarak geliyor bize bakıyor

bir anda rüzgarla uyanıyorum cekete sarmış babam beni , kucağında taşıyor o yürüdükçe rakı kokusu ensemden geliyor sigara kokulu ceketin kaygan astarı suratımı gıdıklıyor bu sefer minibüsle eve dönüyoruz soğuk cama değen yanağımla uyanıyorum ama uyuyor gibi yapıyorum eve kadar yürümemek için

eve geliyoruz , soba sönmüş ev buz gibi…


abim içerden mandalina almış , kabuğunu çocuğun kamyon tekerinin tek tekeriyle deliyor delikten suyunu içiyor sonra hepsini soyup yiyor kütüphaneye uzanıyorum tekrar uyuyayım da hemen bitsin artık bu bayramın dördüncü günü istiyorum, bitsin de seneye kadar kurtulalım istiyorum annem sobayı yakıyor uykuya dalıyorum güp güp güp diye ses çıkararak tutuşan sobaya doğru ayaklarımı uzatarak sıcaktan kavrulmuş bir şekilde uyanıyorum ceketi altıma almış, buruş buruş etmişim ev çok sıcak olmuş


bizimkiler televizyon izliyor ayaklarım yanıyor ama çok uyku var hareket edemiyorum annem gelip çoraplarımı çıkarıyor ayağımdan ohh diyip, rahatlıyorum, daha güzel, daha derin dalıyorum uykuya uyuyayım da bitsin diyorum bu bayramın dördüncü günü

bu sıralar nedense her gün uyumak istiyorum, bir türlü uyutmuyorlar birinin gelip ayaklarımdan çorabımı çekmesini bekliyorum


Umut Sarıkaya

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.