Mevsim Hazan Ve Geçmişten Bugüne |
07-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mevsim Hazan Ve Geçmişten BugüneMevsimler geçti hazana erdiYağmurlar başladıAtıyorum kendimi sokaklara kollarımı açıyorum iki yana yüzümü göğe kaldırıyorum çocukluğumda yaptığım gibi Yağmur düşüyor yüzüme sırılsıklam oluyor yanaklarım, gözyaşımı yağmurla beraber akıtıp sele katıyorum Belki de utandım insanların karşısında ağlamaktan,yağmuru bahane ettim ağladım Yüzümün ıslaklığına bahanem varda kızaran gözlerim için ne söylesem bilmem ki Gelip geçti koca bir yaz ellerim hala soğuk Hiç ısınmadılar Yüreğim yanıp kavruldu,güneş her yeri yaktı kavurdu ama yine de ellerimi ısıtamadılar Şimdi mevsim hazan ellerim yine buz gibi koskoca yaz geldi geçti ısınmadılar sanki bu soğukta mı ısınacaklar,yüreğim bile buz kesti Buna sebep yokluğun mu? Yüreğim yağmur altında kalmış bir serçe ürkek ve titrek attım kendimi sokağa açtım kollarımı iki yana yüzümü göğe kaldırdım bir ıslaklık var yanaklarımda ne tuhaf ama bugün yağmur yağmıyor!!! --------------------------------------------- Sokaktan gelen cıvıl cıvıl çocuk seslerini duydum ve şöyle bir geçmişe doğru yolculuğa çıktım Çocuktuk,yazın okullar tatil olunca sabahlara kadar mahallede sokak lambasının altında oyunlar oynardıkGündüz mahallemizdeki yokuştan aşağıya tornetlerimize binerdik sevinç çığlıklarıyla,akşam olurdu sokak lambamızın direğinin dibinde toplanırdık ve en heyecanlı oyuna başlardıkSaklambaçEbe saymaya başladığında hepimiz bir yana dağılırdık saklanmak içinHatırlıyorum da kollarımızın ve bacaklarımızın yarası hiç geçmezdiKoca bir yazı böyle geçirirdikSonra sonbahar gelirdiOkulların açılmasına da sayılı günler Son günlerimizi değerlendirirdikYine oyunlar oynardık yine koşuşturmacalar eee hava soğuk tabi hastalanmamak elde değilAkşam olunca ateşler içinde kıvranırken alnımızda ıslak bir bezle sabah olurdu ve yine fırlardık sokağa akşam hasta olan biz değilmişiz gibi Sonra kış mevsimi gelirdiPencerenin önünde yağan karın şiddetine bakar kar tatili olsun diye dua ederdik ve dualarımız çoğu zaman kabul olurduMahallemizin yokuşuna geçerdik elimizde poşetlerle otururduk arka arkaya ve kayardık tren misali hep beraber Islanan üstümüze ve soğuktan moraran,üşüyen ellerimize aldırmadan tekrar tekrar yokuşun başına geçer kayardık Mutluyduk Bayramları dört gözle beklerdikYeni bir ayakkabı yada yeni bir elbise alınacak diye Alınan yeni cicilerimizi giymek için sabırsızlanır sabaha kadar onlarla uyurdukBayram sabahı heyecanlı geçerdiHemen giyinirdikÖnce aileyle bayramlaşır bayram harçlığımızı alır hemen akrabaları ziyarete koşardıkO zamanlar ziyaretin ne demek olduğunu bilmezdik ki bizim için amcamızın elini öpmek demek onun bize para vermesi demektiVe öylede olurdu zaten yakın akrabalar bir çırpıda gezilir bayram harçlıkları toplanır ve hemen harcanmak üzere bakkalın yolu tutulurdu Çocuktuk işte Büyüdük,saklambaç oynarken kanattığımız yaralarımızın yerini bambaşka yaralar aldıKabuk bağladı ama her defasında yeniden deşildiAcılar çok büyüktüKışın tren misali yokuş aşağı kayarken ıslattığımız üstümüzün yerini ıslak yanaklar aldı,moraran üşüyen ellerimizin yerini de buz kesmiş yüreğimiz Hastalandık bir ıslak bez iyi etti bizi o zamanlar ama şimdi hastalığımıza çoğu zaman çare bulamadık Dört gözle beklediğimiz bayramları yaşamak istemedik Çünkü artık bize harçlık verecek,elini öpüp bayramlaşacağımız akrabaların çoğu bu dünyada değildi Ve öğrendik acı,hüzün,mutsuzluk ne demek Büyümek bu olsa gerek Herkesin keşkesi gibi; Keşke bende hep çocuk kalabilseydim İçinizde bir yerlerde gizli kalmış o çocuk ruhunu kaybetmemeniz dileğimle |
|