Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
doğum, günü, öyküsü

Bir Doğum Günü Öyküsü

Eski 07-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bir Doğum Günü Öyküsü



Doğum günlerim benim için hep özel günler olmuştur Bu günler, sevdiklerim, özellikle eşim tarafından genelde unutulduğu ve ben çok hayal kırıklıkları yaşadığım için, benim açımdan daha da özel olmuştur Hiç unutmayacağım günler olmuştur


Doğum günlerimi, her yıl büyük bir heyecanla beklerimHele doğum günüm yaklaştıkça, heyecanım daha da artarBakalım beni hangi sevdiklerim hatırlayacak, hangi sevdiklerim unutacaktırGenelde unutulacağımı bile bile, büyük bir merakla, coşkuyla beklerim o günüHemen hemen her doğum günümde yaşadığım hayal kırıklığı, beni asla alıkoyamaz, yeni beklentiler içine girmektenYa sonra mı? Sonrası hep hüsran, hep hayal kırıklığı


Ama, aradan yıllar geçip, yaşım olgunluğa erişince, doğum günlerimi pek beklemez oldumO günler benim için özel olmaktan çıktıHatırlanmamın, ya da unutulmamın, pek önemi kalmadı yıllar sonraDuygularım mı değişti, yoksa, hemen her doğum günümde unutulmam, benim şevkimi mi kırdı, bilmiyorum


Doğum günlerime ait hatırlayacağım, beni pek etkileyen bir olay yokYalnız, hangi yıla ait olduğunu tam çıkaramadığım bir doğum günüm var ki, ölünceye kadar unutmam onuO gün neler beklediğimi, nasıl hayal kırıklıkları yaşadığımı, sizinle paylaşmak isterim:


Seksenli yıllardan biriydiYaşım da daha otuzlarda Kasabamızın bir köyünde öğretmenlik yapıyordum Bir gün, birdenbire, doğum günümün yaklaşmakta olduğunu hatırladımHemen aklıma çeşitli sorular geldi Eşim acaba bu yıl hatırlayacak mıydı doğum günümü? Acaba bana ne alacaktı? Yoksa yine unutulacak mıydın? Ben eşimin doğum gününü hiç unutmadığım halde, o neden benimkini hatırlamıyordu? Unutmasının nedeni dalgınlık mıydı; önemsememek miydi?Bu soruların yanıtlarını bilmeyi o kadar isterdim ki!


Doğum günüme birkaç gün kala, eşimin, sigara paketinin üzerine, doğum günümü not aldığını gördüm Güzel! Demek, bu kez unutmayacaktı Acaba bana ne alacaktı? Beni dışarıya yemeğe götürecek miydi?


Hayal kırıklığına uğramam uzun sürmediDoğum günüme üç gün kala, eşim, birkaç günlüğüne iş için İzmir’e gideceğini söyledi O gün, evde olmayacaktı Buna çok üzüldümEşimi İzmir’e yolcu ettim Bir yandan üzülüyor, bir yandan da kendimi teselli ediyordumEğer unutmazsa, o gün beni İzmir’den telefonla arayabilirdi Hediyesini de, geldiğinde verirdi Hatta, oradan bana, çok güzel bir hediye alabilirdiKüçücük kasabamızda, ne bulabilirdi ki alacak? Hele o yıllarda


Doğum günümden bir gün önce döndü eşimHiç beklemiyordumO nedenle çok sevindim Bu çok güzeldi Demek doğum günümde burada olacaktı Kimbilir, belki de bana İzmir’den hediye bile almıştıVermek için yarını bekliyordu Çok heyecanlıydım


Ertesi sabah, yani doğum günümde eşim beni okula bıraktı(Mudurnu’ya çok yakın bir köyde öğretmenlik yapıyordum Beni eşim getirip götürüyordu arabayla) Mesai sonrası gelip aldı beni Kendisinin bana, doğum günümle ilgili bir şeyler söylemesini beklerken o, hiç beklemediğim şu sözleri söyledi, evimizin önüne geldiğimizde: “Beni akşam yemeğe bekleme Misafirim varOnu yemeğe götüreceğimYaşar Bey” DediVe çekti gitti İşte bir hayal kırıklığı dahaBir unutulmak daha


Kışın hemen hemen son günleriydi Soğuk bir gündü Kar yağıyorduDuyduğum sözlerin etkisiyle iyice üşümeye başladım sanki Kendimi önemsenmeyen, sevilmeyen biri gibi hissettim Henüz sekiz dokuz yaşındaki kızımın elinden tutup, kendimi bir arkadaşın evine attımArkadaşımın evinde konuk olarak bulunanlar, gülüp konuşuyorlar, çok hoş vakit geçiriyorlardı Ben de hiçbir şey belli etmeden onlara katılmaya çalıştım Zaten okuldan çıkıp gittiğim için, bir müddet sonra akşam oldu Misafirler gittiler


