Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
misafirlik

Misafirlik

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misafirlik



Pera Palas ışıl ışıl
Pera Palas İstanbul'un en ünlü ve lüks oteli
İkinci lüks otel Tokatlıyan

İstanbul'a gelen Avrupalı zenginler, Pera veya Tokatlıyan'ı tercih ederler Bugün İstanbul'u işgal eden sömürgeci subaylar için Pera Palas'ta odalar ayrılmış Seksen sömürgeci subay ve generalin eşyaları yerleştirilmiş; fakat kendileri otele gece yarısından sonra girmişler Onları otelde Levanten kadınlar, cilveli Rum kızlar, Ermeni dilberler karşılamış Viski ve şampanya su gibi akıyor Ortalarda dolaşan güzeller, sömürgeci subaylara baygın bakışlar gönderiyorlar

Bugün, sömürgeciler dört yıldır savaştıkları Osmanlının başkentini işgal etmişler Orduları, İstanbul sokaklarında zafer yürüyüşleri yapmış Bugün, İngiliz, Fransız, İtalyan, Amerikan ve Yunan askerlerinin ayak sesleri, Sultanahmet'in, Süleymaniye'nin, hatta İstanbul'un yedi tepesinden yükselen ezan seslerini bastırmış

Bugün Türk'e karşı kazandıkları tarihi zaferin tadını çıkarıyorlar

İngiliz Orduları Kumandanı General Harrington da yanında beş general ile Pera Palas'a girer Pardösülerini emre hazır bekleyen yaverlerine fırlattıktan sonra bara geçerler Yeni gelenlerin patırtıları bile, Pera'nın diğer salonlarından gelen şuh kahkahaları bastıramaz

General Harrington'un masası, beş dakika içinde viski, şampanya ve her türlü mezelerle donatılır Ve bütün şampanya kadehleri havada tokuşur; 'Konstantinopolis’in şerefine! '

Konstantinopolis; İstanbul! Türk'ün göz bebeği İstanbul

Sömürgeciye göre Bizans, İstanbul'da yok edilmiştir Türk de kendi göz bebeğinde yok edilecektir Bunu saklamaya hiç gerek duymuyorlardı ve işe İstanbul'dan başlamışlardı

General Harrington'un masasında kadehler arka arkaya; 'Konstantinopolis’e' diye tokuştu
Pera'nın bütün salonlarında kadehler tokuşuyor Kadehlerin 'çın çınları' şuh kahkahaların kaba gülüşmelerin arasında eriyor General Harrington kadehini bir daha kaldırmıştır Masadaki generallerin kadehleri de tokuşmak üzere havalanırlar; fakat bütün gürültüler birdenbire bıçak gibi kesilir

Gözleri sessizliğin kaynağına dönmüş olan General Harrington ve arkadaşlarının elleri havada kalmıştır Sadece onların değil, bardaki bütün gözler kapıya yönelmiştir
Bedenini saran paşa üniforması, omuzlarındaki apoletleri, göğsündeki madalyaları ve her adımda gıcırdayan parlak çizmeleriyle bara bir Türk subayı girmiştir

Bütün gözler, bütün bakışlar donmuştur Ortalıktaki sessizliği birkaç kadının iç çekişleri yırtar Bir Fransız kadının kendisini tutamaz Sarışın Türk subayı yanından geçerken; 'Ne güzel adam' diyerek yanındakine gösterir

Türk subayının göğsüne bastırdığı astragan kalpağı sol elinde Koyu sarı saçları arkaya taranmış Mavi gözler üzerindeki kalın kaşlar çatılmış, bakışlar buz gibi Otel Müdürü Mösyö Martin, Türk subayının önünden saygıyla yürürken iki garson arkasından seğirtir

Sarı saçlı subay, bütün gözlerin üzerinde olduğunun farkında; fakat o hoş bir vurdumduymazlık içinde Sarışın subayın masasına yerleşmesini bekleyen Mösyö Martin saygıyla geri çekilir
İki garson, sarışın subayın siparişlerini alarak uzaklaşırlar Diğer salondaki uğultu tekrar başlayınca bardakiler de kendilerine gelirler Buna rağmen bütün masalardan kaçamak bakışlar sarışın paşaya gidip gelir ve sonra fısıldamalar

General Harrington'un masasındaki kahkahaların yerini merak almıştır Kimdir bu adam?

