Töre |
07-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
TöreTöre Hikayesi - Töre Elif Şafak - Elif Şafak Yazıları YER İstanbul Büyük, hareketli, eşi benzeri olmayan şehir Hiç dinmeyen bir akış, kanıksadığımız bir karmaşa Semtlerden Fatih Televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde kısacık bir haber Gencecik iki insan öldürüldü Farklı dinlerden geldikleri halde birbirlerini sevmeye cüret ettikleri için Âşık olup, evlenip bir yuva kurmaya kalktıkları için Birlikte bir dünya yaratabileceklerine inandıkları, beraber bir hayal kurdukları için Aşk, çok görüldü onlara Mutluluk, çok görüldü Batmanlı kuyumcu Müslüman Zekeriya ile Ermeni eşi eczacı kalfası Soney yakışmışlardı birbirlerine Nice zorluğu göze alarak sevenlerdendi onlar Rüzgâra karşı Akıntıya karşı Aileler karşı çıkmıştı bu evliliğe İtiraz etmiş, vazgeçirmeye çalışmıştı Nafile Gençler daha da kenetlenmiş, gizlice evlenmişlerdi Sonrası Pusu Barışıp helalleşmeye geldiklerini sanırken aslında pusuya düşürüldüler Bu ne ilk, ne son Türkiye'de hemen her ay birkaç töre cinayeti haberi basına yansıyor İsimler, resimler, hikâyeler farklı ama hepsinde ortak bir özellik var: Gençlerin en yakınlarındaki insanlardan gördükleri tahammülsüzlük Adına "töre" deyip orada bırakıyoruz Konuşuyor ama analiz etmiyoruz Üzülüyor ama çözüme yönelik adımlar atmıyoruz Sonra kapanıyor bir dosya daha, unutuluyor Ta ki yeni bir hadiseye kadar Oysa bildiklerimiz meselenin sadece konuşulan, duyulan boyutu Ya bilinmeyenler? Türkiye'nin Doğu'sundan Batı'sına bugün "töre cinayeti" adı altında nice sarsıcı vaka yaşanmakta Meselenin temellerini geniş çapta analiz etmemiz için illa da cinayet boyutuna taşınması mı gerek? Zekeriya ile Soney'in trajik hikâyeleri bir yanıyla son derece sıradışı Ama bir yanıyla da tekrar tekrar yaşanan bir zincirin halkası Gene de biz, hepimiz, her hadiseyi münferit bir olay gibi görüp birkaç gün konuştuktan sonra bir kenara bırakıyoruz Şu temel soruyu kendi kendimize sormuyoruz: "Tüm bunlar neden oluyor? Gelecek kuşakların benzer acılar yaşamamaları için ne yapmalı? Şu anda, şimdi Gazeteciler, doktorlar, siyasetçiler, yazarlar, sanatçılar, biz ne yapabiliriz?" Zira şu haliyle töre cinayetlerine gösterdiğimiz ilgi eften püften, taşıdığımız duyarlılık bir sabun köpüğü Öylesine geçici, zayıf, yapmacık Şimdi var, yarın yok Uzaktan "cık cık"larla, "vah vah yazık"larla, geç kalınmış "eyvah"larla daha uzun süre çözemeyiz biz bu sorunu Peki daha kaç gencimiz, kendi ailesinin şiddetine hedef olacak? En yakınlarının? Daha kaç cinayet işlenince bizler bu konuda kolektif bir bilinç, ortak bir duyarlılık gösterebileceğiz? "Töre" kelimesinde gereksiz bir ağırlık var Hantal, kallavi, durağan Sanki bir heyula damga Kilitli bir kapı Açılmıyor Çıkmaz sokak Ötesine geçilmiyor "Töre" dendi mi susuyor, fazlasını kurcalamıyoruz Halbuki töreler insanlar için var İnsanların mutluluğu, muhabbeti, iyiliği, düzeni, selameti için Bunlara uymayan töreleri sorgulama ve silkeleme zamanı gelmedi mi? Camilerde verilen hutbelerde, Meclis kürsüsünde, üniversite kampuslarında, gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, kolektif ve içten bir çabayla bu zihniyeti aşmalı Artık çoktan zamanı Her köhne kalıp gibi insana kıyan töreler de değişebilir, değişir Elif Şafak |
|