07-11-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Keşke Af Edebilseydim Seni
keşke af edebilseydim seni 
Bizden esirgediğin her şeyi; özgürlüğünü, cesaretini, kendini hep bir başka hayata ertelerken  Sessizliği çözen yeni bir kalp atışıyla uyandı gerçekler uykusundan  Bu umutsuzluk: Gerekçesiz geç kalmışlık, yaşamı anlamsızlaştıran  Seni özlemiyorum nicedir, şiirlerine sığmayan bir kadına yazıyorum gecikmiş tüm yazıları 
Düşlerime dar ettiğin bu tek kişilik yatak daha kaç uykusuz geceye razı olacaktı; hangi gidişin gözlerimde ağlayabilir artık; kaç yarın akmadan seni bekleyebilir damarlarımda ve daha kaç sözcük boyun eğmeliydi yüreğimden damıttığım bu lal acılara? Sana kendini koru diye verdiğim silahla vurmaya kalkıştın beni; üç kelimeyle, üç kurşun sıkar gibi& Bir başkasıyla değil, aslında kendinle ihanet ettin sen bana& Keşke keşke affedebilseydim seni!
Aşka zamanın yoktu, ne de cesaretin  Her seferinde bir tek bana dönebileceğini bilerek gittin  Ama bu son gidiş, son atlayışındı içindeki derin boşluğa; ellerini uzattınsa da, görmedim! Şimdi yok değil bir hiçsin! Söz dizimlerine sığmadı affın, yüreğine de, temiz tutmayı beceremediğin geçmişimize de  Alınacak tek bir nefes bile kalmadı, düşlenen çalıntı mutluluklardan  Bari içimdeki çocuğun oyun arkadaşı olarak kalmayı becerebilseydin Ona da razıydım oysa ben 
Biz seninle konuşurduk  Bazen bir tek beden, tek bir ruh gibi; bazen herkes ve her şey adına bir tek cümleyle, saklamadan ve saklanmadan& Kendimizi anlattığımızı düşünürken, aslında kendimizi anladığımızı fark ederek konuşurduk Hatırlasana, ne çok gülerdik Sen, çok yaramazdın bütün o büyümeyen erkek çocukları gibi bir de martılar vardı ve benim seni bile sinir eden şu çay meselem  Konuşmak çıplak, fütursuz, kendiliğinden  seninle bir tek, ama hayatla baş başa kalınca en çok, bunu özlüyorum! Olsun&
Senden nefret etmeden ölmek ist(em)iyorum; sakın dönme! 
Tozu yerinden oynatmak başıma bela açacak  Bizim aşk kalemiz yıkıldı Kapat bu sayfayı; kanadını kırasım geliyor artık!
|
|
|