Öksürük Şurubu |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Öksürük ŞurubuAsıl iş anlamak kaçınılmazı, Durdurulmaz çığı,sonsuz akımı Gitmek, Gözlerinde gitmek sürgüne, Yatmak, Gözlerinde yatmak zindanı Gözlerin hani ( AArif) Amaç çocuklarını kısa yoldan meslek sahibi etmektiOnun için yollara düşülür,ucuz ve son derece sağlıksız bir ev bulunur,kenar mahallelerdenSonra ince bir yatak-yorgan da rulo yapılıp getirildi mi köyden,yanına küçük bir piknik tüp ilavesiyleÇoğunun ne sobası ne yakacağı olurduArtık o çocuk 4 yıl sonra hayata atılmaya hazır hale gelecektir, kendiliğinden,sahipsiz Burada göreve başladığımın ilk yıllarıydıO kadar çok öğrencim vardı ki bu koşullarda yaşayanKötü öksürüyordu ,en arkada oturan öğrencim,sanki ciğerleri sökülecek gibiydiDersimi işlerken bir taraftan da onu düşünüyordumAilesinden uzaktı ve arkadaşlarıyla aynı evi paylaşıyorduTeneffüste yanıma çağırdım En yakındaki eczaneye gitmesini ve kendine ilaç almasını , özellikle rahatlaması için öksürük şurubu almasını sağladım Görev yaptığım okulun binası Kurtuluş Savaşı yıllarında karargah olarak kullanılmış tarihi bir binaydıÇok eskiydi , sit olduğu için korunmaya alınmıştıArsası büyük diye yanına bir de ilkokul yapılmıştıYani ilkokul ve lise bir aradaydıOnlar dersteyken biz teneffüste olurdukBunda bir anormallik olmazdı da,biz dersteyken onlar teneffüste olurduİşte o zaman şenlik başlardı İlkokul çocuklarının cıvıl cıvıl sesleri, ister istemez dikkatimizi dağıtırdı ama bu duruma alışmıştık İşin esas komik tarafı; sınıflarımızın pencereleri çok alçak ve demirliydiHer teneffüs üç- beş çocuk mutlaka bu demirlere tırmanır ve bizim sınıflarımıza başlarını uzatır,sarkarlardıBazısı usulca ve merakla dinler,bazısı da derslerimizi sesleri ve gürültüleriyle sabote etmekten müthiş keyif alırdı Camdan ,dışarıda koşturan bu küçük canavarları seyrederken ,öksüren öğrencim,beni o kadar eskilere götürmüştü ki , siyah- beyazdı hatırladığım filmin kareleriBen de bu yaşlardaydım ve yatılıydımGeceleri uyutmuyordu öksürüğümYatakhanede arkadaşlarımı rahatsız ediyorum diye düşünüyordum Su içiyordum,boğazım yumuşuyordu ama Ankara ;nın kuru ayazında o kadar bir başımaydım ki öksürüğümle,ne yapabileceğime dair hiçbir fikrim yoktu Elindeki paketi bana uzattığında arkadaşım; içinde ne olabileceğine dair hiçbir fikrim yoktuAçtım,öksürük şurubuyduHasta olduğumu duymuş,bana şurup alıp ,göndermiştiÇok duygulanmıştımSesimi çıkarmadım,hiçbir şey demedim Kullandım , çok da iyi geldiGeçmişti öksürüğüm Sonraları bu öğrencim başka bir okula nakil olduYıllarca arkadaşlarıyla selam gönderdi banaBiliyordum,sadece kuru bir selam değildi oİçinde sevgi,minnet,unutmamak vardı Yıllar sonra karşılaştığımda, bu anı geldi aklıma Okul bitmişti ve hepimiz bir yerlere savrulmuştuk Gençlik çok uzaklarda kalmıştı Rüzgarlara karşı yürümüyorduk,delice sevdalarlaHem kır çiçekleri kadar da güzel değildik artıkÖzgürlüğe savurduğumuz martılarımızın kanatları,düşlerimizdeki kadar beyaz da değildi Gidemedim yanınaYıllar sonra da olsa teşekkür edemedim, sevgi adına,minnet adına,unutmamak adına Hüznün rengi griydi çünkü Sahi gözleri ne renkti ki? Yazar : HaticeEngin |
|