Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
arabacının, yenilgisi

Arabacının Yenilgisi 2

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arabacının Yenilgisi 2



Arabacının Yenilgisi 2 hikayesi - Hüseyin Akdemir yazıları


Kapının girişinde dikilen kızlarına seslendi

-Hadi, Sinan öğretmene ve bize üç tane kahve yapın bakalım Köpüklü olsun


Celal'in yatalak karısı, uzandığı yerden:

-Öğretmen Bey, kusura bakmayın, sizi böyle yattığım yerden karşılamak durumundayım

-Rica ederim kardeşim Geçmiş olsun size Siz lütfen rahatsız olmayın Her ne kadar sizi böyle rahatsız ettiysem de, kusuruma bakmayın

-Kusur olur mu hiç Biraz önce Celal bir müjde gibi verdi geleceğinizin haberini Hepimiz çok memnun olduk Çok sağ olun Bize değer verip evimize geldiğiniz için Safalar getirdiniz öğretmen Bey

Kahvelerini içerlerken, Celal, müzik çaların düğmesine bastı İşte yine o neşeli şarkılar duyulmaya başlandı

-Rahatsız ediyorsa kapatırım Sinan Bey, dedi

-Hayır, hayır Rahatsız etmez Etmez de, biraz sesini kısarsan iyi olur Hem sohbet ederiz

-Tümden kapatayım valla

-Bırak kalsın, dedi Sinan öğretmen gülerek Zaten ben de bu konuyla ilgili sohbet edecektim seninle

-Hangi konu?

-Bu müzik konusunda

-Anladım Beğenmediniz Kapatayım o zaman

-Dur, dur bakalım Beğenip beğenmemek değil mesele Bırak o sessizce çalsın söylesin

Düğün salonlarında, sokak düğünlerinde, meyhanelerde, televizyon ve radyolardan sıkça duyulan oynak bir türküydü çalınan Hani insanı durup dururken oynatacak cinsten bir türküydü

Kimisi oyuna kızar

Kimisi pop müzik çalar

Vıdı vıdıcı kafa bozar

Ağzı olan konuşuyor


Kimisi kıskançlık yapar

Kimisi paraya tapar

Kimi yanlış yola sapar

Ağzı olan konuşuyor


-Evet, Sinan öğretmenim, neydi sormak istediğin şey? Dedi Celal

-Doğrusu nasıl başlayacağımı bilemiyorum ama şöyle diyeyim Tayyar öğretmeni ve Hasan Bey'i biliyorsun işte Geçen gün yine yürüyüş yaparken birlikte, buradan, senin evin önünden geçiyorduk Her zaman duyduğumuz gibi işte böyle neşeli türküler şarkılar çalınıyordu Gerçekten de merak ettik bunu ve gıyabında seninle ilgili konuştuk Yani Celal kardeşim, merak ettiğimiz mesele şu Nasıl oluyor da, bu zor koşullarda yaşamana rağmen, işte eşinin durumunu da gördüm, seni az çok biliyoruz Nasıl oluyor da evinizden hep neşeli şarkılar türküler duyuluyor Yanlış anlama da, hani bizde genellikle hüzünlü, acılı türküler dinlenir Bu işin sırrı ne? Çünkü seni hüzünlüyken hiç görmedik Hep gülümsüyorsun Nasıl başarıyorsun bunu? Yaşamın tüm zor koşullarına karşın nasıl beceriyorsun gülümsemeyi?

Celal, bir kahkaha attı

-Bak yine gülüyorsun işte her zamanki gibi, dedi Sinan öğretmen

-O hep böyle güler öğretmen bey, dedi Celal'in karısı uzandığı yatağından Aman iyi ki gülüyor Onun o güler yüzü sayesinde şu halime katlanabiliyorum

-Bak, işte duyuyorsun eşimin ne dediğini Sinan öğretmenim, dedi Celal Onun hali ortada Ona ağlayarak, hüzünlenerek mi moral verebilirim Biliyorum, halimiz hal değil, ama inadına neşeli kalmaya çalışıyoruz İnadına neşeli müzikler dinliyoruz İnsan unutuyor hüznü, sorunları öğretmenim Bak, burada belki 20 tane CD var Hepsi de neşeli türküler şarkılarla dolu

