07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk’Ün Öğrenim Hayatı İle İlgili Anıları
atatürkün öğrenimi anıları - atatürk öğretim hayatı anısı - atatürkün öğrenim hayatıyla ilgili anıları
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili anıları
Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili anıları
Atatürk’ün eğitim ve öğrenim hayatı ile ilgili bilinen bütün anıları
Atatürk’ün ilkokul çağındaki bir anısı
Şemsi Efendi okuluna giderken bana giydirdikleri şalvarın üzerine sardıkları kuşak beni ne kadar çok sinirlendirirdi bilemezsiniz Ne zaman ki Askeri Rüştiye okuluna girip, okulun resmi üniformasını giydim, işte o zaman adeta benliğime hakim olmuşum gibi bana bir his geldi
Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili anı
(Atatürk’e ortaokulda okurken, matematik öğretmeninin “Mustafa Kemal” adını vermesi)
Ortaokul’da en çok matematiğe ilgi duydum
Az zamanda bize bu dersi veren öğretmen kadar, belki de daha çok bilgi sahibi oldum Derslerin üstünde işlerle ilgileniyordum Yazılı sorular yazıyordum, matematik öğretmeni de yazılı olarak cevap veriyordu
Öğretmenimin ismi Mustafa idi Bir gün bana dedi ki; “Oğlum, senin de ismin Mustafa benim de Bu böyle olmayacak Arada bir fark bulunmalı, bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun!”
O zamandan beri adım gerçekten Mustafa Kemal kaldı Öğretmen sert bir adamdı Sınıfta birinci, ikinci tanımıyordu Bir gün bize: “Aranızda kimler kendine güveniyorsa kalksınlar onları çalıştırma danışmanı yapacağım” dedi Öncelikle duraksadım Ayağa öyleleri kalktı ki ben kalkmamayı yeğledim Bunlardan birinin danışmanlığı altına girdim Görüşmenin sonunda dayanma gücüm son noktaya geldi Ayağa kalkarak; “Ben bundan iyi yaparım” dedim Bunun üzerine öğretmen beni çalıştırma danışmanı yaptı Eski danışmanı benim danışmanlığım altına verdi
Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili başka bir anısı
(Manastır Askeri Lisesi’ni bitirip Harp Okulu’na geçişi)
Askeri ortaokulu bitirdiğim zaman merakım oldukça ileri gitmişti Manastır Askeri Lisesi’nde matematik pek kolay geldi Bununla uğraşmayı sürdürdüm Ancak Fransızca’da geri idim Öğretmen benimle çok uğraşmıyor, acı uyarılarda bulunuyordu Bu uyarılar benim çok gücüme gitti İlk ev izni zamanında çözüm aradım İki, üç ay gizlice Frerler Okulu’nun özel sınıfına devam ettim Böylece okul derslerine oranla fazla derecede Fransızca öğrendim
O zamana kadar edebiyatla çok ilişkim yoktu Merhum Ömer Naci, Bursa Lisesi’nden kovulmuş, bizim sınıfa gelmişti Daha o zaman şairdi Benden okuyacak kitap istedi Bütün kitaplarımı gösterdim Hiçbirini beğenmedi Bir arkadaşın kitaplarımdan hiçbirini beğenmemesi gücüme gitti Şiir ve edebiyat diye bir şey olduğunu o zaman öğrendim Ona çalışmaya başladım Şiir bana cazip göründü Ancak ‘yazı öğretmeni’ diye yeni gelen bir kişi, bana şiirle uğraşmayı yasakladı “Bu meşgale biçimi seni askerlikten uzaklaştırır” dedi Bununla birlikte güzel yazı yazma isteği bende kalıcı oldu
Lisede iken dirençle çalışıyorduk Sınıfta birinci, ikinci olmak için hepimizde güçlü bir gayret vardı Sonunda liseyi bitirdim Harp Okulu’na geçtim
Atatürk’ün Harbiye’de okuduğu döneme ilişkin anlattığı bir anısı
(Atatürk’ün bir yurt gezisi sonrası, öğrenim hayatı ile ilgili Çankaya Köşkü’nde anlatmış olduğu anı)
Biz Harbiye’de öğrenci iken, okulun sobaları yanmazdı Bütün kış titreşir dururduk Nihayet bir gün arkadaşlar beni müdüre çıkarmak için seçtiler Müdür, Zülüflü İsmail Paşa adında bir saray adamı idi Müsaade aldık, huzura çıktık Önce Padişaha sonra müdüre dualarımızı arz ettik Nihayet, maksada geldik, işi anlatmak istedik Ama müdür daha ilk cümlelerde kükredi: “Ne soğuğu be nankörler! Padişah nimeti gözünüze dizinize dursun Görmüyor musunuz? Sobalar nasıl gürül gürül yanıyor Defolun buradan!”
