Anlaşılır

Anlaşılır Hikayesi - Anlaşılır İclal Aydın - Anlaşılır Yazıları

Bir adamın ya da bir kadının eşi ile telefon konuşması yaptığı hemen anlaşılır aslında Kısa, kesik ve ifadesiz bir yüzle yapılıyorsa o konuşma, emin olun ya karı koca ya da uzun sürmüş bir ilişkinin ikilisi arasında geçmektedir


Asla böyle olmayanlar da var elbette Mesela ben bir kez Hülya Koçyiğit ve eşi Selim beyin bir telefon konuşmasına şahit olmuştum! Hülya hanımın telefonu açısındaki sevinç ve gözlerinin gülüşü yıllar geçmiş ama eskimemişti demek ki Eskitmemişler yani


Tamam kapat!

Bir işlem için nüfus müdürlüğünde beklerken etrafı seyrettim de "Hadi, tamam, kapat akşam konuşuruz" diyordu biri, "uygun değilim şimdi kapat ben ararım seni, kapat dedim, arayacağım yahu" diyordu bir başka bey "Evet, iki saat daha sürer Sen nerdesin? İyi, gecikme, tamam kapat!" diye bitiriyordu bir diğeri


Hepsinin sonunda "tamam kapat" vardı


Evdeki mevzularda da böyle işte Tamam kapat!


"Çalıştırmadın beni, engel oldun bana, köreldim gittim senin yüzünden" der demez kadın, 'Tamam, açma yine aynı konuyu, kapat" diye bir cümle duymaktadır eminim "Bana gelince hep böyle, bir başkası olsa ama nasıl nazik davranırsın" cümlesine yanıt yine, "of, tamam Kapat bu mevzuyu" olur


Konuşmadan kısa, kesik, suratsız cümleler içinde üst üste binen günler topluluğu, adına 'beraber yaşamak' dediğimiz


Masamın üzerinde 22 yıl tedaviden sonra anne olmuş ve bu konuda başkalarına destek amaçlı bir site ve dernek kurmuş olan Sibel Tuzcu'nun mektubu var Gerçekten övgüye değer bir uğraş içinde Geçen yıl 240 kişinin indirimli tedavi olmasına yardımcı olmuşlar Şimdi her ay bir hastaneden aldıkları bağışla bir kişiye ücretsiz tüp bebek tedavisi yaptirıyorlarmış 25 ocak 2002'de bir aktiviteleri varmış "Tedaviler sırasında eşler arasında bazı sorunlar çıkabiliyor, biz eşlere çocuk sahibi olmak için değil birbirlerine aşık oldukları için evlendiklerini anımsatmaya çalışacağız" diyor, ve sembolik bir nikâh töreni düzenleyeceklerini belirtiyor Bütün bu çalışmalar Anadolu'da tedavi imkânı bulamayan pek çok aileye bir olanak yaratabilmek için


Aşk ve çocuk

Sibel hanımın cümlesine takıldı kafam "Aşık oldukları için evlenenler"


Ülkemde kaç kişi aşık olduğu için evlenebilmiştir acaba? Kaç aşk evliliğe kadar dayanabilmiştir? Kaç aşk evliliğe dayanabilmiştir? Ülkemin dört bir yanında yapılan ve yaptırılan evliliklerin çoğu bir çocuk için değil mi? Çocuk olmayan çatıları çatlatmaz mı gelenekler?


Belki çocuk kurtarır evliliği diye bakılır kimi zaman da Bir şeyleri iyi ve güzel yaptığı gibi kurtaramadığı çok olmuştur oysa ki


Nüfus müdürlüğünde şahit olduğum telefon konuşmaları bir sürü şeyi düşündürdü Acaba bu çocuklar, çocukların sorumluluğu mu eşler arasındaki o şeyi yıpratan ve konuşmaları kısaltan? Kim bilir?


İki sevgili olmak pek renkli, pek ışıltılı bir şey Karı koca olmak daha bir ciddiyet içeriyormuş gibi sanki Ciddiyet asık suratlı bir iştir ya ondan belki Boş bir dilek mi olacak bilmiyorum ama "sevdiğiniz yüzünüzü güldürsün" derim


Anlaşılır