Bütün Pera'daki uğultuları kestiren, güzel kadınlara iç çektiren bu Türk subayı kimdir?
Kaldı ki böyle bir günde, Osmanlı yerle bir edilmişken, kendileri zafere kadeh kaldırırken, meydan okurcasına Pera'ya giren bu Türk subayının burada ne işi vardır ve bu ne cesarettir?

Özellikle kendilerini bile sıradan bir sırıtmayla geçiştiren otel müdürünün bu Türk subayına iltifatı nereden gelmektedir?

General Harrington merakına mağlup olur ve bir tepsi içerisinde Türk paşasının siparişlerini götüren garsona işaret eder Generaller, garsonun elindeki tepsideki küçük rakı şişesiyle küçük bir tabaktaki beyaz leblebiye baka kalırlar

General Harrington, eğilen garsonun kulağına Türk subayını göstererek kim olduğunu sorar

Garsonun cevabı hepsini dondurur Biraz önce muhteşem girişiyle salonları susturan Türk subayı; İngilizlerle, Fransızlara Anafartalar'ı dar eden, Conkbayırı'nı cehenneme çeviren, Çanakkale'de kendilerine dayak atan Binbaşı Mustafa Kemal'dir

Çanakkale'deki Binbaşı Mustafa Kemal, şu an karşı masada oturan Mustafa Kemal Paşadır
İngiliz generallerin masasında artık kahkaha yoktur İstisnasız hepsi namını bildikleri Binbaşı Mustafa Kemal'in hayranıdırlar Kendisini çabuk toparlayan General Harrington garsonu tekrar çağırır:
- Hemen gidiniz, General Mustafa Kemal'i masamıza davet ediniz

General Harrington'un davetinden masadakilerin hepsi memnun olmuştur Emri alan garson, Kemal'in masasına doğru giderken generalle birlikte tüm bardakilerin gözü onun üzerinde toplanır
Kemal içkisinin ilk yudumundan önce bir Bafra maden sigarası tellendirmiş, ağzına birkaç beyaz leblebi atmıştır Çağırmadığı halde kendisine doğru gelen garsonu görünce meraklanır:

- Bir şey mi var çocuk?

Garson saygıyla eğilir:

- Zat-ı âlinize bir daveti iletmekle vazifelendirildim paşa hazretleri

Kemal; 'Hımm' diye gülümsedikten sonra sorar:

- Nasıl bir davetmiş bu?

Garson, barın köşesindeki masayı gösterir:

- General Harrington ve arkadaşları sizi masalarına davet ediyorlar efendim

Kemal başını çevirir ve garsonun gösterdiği yöne bakar General Harrington ve arkadaşları gözlerini dört açmış gülümseyerek kendisine bakmaktadırlar İngiliz ve Fransız generaller, onunla göz göze gelince tipik bir sırıtmayla baş eğerek selam verirler Kemal de bir baş eğmesiyle selamı iade ettikten sonra garsona döner:

— Harrington cenaplarına saygılarımı iletiniz; lakin onların benim masama gelmeleri gereklidir Lütfen kendilerini masama davet ettiğimi söyleyiniz Burada ev sahibi olan biziz, kendileri misafirimizdirler

Bu cevaba garson şaşırır; fakat asıl şaşkınlığı Kemal'in cevabını duyan General Harrington ve arkadaşları gösterir Şaşkınlık da değil, resmen bozulurlar Bozulmalarının asıl sebebi reddedilmek değil, misafir addedilmektir

Ne dersiniz?

Atamızın açtığı yoldan,bu ülkeyi sahiplenenlere, bu ülkede misafir olduklarını hatırlatmanın vakti gelmedimi artık?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.