Bense eve gitmek, yalnızlığı yaşamak istemiyordum Arkadaşımın, “Bu akşam ben de yalnızım Biraz daha kal” sözlerinden sonra, kalmaya karar verdim Ama içim sıkılıyordu Aklım hep eşimdeydi Nasıl unutmuştu doğum günümü?Bu akşam eşimin kendisini ağırladığı, henüz tanışmadığım Yaşar Bey’i düşünüyordum Onun yerinde olmak istiyordum Kimdi bu Yaşar Bey Allah aşkına? Eşimin gözünde, benim önüme çıkmıştı Birden, hiç tanımadığım o Yaşar Bey’ den nefret ettim Nerden çıkmıştı bugün bu Yaşar Bey?


Vakit, akşamı oldukça geçmiştiBu saatte evde olmaya alışık olduğum için, daha fazla kalamadım Kızımla beraber, kar yağışı altında evimizin yolunu tuttukEvimize inen sokağa girdiğimde, evimizin ışıklarının yandığını gördümDemek eşim gelmişti Allah Allah! Hani misafiri vardı onun? Neden evdeydi acaba? Yoksa doğum günümü mü hatırlamıştı son anda? Doğum günümü ,üzerine not aldığı sigara paketini mi görmüştü? Birden heyecanlandım Adımlarımı sıklaştırdım


Eve girdiğimde eşimi mutfakta buldumSetin üzerinde kol gibi balıklar yatıyordu Domatesler, salatalıklar, salamlar, sosislerKendisi de kollarını sıvamış, harıl harıl balık temizliyorduHemen tahmin etmiştim neler olduğunuEşim, benim doğum günümü hatırlamış, misafiri başka bir akşam ağırlamaya karar vermiştiBenim balığı çok sevdiğimi bildiği için, balık getirtmişti Kimbilir nerden hem deYa o turfanda sebzeler? Nerden almıştı onları? O yıllarda kış gününde, bunların kasabamızda bulunması mümkün değildiSadece kasabamızın pazarı olan cumartesi günü, ne bulursak alır, bir hafta onları yerdikTurfanda sebze zaten bulunmazdı Manav falan hak getire


Kısacası, neler olduğunu tahmin etmiştimO, doğum günüme hazırlık yapıyorduBundan emindimYağda yumurta bile kırmayı bilmeyen eşim, balık temizliyordu benim için İlk kez görüyordum onun balık temizlediğini O kadar telâşlıydı ki, arkasını dönüp bize bakmıyordu bileÇünkü geç kalmıştı, geç hatırlamıştı, bu günün anlamını


Yanına gittim Kendisinin neyi, niçin yaptığını bildiğim halde; ”Ne yapıyorsun?” diye sordum Hatta gülmemek için kendimi zor tuttum Çünkü vereceği yanıtı çok iyi biliyordum ”Bugün senin doğum günün Balık pişireceğim senin için” Diyeceğinden öylesine emindim ki


“Ne yapıyorsun?” soruma, “Balık buğulama yapacağım Bolu’dan getirttim bunlarıYaşar Bey balığı çok seviyor” Şeklinde bir yanıt aldım Aldığım bu cevap, bir tokat gibi patladı suratımda Ben bile balık buğulamanın nasıl piştiğini bilmiyordumKendisi de bilmiyorduBana sordu nasıl olacağını Sadece “Bilmiyorum” şeklinde yanıtladım, buz gibi bir ses tonuylaOmuzlarımın çöktüğünü hissettimO hiçbir şeyin farkında değildi Harıl harıl çalışmaya devam ediyordu Benim durgunluğumu farkedebildi sonunda ”Hasta mısın? Niye öyle durgunsun?” diye sordu Ben de “Yooo!" diye yanıtladım sadece


Eşim ,Yaşar Bey için yaptığı hazırlıkları bitirdi Arabasına koyduGiderken bana; “Geç gelirimSaat oniki olur, bir olur, merak etme Sen yat” DediÇekti gitti


Bir müddet sonra kızım da uyudu O zamanlar tek kanal olan televizyonla başbaşa kaldımYapacak başka bir şey bulamadığım için, daha doğrusu canım hiçbir şey yapmak istemediği için televizyon izlemeye başladım