-Tamam da, dedi Sinan öğretmen, tek nedeni bu olmamalı Durumunu biliyorum ben Ne sigortan var, ne bir maaşın Ne bir evin var Şurada yerin altındaki kümes gibi nemli yerde kirada oturduğunu da Kendi durumuma bakıyorum, her şeye rağmen senin gibi mutlu değilim Yani bunun bir sırrı olmalı değil mi? Hiç mi zorlamıyor hayat seni, hiç mi üzmüyor? Hiç mi kafana takmıyorsun tüm bu sefil durumunu? Anlat şunun gerçeğini

-Tamam, öğretmenim, işin sırrı deyip durdun Anlatayım sana işin sırrını Bunları hatırlayıp, anlatıp üzülmek, hüzünlenmek istemezdim ama anlatayım yine de işin sırrını

-Ha, şöyle Bak, bira almıştım gelirken İstersen içelim birer tane sen anlatırken

-İçelim, Sinan öğretmenim, dedi Celal Kızlardan birine seslendi Kızım bize birer tane bira getir İnşallah dolaba koymuşsunuzdur

Kızı, buz gibi biraları getirip önlerine bıraktı Celal kutudan bir yudum aldıktan sonra:

-Bütün bunların sırrı yenilgimdir öğretmenim, dedi

-Nasıl yani? Nasıl yenilgi?

-Yenilgim, benim yenilgim Hayata karşı olan yenilgim Hep yenildim öğretmenim Hep yenildim Ne zaman ayağa kalkmayı becerdiysem yenilgiyle karşılaştım Hayatla olan kavgada kazandığımı hiç hatırlamıyordum Ta ki, yenilgimle tanışıncaya kadar

-Yahu Cemal kardeşim, valla şimdi daha da merak ettim Resmen felsefe yapıyorsun şimdi

-Evet, Sinan öğretmenim, felsefe yapıyorum Bu benim felsefem Şimdi sen, bu adam felsefenin ne olduğunu biliyor mu dersin içinden belki de Hayatın kendisidir felsefe öğretmenim Hem ucundan kıyısından bilirim biraz Ben size lise mezunu biri olduğumu söylememiştim hiçbir zaman Sırası geldi şimdi söylüyorum

-Nasıl bir felsefedir bu? Yenilginle tanışınca ne oldu?

-Yenilgim, benim öğreticim oldu Sinan Bey Yenilgim, benim yalnızlığım, kimsesizliğim, gerçeğim oldu Ondan öyle şeyler öğrendim, öyle gerçekleri gördüm ki, binlerce yengiden, binlerce kazanımdan daha değerli oldu benim için Yenildikçe kendi gerçeğimi tanıdım, kendimi tanıdım Neler yapabileceğimi, sınırlarımı öğrendim Boş hayaller peşinden koşmamayı öğrendim Bütün gerçekleri yenilgimin gözlerinden okudum, öğrendim Mal varlığı, para, pul hepsi birer tuzak, hepsi kölelikmiş öğretmenim Bu gerçeği de babamdan öğrendim ben O zamanlar henüz bir lise öğrencisiydim Babam kasabamızın en zenginlerindendi Öyle bir an geldi ki, malın, mülkün, paranın kölesi oldu, aklını şaşırdı Bir gece içinde her şeyini kaybetti İşte ben ilk yenilgiyle dolaylı da olsa o zamanlar tanıştım

Arabacı Celal, ara vermeden bir makineli tüfek gibi ardı ardına sıralıyordu cümlelerini Elindeki bira kutusu nerdeyse boşalmıştı Son bir yudum aldı

-Şaşırdın değil mi Sinan öğretmenim? Anlatayım mı dahasını?