Gerçekten, müdürün sobası gürül gürül yanıyordu Müdür, buram buram terliyordu Sıcaktan göğsünü bağrını açmıştı ve zannediyordu ki, bütün okulun sobaları da böyle yanar
Çocuklar, biz bu Çankaya Köşkü’nde, bazen, galiba bu Zülüflü İsmail Paşa gibi kendimizi aldatıyoruz… (Atatürkün öğrenim hayatı ile ilgili anıları)
Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili diğer bir anısı
(Atatürk’ün Harp Okulu öğrencisiyken gazete çıkarması)
Kurmay sınıflarına geçtik Alışılmış derslere çok iyi çalışıyordum Bunların üstünde olarak bende ve bazı arkadaşlarda yeni düşünceler açığa çıktı Ülkenin yönetiminde ve siyasetinde bozukluklar olduğunu keşfetmeye başladık
Binlerce kişiden oluşan Harp Okulu öğrencisine bu keşfimizi anlatmak isteğine kapıldık Okulun öğrencileri arasında okunmak üzere okulda el yazısıyla gazete kurduk Sınıf içinde küçük teşkilatımız vardı Ben Yönetim Kurulu’nda idim Gazetenin yazılarını çoğunlukla ben yazıyordum
O zaman okullar müfettişi İsmail Paşa vardı Bu işlerimizi keşfetmiş, izlettiriyormuş Okulun müdürü Rıza Paşa isminde bir kişiydi Bu kişinin, padişah katında İsmail Paşa tarafından yanlışı ortaya çıkarılmış; “Okulda böyle öğrenci var Ya farkında olmuyor ya görmezden geliyor” denilmiş Rıza Paşa konumunu korumak için inkâr etmiş
Bir gün, gazetenin gereken yazılarından birini yazmakla uğraşıyorduk Veteriner dersliklerinden birine girmiş, kapıyı kapamıştık Kapı arkasında birkaç nöbetçi duruyordu Rıza Paşa’ya haber vermişler, sınıfı bastı Yazılar masa üzerinde ve ön tarafta duruyordu Görmemezlikten geldi Ancak dersten başka şeylerle uğraşmak nedeniyle tutuklanmamızı buyurdu Çıkarken: “Yalnız izinsizlikle yetinebilir” dedi Sonra hiçbir ceza uygulamasına gerek olmadığını söylemiş Böyle davranmasında kendine yüklenen eksikliği ortaya çıkarmak çabasının etkisi olmakla beraber iyi niyet de inkâr edilemezdi
Kurmay Subaylar Grubu sınıflarının sonuna kadar bu işlere devam ettik Yüzbaşı olarak okuldan çıktıktan sonra İstanbul’da geçireceğimiz süre içinde bu işlerle daha iyi uğraşmak için bir arkadaş adına bir apartman tuttuk Ara sıra orada toplanıyorduk Bu hareketlerimizin hepsi izleniyordu ve biliniyordu
Bu sırada Fethi Bey adına eski arkadaşlardan subay iken askerlikten uzaklaştırılmış bir kişi karşımıza çıktı Kendisinin yoksulluğundan, yardıma ihtiyacı olduğundan, yatacak yeri bulunmadığından söz ederek bize sığındı Biz de bu kişiyi sahip olduğumuz apartmanda yatırmaya ve kendisine yardım etmeye karar verdik
İki gün sonra kendisinin isteği üzerine bir yerde görüşecektik Gittiğim zaman yanında Saray’a mensup bir de yâver gördüm Apartmanda yatan İsmail Hakkı Bey adında bir kişi vardı, anında götürmüşler Bir gün sonra da bizi tutukladılar Fethi Bey oysa ki İsmail Paşa’nın gizli polisi imiş Bir süre hücre hapsinde kaldım Sonra Saray’a götürdüler Sorgulandım İsmail Paşa, Başkâtip, bir de sakallı bir adam hazır bulunuyordu Sorgudan anladık ki gazete çıkardığımızdan, teşkilât kurduğumuzdan, apartmanda çalıştığımızdan özet olarak, bütün bu işlerden dolayı zan altında olmak, şüphelenilmek… Daha önceki arkadaşlar yaptıklarını kabul etmişler, birkaç ay böyle tutuklu kaldıktan sonra bıraktılar
|
|
|