O güne kadar Türk Filmlerindeki rastlantıların ne kadar abartıldığını düşünürdüm Ancak, televizyondaki filmi izlerken, Türk filmlerine ne kadar haksızlık ettiğimi düşündüm Çünkü; unutulduğum doğum günümde, yine bir doğum günüyle ilgiliydi film Beni iyice çileden çıkarmak istercesine Filmde Avusturalya’da diplomat olan Amerikalı bir adam vardı Ayrıldığı eşinin annesinin, yani eski kayınvalidesinin doğum günü partisine katılmak üzere Amerika’ya gelmişti Ne tesadüf! Hem de benim doğum günümdeBiten bir evliliğe, eski bir eşe ve eski bir kayınvalideye verilen önemi düşündüm o anda Sonra da kendimi Doğum günü unutulan, ciddiye alınmayan, ihmal edilen bir eşDaha fazla izlemek istemedimTam televizyonu kapatmayı düşündüğüm sırada, eşim çıkageldiOysa o saatte gelmeyeceğini söylemiştiAcaba doğum günümü hatırlamış, o nedenle mi erken gelmişti?


Elinde kare prizma şeklinde, özenle ambalajlanmış bir paket vardı ”Acaba bu paket ne olabilir?” diye düşünürken eşim ; “Bak, bir viski Viski koleksiyonu yaptığımı biliyordu Yaşar Bey Koleksiyonum için getirmiş Ne incelik!” dedi O paketin bana ait olabileceğini düşündüğüm için, kendimi aptal gibi hissettim Eşim paketi açtı, viskiyi koleksiyonuna dahil etti


Daha sonra “Aaa! Unutmuştum” Diyerek, elini ceketinin yan cebine götürdü Ben gözlerimi başka tarafa kaydırmaya çalışıyor, ama başaramıyordum Başka tarafa bakmaya çalışıyor, bir yandan da eşimin cebinden ne çıkaracağını merakla bekliyordum Küçük, kırmızı renkte, dışı jelâtinli bir paket çıkardı eşim Bana uzatırken; “Bu bir bayan sigarasıymışYaşar Bey sana gönderdi bunu” Demesin mi! Yabancı bir sigara O zamanlar yabancı sigara bulunmazdı Türkiye’de O nedenle, o paketin bir sigara paketi olduğunu anlayamadımVe onun bir sigara olduğunu öğrenene kadar neler geçti aklımdan Bir kol saati, belki bir kolye, ya da bir yüzük gibi


Ben bugün Allah tarafından cezalandırılıyor gibiydim Bu kadar üstüste hayal kırıklığını yaşamayı hak edecek ne yapmıştım acaba? Daha fazla hayal kırıklığı yaşamak ve sonu gelmeyecek beklentilere girmemek için, yatak odasına çıkıp, yatağa attım kendimi Ama filmlerdeki gibi, yatakta ağlamadım sarsıla sarsıla Uyumaya çalıştım


Ertesi sabah, sanki hiç uyumamış gibi uyandım Eşim beni bıraktı okula arabaylaSon dersten sonra almaya geldi Arabada kızım da vardı Arabaya bindiğimde, arka koltukta kocaman bir paket gördüm Hiç üzerime alınmadım bu kez O paketin bana ait olabileceğini hiç düşünmedim Düşünmek istemedim Bir kez daha hayal kırıklığı yaşamak, aptal durumuna düşmek istemiyordum


Eve gelince, eşim arabadan aldığı paketi bana uzattıYüzünde hem gülümser, hem mahçup bir ifade vardı Bana şöyle dedi: ”Dün senin doğum günündü Ama ben unuttum Unutmamak için o kadar gayret gösterdiğim halde yine unuttum Özür dilerim Doğum günün kutlu olsun Paketten ne çıksa beğenirsiniz? Koca bir duvar saatiBir bayana, doğum gününde alınacak en son şey bana göre


Daha sonra, kendisine, doğum günümü kızımın hatırlattığını söyledi Bozulan muslukları aylarca tamir etmeyen eşim, saati hemen duvara çivilediUnutkanlığını telâfi etmek istiyordu O saati duvara çivilerken, şöyle dedim gülümseyerek: “O saate, benden başka kimse bakmasınÇünkü o saat benim


İşte o günden sonra, doğum günlerimde eşim tarafından hatırlanmak, kendisinden bir hediye beklemek gibi bir hataya hiç düşmedim O nedenle doğum günlerimde hiç hayal kırıklığı yaşamıyorum artık Çünkü unutulmaya öylesine alıştım ki doğum günlerimde


Doğum günlerini hatırlamak, bir alışkanlık meselesi Bu alışkanlığı kazanamadığı için eşime kırılmıyorumOnun bana sadece doğum günlerindeki davranışını ölçü olarak alamam Üçyüz altmış beş günün yalnızca bir gününde yaptığı yanlış için onu suçlayamam Bana diğer günlerdeki yaklaşımını dikkate alıyorumYılın sadece bir gününde onu yok sayıyorumVe onu çok seviyorum

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.