-Anlat, anlat lütfen Kulağım sende

Müzik çalardan sessiz ama yine neşeli bir türkü duyuluyordu


Bağa gel bostana gel

Zülüfün destele gel

Annen izin vermezse

Yalandan hastalan gel


Arabacı Celal anlatmaya devam etti

-Yenilgime sarıldım, ondan hırs aldım, güç aldım Gerçeği kabullenip yapılması gerekeni yaptım Yaşamımdaki bütün zorluklara, bütün fırtınalara karşı yenilgimle birlikte karşı durdum İçimde ukde kalmış, yetişemediğim, gerçekleştiremediğim, ne kadar ölmüş, tükenmiş şeyler varsa, onlara en derin mezarları kazıp gömdüm Her doğan güne karşı birlikte ayaklanıp durmaya çalıştım İnadına arzuyla ve istekle bakıyorum dünyaya, yaşama Dedim ya, çok şey öğrendim yenilgimden Daha doğrusu ne öğrendiysem yenilgim sayesindedir Yenilgiyi tanıdığım, yaşadığım için tüm bunları öğrendim Ve öğrendiklerimi, karıma, çocuklarıma da öğrettim Hayatın cilveleri, hayatın silleleri onların da umurunda değil artık İşte tek oğlum, en küçükleri çocuklarımın Bırak bir bisikleti, bir plastik topu bile olmadı Ama o bile bu küçücük aklıyla bunlarla nasıl başa çıkacağını öğrendi Yani öğretmenim, en önemlisi ne biliyor musun? Yenilgim sayesinde beklemesini, tahammül etmesini, sabretmesini öğrendim Bir meyvenin tadına varabilmek için onun önce dalında kalıp olgunlaşması ve yere düşmesi gerektiğini öğrendim Acılar da böyle işte, acılar da olgunlaştıkça çekilir oluyor


Sinan öğretmen arabacı Celal'i ilk kez dalgın ve hüzünlü görüyordu Dikkatle onun yüzüne bakarken dalıp gitmişti


-Ne oldu Sinan öğretmenim, dedi Celal, gülümseyerek Susup kaldın Bir şey demeyecek misin? Bana bakma sen, çenemi açtın artık durduramazsın

-Yok Celal yok, öğretmen olan ben değilim, sensin İnan ki çok şeyler öğrenmekteyim şu anda Biz seni nasıl biliriz? İşte lokalde oyun oynarken yanımıza takılan, sessizce, söze karışmadan kendi aramızdaki sohbeti dinleyen, oyunumuzu izleyen, bir bardak çayımızı içip, içten, samimice teşekkür eden, kendi yağıyla kavrulup giden gariban, yoksul biri bilirdik Meğer sen gönül olarak, insan olarak hepimizden bilgili, hepimizden varlıklıymışsın Biz hâlâ hüzünlü türkülerde, şarkılarda arıyormuşuz kendimizi Oysa kendimizi arayıp bulacağımız yerler çok başkaymış

-Sinan öğretmenim, size öğretmenlik etmek ne haddime Ben sizin yanınızda oturmaktan mutlu oluyorum Sizden öğrendiğim çok var

-Ama en büyük öğretmenin yenilginmiş anlaşılan

-Evet kesinlikle

-Peki, bu neşeli şarkıları da mı yenilgin sayesinde dinliyorsun?

-Bak işte orasını tam olarak anlatamam belki de Yenilgim sayesinde değil de, yenilgimin duymasını istiyorum bu şarkıları, türküleri O şarkıların o türkülerin içerisinde benim sessizliğim gizli aslında Onlar sessiz yüreğimin çığlıklarıdır Onlar benim hayat mücadelemin kanat çırpınışlarıdır Onlar, inadına yaşamanın, inadına ayakta durmanın kışkırtıcılığıdır Yenilgim burada benimle, ailemle, evimizin içerisinde oldukça, hüzünlü hiçbir şeyin bu dört duvar arasına girmesine izin vermeyeceğim Bu yenilgiye karşı olan bir mücadele değil, tam tersine Yenilgim benimle birlikte olduğu için bu mücadeleyi veriyorum Yenilgim olmasa yanımda, öğreticim olmasa benim, ne doğan güneşe karşı ayaklanabilirim ne de yüzümdeki tebessümleri koruyabilirim Bilmem anlatabildim mi Sinan öğretmenim!



Hüseyin Akdemir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.